Sayın ADAM' ın söylediklerinin kısmi olarak tekrarı olacak ama yararlı olacağını düşündüğüm bilgileri paylaşmak istiyorum. Hoşgörü ve güven ortamını sağlayan başlıca etken, müslümanların arasında Kur'an ahlakının olduğu söylenmektedir. Kuran'da Yahudiler ve Hıristiyanlar "Kitap Ehli" olarak ifade edilir ve Müslümanlar ile Kitap Ehillerinin dostça bir yaşam sürmelerinin gerektiği vurgulanır. Kur'an'a göre Kitap Ehlinin yemeğini yemek ve Kitap Ehlinden olan hanımlarla evlenmek Müslümanlara serbest kılınmıştır (Maide Suresi, 5). Bu hükümler, Müslümanlar ile Ehl-i Kitap arasında nikah sonucu akrabalık bağlarının kurulabileceğini, iki tarafın birbirlerinin yemek davetlerine icabet edebileceklerini gösterir ki, bunlar sıcak insani ilişkiler ve huzurlu bir ortak yaşam kurulmasını sağlayacak kıstaslardır.
Allah Kuran'da, Müslümanlara, müşrik insanlara (yani Allah'tan gelen vahye uymayan putperestlere) bile güvenlik sağlamalarını emreder: "Eğer müşriklerden biri, senden güvenlik isterse', ona güvenlikte olduğunun düşüncesini ver; öyle ki Allah'ın sözünü dinlemiş olsun, sonra onu 'güvenlik içinde olacağı yere ulaştır..." (Tevbe Suresi, 6) Müşriklere göre Müslümanlara çok daha yakın bir inanç ve ahlaka sahip olan Kitap Ehline ise, daha da fazla saygı, hoşgörü ve yardımseverlik göstermeleri gerekmektedir.
Şüphesiz, iman edenler ile yahudiler, hristiyanlar ve sabiiler(den kim) Allah'a ve ahiret gününe iman eder ve salih amellerde bulunursa, artık onların Allah katında ecirleri vardır. Onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.
(Bakara Suresi, 62)
Bir başka ayette ise Allah Kitap Ehli dahil tüm gayrimüslimlere, Müslümanlara düşmanca davranmamaları şartıyla, iyilikle davranılması gerektiğini şöyle emretmektedir:
Allah, sizinle din konusunda savaşmayan, sizi yurtlarınızdan sürüp-çıkarmayanlara iyilik yapmanızdan ve onlara adaletli davranmanızdan sizi sakındırmaz. Çünkü Allah, adalet yapanları sever... (Mümtehine Suresi,
Dolayısı ile Müslümanlar, kendileriyle aynı toplumda yaşayan tüm Yahudi ve Hıristiyanlar ile sıcak bir komşuluk ilişkisi kurmakla yükümlüdürler. Müslümanların çoğunlukta olduğu bir ülkede ise, Kitap Ehli Müslümanlar üzerine bir emanettir. Onları huzur ve güven içinde yaşatmak, her türlü tehlike ve tedirginlikten korumak Müslümanlar için dini bir görevdir. Yahudilerin tarihte çok defalar olduğu gibi, sırf inançları veya soyları nedeniyle hedef alınmaları, medeni haklardan yoksun tutulmaları, isimlerini açıklamaktan bile endişe edecekleri bir baskı ve korku içinde yaşamak zorunda bırakılmaları, gettolara, korkunç toplama kamplarına hapsedilmeleri büyük bir zulümdür. Bir Müslüman bu gibi zulümleri asla onaylamadığı gibi, bunları engellemek için de olan gücüyle çalışmalıdır. Bunu bir görev ve zorunluluk gibi benimsemelidir. Ayrıca bu sadece Müslümanlar için geçerli değildir. Bu söylenilenler evrensel ahlâk ilkeleridir ya da olması gerekendir diyelim.
Saygılar.