Sayın irukanji'nin yazısını okurken, içimden tam "İşte tipik bir İngiliz hayranı Anglosakson Masonluğu destekçisi. Tipik Emperyalist sömürü düzeninin kraldan çok kral yandaşı. Egemenlik tutkusuna tutsak olmuşların yardakçısı." diyordum.
Demedim. Bereket yazının sonunda bir "Alıntıdır." tümcesi var.
Bu Forum'da bu gibi sözleri epeydir kullanmıyoruz. Nedeni de ayırımcılığın varacağı bölücülüğü gidermek, birlikten ve bütünlükten yana olmak.
Elbette tarihsel bilgi olarak aktarmamızda hiçbir sakınca yok.
Fakat İngiltere Birleşik Büyük Locası'nın 1929 tarihli bildirgesinden söz edilince, önce bu bildirgenin hangi koşullar altında niçin yapıldığını bilmeli, sonra aynı büyük locanın 1938 ile başlayan ve yanlış anımsamıyorsam 1989 yılına kadar süren, bu konu üzerindeki diğer bildirgelerini de incelemeli. Bir de, 20. yüzyıl başlarında Masonlukta her türlü uluslararası ilişkiyi lanetleyen bu büyük locanın, yakın tarihimizde organize ettiği toplantılara, bunları niçin yaptığına ve kimlerin katıldığına bakılmalı.
Sayıni irukanji'nin aktarımındaki tutum benimsenecek olursa Dünya Masonluğu'nun dörtte birinin dışlanması gibi bir durum çıkıyor ortaya... Şimdilik dörtte bir. Anglosakson Masonluğu'ndaki kan kaybı devam edecek olursa bu oran artar.
Öyle yapılmamalı. Düzen kavramının tanımı üzerinde İngilizlerin egemenliği söz konusu olamaz. Faklı kültürler, bu kavramı farklı tanımlar. Yoksa bir büyük locanın bağımzsızlığından söz edilmesi boş laf olur. Öyle ki aslında düzen kavramını İskoçlar bile farklı tanımlamaktadır. Bugün Birleşik Krallık (UK) bölünüp İskoçya kültürel olduğu kadar siyasal olarak da tam bağımsızlığını elde etse, yarın İngiltere Birleşik Büyük Locası İskoçya Büyük Locası'nı aforoz edebilir.
İngiltere Birleşik Büyük Locası 1849 yılına kadar Fransa'daki Fransa Büyük Doğusu'nu bile düzensiz saymıyor, ilişkilerini sürdürüyordu. O tarihte ne olduğunu anlatalım mı?
Bunları yapmayalım çünkü çok uzun. Türkiye'ye bir göz atsak daha iyi.
Böyle düşünürsek Türkiye'deki Masonluğun ancak 1970 yılında kurulduğunu, bundan öncesinin sayılmaz olduğunu söylemek gerekir. Türk Masonluğunun ünlü araştırmacı yazarlarından Sayın Celil Layıktez'in üç ciltlik Türkiye'deki Masonluk Tarihi kitabının ilk iki cildini yakmak gerekir. Türkiye'deki Masonluğun tarihçesinin, 1909 hatta daha öncesi Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası'nın tarihçesi olarak kabul edilmemesi gerekir.
1970 sonrasında, önceden olduğu gibi ve daha sonra tekris yoluyla alınanlar arasında İngiltere Birleşik Büyük Locası'nın katı koşullarına uymayan çok sayıda Türk mason vardır. Hatta uyanların azınlıkta kaldığı bile söylenebilir. Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası açısından bunlar olabilir çünkü bu büyük loca tümüyle ulusal ve bağımsızdır; bir başka ülkedeki büyük locanın buyruklarına uymak zorunda değildir. Şu anda yürürlükte olan tüzükleri bunun açık göstergesidir. 1970 olayı bir politikadır; diplomasidir desek daha iyi.
Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası'nın üyeleri arasında İngilizlerden yana beyanlarda bulunmuş, yazılar yazmış olanlar da vardır. Onların arasında büyük üstat olanlar bile vardır.
Fakat bir de bu büyük locanın çok daha geniş perspektifli düşünen ve davranan Sayın Demir Savaşçın, Sayın Remzi Sanver gibi büyük üstatları olmuştur; bundan sonra da olacaktır.
Biz Türkçe'de "düzen" ya da "intizam" kavramını iki ayrı anlama birden gelmek üzere kullanıyoruz. Oysa Batı dillerinde iki ayrı sözcük kullanılıyor. Örneğin İngilizcede "order" ve "regularity"; Fransızcada "ordre" ve "regularité'. Bunlardan önceki bireye, sonraki örgüte ilişkin. Dolayısıyla bu yazı dizisinin şu üçüncü bölümünde henüz Sayın irukanji'nin sözünü ettiği yere gelmedik. Bakalım gelecek miyiz? O da şimdilik belli değil. Önce şu birey olarak masonun düzeni konusu üzerindeki irdelemeyi bitirelim.
Fakat bundan türü Sayın irukanji'nin girişi pek ters sayılmaz. Şöyle ki, örgüt bundan ötürü düzensiz ise, örgütün üyesi olan mason da düzensizdir; düzenini sağlayabilmek için kendisine düzenli bir örgüt bulmalıdır.
Ancak madem bu alana girdik ben de sorayım:
İngiltere Birleşik Büyük Locası kendisini Masonlukta dünyanın hamisi ve tek otoritesi olarak ilan etme, dikte ettirme hakkını nereden alıyor?