Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: BİLİMİN AÇİKLAYAMADİĞİ İNSAN MUCİZELERİ  (Okunma sayısı 1278 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mart 08, 2017, 04:11:14 ös
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 139
  • Cinsiyet: Bayan

Neden uyuruz? Hayaller ve hatıralar nedir? Beyin nasıl çalışır? Bununla birlikte insan vücuduyla ilgili çözülmeyi bekleyen bir çok gizem vardır. Bu yazıda bilim adamlarının açıklayamadığı bu gizemleri inceleyelim.


Körelmiş organlar ve bazı vücut parçaları:

Apandisit, normal vücut fonksiyonlarına zarar vermeyen körelmiş bir organdır. Ne bir fonksiyonları vardır ne de vücudun anatomik yapısına zarar veren organlardır. Başka bir değişle bu organlar vücudumuzda bulunur ancak belirgin bir amaca hizmet etmezler. Bazı bilim adamları apandisitin fötal hayatta bağışıklık sistemini güçlendirdiğini söyler ancak bu konuda bir fikir birliği yoktur. Aynı şekilde kuyruk sokumu ve yirmi yaş dişlerinin büyük bir çene ve kuyruğun kalıntıları olduğuna inanılıyor. Bu organlardan kaynaklanan ağrılar ızdıraplı ve dayanılmaz olabiliyor. Bu körelmiş organların atalardan kalma, evrimsel ya da tam gelişmemiş olması bilim adamları için hala devam eden bir sırdır.



Mikropların varlığı:

 Vücudumuzda her bir hücre için, onların içinde yaşayan on mikrop vardır. E.Coli, Bacteroides Fragililis, Clostridia gibi bazı bakteriler burun, ağız, gastrointestinal kanal ve deride yaşarlar. İnsan vücudunda yer alabilmek için insan vücudunda yer alan metabolik süreçlerde yardımcı olurlar. Bu mikroplar ayrıca sizi hastalık yapıcı patojenlerden korur, vitamin üretimini sağlar böylece sizi dinç ve sağlıklı tutar. Mikropların var olduğunu, çeşitlerini ve vücudumuzda rol aldıkları bazı olayları bilsek de neden bu kadar çok sayıda olduklarını ve tam olarak nasıl bir rol oynadıklarını bilmiyoruz. Bu hala açığa çıkmayı bekleyen bir gizemlerden biridir.

Esneme:

 
Esneme için birçok neden olduğu düşünülse de bilim adamları bu soruya henüz net bir cevap verebilmiş değil. Esneme vücudumuza oksijen alınımını arttırır buna rağmen bazı bilim adamları esnemenin beyni ısınmaktan koruyan bir yol olduğunu, bizi daha uyanık ve aktif hale getirdiğini söylerler. Genellikle yorgunluk, sıkılma ve uyuşuklukla ilişkilendirilse de bazı araştırmacılar esnemenin atalarımızdan kalan bir huy olduğunu, atalarımızın eskiden bu şekilde dişlerini gösterip karşılarındakini korkutup kaçırdıklarını düşünmektedir. Esneme aynı zamanda iletişim kurmanın da bir yolu olabilir. Hakkında kesin bir teori olmasa da bulaşıcı olduğunu ve her hangi bir zamanda ortaya çıkabileceğini biliyoruz.

Uyku ve rüyalar:


 Uykusuzluğun sağlığımız için kötü olduğunu bilsek de bilim adamları neden uyumamız gerektiğini tam olarak açıklayamıyor. Bir teoriye göre uyku beyin gelişimi için gereklidir ve vücudun dinlenip ertesi güne hazırlanmasını sağlar. Ancak bu durum böyleyse neden uyku esnasında beynimiz sürekli uyanık ve aktif ? Gizemi daha da derinleştiren uyku sırasında gördüğümüz rüyalardır. Rüyalarla ilgili de pek çok teori üretilmiştir bunlara göre rüyalar gün içinde yaşadıklarımızı analiz etmek, duygularımızı yansıtmak, arzular ve fantaziler, hafızayı sağlamlaştırmak gibi amaçlara hizmet ediyor olabilir. Gerçek neden hala bilinmiyor.

Hatıralar:

Büyük annenizin yaptığı kekin tadını nasıl hatırlıyorsunuz ya da bir problemi çözdüğünüz formülü, bilimin buna da verecek bir cevabı yok. İhtiyacınız olduğunda gerekli bilgiyi beyniniz nasıl çekip çıkarıyor? Bu hatıraları nasıl oluşturuyor? Hatıralar nerede saklanıyor? Bilim adamları an itibariyle cevap veremiyor.

Öpüşmek:

İlk öpücüğünüzü hatırlıyor musunuz? Elbette, bu sonsuza kadar hafızalarımıza kazınmış bir anıdır. Peki, neden öpüşürüz? Bu hareketin ardında nasıl bir amaç var, bilinmiyor.
Bazı araştırmacılar sosyal bağın ve sevgiyi göstermenin bir yolu olduğunu söylüyor. Bazıları bu hareketin samimiyeti arttırmak ve çiftleşmeyi başlatmak için hormonların salınmasını başlattığını düşünüyor. Bazılarıysa tüm toplumlarda görülmediğinden genetik olamayacağını düşünüyor.

Kızarmak:

Biri sizi övdüğünde ya da iltifat ettiğinde neden karnınızda kelebekler uçuşup yüzümüz kızarıyor? Kızarmak istemsiz bir harekettir ve bunu kontrol edemeyiz ama neden? Bazıları bunun yalan söylendiğinin anlaşılması için olduğunu düşünse de nedenini açıklayabilen bir teori henüz yok.



Ergenlik:

 Ergenlik vücutta fiziksel, biyolojik ve psikolojik değişiklikler beraberinde getirmektedir. Uzmanlar ileride kendisini bekleyen sorumluluklar için beyni hazırlayan bir süreç olduğunu düşünüyor. Ancak doktorlar ve bilim adamları hayatın zorlukları ve engelleriyle yüzleşebilmek için insanın fiziksel olarak gelişiminin neden bu kadar uzun bir süreç aldığını açıklayamıyor. Bu süreci yaşayan herkesin cevabı bulmaya en az onlar kadar istekli olduğuna eminim.

Sezgi:

 Size bir iş teklifini kabul edip etmemeniz gerektiğini ne söyler? Birşeyin yanlış veya doğru olmadığı hissini ne verir? Bazıları buna güçlü hisler der, bazıları altıncı his olduğunu düşünür bazılarıysa sadece tesadüf olduğuna inanır. Siz nasıl adlandırırsınız bilemeyiz ancak hepimiz bunu bir şekilde yaşamışızdır. Sezgiyi tanımlayamaya çalışan bir çok psikolojik teoriler vardır. Ancak sezgi tüm inançlar için geçerli değildir ve bizi her zaman haklı çıkarmaz.

Beyin:

 Beyin ve sinir sisteminin işlevi ve çalışması bilim adamları için çözülmeyi bekleyen en büyük bilmecedir. Beyin nasıl bu kadar hızlı çalışıyor? Beyin tek başına mı çalışıyor yoksa çalışmak için başka organlara mı ihtiyaç duyuyor? Nörolojik bozukluklar ve yaralanmalarda beynimize neler oluyor? Beyin görüntüleme yöntemlerinin gelişmesiyle beynin işleyişini çözmeye başlıyoruz ancak bilmediklerimiz hala bildiklerimizden fazladır.


http://www.buzzle.com/articles/human-body-mysteries-that-science-cant-explain.html
Ad majorem Dei gloriam
Ab uno disce omnes