Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Srebrenitsa Katliamı  (Okunma sayısı 4974 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Temmuz 12, 2013, 10:22:52 öö
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

Bosnalılar şehitlerine ağladı


Srebrenitsa Katliamı’nda hunharca öldürülen 10 bine yakın Boşnak, düzenlenen törenlerle anıldı. Törenler için toplanan binlerce insan şehitlerine dua etti, gözyaşı döktü. Törende yaşananlar, acıların henüz taze olduğunu gösterdi.
Bosna'nın Srebrenitsa kentinde 17 yıl önce Sırplar tarafından yapılan katliam yeniden hatırlandı. 
Bosna'da yapılan törenlerde, 1995 yılında ölenler yeniden anılırken, yakın zamanda kimlikleri yeni belirlenen kurbanlar da yeniden defnedildi.
Katliamın 17. yıldönümü için yaklaşık binlerce kişi, Srebrenisa'ya Ölüm Yürüşü'nü gerçekleştirdi. 2007-2008 yılları arasında bulunan toplu mezarlardan çıkartılmış 307 Boşnak’ın cesetlerine ait parçaların bulunduğu tabutlar Srebrenitsa'ya getirildi. Yapılan duaların ardından şehitlerin defin işlemleri gerçekleştirildi.
Yapılan anma törenlerine yaklaşık 60 bin kişi katıldı. Yakınlarını toprağa veren Bosnalılar, cenaze töreni öncesi tabutların başında gözyaşı döktü.
Programda toplu mezarlardan çıkartılan yeni cesetler için cuma namazı sonrası mevlitler okundu.
İHH törenleri canlı yayınla Türkiye’ye aktardı
İHH, 17 yıldan beri acılarını paylaştığı Bosna halkını bu acı gününde de yalnız bırakmadı. Cenazelerini defneden, ölülerinin yasını tutan kardeş Bosna halkının acısı paylaşıldı. Ekibimiz, Srebrenitsa Katliamı’nda hunharca öldürülen 10 bine yakın Boşnak’ı anma törenlerinde canlı yayın programı yaptı. Böylelikle halkımızın da törenleri izlemesi, Bosna halkının acısına ortak olması sağlandı.

Srebrenitsa katliamı
Sırp saldırganlar, 17 yıl önce Srebrenitsa’da büyük bir acının yaşanmasına yol açtılar. 1992 Martında başlayan Bosna Savaşı’ndan üç yıl sonra, savaş tam bitti denilen bir zaman dilinimde bölgede Hollandalı BM Barış Gücü askerlerinin bulunmasına rağmen 1995 yılı Temmuzunda Srebrenitsa’da büyük bir insanlık ayıbı yaşandı. Bosna’nın doğusunda bulunan ve nispeten daha izole bir bölgede bulunan Srebrenitsa’nın savaş öncesinde %75’i Müslüman Boşnak olmak üzere 24 bin civarı nüfusu bulunmaktaydı. BM’nin “Korunaklı Bölge” olarak ilan ettiği altı bölgeden (Saraybosna, Bihaç, Gorajde, Zepa, Srebrinitsa, Tuzla) biri olan Srebrenitsa’nın bu özelliğinden dolayı komşu bölgelerden de bölgeye mülteci akını yaşanmış ve katliam öncesinde 45 bine yakın bir nüfus Srebrenitsa’da toplanmıştı.
ABD’nin katliamdan bir ay öncesinde istihbarat bilgisi olarak haberdar olduğu, Ratko Mladiç’e bağlı 10 binden fazla çetniğin (aşırı Sırp milliyetçileri) bölgeye doğru hareket ettiklerinin bilinmesi ve katliamın bir hafta kadar devam etmesine rağmen Batılı ülkeler tarafından herhangi bir müdahalenin yapılmamış olması hala cevap bekleyen sorulardan.
Katliamın üzerinden 17 yıl geçti katiller hala kayıp
Radovan Karadziç ve Ratko Mladiç gibi Srebrenitsa katliamının baş sorumluları ise savaşın üzerinden 17 yıl geçmesine rağmen hala bulunabilmiş değil. Geçtiğimiz sene Lahey Adalet Divanı tarafından Bosna’daki katliamların soykırım olduğu kabul edilmiş ve fakat katliamdan Sırbistan’ın sorumlu tutulamayacağı karara bağlanmıştı.

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki en büyük katliam
BM’nin en üst mercileri tarafından “BM sizi koruyacaktır denilen” ve bu şekilde her türlü silahtan arındırılan Srebrenitsa kurbanları, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana Avrupa’da insanlığa karşı işlenen en büyük suç olarak nitelendirilen katliamda katledildiler. Toplu mezarlar ise katliamdan çok sonra ortaya çıkarılmaya başlandı.
1995 yılında binlerce insan katledildi. Genç kızlara ve kadınlara tecavüz edildi. Sırplar, alıkoydukları genç erkekleri kurşuna dizdiler.
Bölgede her geçen gün yeni toplu mezarlar açığa çıkıyor. Bu güne kadar 370’in üzerinde toplu mezar (5 veya daha fazla kişinin gömüldüğü mezarlar) bulundu. 28 bin kayıp insandan 25 bininin Bosnalı Müslüman olduğu söyleniyor. 
 

» “Srebreniçki İnferno”: Srebrenitsa Cehennemi
“...Düşmanlarımız sadece tek bir ırk tanıyorlar; kendi ırkları, tek bir din tanıyorlar; kendi dinleri, tek bir siyasi parti tanıyorlar; kendi partileri. Kendilerinden olmayan ne varsa onlar açısından yok edilmeye mahkumdur...”
Aliya İzzetbegoviç

Not:Avrupa soykırım diyor yapanlar aşırı sırp milliyetçileri ama sırbistanı sorumlu tutamayız diyorlar.
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Temmuz 12, 2013, 10:24:59 öö
Yanıtla #1
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

TANIKLARIN DİLİNDEN

“Dünya bu katliama seyirci kaldı!”

(Hatice Mehmedoviç)

Bundan tam on iki yıl önce, 11 Temmuz 1995 yılında Srebrenitsa’da Sırpların gerçekleştirdiği katliamın en yakın tanıklarından olan Srebrenitsalı Anneler Derneği Başkanı Hatice Mehmedoviç’in, Potoçari Şehitliği’nde İHH ekibine anlattığı acı dolu hikayesi:

Ben Srebrenitsa’da yaşıyordum. Srebrenitsa zaten benim şehrim, burada doğdum. En güzel ve aynı zamanda en zor günlerimi burada geçirdim. Çocuklarım burada doğdu. İlk oğlum doğduğunda duyduğumuz sevinci kelimelerle anlatmak mümkün değil. Bunlar güzel günlerdi, ama Srebrenitsa’da daha sonra çok zor günler yaşadık. Benim için en zor günler ise bütün ailemi kaybettiğim günlerdir.
Zor günler, 1992 yılında savaşla birlikte başladı. “Çocuklarım, ailem, savaştan sağ çıkabilecek mi?” İşte bu soru aklımdan hiç gitmedi. Ancak ailemi kaybedeceğime hiç ihtimal vermiyordum; “Böyle bir şey olamaz.” diyordum hep kendi kendime. Çocuklarım zaten çok gençti ve biz kimseye hiçbir şey yapmamıştık. Srebrenitsa, 1993 yılında BM tarafından korunaklı bölge ilan edilmişti ama 1995 yılına kadar hemen her gün hayatını kaybeden insanlarımız oldu. Her gün… Bütün dünya bunu sadece seyretmekle yetiniyordu. Zaten kimsenin silahı yoktu. Şunu anladık ki dünya Sırplara bizi öldürmeleri için müsaade etmişti.

Buradaki dağların her birinde ölüm makineleri vardı ve Srebrenitsa çocukları her gün ölüyordu. Bir gün tek bir bomba atışıyla okul bahçesindeki 105 çocuk öldürüldü. Srebrenitsa’da yaşanan birçok şey halen bilinmiyor; yapılan daha birçok zulüm var ve bunlar yavaş yavaş ortaya çıkacak. Bundan emin olabilirsiniz.
Dünya şimdi 11 Temmuz Srebrenitsa Katliamı’nı konuşuyor. İşte o 11 Temmuz bizi tamamen mahvetti. Eşim ve çocuklarımla Kurtuluş Yolu’na çıkmıştık. Ama bunun son anlarımız olduğunu tabiî ki bilmiyorduk. Ondan sonra, bir daha hiç görüşmeyeceğimizden haberimiz yoktu. Ayrıldığımız yer Brestova Ravan’dı. Küçük oğlumun kolları beni sımsıkı sardı. Bana “Anneciğim lütfen git artık, bizi bırak.” derken beni daha da çok sıkıyordu; sarıldı, tekrar sarıldı. Bunu asla unutamam, kim olsa unutamaz. Zulüm konusunda insanın hangi dine inandığı bir önem ifade etmiyor. Kim olursa olsun insan bunu hak etmiyor. Özellikle çocuklar... Çocuk dünyanın en güzel şeyi. Çocuklar neşelidir, varlıklarında neşelendirir, yokluklarında ise bir o kadar hüzünle dolarsınız.

İki çocuğumu da o günden sonra göremedim. Onlar hakkındaki gerçeği hiçbir zaman öğrenemedim. Eşimi, iki kardeşimi ve dört kuzenimi de kaybettim. Sadece bir kardeşimin cesedini bulduk. İnşallah diğerininkini de buluruz. Ablamın oğullarından biri bulundu; ismi Mehmet’ti. Fakat diğer oğlu Muhammed’i hala arıyoruz.
Srebrenitsa, Boşnak halkına yapılan katliamın simgesidir. Zaten uluslararası örgütlerin bu konudaki başarısızlığı belli oldu. Lahey’deki Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi’nin verdiği karardan hiç memnun değiliz ve bu kadar katliamdan sonra böyle bir kararın çıkması utanç verici. Sırbistan ve Karadağ’ın suçlu bulunmaması büyük bir adaletsizlik ve insan haklarının katlidir; bütün kurbanlarımıza yapılmış olan büyük bir hakarettir.
Lahey’in bu adaletsiz kararının ardından biz Srebrenitsa’ya özerklik verilmesini istiyoruz. Bunun yanı sıra Srebrenitsa’da katliama karışanların tamamına Merkez Adalet Mahkemesi’nin dava açmasını istiyoruz. Böylece insanlar kendi şehirlerine dönüp normal hayatlarına tekrar devam edebilirler.
Ben 2002 yılında Srebrenitsa’ya geri dönebildim ve gördüm ki burada bizi bekleyen başka sorunlar var. Mahallemde tek başıma yaşıyorum; komşularım yok, yani Boşnaklar, kendi insanımız yok. Şu anda isteyen her kişinin Srebrenitsa’ya dönme hakkı bulunuyor; ama bunun dışında dönen kişilere başka hiçbir hak tanınmıyor; bizlere hala kötü davranılıyor. Sosyal konularda hakkımız yok. Eğitim, sağlık gibi temel ihtiyaçlarımız karşılanmıyor. Bu nedenlerle Srebrenitsa’da bizim için hayat yok gibi bir şey. Bizim çok fazla talebimiz yok; sadece her insan gibi özgürlük ve haklarımızın iadesini istiyoruz.

Birçok kez Sırplar burada katliamların işlendiğini reddettiler; fakat buradaki binlerce mezar gerçeğin şahididir. Aslında maalesef bunlar da sadece bir başlangıç; çünkü bütün kurbanların cesetleri henüz bulunamadı. Bu sebeple mezarların arası, aynı aileden olan insanlar birlikte defnedilsin diye bilerek boş bırakıldı.
Bu gerçekten üzücü bir hikaye. Potoçari köyü ise başlı başına bir hikaye. Dünyanın herhangi bir yerinde bir gün içinde bu kadar kötülük işlenmiş midir acaba? Bu kurbanların tek suçu Müslüman Boşnak olmaları. Zaten aç, silahsız, barışsever insanlar kimseye kötü bir şey yapmazlardı. Şimdi 1042 çocuğun cesedini bulmaya çalışıyoruz. Sadece Mehmedoviç sülalesinden 242 insan kayıp. Müslümanlar olarak haklarımızın iadesi için daha ne kadar acı çekmemiz lazım? Tek istediğimiz, haklarımız. Çok şey mi istiyoruz? Müslüman olmak suç sanki. Ama ben Müslüman olduğum için gurur duyuyorum ve kimseye kin beslemek istemiyorum. Çünkü Allah bizden kin tutmamızı istemiyor. Allah’a inanan hiçbir insan bu kadar kötü bir şey yapmaz. Bence 1995’te BM ve Amerika, burada bir katliam yapılması için izin verdi. Çünkü onlar sadece bir kez “Dur!” deseler bu katliam olmayacaktı. Bu merciler insanlık tarihine kazınan bir katliama seyirci kaldılar. Tarihe bu şekilde yazıldılar. Geri dönen Srebrenitsa mağdurlarının yaşam koşullarının iyileştirilmesi ve temel haklarının garanti altına alınması konusunda da sessiz kalarak aynı duyarsızlıklarını sürdürüyorlar. Biz hayatımızın normale dönmesi için haklarımızı istiyoruz, ki artık bizim için normal bir hayat olduğunu hiç sanmıyorum. Normalde insanlar akşam işlerinden ayrıldıktan sonra evlerine, çocuklarına koşarlar. Fakat bize düşen iş yerlerimizden mezarlara koşmak ama en azından bunu onurlu bir şekilde yapmamıza izin versinler.


İnsanlar oğullarından gelin, torun beklerken biz cenaze, tabut bekliyoruz. Senelerdir bizim sevincimiz, neşemiz kalmadı. Tek neşemiz, tek umudumuz, maalesef baba, oğul ve eşlerimizin cesetlerini bulmak. Üzücü ama öyle. Onları uzun süre dönerler umuduyla bekledik... Hep dönerler diye umutlar içinde. Ama artık tüm umutlar da tükendi. Artık tek umudumuz onların cesetlerini bir bütün içinde bulmaktır. Allah bunu nasip ederse, çok mutlu olurum.
Srebrenitsalı bir anne olarak, artık hayatımı çocuklarımın cesetlerini bulmaya adadım. Onları doğururken ne kadar sevindiğimi hatırlıyorum; Rabbime bu kadar güzel evlatları bana nasip ettiği için şükrederdim. Şimdi ise, onları bulmak ve hak ettikleri gibi toprağa vermek için dua ediyorum. Ve bütün insanlara sesleniyorum: “Srebrenitsa’dan kovulmamıza izin vermeyin! Bu topraklar bizim için kutsaldır; bu toprakları ziyaret etmemiz, bu topraklara bakmamız ve genç nesillere düzgün bir şekilde aktarmamız lazım. Buralar yalnız kalmasın.”
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Temmuz 12, 2013, 10:39:27 öö
Yanıtla #2
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 730
  • Cinsiyet: Bay

O yıllarda henüz üniversite öğrencisi iken İzmir'de katliam ile ilgili bir fotoğraf sergisi olmuştu. . Medyada gösterilemeyen fotoğraflar vardı. Korkunçtu.  Afrika ülkelerindeki ilkel kabile savaşları, katliamları gibi birileri birilerini boğazlıyordu. Çok etkilendiğimi hatırlıyorum.

Ardından yine İzmir'de bir mitinge katılmıştım.

İnsanların birlikte yaşadıklarına karşı duydukları bu öfkeyi hala anlayamıyorum.

Birleşmiş Milletler'in bu katlıamı önleyememesi, uzun süre etkisiz kalıp iş işten geçtikten sonraki önleme çabaları ise herkes tarafından üzüntüyle hatırlanacak.

Bu katliamlar 20'yy Avrupa'sının alnında kara bir lekedir.
« Son Düzenleme: Temmuz 12, 2013, 10:42:30 öö Gönderen: asimov »
Özgürlük zeka demektir, sevgi demektir. Özgürlük sömürmeme, yetkeye boyun eğmeme demektir. Özgürlük olağanüstü erdem demektir.
Jiddu Krishnamurti


Temmuz 12, 2013, 10:44:58 öö
Yanıtla #3
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

O yıllarda henüz üniversite öğrencisi iken İzmir'de katliam ile ilgili bir fotoğraf sergisi olmuştu. Çok etkilenmiştim. Medyada gösterilemeyen fotoğraflar vardı. Çok etkilendiğimi hatırlıyorum.

Ardından yine İzmir'de bir mitinge katılmıştım.

İnsanların birlikte yaşadıklarına karşı duydukları bu öfkeyi hala anlayamıyorum.

Birleşmiş Milletler'in bu katlıamı önleyememesi, uzun süre etkisiz kalıp iş işten geçtikten sonraki önleme çabaları ise herkes tarafından üzüntüyle hatırlanacak.

Bu katliamlar 20'yy Avrupa'sının alnında kara bir lekedir.


Sn.Asimov

Daha vahimi altta not olarak verdiğim şahsi görüşümdeki ifadedir.Bizi ermeni katliamının 1 numaralı sorumlusu olarak österenler /gösterebilenler sırplar için bu ifadeyi kullanıyorlar.Balkanlardaki 2 milyon türk zorunlu göç ettirilirlerken katledilmediler aslında yolda açlıktan öldü onlar.İşte biz bu iki yüzlü omurgasız,onursuz avrupanın bir parçası olmak için can havli ile çalışıyoruz,yarın bir gün bu katliamlara karşı ortak olabilelim bizde.
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Temmuz 12, 2013, 11:08:21 öö
Yanıtla #4
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

İşte gerçek görüntülerle Srebrenitsa Katliamı! - 11.07.2013


konuşmaya fazla söze gerek varmı?
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Ağustos 13, 2014, 08:24:45 ös
Yanıtla #5
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 91

Ne kadar zaman geçerse geçsin unutulmayacak ve unutturulmayacak bir olay,bölgede hala savaş kalıntıları yaşıyor adeta.


Ağustos 14, 2014, 12:38:45 öö
Yanıtla #6
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1795
  • Cinsiyet: Bay

        Bu katliamın en büyük sorumlusu, B.M.lerin Hollandalı komutanıdır. Hollanda'nın elleri kanlıdır.Sözde  B.M.ler  Srebrenitsa katliamına seyirci kalmış, binlerce silahsız, masum Boşnak'ın katline göz yummuştur.
        Şahsen Hollanda devletini o meşum günden beri defalarca kınadım ve hala da kınamaya devam ediyorum. Hatta Hollanda Büyükelçiliğine çektiğim mesajla bu insanlıktan nasibini almamış komutanlarını Hollanda vatandaşlığından atmadıkları sürece tüm Hollandalıların da bu katliama ortak olduklarını, dolayısı ile Hollanda halkının da 21. yüzyılın soykırımcıları arasında yer alacaklarını yazdım.
         Bu konuda gerek Hollanda hükümetlerine ve gerekse Büyükelçiliklerine çok daha fazla telin mesajı göndererek harekete katkıda bulunabiliriz.
         Srebrenitsa'yı unutma ve unutturma !.
         Saygılar-sevgiler.
"Vur ama dinle beni"


Eylül 05, 2014, 11:19:45 ös
Yanıtla #7
  • Ziyaretçi

" Deyim yerindeyse Sözün bittiği yer..... "


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
2 Yanıt
2448 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 12, 2007, 02:10:54 öö
Gönderen: nietzsche
6 Yanıt
4454 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 05, 2007, 04:44:49 ös
Gönderen: paragon
1 Yanıt
3275 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 28, 2008, 11:32:56 öö
Gönderen: sun
4 Yanıt
5895 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 20, 2008, 07:52:17 ös
Gönderen: semsin
2 Yanıt
4467 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 31, 2010, 02:53:49 öö
Gönderen: poyraz06
10 Yanıt
4364 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 24, 2012, 06:08:39 ös
Gönderen: Masor1976
26 Yanıt
11390 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 11, 2013, 02:03:06 ös
Gönderen: BULGARIA
Dersim Katliamı

Başlatan Kaan « 1 2 ... 8 9 » Tarih

88 Yanıt
28283 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 12, 2013, 10:09:52 öö
Gönderen: gnothi