Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Bilgelik - 2  (Okunma sayısı 3252 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mayıs 20, 2011, 08:58:27 öö
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay




Bu bölüm “Terimler ve Kavramlar” olduğu için, bu bölümde yer alan ve alacak diğer birçok terim ve kavram gibi bilgelik kavramı bakımından da bu başlık altında yapılması gereken, dolayısıyla benim yapacağım iş sadece terimsel bir incelemedir. Ben burada kavramın felsefesine girecek değilim. Ancak benim böyle yapışım, başlığa katkıda bulanacak olanları kısıtlamaz.

Bir de şunu unutmayalım: Bilgelik, kenarları köşeleri geometrik biçimde tanımlanabilecek kesin ve herkes açısından genel geçerli bir kavram değildir; görelidir. Dolayısıyla, benim vereceğim açıklamalar da benim benimsemiş ya da uygun bulmuş olduklarımdır. Bir başkası bir başka türlü tanım ve anlatım yapabilir. Ben burada her paragrafın başında “bana göre” demeyeceğim. Okuyan öyle alsın.




Bilgelik, bilgi ve erdemin birleşiminden oluşan olgunluktur.

Bilgelik, insanın özünü bilmesinden kaynaklanan bir içsel aydınlıktır.

Bilgelik, şiddetli istek ve tutkulara sınır çekerek, bir tinsel bütünlüğe ulaşmış olmaktır.

Bilgelik, bir yandan özveri ve tolerans ile diğer yandan egemenlik ve evrimselleşme buyrultusunu alıp, bunları bir araya getirebilme becerisidir.

Dolayısıyla bilgelik bir hayvansal nitelik değildir; insana özgüdür. Doğuştan gelmez; sonradan edinilir. Toplumsal değil, bireyseldir.

Fakat günümüzde bilgeliğin bireyselliği tartışmayı, en azından açıklanmayı gerektirir.

Eski çağlarda bu kavram kişinin tüm isteklerini terk etmesi, her türlü tutkusunu gidermesi şeklinde tanımlanırdı. Kişinin bu niteliği ancak ve ancak mistik bir yöntemle edinebileceği öngörülürdü. Bilincin tutku, buyrultu, arzu ve sevgiden oluşan güçleri, tanrısal nitelikli bir ereğe yöneltilmişti. Bilincinin tüm öğelerini onunla bir kılabilen kişinin, bilgeliğe varmış olduğu kabul edilirdi.

Belki günümüzde de böyle düşünenler vardır. Ancak ben derim ki; bunlar insanın doğal yaşamına uymaz ve yaşamı yapaylaştırır. Böyle bir tutum benimsemenin ne insanın kendisine bir yararı vardır ne de topluma. Üstelik doğaya, bilimsel ve akılcı gelişmeye hiçbir katkısı olmayacağı için, olumlu bir nitelik olarak gösterilemez. Kendi içine kapanık bir nitelik, doğadan ve toplumdan soyutlanmış… Bu tür bir tutum, insanın kendi kendisiyle baş başa kalarak iç evrenine kapanması, miskinleşerek evrensel yaşamdan kopması demektir.

Kim bunu bilgelik olarak değerlendirecek, kim «Bakın işte o kimse bilgedir.» diyecek ki? Dese de demese de bunlar o kişinin umurunda değil zaten. Çünkü o kişi artık insanlarla değil zaten.

Çağımızın bilgelik anlayışında ise, bilincin güçleri doğaya, topluma ve insanlığa yönelmiştir. Bu tür bilgelikte de mistik bir yön bulunabilir ama bu zorunlu değildir. Olumlu ve çağdaş bilgilerle beslenip gelişen akıl ilkelerinin, doğacı ve insancı erdemlerle birleşmesi söz konusudur. Böylece bilgelik, gerçeklere, akılcı ve bilimsel gelişime, evrimsel doğrultuda ilerlemeye, olgunlaşmaya, giderek yetkinliğe doğru yaklaşmaya olanak sağlamaktadır.

Çağdaş bilgeliği doğrudan ve yalnızca “bilgi sahibi olmak” ile eş değer tutanlar da var. Oysa ona “bilgelik” değil, ancak “bilgililik” ya da “bilginlik” denebilir. Bilgelikte bilgi ile birlikte tinsel değerler de var: Adalet, töre, özveri, sevgi, sevecenlik gibi… Bilgililik ya da bilginlik, bu gibi tinsel kavramlara ancak bilgisel bakımdan değer verir; onları edinmeyi öngörmez.

Bilgelikte bilim ile erdem, bilgi ile töre, gerçek ile sevgi kaynaşma halindedir. Bilge, tüm bilgi ve duygularını yoğurarak düşünülerine yükselip, sonra bunları akıl verirliyle bağdaştırarak insanlığa yöneltebilir.

Bilimsel ve akılcı düşüncenin erdemlerle beslenip bilgelik aşamasına getirilişi, olgunlaşmaya başlamak, yetkinleşme yoluna girmektir. Dolayısıyla bilgelik, “yetkinlik doğrultusunda yol alan kişinin bireysel niteliği” olarak da tanımlanabilir.

Son olarak şunu eklemek isterim: Bilgelik, insanın dogma ve batıl inançlar ile bağnazlıktan sakınmasını sağlar. Bilgi ile erdemin birleşimi, bilinçli ve etkin bir mutluluğu gerçekleştirir.



Benden bu kadar. Dahasını bilenler eklesin. Yanlışlarım ayıklansın.
 
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Nisan 08, 2012, 05:05:02 ös
Yanıtla #1
  • Ziyaretçi

Nerdeyse uzerinden bir yil gecmis bir yazimiz var ustte "Bilgelik - 2", etkiside burdadir Sarap gibidir bilgi,tabi bu tanimi ben yapiyorum, ne kadar cok eski ve ne kadar sakli/gizli olursa o kadar keskinlesiyor etkisi.

Bilgelik yolda olana, ve devamliligini surduren kisiye verilen ad "Bilge" dir, yol ise "Hakikat Arayisciligi" mutlak veya degil /muglaklikllari ayirt edebilme" olanlari ve olacaklari" ickinliginde once Mikro Kozmosda belirislerin seyirlerini takip edebilmek, sonrasi ise ordan askinliga ilerleyip "ust dunyalara dogru" ilerleyen Makro Kozmos ile birlestirip parcalari butun ile beraber degerlendirmenin adi diyorum ben buna.

Butun zit kutuplarin arasinda ki muthis iliskiyi fark edebilene kadar yurunen mesafelerdir, ve belli bir sonu yoktur, Mutlak bir duragi yoktur.

Surekli, degisken ve akiskandir...

Butun bilmeler ile beraber butunlugu gozden kacirmadan seyre/yuruyuse ve birlik icine katilmis olmaktir.



Nisan 09, 2012, 02:43:50 ös
Yanıtla #2
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Sizi bilmem elbette ama ben Sayın Rohani'nin bu başlık altında yazmış olduklarını dönüp dolaşıp birkaç kez okudum.

Bu başlığı ben açmış olduğum için, bunun üzerine ne demek gerekeceğini de düşündüm.

Sonra kendi yazmış olduğum son tümcede benden bu kadar demiş olduğumu bir kez daha görünce, gerçekten bu konuyu benden bu kadar bırakmanın uygun olacvağına karar verdim.

Sayın Rohani Bilgelik kavramını öyle değerlendirmiş.  Üstelik bu konuda, benzer bir diğer başlık altında da bir değerlendirmesi var. Ne diyebilirim ki? Dileyen konuya o yönden bakar.

   
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
12 Yanıt
11343 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 07, 2014, 09:35:57 ös
Gönderen: emreg
3 Yanıt
5853 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 29, 2019, 06:48:51 ös
Gönderen: Tık-Tik-Tak
23 Yanıt
12992 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 08, 2012, 04:50:14 ös
Gönderen: Rohani
1 Yanıt
2582 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 19, 2015, 03:24:05 ös
Gönderen: ARARAT
0 Yanıt
1758 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 26, 2015, 01:11:31 öö
Gönderen: evvah
0 Yanıt
1674 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 26, 2015, 01:15:40 öö
Gönderen: evvah