Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: OLMAKTA OLAN EL İNSAN  (Okunma sayısı 11926 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Haziran 18, 2008, 01:06:00 ös
  • Administrator
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 9553
  • Cinsiyet: Bay
    • Masonluk, Masonlardan Öğrenilmelidir

OLMAKTA OLAN   -  EL İNSAN




İnsan Tanrı’nın sırrının sırrıdır…Mevlana

Tanrı’da El İnsanın sırrıdır.

İnsanoğlunun, Dünya gezegeninde ki milyon yıllık macerasının “anlamı” tüm ihtişamıyla görünüşe çıkmak üzere.

İlahi Düzenin ve Kozmik Birleşimlerin, çeşitli varlıklarla aktarmaya çalıştıkları, aslında anlatırken kendilerinin de her seferde, gözümüzün içine baka baka söyledikleri, her şeyin An’da gerçekleştiği ve çok basit olduğu ve sadece yapmamız gerekenin “Kendimiz olmak” olduğu bilgisi bir sır değildi.

Bu bilgilerden başka her şey sır olarak açıklandı. Sır, sırrın sır olamadığı, sır olmayanın sır olduğu, görülmeyenin ötesiydi. Sadece “bakışımızı” düzeltmemiz gerekiyordu.

“Kendiniz olun”, “Yüreğinizde Yaşayın”. Açık ve net bir mesajdı.

Fakat biz insanoğlu olarak yapmamız gerekenin veya başarmamız gerekenin daha karmaşık, daha gizemli daha planlı, daha zor olduğunu düşündük.

Yüksek teknolojileriyle, artık gök kubbemizde filolarıyla gözükmeye başlayan UFOların bilinmezliğinde, oldunuz geçtiniz derken nereye geldiğimiz bile bilmediğimiz bir uzayın ve ilahi düzlemin koyu karanlığından gelen çağrıların gizeminde kaybolduk. Yüksek planlara ve belirsizce bize biçilmiş kaderlere hapsolduk.

Nerden çıkacağız biz O’na.

O’na çıkmak için koyulmuştuk yola.

Yol planlara, yol kaderlere, yol cennete, yol meleklere, yol uzaylı kardeşlerimize çıkıyor, çıkıyor da, bir türlü “Kendimize” “O”na çıkmıyor gibiydi.

Her yol O’na çıkıyor diyorlardı.

Ama  bir türlü O’na varamıyorduk.

Neden çünkü yol var ama biz yolda değildik.

Yol var ama biz kendimiz değildik.

Bütün bilgiler yolarımızı uzatıyor. Sona varırken başa döndürüyordu.

Sanki bir labirent. İçinde  dönüp duruyorduk.

Sanki her şey sonsuz bir An’dı, İçinde olamadığımız.

Bütün Evrende ve ilahi Düzende bizi dolaştırdılar. Derelerden tepelerden aşırtılar. Düz ovalarda şaşırttılar.

Nereye gidiyorduk ki nereye varmayı bekledik?

Görünen köye kılavuz beklemekten yorulmadık mı?

Görünen köyün yolu mu olur, kılavuzumu olur?

Milyonlarca yıldır, Şimdi – Burada elimizde ve dimağımızda olan bilgilerle gidilebileceğimiz ve yükselebileceğimiz bir yer olduğuna inandık. Bilgileri o yere ve O’na varmak için kullandık. Bulunduğumuz realiteden kurtulmak ve belki de diğerlerini de kurtarmak için kullandık.

Kendimizi galaktik kimliklerimizle ve bize biçilen payelerle sınırladık. Bize sunulan planların içine koşulsuzca yerleştik.

Bu planların bilgilerin kaderlerin frekansların cennetlerin kurtuluşların hiç birisi bize ait değil.

Çünkü her varlık oluşum Evrende tek seferliktir ve benzersizdir. Ve her varlığın planı yüreğindedir. Malzeme aynıdır. Her varlığın ve oluşumun bu malzemeden yapacağı ve üreteceği “Var Oluş” kendisine özeldir.

Bilgilerin, mesajların, Bütünün hayrına olan desteklerin önünde huşu içinde eğiliriz ama yeter ki “kendimiz olalım” Yüreğimizde yaşayalım. Yüreğimize iman edelim. Yüreğimizde oturanın, diğer her Varlığın yüreğinde oturan Tanrı olduğunu unutmayalım.

Hiçbir yere gidemeyiz. Gidilecek hiçbir yer yok.

Hiçbir yere varamayız. Varılacak hiçbir yok.

Hiçbir yere çıkamayız. Çıkılacak bir yer yok.

Hiçbir yere yükselemeyiz. Yükselecek hiç bir “Yükseklik” yok.

Yapmamız gereken basitçe “Kendimiz” olmak. Sevgi olmak. Aşk olmak. Efendi olmak. Bütünlenmek. Dengelenmek.

Ve yüreğinizdekileri ihtişamla korkusuzca yaşamınızın ortasına saçıvermek.

Ve ışığı sevgiyi güzelliği; siz de ne varsa güzel olan, sevginin ve aşkın hatırı için güzelliğin tadı için yüreğinizden çıkarıp yeryüzüne işlemeniz ve yanımsanız. Hepsi bunu içindi.

Çünkü  her şey şimdi burada dünyada oluyor. Dünyada yaşanmayan, yansıtılmayan, yeryüzüne işlenmeyen sevgi aşk ışık huzur başarı denge barış, kısaca güzel olan ne var ise insanoğlunda gerçek olamaz, tamamlanamaz, eksik kalır.

Ve Efendiler tamamlanabilir. Tamamlanmaya Efendi cesaret edebilir.

Efendi bütünlenir tamamlanır ve halkayı tamamlar. Ve Tanrısallığını, İnsan tadında yaşar. Yaşam onda olur ve o yaşamda olur. Ve Yaşam aziz olur.

Yaşam Efendi ile kutsanır.

Çünkü hepsinden gerçek olan sevgidir. ve yüreğinizdir.

Ve yüreğinizde hissettiklerinizdir. Gerisi bu gerçeği süsleyen hikayelerdir.

Bütün evrende her şey sevgi ve aşk için yaşanıyor. Çünkü Ruh Sevgidir. Aşktır. Sevgi ve Aşk aslına dönüyor. İlk manaya.

Ve siz sevgisiniz.

Ve Sevginin içindesiniz.

Ve İnsanoğlunun Efendi olabilmesi için; Nedenin Nedenini (sırrın sırrını) yazabilmesi veya görünüşe çıkarabilmesi için yüreğinin kitabını okuması ve sayfalarını tek tek dünya diline çevirmesi gerekiyor.

Nedenin Nedeni insanın yüreğinden doğacak ve bütün bir Evren için Devrimi gerçekleştirecek.

Evrendeki, Evrimi gerçekleştirecek olan, olmakta olan Devrim Tanrı’nın sırrının sırrıdır.

Ve “İnsan Tanrı’nın sırrının sırrıdır. Ve İlahi güzelliğin aynasıdır.”

Ve Tanrı’nın sırrının sırrı EL İNSAN’dır

Onun için dünya gezegeninde beden almak zordur.

Zorluk basit oluşundan, basitin yalınlığın ve sadeliğin bütün Evrende unutulmuş olmasındandır.

Basit olan her zaman gözden kaçandır. Çünkü basittir.

Muhteşem olan basit olandan çıkacak

Mükemmel olan, mükemmel olmayandan çıkacak

Önemli olan önemsiz olandan çıkacak

Çok anlamlı, yalın olandan çıkacak

Sistem veya Varlık kendini  "İlk Yaratılıştan" yeniden modelleyerek yeniden doğuracak.

Bütün Evren Tanrının sırrının sırrıyla EL İNSAN oluşumundan yayılan bilgi ve Var oluş ile evrim geçirecek.

Evrim her zaman aslında ilk modele göre gerçekleşir.

Son olandan gerçekleşen Evrim değildir. Sadece son olanın başka bir versiyonudur. Ve dönüşümdür.

Yani dünya tanımlamasına göre Egonun makyaj tazelemesi gibi bir şeydir.

Evren doğurgan bir Evrendir. Her an kendini yeniden doğurmaktadır. ve Doğan önceden doğmuş olanla eşit haklara sahiptir. Ve oda doğuran gibidir. Olmakta Olandır.

İnsan Yüreği basitçe ve doğal olarak sevgiyi, aşkı, yüreği ruhu yeniden yaratacak yani yeni “Algılayışı” ve “Hissedişi”. 

Her şey algı ve hissediştir. Yani Titreşimdir. Frekanstır.

Dünya bizim yansımamızsa.. ..

Bizde Evrenin bir yansımasıyız.

Mikro Kozmos olan El İnsan. Evrene yansıyacak.

Makro Kozmos sırdır. Mikro kozmosta sırdır.

Makro Kozmosun sırrı, Mikro Kozmosa yansımıştır.

Makro Kozmos (sır), Mikro Kozmosta (sır) görünüşe çıkacaktır.

Mikro Kozmos olan İnsanda  görünüşe çıkacak olan (sır) EL İNSAN’dır

Sırrın sırrı EL İNSANdır.

Ve El İnsan İlahi Güzelliğin aynasıdır.

Ve 99 Esmaü’l Hüsna’nın son Hüsnası El İnsandır. Hüvedir.

“Kendini Bilen”, “Efendi” olan El İnsanda bütün Mikro Kozmosun kodları ve güzellikleri muhteşemlikleri vardır. El İnsanda bütün Kainatın en karanlıkları vardır.

El İnsan da her tohum vardır.

Geldiğiniz boyutlara dönemeyecek olma korkunuz, sizin içinizdeki tohumları ve onların manalarını biliyor olmanızdandır.

Kendinizi üstün görüyor olmanız, her bilginin sizde biliniyor olmasındandır.

Hiçbir yere dönemeyeceğiz. Çünkü bizler artık geldiğimiz “şey” ve “yer” değiliz. Hepsiyiz. Ama hiç birisiyiz.

Hatta bazen hiçbir şeye, Tanrı’ya bile güvenemiyor olmanız, terkedilmişlik hissi, El İnsanın Evrimi, sadeliği alçakgönüllü olmayı, şefkati uyumu dengeyi aşkı sevgiyi, hiçbir etki altında kalmadan, her şeyi bilerek ve aynı zamanda bilmeyerek seçecek ve yaşayacak olmasındandır.

Sorumsuzluğun, sorumluluğundayız.

Görevsizliğin, görevindeyiz.

Manasızlıkların, manalarındayız.

Önemli olanların, önemsizlerindeyiz.

Çok olanların, azlarındayız.

Karmaşanın, sadeliğindeyiz.

Omega Çıkış Kapısı insanın yüreğinde yaşama ve Kendisi olma Gücü, kararı, İradesi, Sevgisi, Aşkı ve Bilgeliğidir.

Ve tek yapmamız gereken; “Kendimizde”; bütün sadeliğimizde, sıradanlığımızda, yalınlığımızda, saf sevgimizde, net görüşümüzde, tek bilişimizde, her şeye mesafesiz yakınlığımızda, yıkılmaz Ruh duruşumuzda, dengede kalarak ve yüreğimize inanarak, koşulsuz Zarasız ve ihtiyaçsız olmaktır.

Ve bize verilmiş yaşam armağanını alarak ve kendimizi de yaşama armağan ederek; yaşamı İnsan tadında, insan onuruna yakışır bir şekilde yaşayabilmektir.

Ve daha azına asla ve asla razı olmamaktır.

 

Yazan Nilgün Nart
- Sahsima ozel mesaj atmadan once Yonetim Hiyerarsisini izleyerek ilgili yoneticiler ile gorusunuz.
- Masonluk hakkinda ozel mesaj ile bilgi, yardim ve destek sunulmamaktadir.
- Sorunuz ve mesajiniz hangi konuda ise o konudan sorumlu gorevli yada yonetici ile gorusunuz. Sahsim, butun cabalarinizdan sonra gorusmeniz gereken en son kisi olmalidir.
- Sadece hicbir yoneticinin cozemedigi yada forumda asla yazamayacaginiz cok ozel ve onemli konularda sahsima basvurmalisiniz.
- Masonluk ve Masonlar hakkinda bilgi almak ve en onemlisi kisisel yardim konularinda tarafima dogrudan ozel mesaj gonderenler cezalandirilacaktir. Bu konular hakkinda gerekli aciklama forum kurallari ve uyelik sozlesmesinde yeterince acik belirtilmsitir.


Haziran 20, 2008, 10:29:20 öö
Yanıtla #1

Gerçekten çok güzel ve Bilgilendirici bir yazı :)

Tanrı'nın Sırrı İnsan'daysa eğer o zaman Sırların Kaynağı da Biz olmuyor muyuz? O halde dışımızda aramaya gerek yok. Kendi içimize dönüp ancak böylelikle Sırlara ulaşabiliriz. Yanılıyor muyum?

İnsanoğlunun bunun bilincine vardığı an, Varoluşuyla temellendirerek Beyin Kapasitesini genişletip Ruhsal ve Bedensel Dengede olunmak şartıyla Kişisel Gelişim doğrultusunda Tekamül denilen Süreci tamamlaması gerektiği açığa çıkıyor. Yani bir tür İnsanüstü bir Varlığa dönüşmek için ....

Doğal olarak da neden bu Dünyada yeraldığımız da haliyle açığa çıkıyor. Bilmiyorum ama yazıları okurken elde ettiğim izlenimler bunlar ve bunları dile getirmeden de edemiyorum :D

Saygılar. 
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Temmuz 11, 2008, 03:24:57 ös
Yanıtla #2
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 75
  • Cinsiyet: Bay

sayin arkadaslar. resimdeki isa mi?
elindeki pergel mi?
yonge nerde?
birde elindekini ve onunla ne yapmaya calistigini tam olarak anlayamadim. hucre ile dunya arasi bir sekile benziyor.


Temmuz 11, 2008, 03:30:55 ös
Yanıtla #3
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 181

Yönge? Gönye de deniliyor bazı dillerde.
...Söyleceklerimi yukarda söyledim zaten...


Eylül 24, 2008, 04:22:21 ös
Yanıtla #4
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 75
  • Cinsiyet: Bay

Yönge? Gönye de deniliyor bazı dillerde.

:)  pardon. Gonye.


Eylül 24, 2008, 05:05:00 ös
Yanıtla #5
  • Ziyaretçi

Sayın Pasha, İsa olduğunu sanmıyorum, Doğu figürü olduğu için İsa'ya benziyor, tam yanıtı, Syn: Mason verecektir, gene de
saygılar.


Eylül 24, 2008, 08:23:38 ös
Yanıtla #6
  • Ziyaretçi

Zor bir yazı verilen mesaj çok güzel çok hoşuma gitti yanlız anlatım bana biraz akıcı gelmedi ne yalan söyleyeyim ,güzel bir kalpten çıkmış bu kadar..
Saygılarımla..


Ocak 13, 2009, 05:30:19 öö
Yanıtla #7
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 562
  • Cinsiyet: Bay

Süleyman'ın Meselleri - Bab 9/22-28

...
RAB, yolunun başlangıcında,
Kadim işlerden evvel beni teşkil etti.

Dünya var olmadan evvel,
Başlangıçta ezelden ben dikildim.

Enginler yokken,
Suları bol pınarlar yokken doğmuştum.

O, dünyayı ve kırları,
Ve dünya toprağının başlangıcını daha yapmadan

Dağlar daha yerleştirilmeden
Tepelerden önce ben doğmuştum

Gökleri hazırladığı zaman ben orada idim;
Enginin yüzü üzerine pergeli koyduğu zaman

Yukarıdan asumanı kuvvetlendirdiği zaman,
Enginin pınarlarına kuvvet verildiği zaman,
...

"Enginin yüzü üzerine pergeli koyduğu zaman" sözündeki pergel aynı zamanda kubbe, sınır, kutup anlamlarına da gelebilmektedir. Yani Tanrı'nın sınırlamasından bahsediliyor esasen. Resim sık sık karşınıza çıkacak olan bir elyazması motifidir eğer Tanrısal Geometri'yi araştırıyorsanız. Büyük ihtimalle Eski Ahit'te bulunan bu pasaja gönderme var. Bendeki Eski Ahit'lerden birinde "kubbe", diğerinde "pergel" olarak çevrilmiş.

Pasajın ve resmin, yazıyla ilgisi de aşikar. Meseller'de anlatılanlar İnsanoğlu'nun aslında ne olduğu, ne zaman olduğunu anlatıyor. Vahdet-i vücudçu bir kısımdır. Biraz üzerinde düşündüğünüz zaman, sizin de dikkatinizi rahatça çeker.

Ben hep vardım diyor Süleyman. Henüz toprak ve su bile yaratılmamışken ben vardım... Peki Tekvin - Bab2/7 ne diyor bu hususta?

"Ve Rab, yerin toprağından adamı yaptı ve onun burnuna hayat nefesini üfledi; ve adam yaşayan can oldu"

O halde baştan beri var olan nedir?

Yazıyı okuduğunuzda sormanız gereken soru belki de bu... Yazının sorduğu soru da bu... Peki neden El İnsan? "İnsan" ve "el insan" kelimeleri arasında fark nedir? İngilizce bilenler düşünsünler, "god" ve "The God" arasında ne kadar fark varsa bu iki kelime arasında da bu kadar fark vardır. El insan; Platon'un mağarasının dışında kalan, duvarına gölgesini aksettirendir. Aynı zamanda Kur'an'da bir de sure adıdır. Bu sure ilginç bir şekilde başlar, yine insanoğlunun doğuşuyla ilgili ip ucu verir.

"İnsan, anılmaya değer bir şey olacak kadar uzun bir zaman geçmedi mi? Gerçek şu ki, biz insanı katışık bir nutfeden (erkek ve kadının dölünden) yarattık; onu imtihan edelim diye, kendisini işitir ve görür kıldık."

İnsan'ın anılmaya değer bir şey olmadığı zamanlar mı vardı? Evriminin başında olduğu zamanlar mı? O halde Süleyman'ın bahsettiği nedir? O halde toprak ve sudan yaratılan Adem nedir? İblis'in secde kılmadığı nedir? Yazının bana sordukları bunlar.

Yukarıdakiler benim kişisel görüşlerim ve yazının bana çağrıştırdıklarıdır sadece... Şüphesiz ki kesinliği yok, fakat çağrışımları paylaşmak istedim. Saygılarımla...
Mea mihi conscientia pluris est quam omnium sermo


Ocak 13, 2009, 08:35:16 öö
Yanıtla #8
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 180
  • Cinsiyet: Bay

Biz ne ana rahminden gelir ne de topraga gireriz ölülerimiz  ölmemiştir bizler herzamanda ve herdevir de gelir gideriz.


"Ve Rab, yerin toprağından adamı yaptı ve onun burnuna hayat nefesini üfledi; ve adam yaşayan can oldu"

Şeytan (Ateş)  Adem de sadece toprağı gördü bilebilirmiy di içerideki nefesi ve sorulan soruyu Ateş toprağa secde etmediğini sandı.
(Belki de Yaradan yaptırdı Şeytana doğruyu O bilir) :D İnsanın kaderi olur da şeytanın olamaz mı:D
 


Mart 03, 2009, 12:02:09 ös
Yanıtla #9
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay

Tanrı gibi düşünen ve ondan olan ve onun gözüyle gören insan,bütün kainatı evirip çevirmeye,ölçüp biçmeye,yürütmeye durdurmaya,zamana ve an'a hükmetmeye muktedirdir...diye algıladım..Saygılar...
Ben"O"yum,"O"ben değil...


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
58 Yanıt
49078 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 24, 2015, 09:38:15 ös
Gönderen: ARARAT
99 Yanıt
52958 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 11, 2014, 05:03:17 ös
Gönderen: Etimolog
11 Yanıt
17842 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 29, 2010, 12:24:21 öö
Gönderen: merimac
1 Yanıt
4483 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 28, 2017, 04:39:14 ös
Gönderen: muratmazman
34 Yanıt
22877 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 27, 2011, 03:22:55 ös
Gönderen: Masor1976
7 Yanıt
6807 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 27, 2010, 03:13:27 ös
Gönderen: shaGrot
7 Yanıt
12148 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 15, 2016, 01:33:03 ös
Gönderen: NOSAM33
62 Yanıt
51361 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 28, 2017, 04:34:30 ös
Gönderen: muratmazman
2 Yanıt
8667 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 27, 2012, 11:37:14 ös
Gönderen: Alşah
0 Yanıt
2096 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 22, 2013, 09:24:28 öö
Gönderen: Etimolog