Masonlar.org - Harici Forumu

Diger => Guncel Konular => Konuyu başlatan: ceycet - Aralık 05, 2009, 05:09:04 ös

Başlık: Taş atan sözde çocuklar.
Gönderen: ceycet - Aralık 05, 2009, 05:09:04 ös
Taş atan piçler!..
Behiç Kılıç - Yeniçağ - Niğdeli Amerikancı para babasının TV"si, Apo"nun at uşaklarından bir çakalı “ilçe başkanı” diye çıkarıverdi ekrana, o da önce şu sokakları yakan çakal sürüsünü haklı çıkarıverdi!..
05 Aralık 2009 Cumartesi 00:08
 Çünkü  “sayın” Apo"ları öyle istemiş!..
Herif (Malum çetenin ilçe başkanıymış!!) açık seçik böyle söyledi.. Şu p****lerin sokaklara sürüldüğü olayları Apo istemiş!..
Çünkü “sayın” eşkıya başı muhatap alınmıyormuş ve yol haritası açıklanmıyormuş!..
Bir de, İmralı"da beş milyon dolar harcanarak kendisi için yapılan yeni  “makamı”  beğenmemiş efendi hazretleri!..
Niğdeli Amerikancının televizyonunun programcı müsveddesi, çete sözcüsü çakalın söylediklerini müdahalesiz aktararak milletin (dinleyenin) kanını oynatıyor!..
Tezgah budur, hıyanet koalisyonu da budur işte..
Düşman diye sadece PKK"ya bakmayacaksın dahilde de..
Bu sermayenin kreması kodamanlar da, iplerini tutan Batının emri ile, PKK çetesi dahil tüm haşeratın işbirlikçisidir.. Hiç olmazsa PKK açıktan  “düşmanım”  diyor.. Bunları kollayan malum sermaye acentası ABD"ci AB"ciler sinsi düşmandır!.. Truva atlarıdır.. Misal 30 Ağustos"ta müthiş ulusalcı, 10 Kasım"da herkesin önünde Atatürkçüdürler.. İnanmayan açsın ellerindeki mevkuteye, o günlere baksın... Ama hemen akabinde de asli işlerine, ülkeyi yeni Sevr"e hazırlamaya dönerler, Batılı efendilerinin emri ile!..
Bu anlattığım da ol babda bir ara üründür!.. Sokağa sürülen PKK"lı çakalların  “haklı”  olduklarını aşılamaya yönelik bir çaba.. Son günlerde hız verdikleri bir konudur.. İzmir üzerinden Cumhuriyet, Atatürk tutkunlarına saldırıyorlar, İzmir"i basan eşkıyayı aklamaya uğraşıyorlardı. (Ayağı çukurdaki imparatorun gazetesindeki kevaşenin yazıları örnektir!!)
Şimdi sıra  “taş atan p****leri” aklamada!..
Malum onlar sabi sübyandır!.. (7-10 yaşlarındaki harbi sübyanlar bir yana onlara sözüm yok, onları sokağa süren alçakların seviyesidir bu kahpelik.)
17 yaşındaki sübyanlar!..
Ne olduğunu biliyoruz... AB bastırması ile de 17 yaşındaki eşkıyanın yakası kurtarıldı, çocuk muamelesi görmeleri sağlandı...
Şimdi bu  “17 yaş sübyanların”  icraatlarını sindire sindire izliyoruz!!
Yaparlar tabii!.. Yapınca başlarına bir iş gelmiyor ki!! Dahası onları sokağa sürenlerin sonsuz vaatleri var kendilerine!.. Türkiye"yi ele geçirince hepsine zenginlikler sunulacak, bol keseden vaat bu!.. Bunlar da Panço Villa"nın avantacı biraderinin hayaliyle, parsa kapmak için saldırıyor Türk halkına!..
Demokratiktirler ya çakallar!..
Pardon sabiler!..
Piçler!!.
Derim böyle!.. Belediye otobüsündeki 17 yaşındaki kızın üstüne molotof  atarak, genç kızın hayatını yakanın tanımı budur.. *..!
Adam, çoluğunu çocuğunu arabasına almış, bayram ziyaretine gidiyor.. Çocukların da içinde olduğu araca molotof atıyorlar!! Nedir bunlar, hadi siz söyleyin..
Vatandaşın ekmek teknesi bakkal dükkanlarının camını çerçevesini aşağı indiriyorlar, neden?.. Çünkü bu sokağa salınan sabiler, karaktersiz, on çocuklu sapkın aile yapılarının ürünleridir ve meslek olarak kap kaç, hırsızlık, yankesicilik, her türlü ahlaksızlık üzerine eğitimlidirler!..
PKK maskesi de, adiliklerini perdeleme, günahlarına gerekçe sunmada kullandıkları alçaklık ürünü..
Bunlar su sıkmakla itlaf olur mu?!
Olur diyen, bu çakal sürüsünün karakol basmaya uzayan cüretinden ders çıkarsın.
Size de iyi uykular paşa hazretleri!..


Tesadüfen okuduğum bu yazıyı sizlerle paylaşmadan edemedim.


Saygılarımla
Başlık: Ynt: Taş atan sözde çocuklar.
Gönderen: Nueva - Aralık 05, 2009, 09:13:52 ös
Yaşı müsait olanlar anımsayacaktır ; bir Erdal Eren vardır , şuan ergen grubun "ünlü bir türk ressamı" diye tanıdıkları Evren Paşa bu Erdal Eren için "Asmayalım da besleyelim mi? " demiştir , demiştir de bir de rahat asmak için Erdal Eren'in yaşını apar topar büyütüvermişlerdir. Erdal Eren'in suçu nedir ki yaşı bile büyütülerek asılmak istenmiş ve bu utanmadan telaffuz edilebilinmiştir. ??

Şimdi sloganlar değişmiştir ; şimdi asılmanın çok yetersiz kalacağı suçları  işlettirip utanmadan bir de taleplerde bulunmaya cüret eden insan ziyanlığının yeterince rahatını temin edememekteyiz....(?) Kendisine yeni arkadaşlar gönderilmeli , arzu ediyorsa aile kurması temin edilmeli , spordan sanata , gastronomiden uzay bilimlerine varana dek her konuda bilgi ve yardım sunulmalı , kendisine "gak deyince havyar , guk deyince şampanya ikram edilmelidir.

Hoşgörü , sınırdan muaf değildir ve artık Türk'ün sabrı taşmıştır....


Herkes sayıyla  kendine gelse uygun olur. Olaylar  formel ayrılıklara varırsa , Türk bundan zarar görmeyecektir. Bir düşünülsün , kimin hayatı değişecektir ? Kimin mesken ve yaşam alanı kaybı olacaktır?  Kim manevi-maddi zarar görecektir? Kim ayıklanacak ve deporte edilecektir? Kim eskiden kendinin olan toprağa pasaportla girmek durumunda kalacaktır? İnanın ki bundan zararlı çıkacak olan Türk değil ....


Bu toprak birarada düzgün dursunderken , bunu kendimizi ilgilendiren bir fayda duygusuyla söylemiyoruz. Çok nadir gidilen , ulusun rasyolarını düşüren , devamlı zarar ziyana yol açan topraklar için "tümlük korunsun" derken , oraların aidiyetini taşıyan vatandaşlar için tümlük olsun diyoruz. Yoksa elbette , ülke geliri 73 milyona değil ,diyelim 50 milyonataksim edilir , kişi başı gelir artar , AB'ye daha hızlı girilir , ülkenin eğitimli ve problemsiz kısmı OECD raporlarında çok yüksek çıkar v.s. v.s. Ayrışmalardan türk zararlı çıkmaz , durup dururken masum güneydoğulu vatandaşlar zarar görmesin diye ulusun tümlüğü dursun diyor olmamız , İstanbul'un göbeğinde eşkıyaya cirit attırırız demek değil..

Herkes başını eline alıp düşünmeli , geri dönüşünü hesap edemeyeceği fitilleri ateşlemeye kalkmamalıdır.

Saygılarımla

Başlık: Ynt: Taş atan sözde çocuklar.
Gönderen: dogudan - Aralık 05, 2009, 11:06:27 ös
Sayın Nueva,

Öncelikle yaşanalardan en az sizin kadar rahatsız olduğumu belirtmek isterim.

Fakat bir kaç konuya da değinmeden geçemeyeceğim.

1. Evet suç işleyenlerin cezalandırılması gereklidir. Hukuk bölümü mezunu üyeler belki sürecin nasıl işleyeceğini bize açıklarlar. Fakat  hiç bir nedenle, hele hele bu bir çocuksa argo sözler kullanılmamalıdır, insan olana yakışmaz. Sonuçta hepimiz biliyoruz ki çocuklar bilerek kullanılıyor. Önemli olan çocukların kullanılmasına sebeb olan mekanizmanın çökertilmesidir.  

2. Köşe yazısında da belirtildiği gibi bir kışkırtma amaçlanıyorsa (yoktur demiyorum) bundaki amacın Kürt-Türk çatışmasının körüklenmesi olduğunu görmemek mümkün değildir.

 "ve artık Türk'ün sabrı taşmıştır",      "Herkes sayıyla  kendine gelse uygun olur. Olaylar  formel ayrılıklara varırsa , Türk bundan zarar görmeyecektir. Bir düşünülsün , kimin hayatı değişecektir ? Kimin mesken ve yaşam alanı kaybı olacaktır?  Kim manevi-maddi zarar görecektir? Kim ayıklanacak ve deporte edilecektir? Kim eskiden kendinin olan toprağa pasaportla girmek durumunda kalacaktır? İnanın ki bundan zararlı çıkacak olan Türk değil ...."

   şeklinde dile getirdiğiniz sözleri bir düşünün, amaçlananın  sizin gibi bir çok kişinin  bunları düşünmesini sağlamak değilmidir? Dikkat ederseniz daha önce  "Kürt sorunu", "PKK ile mücadele sorunu" gibi adlandırılan sorunlar artık "Kürt-Türk" sorununa dönüştürülmek üzeredir.

Madem bir oyun var o oyunu siz bozun. Bu oyun ezberler bozulmadan bitecek bir oyun değildir.

3. Demokratik açılım konusuna gelince, sizce bu açılmı en fazla DTP ve yandaşlarının desteklemesi gerekmez mi? Gelin görin ki bu işten onlar da rahatsız, onları kullanan veya onlar sayesinde varlık gösteren bir çok camiada!....

Sınırda teslim olan  grubun yaptığı şovun saçmalığını konuşmaya bile gerek duymuyorum.

Bu ülkeyi seven siz ve sizin gibi eğitimli insanlar, bu olayları sıradan bir vatandaş gibi bakılması istenen noktadan bakarak değerlendiremezsiniz.Öncelikle irdelemelisiniz, farklı açılardan bakmalısınız. Bilimsel metotlarla çözümü bulmaya çalışmalısınız. Aksine hiçbirimizin hakkı yok. Bu işin sokak söylemleriylede çözülemeyeceği ortadadır. Sadece silahlı mücadeleyle çözülemeyeceği de bizzat genelkurmay başkanı tarafından dile getirilmiştir.

Ne yazık ki barış her geçen gün biraz daha uzaklaşıyor.(Akla  kurgulanmış bir kaos ve sonrasında ortaya çıkacak  planlanmış bir müdahale ve yeni bir düzende gelmiyor değil!)


Saygılarımla,


Başlık: Re: Taş atan sözde çocuklar.
Gönderen: Isis - Aralık 06, 2009, 12:46:08 öö
Yaşı müsait olanlar anımsayacaktır ; bir Erdal Eren vardır , şuan ergen grubun "ünlü bir türk ressamı" diye tanıdıkları Evren Paşa bu Erdal Eren için "Asmayalım da besleyelim mi? " demiştir , demiştir de bir de rahat asmak için Erdal Eren'in yaşını apar topar büyütüvermişlerdir. Erdal Eren'in suçu nedir ki yaşı bile büyütülerek asılmak istenmiş ve bu utanmadan telaffuz edilebilinmiştir. ??

Şimdi sloganlar değişmiştir ; şimdi asılmanın çok yetersiz kalacağı suçları  işlettirip utanmadan bir de taleplerde bulunmaya cüret eden insan ziyanlığının yeterince rahatını temin edememekteyiz....(?) Kendisine yeni arkadaşlar gönderilmeli , arzu ediyorsa aile kurması temin edilmeli , spordan sanata , gastronomiden uzay bilimlerine varana dek her konuda bilgi ve yardım sunulmalı , kendisine "gak deyince havyar , guk deyince şampanya ikram edilmelidir.

Hoşgörü , sınırdan muaf değildir ve artık Türk'ün sabrı taşmıştır....


Herkes sayıyla  kendine gelse uygun olur. Olaylar  formel ayrılıklara varırsa , Türk bundan zarar görmeyecektir. Bir düşünülsün , kimin hayatı değişecektir ? Kimin mesken ve yaşam alanı kaybı olacaktır?  Kim manevi-maddi zarar görecektir? Kim ayıklanacak ve deporte edilecektir? Kim eskiden kendinin olan toprağa pasaportla girmek durumunda kalacaktır? İnanın ki bundan zararlı çıkacak olan Türk değil ....


Bu toprak birarada düzgün dursunderken , bunu kendimizi ilgilendiren bir fayda duygusuyla söylemiyoruz. Çok nadir gidilen , ulusun rasyolarını düşüren , devamlı zarar ziyana yol açan topraklar için "tümlük korunsun" derken , oraların aidiyetini taşıyan vatandaşlar için tümlük olsun diyoruz. Yoksa elbette , ülke geliri 73 milyona değil ,diyelim 50 milyonataksim edilir , kişi başı gelir artar , AB'ye daha hızlı girilir , ülkenin eğitimli ve problemsiz kısmı OECD raporlarında çok yüksek çıkar v.s. v.s. Ayrışmalardan türk zararlı çıkmaz , durup dururken masum güneydoğulu vatandaşlar zarar görmesin diye ulusun tümlüğü dursun diyor olmamız , İstanbul'un göbeğinde eşkıyaya cirit attırırız demek değil..

Herkes başını eline alıp düşünmeli , geri dönüşünü hesap edemeyeceği fitilleri ateşlemeye kalkmamalıdır.

Saygılarımla



Sn Nueva,

Sizin bu talihsiz yazinizi okuyunca Sn MASON'un sizi hangi ozelliklerinizden dolayi tarafsiz olunmasi gereken yonetici pozisyonuna foruma geldiginizden kisa bir zaman sonra apar topar atadigini dusunmeye basladim.

-Hukukcu olmadiginiz halde butun ailenizin hukukcu olmasi mi?
-Babanizin bir savci olmasi mi?
-Vural Savas'in sizin aile dostunuz olmasi mi?
-Sizi foruma gelir gelmez ilk once okudugumuz etrafinizda surekli gorustugunuz bir cok Mason olmasi mi?


veya kuvvetle ihtimal

- Sn MASON'un yakin arkadasi olmaniz mi?



Herkes milliyetci olabilir. Herkes kendi degerlerinin savunuculugunu yapabilir. Buna Kurt halki da Turk halki da, Ermeni halki da, Rumlar da, Yahudiler de dahildir. Ancak tabiki milliyetciligin sinirlarina vandalizmin basladigi ve yer alti darbe orgutlerinin sey pardon gunluklerinin basladigi yerde  dur denilir. Siz uc bes capulcunun provakatif eylemleri yuzunden , hem de masum cocuklarin kullanildigi eylemler yuzunden bir milleti tehdit edercesine -Kurt halki bile diyemiyorsunuz- asirlardir yasadiklari topraklardan deporte etmekten , maddi manevi zarar goreceklerini soylemekten ictinap etmezken ve Turkun sabri tasti diyerekten sanirim PKK'yi 30 senedir yoneten  bazi beyaz Turkler'in  yer alti darbe orgutleri kurarak yillardir kuyulara doldurup doldurup mechul infazlara imza attigini es geciyorsunuz galiba.  Siz yani hukukcu olan aileniz bir milleti deporte etmek icin burokraside ve yasalarda gerekli zemini hazirlarken, biz (beyaz olmayan)Turkler buna musade edecegimizi saniyorsaniz buyuk yanilgi icindesiniz. Siz bir savci kizi ve tum ailenizin hukukcu olmasiyla ovunurken ve onemsenmenizi beklerken, bizlerin de tehcir  karsisinda hukuki savas icinde olacagimizin onemsenmesi icin kimlerin cocuklari ve hangi pozisyonlarda oldugumuzu soylemeye luzum hissetmiyorum. Deporte  yani tehcir asamasina gelineceginde hukuki ve siyasi olarak elimizin armut toplamayacagini bilmenizi isterim. Bu ulkede baska bir Ermeni tehciri yasanmayacak.


Bir yoneticinin yureginin bu denli ofke dolu olmasi hele ki adam olmadan cin carpan yani hukukcu olmadan atip tutan birine yakismiyor. Siz simdi kalkar bana haddimi de bildirirsiniz. Ne de olsa sizin gibi yoneticiler deporte sozunu edebiliyorsa, elestirilmeyi asla kaldiramayacaklardir.  

Bu arada ornek verdiginiz Erdal Eren'e uzulurken, nicin asildigini ve hangi siyasi gorusun hamisi oldugunu umarim biliyorsunuzdur.
Başlık: Ynt: Taş atan sözde çocuklar.
Gönderen: amurdad - Aralık 06, 2009, 01:16:55 ös
   İnsanlık bir çatışma içindeyken vahşet içindeyken tecavüzler savaşlar olurken sanırım günümüzde yaşanan Pkk Devlet savaşı çok bir yeni hadise değil bu yeryüzü için.
 
    Bu konularda çözüm akşamdan sabaha gelişmiyor ölümler ayrılıklarda bizleri vuruyor.Sorun Kürt olma Türk olma sorunu değil insan olma sorunu,olabilme sorunu yoksa bu kirli savaşta masumları başka şekilde koruyamazsınız.

     Bence taş atan çoçukların affı, yeniden yargılanması,çocuk mahkemelerine çıkmaları birer zorunluluk maalesef bir insanın 15 yaşında hata yapma olasılığı,yönlendirilmesi çok doğal ve kolay.

     Ama tabiki suç bir insanı yaralamaya,öldürmeye varmışsa işler değişir o zamanda suç cezasız kalamaz.Bu en son otobuste K.çekmecede molotof saldırısıyla yanan kızı hatırlatmak isterim veya Adanada bıçakla 17 yaşında bir örgüt sempatizanı tarafından öldürülen polisi..

      Bununla beraber kolluk güçlerininde işlemiş olacağı suçlarında yargı yeri karar yeri yine mahkemelerdir.Bence burda ideolejiyle,kimliğimizle,etnik ,mezhep yapımızla düşünmemiz lazım eğer sadece insan olabilirsek kimlerin suçlu kimlerin masum olduğunu çıkarabiliriz.

       Tahammül etmek zorundayız çünkü ben biliyorum ki bu dünyanın sonunda bir de hesap günü gelir o zaman zaten herkez alacağını alır buna yalnızca inanmıyorum biliyorum ama sabır işte..Keşke kimse o gün ceza almasa ama sanmıyorum bu kadar kötülüğün sonucu hayra alamet değil..

       Sn.Nuvea sizinle çok uzun zamandır yazışıyoruz sizleri bazı konularda uyarmıştım iyi niyetimle  hatta özel mesaj attım ve ceza aldım eminim ki sizde iyi niyetlisiniz ama fikrinizi beyan ederken yanlış yolları kullanıyorsunuz sizin gibi düşünmeyenlere yaşam hakkı tanımıyorsunuz ve bu sebeple çok kısır kalıyorsunuz.Sadece bir insan forum duvarında bu şekilde yazabilir herhalde.Bakın size tepkilerde hemen gelmiş yinede siz daha iyi bilirsiniz ama bence değişin topluma,insanlara daha fazla yardımcı olabilirsiniz.

         Aynı zamanda en yukarıda yazan p....ler kelimesinin forum etiği için  kaldırılmasını sansürlenmesini istiyorum en başta bir tanesi kaçmış.Son sözümde ortada ölüm varsa herkez kaybediyordur,kazanan olmaz.Taş atan çocuklarında AB yasalarına uygun yargılanması  ve davranılması herhalde bizlerin vicdani görevidir, ve topluma kazandırılmalarıda...

        Saygılarımla...

     
Başlık: Ynt: Taş atan sözde çocuklar.
Gönderen: ceycet - Aralık 06, 2009, 05:54:40 ös

Sayın Nuvea kimsenin arzu etmediği muhtemel gelişmeleri ve sonuçlarını gayet net açıklamış.Umarım korkulanlar olmaz;ancak neyazık ki süreç bu yönde işliyor.

Benim bildiğim çocuklar,komşunun bahçesinden elma çalar,kedilerin kuyruğuna teneke bağlar,top oynarken mahallelinin camını kırar,okuldan kaçar sinemaya gider,daha haylazları da sigara falan içer...

Bu çocuklar ne yapıyor...?Molotof kokteylle,insanların işyerlerini,araçlarını,hatta kendilerini yakıyorlar.Kullanılıyorlar mı...?Doğru kullanılıyorlar.Peki ebeveynleri ne yapıyor...?Sakın onları kullanmakla meşgul olmasınlar...?

Lütfen samimi olalım...O,otobüste yanan kız yakınımız olsaydı,bu hareketi bukadar masum olarak kabul edebilirmiydik?Ne oldu o kızın hayallerine...Aynaya bakabiliyor mu acaba...

Özellikle kendini aydın olarak kabul eden kürt vatandaşlarımız,biran önce üzerilerine düşeni yapmalı,kürt halkını aydınlatmalıdırlar.

Bölünmemek adına çocuklarını seve,seve ölüme gönderen kitleler,artık bölünmenin daha mı hayırlı olabileceği üzerine düşünmeye başladılar.


Saygılarımla
Başlık: Ynt: Taş atan sözde çocuklar.
Gönderen: rigormortis - Aralık 06, 2009, 08:20:10 ös
Sayın Nueva'nın yorumları üzerine bence aşırıya kaçan eleştirilerde bulunulmuş. Sözleri sert olsada Sayın Neuva kimsenin duymak istemediği bir stratejik analizde bulunmuş ve yazık ki mevcut konjektürler ışığında analizlerinde pek de haksız olduğunu söyleyemem.

Bir hukukçu olmamakla birlikte, şunları söylemek isterim ki;

Günümüz dünyasının, en önde gelen demokratik ülkelerinde miting ve yürüyüşlerde, maske takmak bile teröre yardım ve yataklı suçuna girmekteyken, bizim ülkemizde devletin bekası için görev yapan güvenlik güçlerine taş atılmakta ve bu taşları atan çocuklar reşit olmadıkları gerekçesiyle cezalandırılamamaktadırlar.

Reşit olmayan bireylerin böyle durumlarda yargılanamaması kuralının altında, onların kendi kararlarını verecek yaşa gelmemiş olmaları yatmaktadır.

Oysa ki bu gençler kendi kararlarını vermeyi geçtim sözde siyasi bir yürüyüşe katılıp, şiddet eylemlerine karışmışlardır.

Son olarak sayın ceycet'in paylaşımında argo olarak nitelendirilen sözcük "p....."  sansürlenmesi hatta kaldırılması istenmiş.

Bu sözcüğün anlamı hepimizin malumudur ki; babasız çocuk anlamı taşımaktadır. Madem bu çocuklar, 18 yaşın altında, madem kendi kararlarını verecek yaşta değiller, öyleyse bir ebeveynin görevi nedir? Çocuğunu ülkesine ve kendisine yararlı olacak bir birey olarak yetiştirmek değil mi?

Hal böyle olunca insanın aklına ister istemez şu soru takılıyor; Madem bir ebeveynin görebvi bu, bu babalı çocukların o sokaklarda ne işleri var?

Saygılarımla...
Başlık: Ynt: Taş atan sözde çocuklar.
Gönderen: Genius Loci - Aralık 06, 2009, 09:29:26 ös
Sn. rigormortis,

Acaba hangi demokratik ülkede maske takmak teröre yardım ve yataklık suçu olarak değerlendiriliyor?

...
ceycet'in paylaştığı köşe yazısıyla ilgili olarak bir iki hususa değinmek isterim.

17 yaşını AB etkisiyle mi sübyan kabul ettik?

Ceza sorumluluğunun tam olarak kabul edilmesi için tamamlanmış bir sosyalleşme ve ahlaki olgunluk gereklidir. Bu yüzden CKlar yaş küçüklüğünün kusura etkisini kabul ederek yaş ayrımlarına gider.

765 s. TCK'nun ile 5237 s. TCK'nun yaş ayrımında çok fazla bir değişiklik yoktur. 765'te yaş küçüklüğünün kusur yeteneğine etkisi için 3 dönem kabul edilmişti. İlk 11 yaşına kadar, ikincisi 11-15 arası üçüncüsü ise 15-18 arası. 5237de de 3 dönem vardır ve sadece ceza kusur yaşını 12ye çıkartmıştır. Buna göre ilk dönem 12 yaşına kadar, ikinci dönem 12-15 yaş arası üçüncüsü ise 15-18 arasıdır.Ülkemizde Çocuk Koruma Yasası ve Çocuk Mahkemeleri... Yasasına göre 12-15 ve 15-18 yaş arası çocuklar özel yetkili mahkemelerde yargılanmaktadır.  

Ki benzeri yaş-kusur ayrımı benim bildiğim tüm CKlarda vardır. örneğin Alman CK ve Alman Gençlik Mahkemesi Yasasında 4 döneme  ayrımıştır ve sınır 14 yaşıdır bu yaşa değin cezai sorumluluk yoktur  (StGB § 19). 14-18 yaş arasında ise şartlı cezai sorumluluk mevcuttur (JGG § 1,3) JGGde bu yaş aralığı için genç tabiri kullanılır. alman sisteminde 18-21 yaş arası "genç yetişkin" olarak kabul edilmektedir (StGB § 20,21) genç yetişkinlerin bizim ülkemizdeki ifadesiyle çocuk mahkemesinde mi yargılanacağı yoksa genel mahkemelerde mi yargılanacağına ise gençlik mahkemesinin yardımcı organları tarafından hazırlanan rapordan sonra karar verilmektedir.  JGG'de üç  yaptırım türü vardır eğitimsel,  yetersiz kalması durumunda disiplin tedbirleri ve nihayetinde üçüncü olarak gençlik cezaları yani özgürlüğün tahdit edilmesi.Bu üçüne birden de karar verilebiliyor. Almanya'da Gençlik Mahkemelerine Yardımcı Kuruluşlar mevcut ve bunlar 14-21 yaş arası suç işlemiş çocuklara yönelik çalışmalar yapıyor. (Cezai sorumluluk yaşı ile ilgili olarak istenirse Avrupa ülkelerindeki yaş sınırlarını tek tek de söyleyebilirim. Ama Almanya örneği bence yeterli gelecektir. Çünkü ülkemiz uygulamasıyla örtüşmektedir.  Almanca bilenler googleda jugendstrafrecht diye bir arama yaparsa pek çok sonuca ulaşacaktırlar. )

Olması gerekeni tutup da yanlış gibi sunmaya kimsenin hakkı yoktur. Anayasaya göre Devletin görevlerinden birisi de gençliği korumak ve yetiştirmektir. Eğer anne-babaları tarafından gerekli özen ve ihtimam gösterilmeksizin yetiştirilen çocuklar varsa devlet bunları kendi koruması altına alabilir.

Çok açık söylüyorum. Faşist eğilimli bir gazetenin köşe yazarının yukarıdaki yaklaşımı bölücüdür. Bu damar o damarı, o damar da bu damarı desteklemekte ve büyütmektedir. 10 çocuklu, suça eğilimli, çakal, p.ç gibi aşağılayan hakaret eden ifadeleri kullanarak varılabilecek yegane yer sn. Nueva'nın söylediği noktadır. Sn. Nueva'ya da katılmıyorum. Sayıyla kendilerine gelsinler gibi bir yaklaşımı da kabul edemem. Sorum realiteyi kabul etmekten ve buna bir çözüm üretmekten kaçınmamızdır. Aşağılayarak, ayrılıklar daha fazla pompalayarak bir yere varamayız. Birlikte, farklılıklarımızın bilincinde olarak yaşamasını öğreneceğiz. Bu günlerdeki hadiseler yara alan bir örgütün kendini toparlama çabasıdır. Bu hadiseler aynı zamanda bu statükonun devamını isteyenlerin de çabasıdır.

Umutsuzluğa kapılıyorum. Evet ama bunun sebebi sokak gösterileri değil. Bunun sebebi Türkiye bir bütündür bölünemez diyenlerin artık madem oyle ayaklarını denk alsınlar yoksa kendileri kaybederler, alırlar hiç gitmediğimiz ve artık umursamadığımız toprak parçalarını, biz de 40 milyon güle oynaya yaşarız noktasına gelmeleridir. Bilinçaltımıza bölünme duygusu işlemeye başladıysa bütünleşmemiz artık daha da zor ve demek ki yeni bir harita ha bugün ha yarın önümüze gelecek... İşte bu yüzden umutsuzluğa kapılıyorum. Ama umut hep var, umut hep ayakta...

bir gün oramar çalınmayacak bu ülkede, bir gün bir meyhanede tu guli yi söyleyeceğiz hep birlikte, "... tu guli ez bulbulê temme tu zini ez memê temme..." aynı efkarla eski aşkımızı hatılayacağız sonra le le rindike diyecek birisi ben kara üzüm habbesi diyeceğim, bir başkası ez kovuk im derken diğeri ona hele yar zalım yar diye eşlik edecek, seyran mangi diye başlayacak söze bir başkası, ağlama yar ağlama anam mavi yazma bağlama diye devam edecek... sözler karışacak birbirine ama ezgi aynı olacak. Birgün ama inadına birgün bu olacak eğer olmayacaksa zaten ölmüş olurum büyük ihtimalle.

Hep beraber ve daima yaşayarak / Heru ber her bimin biji


sevgi ve saygılarımla.
Başlık: Ynt: Taş atan sözde çocuklar.
Gönderen: rigormortis - Aralık 06, 2009, 09:56:49 ös
Sayın skullG

Yazımda da belirttiğim gibi ben bir hukukçu değilim, ancak sözlerimin dayanağına gelecek olursam; Bahsetmiş olduğum "yürüyüş ve mitinglerde maske takmanın, terör suçu olarak yargıya tabi tutulması" sözüm, üniversite yıllarında, siyaset hocamın, türkiye üzerine stratejik analizler konusunu inceleyip bunun üzerine projeler hazırladığımız derslerde belirtmiş olduğu bir konuydu.

Kendisi bu yasasının İngiltere'de olduğunu söyledi, evet hata edip bunun dayanağını araştırmadım. Çünkü daha öncede söylediğim gibi ben bir hukukçu değilim, olayların hukuksal boyutundan daha çok siyasi-felsefik-toplumsal boyutları ekseninde geleceğe dönük yansımalarıyla ilgilenirim.

Sormuş olduğunuz soruyu ne derecede yanıtladım, cevabım tatmin edici boyuttamıydı bilemiyorum ancak, bunu söyleyen hocamın Almanya'da siyaset doktoru ünvanına sahip olduğunu ayrıca böyle yasaların bir takım ülkelerde var olduğunu tasdik eden hukuk hocamında aynı ülkede Hukuk doktoru ünvanına sahip olduğunu belirtmek isterim.

Yazınızın diğer bölümleriyle de ilgili yorum yapmak isterim:

"Birlikte, farklılıklarımızın bilincinde olarak yaşamasını öğreneceğiz" Sözünüz demokrasilerin temelidir. Ancak Dünya'da kaç demokratik ülke bu temele sahiptir bilemiyorum.

Sözlerimin yanlış anlaşılmasını istemem ancak, faşizan ya da bölücü eğilim ve düşüncelerim olmamakla birlikte tüm objektifliğimle belirtmek isterim ki;

Ülkenin gidişatı üzerine yapılabilecek stratejik analizlerin içerisinde bir iç savaşa ve toplumsal bir kaosa sürüklendiği maddesinide gözardı etmemek gerekir.

Son olarak açılım konusunda bir kaç şey söylemek isterim:

Açılım politikası bundan yirmi beş yıl önce olsaydı şayet, oldukça mantıklı ve hedeflediği amaçlara ulaşması halinde çok başarılı bir politika olmuş olurdu ancak günümüz toplumu ve toplumun yumuşak karnı olarak nitelendirebileceğimiz durumlar göz önüne alındığında halkı herkesin malumu olan konularda tahrik ettiği ve bunun bir takım sonuçlar doğurabileceği ihtimali göz önünde bulundurulmalıdır.

Saygılarımla...
Başlık: Ynt: Taş atan sözde çocuklar.
Gönderen: karahan - Aralık 07, 2009, 10:18:28 öö
Sn.Nueva'yı sanırım anlamakta zorlandık bir parça.Dehşetten faltaşı gibi açılmış gözlerle günlerce adına ne denirse densin ilgilenmiyorum olayları ailece izledik.Şunu kabül etme noktasına geldik artık ülkece bir paranoyanın eşiğindeyiz.

Artık iş o kadar sıradanlaştıki izlediğim görüntüler artık bana bir isyana gidiş sürecini anımsatıyor.Bir ülke vatandaşının karakol basmasını hangi makul sebeplerle izah edebiliriz.İş yerlerini taşlamak milletin arabalarını ateşe vermek evleri taşlamak polise mukavemet etmek ortalığı savaş alanına çevirmek.

Hemde bu işi 15-17 yaş arası sabi sübyanlara yaptırmak neyin nesi oluyor.Ben işin bu noktasında şunu anlamıyorum bu çocukların ailesi yokmudur,aileler bu çocuklarla ilgi noktası nedir,illaki başlarına bir şey geldiğinde ortalığa çıkıp feryadı figan eden hallerinimi göreceğiz.Çocukluğun masumiyetini öfke ile yoğurup milletin malını taşlatıp yakıp yıkmak olarakmı yetiştiriyorsunuz bu çocukları.

Bende tam bu noktada şunu sorayım kendi çocuklarımı bu insanlarla ben nasıl kaynaştıracağım,oğullarıma ne öğütlemeliyim bu insanların yaptıklarını onlara ne oalrak anlatmalıyım.En kötüsü artık önyargılılar ve bu önyargılarını nasıl kıracağım,daha berbatı bu ülkede bu insanlarla beraber yaşamak istemiyorlar sindiremiyorlar çünkü.

Zaten amaçlanan şey bu ayrışım idi bencede başarıldı.Çocuk masumiyetinden faydalanılma durumu var ortada bence tek gerçek bu,peki o zaman bu sav doğru ise bu problemin çocuk tacizi ve istismarı suçundan ne farkı var emel aynı değilmi.

Bence nueva'yı çokta kınamayın ben hemen her yazımda bu konuda aynı tarz düşünceleri yazıyorum fikrim değişmişte değil.Gelinen noktada artık kürt'lerin birşeyler yapmaları lazım daha çok geç olmadan.10 yıl sonra belkide bu iki halkı birarada yaşatmak gerçekten zor olacak.
Başlık: Ynt: Taş atan sözde çocuklar.
Gönderen: erdal - Aralık 07, 2009, 12:46:52 ös
türkiye bu görüntülere hiç layık degildir. konu  kompleks bir konudur . çok boyutlu bir konudur dahası ciddi bir konudur. yetkililer konunun çiddiyetini görür ve tedbirlerini bir an önce almadırlar. yoksa bunun faturası top yekün bu millet öder hemde çok agır bir bicimde.
Başlık: Ynt: Benim Halkımın Çocukları
Gönderen: Prenses Isabella - Aralık 07, 2009, 06:01:53 ös
Doğu ve Güneydoğuda yaşayan Çocuklarımızın diğer çocuklardan bir farkı olmayıp, çocuk statüsünde değerlendirilip, mevzubahsi olayın diğer ilintili yönlerini Çocuklarımıza maletmek, işin ucunu bu tarafa bile kaydırmak, kaydırabilmek ne yazıkki görülen en acı gerçeklerdendir. Taş atan Çocuklarımız ne kadar çabuk bir biçimda başka bir profile girdirilebiliniyor. Demekki Ulusal bilince kadar ulaşmış bu Çocuklarımızın hala park-bahçe vs. gibi yerlerde oynayan çocuk profilini çok gerilerde bırakmış oldukları da görünen en bariz simgedir.

Sayın Isis; bazı noktalara katılmasam da gerçekleri olduğu gibi aktarabilme cesaretiniz yüzünden Sizi, hem bir hemcinsiniz olarak hem de bir birey olarak Kutluyorum.

Kimseyle tartışma yapmak istemiyorum diye de basmakalıp sözleri sarfetmekten bir hayli bıkkınlık yaşadığımı da belirtmeliyim.

Ne olursa olsun, Çocuklarımız hakkında böylesi basit bir ibare kullanılması, kullananları da aşağılar niteliktedir. Basitliğin en had safhasıdır. Bu gibi düşüncelere sahip olanların, sadece at gözlükleriyle olayları tek taraflı olarak ele alıp değerlendirmeleri haliyle de çok taraflı düşünme yeteneklerinden yoksun kaldıkları için ve ne yazıkki Insancıl duygularından eser bile kalmamış, kin- öfke ve devamı duygularıyla adeta gözü dönmüş cani şeklini rahatlıkla alabilenlerin sarfettiği çirkin sözler de haliyle kendi iç dünyalarının ne kadar bataklıkta, karanlıkta ve bir o kadar Işıktan yoksun kaldıkları da besbellidir.       

O yüzden o çirkin sözleri yakıştırmayıp, taş atan çocuklara 'Bizim Çocuklarımız' diyorum. 

Olayların perde arkasını göremeyecek kadar kör ve sağır olan, merhamet duygusu taşıyamayanlara da gerçekleri kendimde saklamayı ancak onlara ifade etme seviyesine kadar inmeyerek kendi bildiklerimle yaşamayı yeğliyorum.

 
Başlık: Ynt: Taş atan sözde çocuklar.
Gönderen: karahan - Aralık 07, 2009, 06:17:24 ös
Sn.İsabel

Yazınız tamamen doğal olarak kadın ve anaç dürtüleriyle donanmış durumda diğer yazılarda ise erkek duyguları var ki çok normal bence.

Duygularınızla baktığınız pencerenizden gördüğünüz manzaraya katılıyorum,ama bugün otobüs'e molotof atan çocukta 17 yaşında idi ve masum kız çocuğu öldü bu sabah ana babasını en derin kederlerle bırakarak.

Ozaman meseleye bir başka gözle bakma zamanı değilmidir artık.Devletin tüm birimleri çocuklar için ana babaları devamlı uyarmaktadırlar.Maalesefki doğunun halkının aile kavramı sadece çocuk yapmak olarak gördükleri gerçeği var.Okadar küçük ve masum dediğimiz çocukları toplumun içine artık nerde ise birer canavar olarak çıkartılırken nerede bu kendilerine ana baba diyen sorumsuzlar,sormak isterim.

Çoğu ne yaptıklarının bilincinde değil evet haklısın masımdur onlar diyelim ama nereye kadar.Bu işin sonu nereye gider bu şekil soran yok.Çocukta olsa devlet artık bir şekilde bu sorunu çözerek benim can güvenliğimi sağlamak zorunda.Bedeli ödemesi gerekene muhakkak ödetmeli devlet.Çözümmü alın ilk çözümü ben yapayım size.

Derhal bir kanun çıkarılmalı bu çocuklar için.Hukuk onları reşit görmediğinden ana baba himayesinde yani sorumluluğunda sayar.O zaman bu bakış açısına göre suç işleyen bir çocuğun ana ve babasını tutuklarsın çocuğunun işlediği suçun cezasınıda hamisi olduğu için onlara ödetirsin.Bence tek çözüm yolu budur.Bakın o zaman analar babalar çocuklarının peş,nden gidiyormu gitmiyormu.
Başlık: Ynt: Taş atan sözde çocuklar.
Gönderen: Genius Loci - Aralık 07, 2009, 06:49:30 ös
sn. karahan,

 suç ve cezada kanunilik ilkesi var. çocuk şuç işlemişse anne-babaya o suçu işlemiş gibi ceza verilir mi?  
ama surası bir gerçek anne ve babanın çocuk üzerinde velayet hakkı ve yükümlülüğü vardır.5237 s. TCK'nun tasasrısında çocuklara özgü güvenlik tedbirleri başlığında 56. madde de ve Velayet hakkının kaldırılması, vasi tayini ve nafaka yükümlülüğü başlıklı 57. maddesinde bu konuyla ilgili çok yerinde düzenlemeler yer almıştı. Ancak Yasa velayet hakkının kaldırılması başlıklı 57. madde metinden çıkartılarak ve 56. madde Çocuklara özgü güvenlik tedbirlerinin neler olduğu ve ne suretle uygulanacakları ilgili kanunda gösterilir şeklinde değiştirilerek kanunlaştı. Benzeri hükümler 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununda düzenlendi. Ama TCK Tasarı m.57deki gibi çok açık değil. nihayetinde devlet, bu cocukları ana babalarından alıp koruma ve denetim tedbiri uygulayabilmektedir.
çözüm yolları yasalarda mevcut. yoksa çözüm, sokak ortasında nişan almak suretiyle ateş ederek sırtından vurup öldürmek değil. nasıl bir öfke hali olursa olsun, bir devletin kolluk gücü personelinin boylesi fevri bir harekette bulunma hakkı yoktur. olaylar bu tip hadiseler sonucu daha da şiddetlenmekte... bugün ne yazık ki, serap'ın ölüm haberini aldık... 17 yaşında yakıldı serap, buna bir çözüm bulunmalı evet ama bu çözüm diyarbakırda adam öldürmek olmasa gerek... iş gittikçe sarpa sarmadan evvel herkes çözüm aramalı bulmalı, yoksa ölürüz teker teker ve artık yeter diyecek birisi bile kalmaz.
Başlık: Ynt: Taş atan sözde çocuklar.
Gönderen: karahan - Aralık 08, 2009, 10:19:39 öö
Sn.SKULLG

Benim bahsettiğim çözümün mantığı aslında çok basit ve örnekleri var.2 türlü örneği var bunun görebileceğiniz ilki ilahi sistemde mevcuttur evlat ile ana baba arasındadır.Burda sistem şu Allah evlat verdiği ana babaya aslında sorumluluk veriyor o evladı her yönü ile yetiştirip topluma faydalı bir insan olarak yetişmesini istiyor bu sorumlulukta ana baba ölene kadar üzerlerinden kalkmıyor.

2.ncisi ise Askeriyedeki sistemdir.Tıpatıp nerde ise bu ilahi sistem uygulanır herkes birbirine tapulanır askerde en ufaktan en büyüğe doğru.Bu tapulanma yazışma ilede sabittir.Herşeyden sorumlu en üst bölüğün kedisinden bile sorumludur ve hesap ondan sorulur.

Ben bu mantık içinde önerdim o taş atan çoukların suçlarının bedelini aileleri ödemelidir.Hemde sanki bir reşit o suçu işlemişçesine ceza verilmeliki başkasının serapları ölmesin.O ana babalarda sorumluluğun ne demek olduğunu anlasınlar.Bence yanlış bir mantık değil.
Başlık: Ynt: Taş atan sözde çocuklar.
Gönderen: Barbaros - Aralık 08, 2009, 11:58:53 ös
Taş atan çocuklara bakacaksak işimiz var arkadaşlar.
Bu çocuklara emri veren çeteleşmiş abileri vardır. ,Bu abilerine emri veren örgütün cahil adamları vardır.
Örgüte de rica eden birileri vardır. Olay burada başlıyor.
Bu birileri dediklerimiz hakikaten de truva atlarıdır. Örgüte maddi desteğı bunlar sağlar. Silah verir, para verir, uyuşturucu pazarı, bavul ticareti vs. için hak tanırlar.. Bunlar küçük hamleler.. Silahdan ilaç pazarına kadar bu işten çıkar sağlayan çok...

Ama bunu bilen bürokratlarımız devlet görevlilerimiz var. Bilipte dokunamadıkları var. Dokundukları olsa bile bu dokunduklarının dışarıda ki(özgür) ahbapları var. Bakalım onlarda içeri girecekler mi? Tayyip bu konuda bugün açık ama altdan altdan mesajı gönderdi.
Öyle böyle bu birilerinin büyük başları dengeyi kurmuşlar. İşlerine çıkarlarına nasıl geliyorsa oyunu öyle oynuyorlar.
Ordu'nun içinde kirli eller dolaşıyor. Askerimiz, bir pkk lı gördüğünde ona vur emri kimse veremiyor. 2 milyon Türk askeri 5-10 bin tane çapulcuya kendini küçük düşürüyor. Bu TSK'nın onurunu zedelemeli(!) Ne yazık ki TSK bünyesinde veya emekli birçok paşa sanki bu ülkenin askeri/askeriydi değil gibiler...
100 yıl evvel ki bir Topal Osman, bir Yörük Ali, bir Çerkes Ethem şimdi olsa bu pkk nın kökünü temizlerdi... Atatürk olsa bu günkü hükümetin de ordununda yargınında bürokratlarında yüzüne tükürürdü de onlar bunlara bile layık değil! Tertemiz emanet edilen bir ülkeyi ne hale getirdiler! Koca TSK, pkk ı silahla bitiremiyoruz diyor... İşte ben buna gülerim. Noldu dünyanın en güçlü ordularından TSK'a... Hayatında eline silah almamış, eli kalem, kitap tutması gereken 20 yaşında gençlerin eline silah verip, terörün kucağına atan zihniyete ben ne diyeyim ki? Adam gibi ordu olsa, 3 günde bordo berelileri ile o teröristlerin leşlerinden dağ yapardı dağ!

Acırım acırımda vatan hainleri orda burda gösteri yaparlar serbest serbest gezerler, onurumuzla oynarlar.
Bu ülkede nice aydınlar kendi öz milletimizden bir birey oldukları halde sadece düşünceleri yüzünden sınır dışı edildiler.

Bu millet ancak, apo idam edilip, pkk, pkk yandaşçıları, pkk sözcüleri(dtp) sınır dışı edildiği gün sağlıklı düşünmeye başlar.
Bu söylediğim devlet bir bütün olduğu taktirde bir hayal ürünü olmaktan çıkarılacak bir durumdur. Gerçi devlet bir bütün olsaydı bu sorunlar olurmuydu sormadan edemiyorum...
İşin özü, Kürtlerle bir problemi olan yoktur. Sorun pkk ve onun yandaşçıları iledir. Fakat bu açılımı vs. pkk ile Kürtlüğü özdeşleştirmektedir. Tayyip Erdoğan'da biraz olsun liderlik vasfı olsaydı bunların olacağını anlardı. Kendi kendini bataklığa gömüyor.
Herşeyi geçtim de gerçek bir lider devletinin 1 asırlık selametini düşünür. Şuanda bu açılımdı vs. idi herşey yolunda bile gitse hiç mi düşünmez insan bu daimi kalmaz birgün patlak verir diye(!) Sür şunları ıraka devlet mi kuruyolar napıolarsa yapsınlar...
90 larda Özal yüzünden bunları ülkemize doldurduk ya geri gönderelim olsun bitsin!
herşeye kolaydı demek kadar kolay birşey yok...

Bu yazı içimden geçenleri biçimsiz şekilde anlatıyor.. Fazlasıyla öfke kin mevcut ama hiçbir art niyet yoktur.
Başlık: Ynt: Taş atan sözde çocuklar.
Gönderen: erdal - Aralık 09, 2009, 10:17:23 öö
 sayın karahanın dedigi gibi aile , egitimi çoçuklarına vereçek  peki aileye egitimi kim verecek. aileye egitimi ise uzmanlar verecek.  peki aile egitimi nerede alacak ,aile egitimi ise okullar geceleri ve yazın okullar musait iken  basın, yayın kitle iletişim araçları  parti programlarına giren vaatler tv vs ile. uzmanlar tarafından alacak.
Başlık: Re: Taş atan sözde çocuklar.
Gönderen: Isis - Aralık 10, 2009, 03:56:08 ös
Sayın skullG

Yazımda da belirttiğim gibi ben bir hukukçu değilim, ancak sözlerimin dayanağına gelecek olursam; Bahsetmiş olduğum "yürüyüş ve mitinglerde maske takmanın, terör suçu olarak yargıya tabi tutulması" sözüm, üniversite yıllarında, siyaset hocamın, türkiye üzerine stratejik analizler konusunu inceleyip bunun üzerine projeler hazırladığımız derslerde belirtmiş olduğu bir konuydu.

Kendisi bu yasasının İngiltere'de olduğunu söyledi,

Sn Rigormortis,

Avrupa ulkelerinin cogu Turkiye gibi yazili anayasasi olan ulkelerdir. Oysa Ingiltere'de yazili anayasa olmadigi icin içtihatlar hukuku, anglosakson hukuku ulkesidir. Vakia yazili olmayan ancak hukuki yaptirimi olan "conventions" i goz onune aldigimizda, yazili mi degil mi konusu halen hukukcular ve akademisyenler tarafindan tartisildigi icin bazilari da kismen yazili, kismen degil seklinde yorum yapanlar var. Hukuk prensipleri bu sebeple davalarin gidisati ile ortaya cikmistir ve gun gectikce de ortaya cikan yeni davalarin seyrine gore yasalasmaktadir. Ornegin Factortame davasiyla birlikte yargi, Avrupa Birligi Yasalarinin, milli hukuktan daha ustun oldugunu kabul etmis ve boylelikle bu bir yasa haline gelmistir.

Sizin, bahsini ettiginiz Ingiltere'de yuruyus ve mitinglerde maske takmanin yasak oldugu ile ilgili bir dava bulamadim. Sonra bolum baskanimiza sordum ancak boyle bir yasa olmadigini soyledi. Kamu Duzeni Yasasi (1986)'na  baktim. Orada da protestocularin polisi ve etrafi provoke edici, sozlu veya fiili bir hareketinde polisin goz altina alma hakkinin oldugundan baska, yuruyuslerde maske ve benzeri pece gibi yuzu orten seylerle ilgili bir tahdit soz konusu degil. Fransa'yi ise bilemiyorum.
Başlık: Ynt: Taş atan sözde çocuklar.
Gönderen: Genius Loci - Aralık 10, 2009, 04:00:28 ös
Sn. Isis,

Çok teşekkür ederim. Ben de kaç gündür yana yakıla böyle bir düzenleme var mı yok mu onu araştırıyordum. Bahsettiğiniz  taşkınlık, huzuru bozma, polise mukavemet vs. durumlarında polisin gözaltı yetkisi bizde de var.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Taş atan sözde çocuklar.
Gönderen: rigormortis - Aralık 10, 2009, 04:36:27 ös
Sayın Isis

Daha önceden de söylemiş olduğum gibi benim bölümüm ve dolayısıyla ilgilendiğim konular daha farklı yönlerde. Ancak yanlış bildiğim bir konu üzerinde beni bilgilendirdiğiniz için bende teşekkür ederim...

Kim bilir belkide üniversitede ki hocam kendi ütopyasını paylaşmıştı bizlerle. Açıkçası, bana o zamanda ve şuanda da oldukça mantıklı geliyor bu fikir.

Yürüyüş ve mitingler, toplulukların düşünce, fikir ve taleplerini duyurmak ve protesto amacıyla yapılan demokratik haklardır dolayısıyla demokratik ve insan haklarına uygun yapılması gerekir değil mi?

Yürüyüşte kendini saklamak istiyorsan, o yürüyüşe çıkmamalısın. Protestonda birilerine zarar verecekse bunun adı da protesto değil şiddet ve suç olur haksız mıyım?

SAYGILARIMLA...
Başlık: Ynt: Taş atan sözde çocuklar.
Gönderen: karahan - Aralık 10, 2009, 06:56:20 ös
Adı ister protesto olsun ister demokratik hak olsun bu konularda hukuğun aldığı kararları yada adına yaptırım dedikleri şeye ben ancak zırva derim artık bu yaş ve saatten sonra.

Öğrencilik yıllarımdan beri izlediğim yada katıldığım hiç bir protesto yada gözterinin olaysız geçtiğine tanık olmadığım gibi bu gösterileri yapanlarında asıl amaçlarının taşkınlık yapmak olduğununda bal gibi farkındayım.

Burada asıl sahtekarlığı yapana bakmak lazım devletmi yoksa halkmı.

Devlet insanları kanırtacak derecede sorunlara karşı görevini yapmaz iken halkada istersen çizmiş olduğum kanunlar çerçevesinde sana vermiş olduğum sınırlı demokratik hakları kullanarak beni protesto edebilirsin diyor.

Dünyanın en eski hilesi ve yalanı çok gülerim ben buna.

Sadece üremek için yaşayan toplumların eğitim ,hak ve özgürlükler konusunda hiç bir doğru bilinç ve yargıya vakıf olmadan yaşatan bir devlet sistemi var dünyada.

Burada asıl problem devletin kendi büyürken büyümesini doğru oranda kontrol edememesi ve o büyümeden kaynaklanan sorunları halka fatura etmesi.Orantısız büyüme haksız gelir dağılımına sebep olurken halkın isyanı kaçınılmaz oluyor.

Sonuç toplumun sinirleri bozuk ve toplumsal olaylar.Bizim burda işin özünde gösterilerde maske takanları değil hantal devletin hızla gelişen topluma ayak uyduramama sorununu tartışıyor olmayı yeğlerdim.



Başlık: Ynt: Taş atan sözde çocuklar.
Gönderen: Nueva - Aralık 12, 2009, 07:03:57 öö
Sayın Üyeler ,

Konu çok boyutlu ve tüm ülkeyi aşırı sıkıntıya sokan bir konu olduğu için bu konuda çok geniş yelpazede görüş olması da olağan ve olasıdır. Yazıma da bu geniş çerçevede atıf ve yorumların gelmesi de aynı paralellikte doğaldır. Gelen atıfların hemen tümünü kavrayan tek bir yazı ile , tümünü okuyacak sabrı olan üyelerimiz için Sn.Doğudan'a ,Sn.SkullG'ye ve Sn.Isıs'e görüşümü daha netleştirerek cevap yazmayı tercih ederim.

Sayın Isıs konuyla tümüyle alakasız biçimde ailemin iştigal alanından dem vurmuş , benim Sn.Mason'un yakın arkadaşı olma olasılığımı "kuvvetle muhtemel" görmüş ; kendisine "haddini bildireceğimi" düşündüğünü eklemiş. Sayın Isıs , konuyla alakasız olan ailem , babamın mesleği gibi hususlardan dem vurarak popülizme kaymamış olsanız daha farklı düzeyde bir görüş alışverişimiz bence olabilirdi. Yine de kendi kişiliğimi en doğru biçimiyle yansıtmak açısından sizin o üsluptaki bir yazınızı dahi cevaplamakta sakınca algılamıyorum. Bu forum , ahbaplık , yakın dostluk , akrabalık, hemşehricilik gibi kriterlerle sevk ve idare olunmamakta  .Bu bağlamda bendenizin de hiçbir forum üyemiz veya forum yöneticisi ile herhangi bir genetik bağım , hemşehricilik durumum elbette ki yoktur.  Ancak çeşitli konularda haksızlığa uğramış ve buna rağmen şiddete başvurmamış ve hiçbir zarar görmesini istemeyeceğimiz bir Kürt vatandaş ile  terör eylemlerine bulaşmış gruplar arasında çok fark olduğunu düşünüyor olmam sizin iddia ettiğiniz gibi tarafsız olmadığımı göstermez.  Ama ülkemizde iş yaşamında , akademik hayatta ve sosyal alanlarda "yakın ahbap" olmakla sistem yürütülmeye çalışıldığı için , sizde de farklı görüşleri bir "ahbaplık olasılığı" ile yorumlama gayesi oluşmuş .Suçlamalarınızı ve değerlendirmenizi sizin gerçek halinizi yansıtmayacak biçimde yüzeysel buldum.  İkincisi , "had bildirmek"ten bahsetmişsiniz , bu ülkede "çıkartılan" birçok sorun , karşılıklı kamplar"mış gibi" "konumlandırılmış" vatandaş gruplarının birbirlerine "had bildirme" girişimleriyle köpürtülmüştür ve çok önemliden az önemliye hiçbir sorun reel çözümlere kavuşturulmamıştır.

Yazıma gönderdiğiniz cevapta bendenizi yaşamda hiçbir güçlük veya haksızlığa maruz kalmamış bir kişi olarak tasvir girişiminiz görülüyor . Çok yanıldığınızı ifade etmek isterim. Buraya yazmakta sakınca görmediğim , size fikir verebilecek çok basit gibi duran bir kişisel olayı okuyunuz o halde. Bendeniz , bir güneydoğulu vatandaşımız tarafından aylarca gizlice takip edilmiş , evine girilmiş , evinin her köşesi  tarumar edilmiş ,bu vatandaş tarafından darp edilmiş ve yüzü 11 günde eski formuna kavuşabilmiş ancak o tarihten bugüne halen uyku bozukluğu  yaşamakta olan bir kişiyim.. Bu vatandaş evi soymamış , eve yoğun maddi zarar vermiş ve bendenizin yüzünü dağıtmıştır... Kendisine evi niçin soymadığı sorulduğunda , beni ve benim "tipimde" olan vatandaşları izlediklerini "fazla açık renkli" olduğumuz için "Türk" veya "gavur" olduğumuzu düşündüğü için "zarar vermek istediğini" ifade etmiştir...Kişi işsiz olduğunu , maddi sorunu olduğunu v.b. beyan etmiş olsa durum farklı olurdu ancak bu örneğin ve "tipimin açık renkli bulunması nedeniyle darp edilmenin" ne demek olduğunu(?) size kelimelerle ifade edebileceğimi  zannetmiyorum .. Bunu yaşamış ve hala da tortularını taşıyan bir vatandaş olarak , evimde,sokağımda, semtimde , topraklarımda daha fazla saldırıya uğramamayı talep etme hakkına fazlasıyla sahip olduğumu düşünüyorum... Bu sadece bir tek örnektir , ancak biz bunlara rağmen , masum Kürt vatandaşların uğradığı haksızlıkların giderilmesini , bir gelecek perspektifine kavuşturulmalarını , iktisadi ve sosyo-kültürel yaşamdan paylarını almalarını hala ve her zaman destekleriz...   

Sizin de bendenizi darp eden vatandaşın söylediği gibi , andığınız bir diğer konu "Beyaz Türk"lük konusudur , kendinizi "beyaz olmayan Türk" olarak anıp Beyaz Türklükle ilgili atıflarda beni ve ailemi kast etmişsiniz ki , bunu hiçbir biçimde kabul etmiyorum. Çünkü Beyaz Türk diye bir kavramın bulunmadığını düşünen biriyim. Nedir Beyaz Türk?? Ben ne için darp edildim evimde ? Bu coğrafyada  literatürde tanımlandığı manada hiçbir zaman aristokrasi , burjuvazi v.b. sınıflar oluşmamıştır. Bu coğrafya özü itibarıyla bir tarım coğrafyasıdır ve biz köy kökenli bir toplumuz . Bugün , coğrafyamızda hiçbir zaman oluşmamış sınıflara atıf  yapılarak vatandaş gruplarına Beyaz , Az Beyaz , Gri v.b. tanımlamalar yapılmasını doğrusunu isterseniz gülünç buluyorum. Avrupa'da hemen her ailenin resmi soyağacı bulunmaktadır ve hemen tüm Avrupalılar büyük büyük büyük büyükbabasının da üst soykütüklerini size sayabilir. Orada bunlara bakılarak asırlar öncesine uzanan "sınıflılık" boyutu mevcuttu ancak ülkemizde vatandaşlar genellikle en fazla 4 kuşak öteye bilgi sahibidir  ve bunlar da sağlıklı datalar değil, nesilden nesile aktarılan zayıf bilgi kırıntılarıdır. Bu manada ben bu coğrafyanın bir köy coğrafyası olduğu ve Beyaz veya Az Beyaz Türk gibi tanımlamaların ülkemizde bulunmadığını düşünüyorum."Fark" diye lanse edilmeye çalışılan şeyler eğitime ulaşabilmiş vatandaşlarla , arzu ettiği eğitim olanağını yakalayamamış vatandaşlar arasındaki yaşam standardı ve kent yaşamına adaptasyon kabiliyeti farklılıklarıdır benim düşünceme göre. Biz bu ülkede sınıflılıktan gelmedik , rönesans -reform, endüstriyalizasyon süreçlerini ıskaladığımız için ,toplumsal gelişim eğrimizde sekteler olmuştur .Bu sekteler köpürtülebilir kırılanlıklar yaratmış ve toplumsal zaafiyetimiz halini almıştır. Bu zaafiyet yabancı dostlarımız tarafından anında keşfedilmiş ve ABD güdümüyle GAP'ın kasten müdahale edilerek durdurulması gibi hamlelerle toplumda , kapatılması zor iktisadi makaslar açtırılmıştır.Askeri müdahaleler de anımsanırsa o süreçlerde   ABD ve Avrupa ulusları tarafından Türk-Kürt,Alevi-Sünni v.b. ikilikler /çokluklar yaratılıp kanırtılarak vatandaş toplulukları arasında "sorun "türetilmiş ,sonra da kendi türettiği sorunun çözümünde arabuluculuk rolüne soyunan ABD yönlendirmelerine halk olarak maruz bırakılmış bulunmaktayız. Yazımda ifade ettiğim tüm negatif sonuçlar da elbette bir temenni veya arzuyu yansıtmaz  ; yaklaşımım durup dururken , doğal yaşamını sürdürmekte olan  suça bulaşmamış Kürt vatandaşların zarar görebilecekleri olasılığına dikkat çekmekten başka birşey değildir. Sıkıntıların yapay olarak köpürtülmesi durumunda bundan Türk zarar görmez, ABD zarar görmez , bu ikiliklerden çıkarları olanlar , lojistik destek verenler, sıkıntıların sürmesinden haz alan gruplar da zarar görmez. Kim görür ? Suça bulaşmamış ve hayatını binbir sıkıntıyla idame ettirmeye çalışan masum Kürtler zarar görür . Bu , arzu edilen bir olasılık değildir ve orada yaşamaya çalışan vatandaşların haksız yere zarar görmemesini istememde de hiçbir bir yanlışlık görmediğimi tekrar vurgulamak istiyorum.

Sayın doğudanın sınırda teslim olan gruplar konusunda ifade ettiklerine ve yazısının geneline katılıyorum . Kendisi bir de sıkıntıların Türk-Kürt sorunu çıkartma olasılığından kaygılandığını da belirtmiş. Bu kaygı çevremde de özellikle yaşı ileri olanların paylaştığını belirttiği bir kaygı ancak ben gerçekte bir Kürt-Türk sorunu bulunduğunu veya ileride de bulunacağını düşünmüyorum. Bu türetilip köpürtülmeye çalışılan bir yapaylıktır.1000 sene birarada yaşayıp kaynaşmış kitlelerin bir 1000 sene daha yaşayabileceğini , eğer haksızlık veya mağduriyetler varsa aşama aşama düzeltilebileceğini hala düşünüyorum. Aksi olursa ne tür sakıncalı sonuçların doğabileceğini , bunun da bir kabahati olmayan Kürt vatandaşları aşırı mağdur edebileceğini aşağıda ifade etmiştim zaten.

 Toplumun iktisadi ve kültürel gelişim süreçlerinden yeterince yararlandırılmamış ve halihazırda da bazı yaşamsal haksızlıkları yaşamakta olan Kürt vatandaşların yaşam kalitelerinin arttırılmasının şart olduğu konusunda  kimsenin itirazı yoktur diye düşünüyorum (ki sadece saç , göz ve cilt renginden dolayı darp edilmiş ve bunu hala atlatamamış birisi olarak bendeniz de buna itiraz etmiyorum)  ancak bu hak kayıplarının giderilmesi sürecinde manipüle edilmiş terör uygulayıcılarının , esas azmettiricinin ve sorunun çözümüyle çıkar kaybı yaşayacağından çekinen odakların arzu ettikleri olacak diye de evlerimizde tipimizden v.b. nedenlerden dolayı darp edilmeye karşı çıkma , topraklarımızda molotoflarla at koşturulmasına izin verilmemesini isteme ve tekrar isteme ve tekrar isteme hakkımızın olduğunu bir kez daha buraya kaydediyorum. 

Umuyorum yazıma cevap ve yorum gönderen tüm üyeleri  cevaplayabilmişimdir.

Saygılarımla