Çok zaman önce açılmış bir konu başlığı bu…
O zamandan bu yana ben niçin bu konu üzerine bildiklerimi ve görüşlerimi belirtmemişim? Hayret!
Belki forumun bir başka yerinde belirtmişimdir.
Uzun ayrıntılara, diyeceklerimin gerekçelerine girmeden belirteyim. (Gerekçe isteyecek olan çıkarsa yazabilirim.)
Dan Brown bir araştırmacı-incelemeci değil, bir roman yazarıdır. Diğer roman yazarlarından yani edebiyatçılardan farkı, yazdıklarının kaynakçası olmasıdır. Bu kaynakça da araştırıcı-inceleyici yazarların yapmış olduğu çalışmalardır. (Örnek: Michael Baigent, Richard Leigh, Henry Lincoln – The Holy Blood and the Holy Grail) Ancak bunları açıkça ortaya koymayıp, kendisini araştırma yapmış gibi göstermiştir. Sonradan hakkında tazminat davaları açılmış ama bildiğim kadarıyla bu davaları kazanabilen olmamıştır çünkü Dan Brown kitabının bir araştırma ürünü olduğunu açıkça ileri sürmemektedir. Üstelik belirgin yanlışları da vardır; iki nokta arasındaki coğrafi uzaklık gibi. Fakat bu yanlışlar önemli değildir çünkü onun yazdıkları birer romandır. Sonraki romanlarında Masonluğu da karıştırmıştır bu işlerin içine ve ün kazanmış bir yazar olduğu için bir kez de o masonluk ile ilgili kötü olmasa da yanlış bilgiler edinilmesine yol açmıştır.
Bu açıdan Dan Brown tek yazar değildir. Onun gibi birçok yazar vardır böyle araştırmalar ve incelemelerin sonuçlarını alıp değerlendirerek bunun üzerine kurgular oluşturmuş olan. Yurdumuzda da vardır bu yazarlardan.
Böyle bir yazarın en önemli ve onurlu ilkesi, kitabının başında açık açık bir şekilde yazdıklarının birer kurgu olduğunu belirtmesidir.
İşte bu olmayınca, gerek yazarın niteliğini gerek konuları bilmeyenler, anlatılanların gerçek olduğuna kapılabilir. Karga ile Tilki masalının gerçek olduğuna inanmaktan pek farklı değildir bu. Hatta daha da alt düzeydedir çünkü Karga ile Tilki masalı ve onun gibi diğer fabl türü yapıtların hepsi aslında birere alegoridir ve arkasında verdiği bir mesaj, bir öneri, bir uyarı, bir öğüt vardır.
Dan Brown gibi yazarların kitaplarında ise böyle şeyler yok elbette. Ancak kurgular birer gerçek gibi anlatılınca, insanın sosyal tarih bilgilerinde yanılgılar oluşması gibi olumsuz bir etki söz konusu. İşin kötü olan yanı da, yazarın, bu yaptığı kötülüğü bilmesi ama umurunda bile olmaması; sadece cebine girecek paralara bakması…
Ancak tüm bunların üzerine forumumuzda Sayın dmx iki yıl önce Dan Brown’u yerden yere vurmuşken, dünkü iletisinde bir ürü araştırma yaptığını belirtip de, mason kardeşlerin bu sitede iletmek üzerine pek yanlış bir değerlendirme yapınca (…..biz insanlar dünya dişi varliklar tarafindan kontrol ediliyorus.büyuk ihtimal da bizleri onlar yaratti…..) beni çok şaşırttı doğrusu.
Bu da bir başka kitapları çok satmış böylece kendisi çok kazanmış yazarı anımsattı bana: Erich von Däniken… Başlangıcı “Tanrıların Arabaları” ve onu izleyen diğer yapıtları. Sonra onu izleyen diğer benzer kurgu yazarları. Bunlar çok yıl önceki 1960’lı belki biraz da 1970’li yılların sansasyonu…
Bu arada Erich von Däniken’e biraz hayranlığım vardır; hiç olmazsa coğrafyadaki geometrik ilişkiler bakımından insanların gözleri hep Gize ve Stonehenge gibi noktalardan kayamazken hiç olmazsa Nazca’yı gündeme getirmiştir. Unuttum, Nazca’daki pistleri kullananların yeryüzündeki kule kontrolörlerinin Paskalya Adası sakinleri olduğunu da yazmış mıydı acaba?
Sayın 418 de şu çok sağlam olarak gördüğü kitapların ötesinde Dijital Kale’yi de okuduktan sonra bize Masonluk ile bağlantılı olmak üzere oradan edindiği bilgilerin ışığında (!) yorumunu aktarırsa, biraz da onun üzerinde tartışabiliriz.
Acaba forumun ilgili yöneticileri tüm bu gibi yazıları Mizah bölümüne aktarsa daha mı doğru olur?... Çünkü bu iş böyle giderse âdeta gırgıra dönüşecek ve ben Avanak Avni’yi oynamaya başlayacağım gibi görünüyor. (Oğuz Aral nur içinde yatsın.)