Hepinizin bildigi gibi Almanya`da yaklasik 2, 5 mio. Türk yasamakta. Bazilariniz onlara Almanci olarak bilirsiniz, bazilarinizinda seneden seneye gelen akrabalari olarak.
Bu insanlar 1960`li yillarda Almanya`ya misafir isci olarak gelerek, Almanya`nin cesitli sehirlerinde agir endüstride calismaya basladilar. Bunun yanisira calismaya gelen iscilerin, esleri ve cocuklarida sonradan gelmeye basladi. Almanlar`in sonra bizleri kalici olarak görmeye basladiklarinda "Biz isci bekledik, ama Insanlar geldi(*Max Frisch*)." sözünün üzerinde durmak istiyorum. Gelen iscileri önce sehir disinda toplu kaldiklari lojmanlarda barindirdilar, daha sonra sehirin ucus ve kenar mahallelerin diger yabancilarin ve Almanlarin istemedigi yerlere yerlestirdiler.
Dogal olarak bir izolasyon yasayan vatandaslarimizdan bugün ise entegrasyon olmalari konularda yasal beklentiler söz konusu. Almanca bilmeyen gelmesin, sözde Ermeni soykirimini kabul etmeyene Alman vatandasligi verilmesin, Escinselleri kabul etmeyene Alman vatandasligi verilmesin (=Papa Ratzinger`in escinselleri kabul etmedigini belirlemeye gerek var mi bilmem), vs. vs. diye bir sürü sartlar cikartildi.
Diyeceksiniz ki, "Ya sizinkiler gercekten cok geri kalmis, biraz uyum saglayin". Peki, bazi vatandaslarimiz gercekten Suudi Arabistandaki modaya kendilerini uydurmus olsa dahi, bi de entegre ve basarili olmus simalarimiz var. Onlardan pek bahsedilmez genelde.
Gazeteyi veya TV`yi actigimizda basarili olan vatandaslarimiz ile ilgili haberlerde söyle karsilasiyorsunuz, MousseT`nin Karadenizli bir Türk oldugunu herkes bilir, ama Almanlar ona Hannoverli MousseT diye hitap eder. Volkswagen markasinin Dizayn Müdürü Murat Günak icin, VW Dizayn Müdürü Bay Günak diye hitap edilir.
Ama sabika dosyasi kabarik olan 16 yasinda bir gence, igneleyici bir uslüp ile "Türk olan Mehmet suc dosyasinin...." diye habere gecilir. Türklerden bahsedilince, basi örtülü yaz ortasinda mantolar, ellerinde posetli olan teyzelerimiz gösterilir. Bazi TV dizilerinde bile Türkler sadece, temizlikci, cöpcü ve serseri olarak rol alir. Yani kisaca negatif olan hersey Türkler ile esdeger kazanir.
Tabi bu sorunu bi de körükleyerek maddi menfaat saglayan yazarlarimizda var. Serap Cileli, Necle Kelek vs., gibi yazarlarimiz Türk kültürünün namus cinayetinden ve kadinlara baski uygulayan feodal bir sistem olarak yazarlar kitabinda. Sonra "Duvara karsi" filminde rol alan eski porno yildizi Sibel Kekilli Islam`da kadinlari ezme ve iskence uygulamanin caiz oldugu ve Türk toplumun artik entegra olmasi gerektigi bir aciklama yapar. Porno filmi cevirdigi icin Ailesinden red edilen bu entegre olmus bayana bile Almanlar, Türk kökenli Alman diye hitap edilir. Yani, sen Almansin, ama Türk kökenli Almansin, daha dogrusu 2. sinif Almansin. Böyle malzemelere doyamayan BILD gazetesi (traj: 6 mio, Genel Yayin ynt. Kai Dieckman = ayni zamanda Dogan Yayin Holdingde onur üye), alman ücünü imparatorlugunda yahudilere karsi uygulanan haber tarzi ile Türklere karsi kampanyalar yürütmekte. Büyük partiler, Türk aleyhine propagandalar ile oy toplamaya cikar. Kisacasi Türkler müthis etkili bir marketing malzemesi. Nereye eklersin anormal ilgi duyuluyor. Almanlardaki bu irk meraki neyse artik.
Diyeceksiniz ki, siz neden kendinizi bi sekil ifade edemiyorsunuz ve bunlara karsi kendinizi tanitmiyorsunuz. Inanin entegre olmus ve iyi bir egitim almis Türkleri görmek ve yazmak istemiyorlar. O kadar cesitli dernekler ve kuruluslar her türlü kendi kültürümüzü tanimaya calisti, fakat bir yayin yönetmeninin "Halk onlari bilmek istemiyor, Halk kötü Türkü bilmek istiyor" demesi iclerimizde ayri bir yanki yapti. Bizim Disislerindende bir tik yok, sadece actiklari Konsolosluklar ile uyguladiklari fahis ücretler ile döviz toplamaktalar.
Ne zaman bir Almanla konusursam veya telefonda ismimi söylersem, hemen "Siz hangi ülkeden geliyorsunuz" sorusu ile karsi karsiya kaliyorsunuz. O an asil konuyu birakip, neden AB ye girmek istedigimizi ve neden töre cinayetleri isledigimizin hesabini vermek zorunda kaliyorsunuz.
Meslegim geregi bircok miletten insanlar ile bi araya geliyorum ve sohbet ediyorum. Simdiye kadar hic Almanlardan haric hic biri benim hangi irkdan oldugumu sormadi. Almanlarin hala o ücüncü imparatorluk döneminden üzerlerinden atamadiklari Irk paranoyasi ile güncel yasamda her an mücadele ettigimize inaniyorum.
Bu yazi ile, Almanya`daki yasantimizin bir penceresinden bazi izlenimlerimi anlatmaya calistim. Bazi imla veya gramer hatalarimdan dolayi özür dilerim.
Sizin Almanya`da yasayan Türkler hakkindaki görüslerinizi cok merak ediyorum.
Saygilarimla