Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Yazicioglu Kazasi,TR'nin Dagcilik'ta Ne Kadar Geri Oldugunu mu Gosteriyor?  (Okunma sayısı 14204 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mart 28, 2009, 08:32:46 ös
Yanıtla #30
  • Ziyaretçi


  Degas,
 
  Batan gemiyi once fareler terk edermiş.
  Ben güneşe geceyi sormadığım gibi sana da ilmi sormuyorum.Alim değilsin.

  Kogda ti panimayesh menya ti znayesh? ni kogda...
 


Mart 28, 2009, 08:38:10 ös
Yanıtla #31
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

Maras ve Sivas sorumlularının kimler olduğunu Sivas ve MAraş köylerinin Eşekleri ve Divaneleri bile biliyor.
Git sor sana anırarak anlatsınlar.
Maras ve Sivas olaylarının efsane olduğunu bizim burda ilk öğretime giden çocuklara söylesek bile iyi bir güldürmüş oluruz çocukları :D :D
Efsane yada Destanın ne olduğunu ya ben bilmiyorum yada sen yanlış yazdın..
Şunu Söyleye bilirsin Maras ve Sivas sorumlularının kimler olduğu belli ama suçlular suçunu çekmiyor.
Çümki kavramların yer değiştirdiği bir ülkede yaşıyoruz.Katiller kahraman onurlu insanlar hain ilan ediliyor


Mart 28, 2009, 09:22:13 ös
Yanıtla #32
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1662

Maras ve Sivas olaylari efsane demedim, senin sorumlu dedigin kisiler icin efsane olabilir dedim.
Herkesin haber kaynagi farkli tabi. Kimileri acik istihbarattan okur, kimisi ana kaynaktan dinler.



Mart 29, 2009, 04:51:31 ös
Yanıtla #33
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 879
  • Cinsiyet: Bay

Ergenekon nasil bir efsaneyse Maras ve Sivas sorumlularinin da kimler oldugunu ismen bilmemiz resmi deliller ve aciklamalar olmadan efsaneden oteye gecmez diye dusunuyorum. Velevki oyle dahi olsa belki ciddi tovbeler etti, gozyaslari doktu, belki Tanri affetti. Bizler affetmiyoruz ama o pismanlik duyup af dileyenleri affediyor.

Yani hasili ben sizin gibi bakmiyorum olaylara. Ve her kim olursa olsun orada, velevki dusmanim dahi olsa sayet orda olup yardim edebilecek durumda olsaydim, butun samimiyetimle soyluyorum elimi uzatir onlara yardim ederdim. Herhangi bir sempatiden dolayi degil, cunku ben Tanri'nin bir parcasiyim. Aksi de yaratilisimin sanina yakismaz zaten.

Sevdiklerimize ve yakinlarimiza iyilikte bulunmak herkesin harcidir, bunu dunyada her insna yapabilir. Ama her insan sevmedigi bir insana dahi son nefesinde yardim edebilecek iktidardayken yardim edebilir mi? Yardim edebilen insan, tasidigi kalbi hakediyor demektir.

Ya ne tövbesi iyi ozmn öldur oldur tovbe et kurtul iste din bu kadar sacma.(Kendi Fikrim)


Mart 31, 2009, 01:54:00 öö
Yanıtla #34
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1662

Ust rutbeli bir tanidigimin ifadesine gore, Sivas olaylarinda otelden kacmak isteyip te otelin hemen yanindaki BBP parti burosuna siginmak istedikleri halde BBPlilerin almadiklari dogru. Ancak bu emri Yazicioglu'nun verdigi yonunde kesin bir delil yok, hatta hic yok. O zamanki hukumet kendi yaptigi bu pisligi gunah kecisi olarak birilerine yikmaliydi ve BBP burosundaki partililerin bu hareketi onlara adeta bulunmaz hint kumasi olarak zuhur ediverdi. Dikkat ederseniz oteldekiler il jandarmayi ariyor, polisi ariyor hatta bir Ozan miletvekilerinden birini ariyor  da onlar dahi "siz yerinizden ayrilmayin, jandarma birazdan mudahale edecek" diyorlar. Ve jandarma "bekleyin, gelecegiz" diyerek surekli oteldekileri oyaliyor. Bu durumda devlet suclu olmuyor da, kiyi kose bir partinin baskani mi bunu organize ediyor yani. Adam 5 yil hucrede kalmis, solcularla bile arkadas olmus.  Yok eger 1980 askeri darbesinden once yasanan olaylar baz alinarak konusuluyorsa, once o veya bu basladi, solcu veya sagci... herkes bir sekilde kandirilmis, herkes sag duyusunu yitirmisti. Hem sivil sucluydu, hem devlet, hem asker. Yani toptan kafayi siyirmistik. 1972 Deniz Gezmis'in idamiyla artan ogrenci olaylari isi cigirindan cikardi ve eline silah alan ya ulkuculere katildi ya da sosyalist/komunist gruplarla orgutlenmeye katildi. O yuzden zannediyorum darbeler donemine bakarak insanlarin suclu mu , sucsuz mu oldugunu bulamayiz. Zaten biz bu konuda ne konussak bos, devlet suan icin Sivas ve Maras olaylarinin sorumlularinin kimler oldugu bilgisini henuz kamuoyuyla paylasmaya cesaret edemiyor.  Ergenekon ayagina askerle epey papaz oldu zaten. Bir de bu asil suclulari bulur cikarirsa AKP, ki yapamaz bu sefer en kaymagindan bir post modern darbe yer otururuz yerimize.




Mart 31, 2009, 01:56:24 öö
Yanıtla #35
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1662

Ara (yama)ma Kurtar(ama)ma

30.03.2009

Ne kadar da sevinmiştik, Türkiye’de arama kurtarma kavramı iyice oturdu diye. Sivil savunma ve sivil toplum örgütleri dışında asker de işe el atmış ve helikopter destekli arama kurtarma timleri kurmuştu. Arama kurtarma tatbikatlarında ise % 100 başarı sağlanıyordu. Sivil savunma sadece deprem değil dağ konusunda da donatılmıştı. Onlar da eğitimlerinde yüksek yerlerden başarıyla yaralı indiriyor ve olası bir doğa Arama – Kurtarma çalışmasına hazırlık yapıyorlardı. Yani Arama - Kurtarma’da belli bir standardı yakalamıştık .

Oysa kazın ayağının öyle olmadığını Uludağ’daki kaybolma olayında gördük. Arama - Kurtarma için oldukça küçük sayılacak bir bölgede sapasağlam bir gencin donarak ölmesini engelleyemedik. Nedense bir türlü ulaşılamadı gence. Bulunduğu zaman da iş işten geçmişti. Son helikopter kazası aslında Arama –Kurtarma’da İlk Haber Alımından en uç operasyona kadar durumun hiç de iç açıcı olmadığını gösteriyor.

Kaza sonrasında kurtulan İsmail Güneş telefonla 112 yi arıyor. Telefona çokan kadın görevlinin problemi anlaması zaten 10 dakika sürüyor neredeyse. Görevlinin “Eeee…Daha daha ne haber” demediği kalıyor Oysa ben bu işlerde çalışan personelin eğitildiğini sanıyordum. En azından İlk Haber Alımı Eğitimi almış olmaları gerekiyor. Ama gördüm ki bırakın İlk Haber Alımı eğitimini, görevli ses tonuyla neredeyse İHA muhabirini dövecek gibiydi. En vahim hata ise inatla “Telefonunu Kapatma” diyerek yanlış yönlendirme yapmasıydı. Oysa telefon görüşmesini keserek telefonun pilinin daha çok dayanmasını sağlar, bu da belki bir sinyal alma umudu doğururudu.

Operesayonu kimin yönettiğini bilmiyorum ama bu tür operasyonlarda çok karmaşık değil çok basit düşünülür. Yapılacak ilk şey bölgede yer alan köylere telefon açılarak “Köyünüzde dikkatinizi çeken anormal bir durum var mı ? Köyün etrafını bir araştırın” demek olmalıydı. Kimbilir belki de Döngel köyünden ihbar bile alırlardı.

Yapılan iş tam hamal işidir. Helikopterlerle dağda samanlıkta iğne arar gibi “Şeytan aldı götürdü satamadan getirdi” yönteminden ibarettir. Pardon ..! Bir de 3 bin kişi vardı değil mi? Umarım biri çıkar bu 3 bin kişinin helikopteri nasıl aradığını bana bilimsel olarak izah eder. İnanın çok mutlu olacağım. Televizyonda sırtında fi tarihinden kalma bir tahta hedikle kahveye gider gibi lakayt yürüyen bir görevliyi görünce “Eyvah” dedim ama şansları yaver gitti de kimseye bir şey olmadı. Doğa sporlarıyla uğraşanlar doğayla şaka olmayacağını biliyor olmalılar.

Diğer taraftan Döngel köyü sakinleri ani bir karar alarak arama yapmaya başlıyor ve 3 saat sonra da helikopterin enkazına ulaşıyorlar. Hiçbir arama yönetimi uygulamadan köylerinden çıkıyor ve sadece etraflarına bakarak enkazı buluyorlar. Köylülerin enkazı bulması beni haklı çıkarıyor. Her yere haber verselerdi en azından İsmail Güneş kurtulurdu.

Tüm bunlar bir yana işin en acı yönü de İsmail Güneş’in son sözlerinin kısa bür süre sonra internette yayınlanmasıydı. Büyük bir olasılıkla ölmüş olan birinin ailesinin düştüğü durumu düşünsenize. Bu nasıl bir vicdansızlıktır anlamış değilim. Teknolojinin işimize gelen kısmını iyi kullanıyoruz ama iş can kurtarmaya gelince nedense çuvallıyoruz.


tempo


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
71 Yanıt
38556 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 03, 2011, 05:05:35 ös
Gönderen: shaGrot
Cocuk Kadar Ozgurum

Başlatan Hamlet Insan

0 Yanıt
2596 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 05, 2007, 12:51:57 ös
Gönderen: Hamlet
2 Yanıt
3893 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 28, 2009, 08:46:25 ös
Gönderen: hewal73
24 Yanıt
17889 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 06, 2011, 09:20:47 ös
Gönderen: NOSAM33
12 Yanıt
9641 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 17, 2007, 02:29:41 öö
Gönderen: Isis
0 Yanıt
2833 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 04, 2010, 02:04:01 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
4768 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 24, 2010, 08:56:42 ös
Gönderen: Mozart
1 Yanıt
5102 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 17, 2011, 10:39:20 ös
Gönderen: Serapis
1 Yanıt
3890 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 30, 2014, 01:07:46 ös
Gönderen: ADAM
2 Yanıt
2014 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 01, 2015, 08:57:39 ös
Gönderen: ARARAT