Girit'te, Yunanistan'da Tanrılardan önce Tanriçeler vardı.
Tanriçelerin en eskisi 'Toprak Ana' olan 'Gala' olmak gerekti. Aynı zamanda bereket Tanriçesi de olduğundan bitkilerin, hayvanların, insanların dogmalarına o yol açar, sonra da onları kendi içine alır , yutardı.
Tanrılar ise Tanriçelerden sonra meydana çıkmışlardır. Tanrıları meydana çıkaranlar, Hind-Avrupalı istilacılar olsalar gerektir. Bunlar göçebe savaşçılardı,şeflerine tanrısal bir varlık gibi saygı gösterilmek gerekti, sonunda da bunlar bir Tanrının soyundan gelmiş sayıldı. Herhalde her kabilenin kendisini zafere ulaştıran bir Tanrıya sahip olduğu muhakkaktır. Fâtihlerin muzaffer olmaları, Toprak Ana'ya tapınan prehellenik grupların anaerkil (maderşahi) toplumun yerine, bütün haklara babanın sahip olduğu babaerkil(pederşahi) bir toplumu ikame etmeleri imkanını kendilerine verdi.
Savaşçı egemenlik devrinde büyük Tanrı ilkin Kronos'tur. Uranos'u tahtından indirir. Fakat Olympos'luların Titan'lara galip geldikleri bir devler savaşından sonra, o da kendi oğlu Zeus tarafından indirilir. Ondan sonra da Kronos ancak kölelerin,yani mağlup olmuş ulusların tertipledikleri şenliklerde anılır.
Zeus'un çevresinde,başlangıçta yerli olan birtakım Tanrılar bulunur. Bu Tanrıların her biri kabilesi ya da kavmi tarafından gök , yıldızlar, deniz, kara ve insanlar üzerinde büyük kudrete sahip sayılır. Sonradan bu yerli Tanrılar kendi bölgelerinin sınırlarını aşmışlar, aynı zamanda da "ihtisas sahibi" olmuşlar, başlıca tanrısal faaliyetleri kendi aralarında bölüşmüşlerdir. Bunlar, Homeros'un bize tamamen insan biçiminde olarak tanıttığı : deniz Tanrısı Poseidon; Işık Tanrısı Apollon; Şarap Tanrısı Dionysos; ticaret ve güzel konuşma Tanrısı Hermes v.s'dir.
...