Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Tanrı,İnaçlar ve insan  (Okunma sayısı 21465 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Haziran 08, 2007, 04:43:11 ös
Yanıtla #10
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1091
  • Cinsiyet: Bay

Tasavvufta da dünyaya geliş amacımız mutlu olmak. Mutlu olmak içinse kendini sürekli geliştirmek zorundasın yani bence aynı kapıya çıkıyor senin demek istediğinle.
''Kızıl elmada buluşalım''


Haziran 08, 2007, 04:50:33 ös
Yanıtla #11
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 566
  • Cinsiyet: Bay
    • Yok site mite...

Yollar farkli olsa da hedef ayni oldugu sonucta her yol mubahtir diye dusunuyorum :)
Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlari sevmiyorum.


Haziran 08, 2007, 05:06:32 ös
Yanıtla #12

Tasavvufta da dünyaya geliş amacımız mutlu olmak. Mutlu olmak içinse kendini sürekli geliştirmek zorundasın yani bence aynı kapıya çıkıyor senin demek istediğinle.

Sayın alaaddin izin verirseniz sözünüze söyle bir rötüş yapayım.Mutlu olmak kesinlikle gereklidir.Bu pozitif bir enerjidir.Zaten özde mutsuz olan bir insanın ne kendisine nede çevresine pek faydası dokunamaz.Tasavvufta da sözü geçen mutluluk insanlıga faydalı olmaktan alınan haz sonucu ulaşılan mutluluktur.Yani örnek vermek gerekirse iş hayatında veya özel hayatta yapılan bir aşama sonucu elde edilen mutluluk ile zorda olan bir insana gönülden yapılan bir yardım veya insanlık adına ,insanların bu dünyada yaşamını kolaylaştıracak bir buluş yapan kişilerin hisettikleri mutluluk hissi arasındaki fark gibi.Madiyattan gelen mutluluk değil maneviyattan gelen mutluluktur izlenmesi gereken.

Sevgiler
Omnia mors aequat


Haziran 28, 2007, 04:10:30 ös
Yanıtla #13

Merhaba Sayın Mystic, öncelikle yaşama aynı perspektiften baktığımızı ve Sayenizde eksik kalan araştırmalarımı burada tamamlayacağımı umut ediyorum_
 Yeniden bedenleme konusunda söylediğiniz gibi sadece ulaşılmak istenen bilgi elde edilemeyince aynı Ruh'un defalarca yeniden bedenlemiş olacağını mı iddia ediyorsunuz?
Benim yaptığım bir araştırmaya göre ise;
İnsanoğlunun bayan olsun erkek olsun bu dünyaya ilk geldiği esnada gerçeği bulamadığı zaman tekrardan yeniden bedenlenerek bu dünyaya tekrardan geldiklerini ve önceki yaşamında sahip olduğu olanaklar çerçevesinde başkasına ya da başkalarına verdiği zararı ölümü sonrasında yeniden bedenlenerek geldiği dünyada bu sefer de kendisi zarar görmektedir_
Yani anlatabiliyor muyum bilemiyorum ama yukarda bayan ve erkeği söylerken örneğin erkek olarak gelen bir kişi bir sonraki yaşamında bayan olarak gelmekte ve bu bir tür devinim şeklinde sürüp gitmektedir, bunun dışında bazı insanların yaşamları süresince yapmış olduğu büyük hatalar neticesinde bir sonraki yaşamlarında hayvan olarak bedenlendikleri ve netice itibariyle bu şekilde cezalandırılıdıkları sonucuna ulaştım_
Bunlara ek olarak da İnsanoğlunun yukarıda da bahsettiğiniz gibi bu dünyaya gelişi, yaşayışı ve ölümü hiç de basite alınacak bir durum değil, doğa koşulları, yaşam koşulları, toplumsal ve bireysel koşullar içersinde dahi İnsanoğlu kendi yaşamını kendisi için belirlemek zorundadır,
Ulaştığım sonuç itibariyle İnsan, bu dünyaya farklı şekillerde gelmektedir, bilindiği üzere bitki ve hayvanların da bir ruhu var....
Kısacası, bir sonraki yaşamımızın ne şekilde ve nasıl olacağını biz kendimiz belirliyoruz, yaptığımız olumlu ve olumsuz olan herşeyin karşılığını bu dünyada görüyoruz, ne şekilde olursak olalım, bütün yetkilere de sahip olsak dahi asıl amaç;
İnsani değerlerimizi kaybetmemek olacaktır_
İnsanlığımızdan ödün vermeden yaşamayı bilmektir_
Hayatı olduğu gibi kabullenip, bütün zorluklarla karşılaşsak dahi Merhamet duygusunu, manevi değerleri kaybetmeden yaşamayı öğrenmektir_
SAYGILARIMLA...     
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Haziran 28, 2007, 04:27:57 ös
Yanıtla #14

Yani kısa ve öz olarak ifade etmek istediğim şu;
Eğer erkek olarak bir kişi bu dünyaya gelmişse ve kendisine verilen fizyolojik özellik sayesinde bunu kötüye kullanırsa sözüm ona bir kızla tanışıp, onu dalgaya alıp bir şekilde onun yaşamının hüsrana uğramasını sağlarsa bir sonraki yaşamında kendisi kız olarak bedenlenir ve yaptığı şeyin aynısını bu kez de kendisi görecektir_
Bu sadece bir örnekti, bunun gibi örnekler çoğaltılabilir, tecavüz olayı, akla gelen hertürlü şeyi yapan insanlar bir sonraki yaşamlarında kendilerinin başına gelerek bunun bedelini bu şekilde ödeyecektirler;
Bununla beraber, bazı yetkilere sahip olan insanlar bu yetkilerine güverek insani değerlerini yitirise diğer insanlara karşı davranışları gereği anı davranışlara bir sonraki yaşamında kendisi maruz kalacaktır_
Benim bildiğim gerçek ise şudur;
Bu dünya sınanma yeridir ve kullanılan atasözleri boş değildir ve anlamları gereği gene de biz insanoğluna ders verme niteliğini taşımaktadır, ama Kurallar'a uyanlara ne mutlu, acıları yaşayanlara, zarar görmüş olanlara, hakkını yedirenlere, bu dünyada ezilenler çok şanslı sayılmaktadır, kendi kanaatime göre!
Aşağılayan, aşağılanacaktır; Ezen, ezilecektir; acı çektirenler er ya da geç mutlaka acı çekecektirler, meğer doğanın yasası buymuş;
''Kılıçla yaşayanlar, Kılıçla ölürler....
Hakeden gerçek mutluluğa erişecektir_
Bilgiyle ve Sevgiyle Gerçeği aramak koşuluyla bulabilmemiz mümkündür_
Attığımız her adımı bunları bilerek atarsak bu dünyada yaşadığımız bir dakikanın bile sonraki yaşamlarımızı ne şekilde etkileyeceğinin bilincinde olmamız gerekmektedir_
Çoğunluk, bunun bilincinde olmadan yaşamlarını doğal akışa bırakarak kendilerini mahvetmektedir_
Bu dünyada bize verilen yaşam sadece emanettir, ki geri alınmasının sebebi budur_
Mesela çoğunluğumuz başımıza bir felaket geldiği zaman acaba bunu hakettik mi diye düşünebiliriz, oysaki bunun oluşmasına zemin hazırlayan bizim kendi hal ve hareketlerimiz olmuştur_
Reenkarnasyon olayı da zaten bir Ruh'un birden fazla farklı yaşamlarda farklı bedenlerde yeniden dünyaya geldiğini kanıtlıyor!
 
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Haziran 28, 2007, 04:33:01 ös
Yanıtla #15
  • Skoç Riti Masonu
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 3734
  • Cinsiyet: Bay

Sn. Mystic,

hayat bir tekamülden ibarettir. tekamül , insanı Ahsen-i takvime ulaştıran bir süreci ifade eder.

tekamül ile tenasuh arasında ise farklılıklar vardır. tekamül etmek yeniden bedenlenme anlamına gelmemektedir. tenasuh ise ruh göçü veya ruhun beden değiştirmesi demektir. acaba siz, tekamul ile tenasuh arasında nasıl bir bağlantı kuruyorsunuz?

Yaşar Nuri Öztürk'ün Reenkarnasyon ile ilgili bir yazısını sizlerle paylaşmak istiyorum.

"Reenkarnasyon meselesi

REENKARNASYON (yeni bir bedenle dünyaya tekrar gelme) konusunun gündeme geldiği her yerde şunun altını mutlaka çizmişizdir: Reenkarnasyon anlayışı, Kur'an'ın áhiret ve haşir inancını en küçük anlamda zedeleyecek bir şekle dönüştüğünde onu kaldırır atarız.

O halde, reenkarnasyonun Kur'an'ın verileri açısından kabul veya reddi, bu kavrama yüklenen anlama bağlı olacaktır.

Biz burada üç noktaya değineceğiz!

Birincisi şudur:

İslam din bilginleri, reenkarnasyon konusunda üçe ayrılmışlardır:

1. Kavramı tümden reddedenler,

2. Herkes için işleyen bir kural olarak benimseyenler,

3. Bazı insanlar için işleyen istisnaî bir reenkarnasyonu kabul edenler.

Tümden reddedenlerin şöyle bir gerekçeleri vardır: Böyle bir kabulün, Hint sistemlerindeki tenásüh anlayışına kapı aralayarak Kur'an'ın haşir inancını zedeleyeceği endişesi... Onlar, böyle bir endişenin varlığı yüzündendir ki Kur'an'ın reenkarnasyona işaret eden ayetlerini tevil ile şu hükümde birleşirler:

'Kur'an, reenkarnasyon düşüncesine kapalıdır.'

Onlar bazen şöyle de derler:

'Bu mesele setredilmiştir, açmayın!'

Kavramı kabul edip herkes için sürekli işlediğini söyleyenlere göre, tekrar bedenlenme süreklidir ve bunun, áhiret inancını zedeleyen bir yanı da yoktur. İslam düşüncesine damga vurmuş bulunan İhvanussafa ekolü, sûfî düşüncenin önemli bazı temsilcileri ve bazı gelenekçi müfessirler bu anlayışı paylaşmaktadır.

Müfessir Süleyman Ateş'le bizim de katıldığımız bir grup ise şu görüşün Kur'an'a uygunluğu kanısındadır:

Reenkarnasyon konusu Kur'an'ın 'müteşábih' (yorum açık) dediği alana giren konulardandır. Yani bu konuda kesin ve tartışmasız hüküm verilemez. Sadece ihtimaller sıralanır.

'Kesin doğruyu Allah bilir' diyerek ihtimalleri sıraladığımızda biz şu ihtimali öne çıkarıyoruz:

Reenkarnasyonun kabulü, eğer mahşer inancını başka gerekçelerle reddetmiyorsanız, áhiret inancıyla çelişmez. Áhiretteki dirilme (ba's), son hesap günü için bir dirilmedir.

Kur'an, mahşerle dünya arası bir devreden söz ediyor. Bu devre, berzahtır. (bk. Müminûn, 100)

Reenkarnasyon, şöyle veya böyle, berzah sürecinde söz konusu olur. Ruh, bir yerine birkaç kez bedenlenmekle berzahın dışına çıkmaz. Mahşer ve hesap, tüm ihtişamıyla bákidir. Ve herkes haşrolacaktır. Dünyaya ister bir kez gelin, ister beş kez, sonunda bedenlenip hesaba çekileceksiniz.

Beden birkaç kez değişebilir ama, ruh ve şuur birdir ve son hesap, ruhun mahşerdeki son bedenlenmesi üzerine ve o 'son bedenle' olacaktır.

İkinci nokta:

Kur'an'da reenkarnasyona işaret eden yirmiye yakın ayet vardır. Bu ayetlerin, geleneksel kabullere mahkûm olmadan değerlendirilmesiyle şu sonuçlara ulaşılabilmektedir:

Herkes tekrar tekrar bedenlenmez. Ruh, tekámülüne genellikle dünya ötesi álemlerde devam eder. Ancak bazı ruhlar, dünya boyutuna tekrar indirilir ve tekrar bedenlenirler. Bu bedenlenme, Allah'ın lanetini gerektiren büyük kötülüklere bulaşmış olanlar için domuz, maymun veya zalimlerin uşağı haline getirilme şeklinde olabilir.

Bu son şekle Kur'an ve hadis dilinde 'mesh' (noktalı Hı ile) yani hayvana çevirme denmektedir.

Meshin, insanı olduğu yerde ve anında hayvana çevirme şeklinde değerlendirilmesi müfessirlerin tevilidir. Kur'an böyle bir şey söylemiyor. Bu yolda ileri sürülen bazı rivayetler ise, Yahudi mitolojisi İsrailiyát'tan İslam'a sızmış söylentilerdir. Varlık kanunlarına da aykırıdır.

Hadisler, meshin kıyamate kadar süreceğini ve Muhammed ümmeti için de söz konusu olduğunu açıkça bildirmektedir. (Bu konuyla ilgili hadisler ve açıklamaları için bizim, Son Peygamber adlı kitabımıza bakılabilir.)

Üçüncü nokta:

Konunun dayandığı ayetlerin döküm ve açıklamasını 'Kur'an'daki İslam' adlı kitabımızda yapmış bulunuyoruz. Ayrıca bilgi edinmek isteyenlere rahatça başvurabilecekleri bir kaynak olarak Süleyman Ateş'in Kur'an Tefsiri'ni öneriyoruz.

Ateş, Kur'an'ın şu ayetlerinin reenkarnasyona işaret ettiğini, açık bir biçimde ifadeye koymuştur: Bakara, 28; Nisa, 56; Furkan, 13-14; Fátır, 16; Vákıa, 60-62; Mülk, 1-2; Nûh, 18; İnsan, 28; A'lá, 12-13; Abese, 21-22.

Ateş, Tefsiri'nin ilk baskısının 8. cilt 318. sayfasında, reenkarnasyona işaret eden ayetleri değerlendirdikten sonra, bunları açık anlamlarının dışına çekenlerin durumunu şöyle ifadeye koyuyor:

'Ayetlerin záhirinden de bu mána anlaşılmaktadır. Ancak insanlar, belli yönde şartlanmış olan kamunun tepkisinden çekindikleri için bazı ayetlerin açık anlamlarını tevil etme yolunu tutmuşlardır.'

Özetleyelim:

Kur'an'ın, Hint düşüncesi ve spiritüalist felsefede yer alan reenkarnasyonla eşitlenmeyecek, kendine özgü bir yeniden bedenlenme anlayışı vardır ve bunun, ondaki haşir inancını zedeleyen hiçbir yanı yoktur. Ancak şunu da unutmamak gerekir:

Kur'an'ın dediğini anlamak ehliyet ve emekle, kabul etmekse tabulardan kurtulmuş olmakla mümkündür.

Yaşar Nuri ÖZTÜRK
Star, 27.07.2003"


Haziran 28, 2007, 04:43:59 ös
Yanıtla #16

Bu dünyada elini suya sabuna dokundurmadan yaşayanlara ne mutlu, yaptığın en küçük bir haksızlığın bedelinin ödendiği bu dünyada hareketlerimizi her ne kadar dış etkenler belirlese de sonuç itibariyle yaşadığımız süreçte ilkemiz; başkalarına zarar vermeden yaşamak olmalı, başkalarının hakkını yemeden yaşamak olmalı, yitirilen her canın bile bu küçük bir hayvan dahi olsa bu eylemi gerçekleştiren kişi artık insani vasıflara sahip olmayan yaratık haline gelmiş demektir.
Önemli olan bu dünyada yaşadığımız süre içersinde İnsani vasıflarımızı, değerlerimizi ve özelliklerimizi kaybetmemek olmalıdır asıl bunun için uğraş vermeliyiz, çoğunluğumuzun yaptığı gibi maddi şeyleri kaybetmemek için elimizden geleni yapıyorsak ki bize verilen herşey geri alınmaya mahkumdur, ne kadar uğraşırsak uğraşalım sonuçta elimizden kayıp gidecektir,
Hayatımızı hiçbir biçimde dört dörtlük yaşamımız mümkün değildir, yaşamımızda en çok istediğimiz bir şeye sahip olsak, bu şeye sahip olmadan sahip olduğumuz bir diğer özelliğimizi kaybetmeye mahkumuz!
Aslında burada çok büyük bir yanılsama bulunmaktadır, nasıl ki yaşam seviyemizi yükseltmek adına yaptığımız herşey yaşam kalitemizi yükseltecek görüşü hakimken bu görüş tam anlamıyla bir tuzaktır, bu gibi anlamsız şeyler için hareket ederek sürekli olarak kendi egomuzu tatmin ediyor ve bunu yapabilmek için de hep başkalarına zarar veriyor, başkalarının yaşamlarını mahvediyoruz, aslında zarar görenler tabiki bu dünyada yaşamlarındaki hakettikleri şeylerin ellerinden alınmasına sebebiyet veren olaylarla karşılaşarak canevinden vuruluyorlar ama bilinmelidir ki hiç kimse hiçbirşey boşuna gerçekleşmiş değildir_
Bu dönen bir çark gibidir!Kısır_Döngü
      
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Haziran 29, 2007, 10:34:49 öö
Yanıtla #17

Mesela bu dünyada bazı insanlar travesti, gay, ya da kendini erkek gibi hisseden bayanlar, buna karşılık kendini kız gibi hisseden erkekler....
Bu, en bariz örnektir.Dünyanın temel döngüsü içersinde İnsanoğlunun devinim gösterdiği apaçık ortadadır.
Dışımızda oluşan büyük olaylar var ve bunun bilincine varılması gerekmektedir, bilincine varıldığı an İnsanoğlunu kendini zevk veren bütün herşeye kapatır, bunu yapamadığı taktirde yeniden dünyaya gelme zorunluluğuna maruz kalacaktır_
Ne yazık ki gerçekler acıdır ama yol göstericidir, öncelikle bunun farkına varan insan acı çekmekten mutluluk duyar ve çoğunluğun tersine mutlu olmaktan kaçınır_
Bu amaçladır ki gelişmiş beyin yapısına sahip olan insan için evlenip çoçuk yapmaktan ve kendi egosunu tatmin edecek şeyler yapmaktan ve en önemlisi de kendisi için değil Tanrı için Yaşama alternatifini tercih etmesi koşuluyla bu dünyada yaşabilme olanağına sahip olabilir!
Birçok insan geçmişte İnsanlık adına büyük buluşlar yapmıi ve çok büyük katkılar sağlamıştır, bunlara karşın çoğunluk yaşamını kendi istek ve ihtiyaçları çerçevesinde yaşayarak geçirmişlerdir ama hangisi daha kazançlıdır?
Tabiki bu dünyaya gelip de gününü gün eden insanlar değil herhalde..... 
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Haziran 29, 2007, 11:41:45 öö
Yanıtla #18

Peki İnsanı ayakta tutan şey nedir?Bu dünyadaki herşey insanı ayakta tumaya yetecek güce sahip değildirler!Çünkü bu dünyada bağlandığın herşey biranda kaybedilirde insanoğlu için büyük bir yıkımdır, bu nedenle yaşamda insanlar için çok büyük kayıplar söz konusudur_
Düşünsenize sizi hayata bağlayan şeyler arasında sonsuza dek varolacak ve bunun garantisini sağlayacak ne var bu dünyada....
Dünyamız ruhların oluşturmuş olduğu hayaletler ordusundan da ibarettir aynı zamanda...
Peki bunların içersinde kötü ruhların asıl işlevi sizce de ne olabilir?
Kötü ruhların İnsanoğlunun hertarafına girerek onu etkisi altına aldığı ve yönlendirdiği gerçek değil mi?
İşte bu sebepten dolayı Tanrı, bizlere onların kötü etkilerinden kurtulmamız için Dua yöntemini gerek Melekleri gerekse seçmiş olduğu birtakım İnsanlar aracılığıyla bizlere sunmamış mıdır?
Çünkü bir insanın burnundan, kulağından hatta cinsel organlarından girebilen bu kötü ruhlara ''Dua'' dışında hangi silahla kendimizi koruyabiliriz?
Bizleri yanlış yola sürükleyen ve bizi İnsani değerlerden yoksun bırakan ve adeta bizi hayvan haline getirerek pis bir mahluka çeviren bunlar değil midir?
Söyleyin bakalım bunca şey arasında biz kendi kendimizi nasıl koruyabiliriz?
Geçerli bir neden öne süren arkadaş varsa onu ayakta alkışlamaya hazırım....   
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Haziran 29, 2007, 11:51:59 öö
Yanıtla #19

Ben, hiçbir zaman Kutsal Kitaplarla hareket etmem, herhangi bir Din'e de mensup olmam, ve bir Dinin gerkelerini de yerine getirmem, benim için önemli olan Tanrı'yı Kendi Düşünce ve İrademle bulmaktır_
Bu iradeye sahip olan herkes için dinlerin de herhangi bir faydası düşünülemez_
Bana en yakın Din, İncil olarak gözüküyorsa da o da günümüze dek diğer kitaplar gibi değiştirilmiş ve İsa Mesih'in yaşamını kaleme aldıkları için ama bu demek değildir ki sadece Hıristiyanlığa bağlı kalıp da diğer dinlere gözümü kapatayım!
Diğer dinler derken de Musevilik'ten tutun felsefe kaynaklı dinler olan Taoizm, Budizm, Konfüçyüstlük ve Hinduizm gibi dinlerden de faydalanırım_
Herşeyde olduğu gibi Din konusunda da Evrenselliği yakalamaya çalışırım, Amaç dünyadaki bütün dinlerden kanımca doğru olan bilgileri  alıp diğer gereksiz bilgileri almamaktır_ 
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
Normal Insan Nedir?

Başlatan Hamlet « 1 2 » Insan

18 Yanıt
17788 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 23, 2014, 02:06:07 öö
Gönderen: Sade
2 Yanıt
5062 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 26, 2008, 07:33:24 ös
Gönderen: Santander
6 Yanıt
5491 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 26, 2008, 12:43:19 ös
Gönderen: Genius Loci
29 Yanıt
15146 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 20, 2008, 07:27:53 ös
Gönderen: Mozart
17 Yanıt
9409 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 25, 2010, 01:16:25 ös
Gönderen: sistemci74
3 Yanıt
12557 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 09, 2011, 03:53:13 öö
Gönderen: MASON
3 Yanıt
7534 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 06, 2019, 12:51:58 ös
Gönderen: burakc
34 Yanıt
22588 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 27, 2015, 10:47:10 ös
Gönderen: mbulut
0 Yanıt
2909 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 27, 2011, 02:17:18 ös
Gönderen: karahan
26 Yanıt
16222 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 21, 2011, 07:53:17 ös
Gönderen: sahasrara