Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Kompleks  (Okunma sayısı 4961 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Aralık 08, 2011, 08:33:57 ös
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

Kompleks, Türkçe karşılığıyla karmaşa, bilinçdışında var olan ve karar verme yetisini, sağduyu etkileyen, baskı altında tutan, ruhsal dengesizliklere neden olabilen karmaşıklıkların tamamı.
Kompleks teriminin ilk kez Jung tarafından kullanıldığı kabul edilmektedir. [1] Buna göre Kısaltılmış Oxford İngilizce Sözlüğü'nde "Jung'un ortaya koyduğu, belli bir konuyla ilintili bir grup düşünceye karşılık gelen terim." şeklinde yer alır.

TDK'da kompleks

Hastalıklı davranışları ortaya çıkaran, kişinin bilincini az çok şartlandıran, genellikle çocukluk döneminde kazanılmış, baskı altında tutulmuş hatıra, duygu ve düşüncelerin bütünü.



Analitik Psikolojide Kompleks

Duygu tonu kompleksi ya da kısaca kompleks, bir grup düşünceye karşılık gelen ve kelime çağrışım testinde geciken tepki süresi sayesinde, garip ve bazen acı veren hislerin bütününü temsil eder.
Jung'a göre kompleks, ayrı bir kişilik olarak ortaya çıkar; kendi kendine işler ve çoğunlukla bilinç isteklerimizle taban tabana zıt bir yönde gider. Bu kompleksi hastanın uydurduğunu düşünenler için Jung şöyle der: "Komplekslerin, önemli ölçüde özerkliğe sahip olduğu, 'hayali' olduğu düşünülen acıların da, meşruları kadar acı verdiği hastalık korkusunun, hastanın kendisi, doktoru ve toplum geneli tek bir ağızdan bunun 'hayal ürünü' olduğunu iddia etse bile en ufak bir yok olma eğilimi göstermediği kesinlikle ortaya çıkmıştır."


Aşağılık kompleksi, Bireysel Psikoloji ekolünün kurucusu Alfred Adler tarafından ortaya atılan ve kişinin bazı yönlerde kendini diğerlerinden aşağı hissetmesi neden olan karmaşa.
Bu komplekse sahip kişilerde genellikle kendini ispat etme çabası görülür. Sıklıkla farkına varılmaz ve telafi etme düşüncesi, kişileri eziyet içine sürükler, şaşırtıcı bir kazanım veya aşırı bir antisosyal davranışla sonuçlanır. İlk çalışmalara, teorisini göstermek için Napolyon komplekslerini kullanan Alfred Adler öncülük etmiştir. Özgüven eksikliği, saplantı bozuklukları, kültürel yozlaşma; aşağılık kompleksinin nedenleri arasında gösterilebilir. Psikiyatrik bir hastalıktan çok psikolojik bir durumdur.
Adler, bütün gelişme dönemi süresince çocuğun ebeveyni ve genel dünyayla ilgili bir yetersizlik duygusu hissettiği kavramını geliştirmiştir. Hastanın kompensasyon için gösterdiği psikolojik veya fizik çabaların sonuçsuz kalmasıyla psikonevrozlar gelişir; hasta başarısızlıklarını örtbas etmek ve başkaları üzerinde bir güç kazanmak için bu semptomlarını kullanır. Çok kere depresyonla birlikte beliren aşağılık duygularına emeklilikte ve yaşlılıkta sık rastlanır. Bu vakalarda, hasta kendisine saygısını önemli derecede kaybetmiştir. Kişi toplumsal bakımdan düştüğünü, önemsiz kaldığını hisseder ve böylece paranoid reaksiyon tipleri gelişebilir


Üstünlük kompleksi, Alfred Adler tarafından ortaya atılan Bireysel Psikolojinin temel ilkelerinden biridir. Kişinin doğuştan var olan aşağılık kompleksine dayanarak kendini diğer insanlardan daha üstün görme, yüceltme karmaşasıdır.
Kişi hep üstün duruma geçme, sahip olma, kendini kahraman gibi görme davranışları gösterir.
Adler, bu gibi insanların aile, geçmiş anılar gibi faktörlerden dolayı toplumun dışında kaldığını, soyutlandığını ifade eder.
Tedavi şeklininse dostane ve güleryüz çerçevesinde, içinde bulundukları durumu hoşgörüyle kendilerine anlatarak onları bu durumdan kurtarmamız gerektiğini savunur. Onun için bundan başka çıkar yol yoktur.



 Kompleks Nedir


Kompleks, kelime olarak "karmaşık" anlamına gelebilir. Psikolojide bilinçsiz olarak kişinin ruhsal yaşantısını etkileyen düşünce karışıklıklarına kompleks denir. Kompleks kavramını tanımlarken verilen en önemli ve güzel örneklerden biri Sigmund Freud'un açıkladığı "Ödipus Kompleksi"dir Hadımlık kompleksi, Anal (makat) kompleksi ve Narsizm kompleksi kişioğlunun yaşantısını etkileyen diğer önemli komplekslerdir.

İlişkilerimizde bazen birini tanımlarken, "....ama çok kompleksli, birine alınıyor" veya "burnu çok havalarda, kimseyi görmüyor..." şeklinde ifadeler kullanırız... Yaşamın her alanında komplekslerle iç içe olabiliriz. En sık görülen aşşağılık kompleksidir. Kişi bunu değişik şekillerde gösterebilir, temelinde o insanın kendine olan güvensizliği ve hissettiği yetersizlik duygusu yatar. Böyle bir insan, ya her sözden ve davranıştan alınır ve ortama küsebilir, çabuk kırılır ya da hiç kimseyi beğenmeyecek, dikkate almayarak, tavrını ortaya koyar. Sürekli insanları eleştirir, ona buna çamur atar. Olayları hep kendi ekseninde görmeye çalışır. Bu bir çeşit büyüklük komplekslerine kayıştır...
Aşağılık kompleksinin oluşmasında en önemli etken çocukluk döneminin kötü geçmesidir. Anne baba ve öğretmenler çocuğu hep eleştirip, aşşağılamışsa, başkalarının çocuklarıyla mukayase etmişse, bu çocuk komplekse aday bir çocuktur.Veya aile içerisinde yoksulluk, yokluk çok fazla veya sürekli kavga, problem yaşanıyorsa; çocuğun temel ihtiyaçları dahi zamanında karşılanmıyor ve talepleri hep baskılanıyorsa; anne babası ayrılmış veya üvey evlat konumundaysa, başkasının yanında"evlatlık" besleme" vs. şeklinde bir statüdeyse bu çocuk ve gençlerde aşşağlık kompleksi gelişme riski vardır. Eğer bunlara bakan, çalıştıran insanlar, bu arada yetimhanelerde kalan çocukların idarecileri... sevgi, ilgi, şefkat ve destekle çocuklara yaklaşırsalar risk azalır. Diğer yandan gelir dağılımının çok dengesiz olduğu ülkelerde refah ve yokluk içinde yaşayan insanların bir birini görüp aynı ortamları paylaşması durumlarında, yoksulluk çeken insanlar bu insanlara karşı, özenti, öfke, kızgınlık , eziklik, aşşağılık kompleksi veya onlara zarar verme duygularını taşıyabilirler.Büyüklük kompleksinde de temelde kişinin kendisinden kaçış ve beğenmeyişi vardır. Kişi kendisinden rahatsızlık duymaktadır. Bu rahatsızlığı bastırmak için kendisini olmak istediği şekilde görür ve çevresine "bu konumdan seslenir", çok konuşabilir, yalanlar söyleyebilir. Erdemliği, dürüstlüğü, sevgisinin, insanlığın ne kadar yüce olduğunu anlatmaya çalışır. Anadolu'da bu tipler için, şeyhin kerameti kendisinden menkul derler... Psikolojide çok temel bir kuraldır. Bir insan hep ben iyiyim, doğruyum, dürüstüm, büyük insanım diyorsa, siz tersini algılayın psikoloji bilen insanlar, bu insanların nasıl "yakayı ele verdiklerini" zevkle izlerler. Narsist insanlarda burnu büyük, herkesi eleştiren, beğenmeyen büyüklük kompleksinde olan insanlardır. Bunların bir çoğu temeldeki yetersiz kişiliklerin verdiği acıyı tatmamak için, çok çalışmaya, başarılı olmaya çalışırlar, sürekli başkalarını eksik, kusurlu görürler ...

Aşırı şekilci, protokolcü, çok kibarca davranışlar, aşırı şüphecilik, kuşkuculuk, alınganlık davranışları da kişinin temeldeki yetersiz ve güvensiz kişiliğini ele verir... Sanatla, kültürle, bilimle, üretimle kendisini kanıtlayamayan insanların çoğu ayrıntılarla, kabukla, şekille, içi boş statülerle "kendi varoluşlarını yaşarlar. Bazen de komplekslerimiz bize başarılı bir insan olmanın kapılarını aralar ve "adam olmamıza" yardımcı olabilir. Eksikliğimizi kompanse etmek için yaptıklarımız, ürettiklerimizle gerçekten takdir topluyorsak, kendimize güvenimiz gelir... Motivasyonumuz artabilir. Daha sonra da kendimizi aşma ve değiştirme potansiyelimizle "şekillerle " değil de "özellikle" tatmin olmayı öğreniriz.Kompleks kelimesini her şeyde kullanabiliyoruz. Bir arkadaşımız istediğimiz bir yere gelmeyince, hayır deyince "kompleks yapıyor" diyebiliyoruz. Oysa kompleks çok boyutlu ve derin bir konudur.

Psikolojide çok önemli bir kompleks de (odipal)komplekstir. "Freud'a göre çocuklar 3.yaşından sonra anneyi, babayı karşı cins olarak da görmeye başlarlar. Erkek çocuğu annesini sevgi nesnesi ötesinde sevmeye başlar. Bu nedenle babayla rekabete girer ve onu kıskanır. Fakat baba tarafından iğdiş edilme korkusu nedeniyle bu rekabette babayla özdeşime döner. Buna pozitif odipal özdeşim denir. Negatif olduğunuzda ise erkek çocuk baba ile aşırı özdeşim kurup anneyle rakip görmesi halidir ki bu normal değildir.Odipus karmaşası kızlarda farklıdır. Freud'un ( kuramına ) göre: erkekte iğdişlik korkusu odipus karmaşasının çözümüne ve sönmesine doğru götürürken kızda penise imrenme, onu babaya doğru yaklaştırır. Freud'a göre bu döneme (fallik dönem) saplanan kişilerde aşağıdaki belirtiler görülebilir.

-Kız yada erkek çocuğunun yetişkin yaşamda anne babadan kopamayışı, bağımlı olmaları.
-Ebeveynlerden ayrılma ihtiyacı ve girişimi olunca aşırı suçluluk duyma.
-Evlilik kararını geciktirme, bir eş seçememe, çok zorlanma "kılı kırk yarma"
-Evlilik yaşamında eşi ile rahat ve mutlu olamama, anneye babaya karşı suçluluk duyma ve onlara aşırı düşkünlük gösterme.
-Çekingen, utangaç yapı, çabuk suçlama eğilimleri.
-Cinsel ilişkiden kaçınma, suçluluk, fanteziden yoksunluk, cinsel güçsüzlük korkuları, cinsel soğukluk.
-Bedenine aşırı düşkünlük, kendini dinleme.
-Bedenine zarar gelecek korkusu.
-Karşı cinse aşırı eleştiri getirme ve olumsuz tavırlar geliştirme ya da aşırı imrenme...
-Cinsel kimliğine karşı güvensizlik, cinsel kimlik sapmaları.
-Anne babalık rolleri benimsiyememe.
-Erkek çocuklarda annelerinin yanında eşine hakaret etme ve anneye aşırı sevgi gösterimi davranışı ya da annesinin yanında eşiyle hiç ilgilenmeme...
-Bu çocukların anne-babalarının, çocuklarını kendilerine aşırı bağımlı yetiştirmesidir.
-Ya da ebeveynlerin itici, baskıcı, korkutucu olmaları.
-Anne baba gibi özdeşim yapılacak birilerinin olmaması.
-Çocukların özgüvenden yoksun olmaları.
-Erken yaşta cinsel rolleri belirlenmesi, sorumlulukların verilmesi.

Bu anne babalar çocuklarının bağımsızlaşma girişimlerini bastırmış ve suçlamışlardır...
Netice olarak kompleksler, insan yaşamında insanın davranışlarını ciddi anlamda etkiler. Yani bana davranışını göster, kompleksinin ne olduğunu söyleyeyim" diyebiliriz.




Kompleks Nedir? ÇARELERİ NELERDİR?
 
Bu kelimeyi çoğumuz günlük hayatta her gün duymaktadır. Ama ne olduğunu maalesef çok azımız tam olarak bilmektedir.  Kompleksin kelime anlamına baktığımızda; en çok matematikte kullanıldığını görmekteyiz.
 
 Matematikte Kompleks sayılar diye geçmektedir. Kelime anlamı ise; karmaşık sayılar diye geçer.
 Buradan da yola çıkacak olursak Kompleks; karmaşıklık yani tam toparlayacak olursak karmaşık düşünceler diye ortaya çıkar.
 
  Karmaşıklık neden gelir diye açıklayacak olursak; doğuşta çocuk bilinci tam olarak yerinde olmadığından ötürü Kompleksten bahsetmek mümkün değildir. Fakat çocukluk evresini bitiripte yetişkin evresinde geçildiğinde Kompleks davranış ve düşünceler baş göstermeye başlar. Bunlar yetişkin evresinde çocuğun artık bilincinde tam anlamıyla sahip olmasından dolayı ileri gelen Kompleksif davranışlardır.
 
  Bir örnek verelim: Bir Çocuk yetişkinlik evresine geçtiği anda çok hızlı bir kişilik arayışı içine girecektir. Bu kişilik arayışı sırasında, bir arkadaşı ondan daha iyi davranışlara sahipse, çocukta ters bir etki yaratacak ve eziklik duygularını ortaya çıkararak bir tür Kompleksin doğmasına neden olacaktır.
Bu kompleks öyle bir etki bırakabilir ki, o çocuğun ölümüne kadar süre içerisinde etkisini kaybetmeyecek derecede etki bırakabilir.
 
Kompleksi biraz inceleyelim; beyne giden her uyarının ardından bir cevap gelir. Komplekste bu uyarıların bir sonucudur. Kompleksi şuur ve şuur altıyla açıklamaya çalışalım.
 
 İnsan gördüğü veya hissettiği bir olaydan negatif veya pozitif bir şekilde etkileşim sürecine girer. Bu süreçte şuur gündemdedir.
 
      Şuur emreder, şuur altı ise şuurun etkisi altında uygular. Şuura gelen uyarıcılarla zihin etkilenir. Bu bölümden çareler konusunda daha çok bahsedeceğim.
 
     Şimdi Kompleksin insan üzerindeki etkilerini biraz daha kapsamlı bir şekilde incelemeye çalışalım. Kompleks kendi arasında üçe ayrılır. Bunları sırasıyla inceleyelim.
 
  - Kısmi Kompleks   Bu çeşit kompleks isminden de belli olduğu gibi kesinlik kazanmayan ara sıra insan düşüncesinde karmaşıklığa yol açan komplekstir. Bu tür komplekslere insan hemen hemen her gün düşmektedir.
 
 Öyle bir durumdur ki, insan hemen hemen günde 5 ila 15 defa Kısmi Komplekse düşmektedir. Bu kompleksin iyi yanı unutulduğu zaman bir iz bırakmamasıdır. Bu kompleks türünde insan beyni bir anda karışır ve adrenalin yükselir. fakat etkisi fazla uzun sürmez. Kısmi kompleksin en önemli özelliği ise kısa sürede oluşmasıdır. İnsan beyni bir bilgisayar donanımı gibidir. Her bölümü ayrı bir dosya Kısmi kompleks beyin donanımının çok az bir bölümünü etki altına alır. Ve beyin başka bir dosyayla ilgili konuyla meşgul konuma geçtiğinde kısmi kompleks etkisini yitirir.
 
        O Sebepten dolayıdır ki, Kısmi kompleksin, insan hayatı üzerindeki olumsuz etkisi hemen atlatıldığından dolayı pek büyütmek gerekmez.
 
 
 - Pasif Kompleks:   Kısmi kompleksin ileri safhadaki hallerinden biridir.
         Eğer  olumsuz davranışlara beyin uzun süreli maruz kalmışsa, bu durum mukabilinde Pasif Kompleksi doğurur. Pasif Kompleksin, Kısmi Kompleksten en önemli farkıysa insandaki bıraktığı etkinin daha uzun süreli oluşudur. Ama sevindirici bir tarafı vardır ki, insan beyninin farklı bir şeyle meşgul olması anında çabucak sıyrılıp sanki hiç bir olumsuzluk yokmuş gibi bir durum olmasıdır.
         Pasif Komplekste şuur ve şuuraltı kavramları birbirleriyle çok yönlü çatışmaya girer. Şuurun emrettiğini şuuraltı reddeder ve Şuursuzca hareketler gündeme gelir.
       Bir örnek verecek olursak: Bir yetişkin kendi dalında, kendisinden daha başarılı bir yetişkinle aynı ortamda çalıştığı anda, kendi elinde olmadan bir eziklik duygusu içerisine girecektir. Fakat bu durum o yetişkinin zamanla bende onun gibi olacağım fikriyle pasif bir komplekse dönüşecek ve şuurla şuuraltı kavramları birbirine ters düşmeyecektir.
 
Buradan da anlaşılabileceği gibi Pasif Komplekste karmaşık düşünceler etkisini, hemen yön değiştirmeyle azaltabiliyor ve beyin fazla zarara uğramıyor. Pasif kompleksi pasif yapan etken yetişkinin kompleksten uzaklaştırıcı bir çözüm bulmasından ileri gelir.
 Fakat Pasif Kompleksin bir özelliği Kısmi Kompleks gibi ortadan kalkmamasıdır. Sadece Şuuraltına itilir ve ortadan kalkmamasıdır. Sadece Şuur altına itilir. ve ortam uygun uygun olduğunda tekrar şuur üstüne çıkar.
 
 - Aktif Kompleks: Geldik bizi en çok etkisi altına alan alan çeşidine Aktif Kompleksin diğer Komplekslerden farkı en uzun süre etkisini koruyan ve korumakla kalmayıp, hiç bir zaman bilinçten silinmeyen bir özelliğe sahip olmasıdır. Aktif kompleksin etkisinde kalan insan uzun süreli bir olaydan etkilenmiş demektir. Bu türdeki kompleksi şuur altına geç atan insanlarda intihar düşüncesi bile belirmektedir.
 Şuur olaydan ne kadar uzun süreli sıyrılırsa o kadar beyin düşünceleri zarar görmektedir.
 
 Aktif Kompleksin oluşumu diğer Komplekslerden daha uzun süreli olmaktadır. Aktif kompleks beyinde bazı düşünce çarpıklıklarını ortaya koyar. Aktif Kompleks altında olan insan doğru kararlar vermemekte zorluk çeker. Aktif Kompleksin olduğu insanda görülen en büyük özellik ise kendine güven duygusunun büyük oranda eksikliğidir. Kompleksi ve Kompleks çeşitlerini inceledikten sonra gelelim kompleksin çarelerine:
 Her şeyin bir çözümü olduğu gibi Kompleksin de çözümleri mevcut.
 
  Kompleksin çareleri şuur ve şuuraltıyla çok yakından alakalıdır. İnsanın maruz kaldığı olaylar şuuru etkiler. İşte buradan yola çıkaraktan bizim kendi şuurumuza öyle cevaplar bulmalıyız ki, şuur altı bunları   olduğu gibi alsın. Mesela; Bir aktif Kompleksimizin nasıl etkilediğinin bilincine varabildiysek şuuraltımız çözümler üretmeye başlar ve bizimde desteğimizle kendimizi kompleksimizle bağdaştırırsak, Kompleksimizin etkisini ortadan kaldırmış oluruz. Kompleksimizle her yüzleştiğimizde şuur ve şuur altımızın bulunduğu cevabı ortaya koyarsak Kompleksimizden etkilenmeyiz. İşte bu yöntemle kompleksimizle başa çıkmak çok kolay olacaktır


ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Nisan 01, 2013, 06:04:53 ös
Yanıtla #1
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 856
  • Cinsiyet: Bayan

Kompleksli insandan daha fazla zarar verebilenine rastlamadım şimdiye kadar.
Adequatio intellectus et rei


Nisan 01, 2013, 06:13:26 ös
Yanıtla #2
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

Komplekis olmayan insanı ise ben hayatımda hiç görmedim hemde bir tane bile ,kendisiyle barışık  kendisini eleştirebilen çevresinden önce  bu tip insanlar çok az ,genel olarak bakıldığında komplekslerimiz aslında eksikliklerimizdir belkide ayıplarımızdır o yüzden utanır sıkılı ve kızarız.
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Nisan 01, 2013, 06:16:51 ös
Yanıtla #3
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 856
  • Cinsiyet: Bayan

Çok az, haklısınız..

Kendini aşmış insan değil midir zaten kendi özeleştirisini yapabilme olgunluğuna sahip olanlar, ya da yanlış mı düşünüyorum ? :)
Adequatio intellectus et rei


Nisan 01, 2013, 06:23:43 ös
Yanıtla #4
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

Bende onu ilave ettim zaten ,kendisi ile barışık insan bilen insandır,bu tarz kompleksleri sorunda yapmaz uğraşmazda pek,kompleksli insan için herşey çözülemeyecek kadar vahim problşemler ile doludur.Kendini aşabilen insan ben çok az rastladım ve gördüm ,gördüğüm insanların içerisindede aklımdaki ilk örneklerden birisi isak alatondur çok nadir bulursunuz kendini aşmış insanı çoğu zaman ise öyle olduğunu düşünürüz.İnsanın kendisini aşması kompleksleri ile başa çıkabilmesi için nefsini öncelikle yenmesi lazım o merkezi yok ettiğinde işte yepyeni bir insan olursun.
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Nisan 01, 2013, 06:35:31 ös
Yanıtla #5
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 856
  • Cinsiyet: Bayan

Ah, gözümden kaçmış olmalı afedersiniz.

Nefis hakimiyeti ile birlikte, kompleksin içinde barındırdığı duyguların da önüne geçmemiz gerekiyor öyle değil mi ? Mantık sınırları içinde düşünecek olursak, obsesyonun hemen her insanda görülebildiği gibi, bu karmaşanın  da her insanda olması  mümkün. Fakat paranoya derecesine geldiğinde, tehlike çanları çalıyor demektir.
Adequatio intellectus et rei


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
1 Yanıt
2169 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 02, 2016, 04:13:00 öö
Gönderen: BuZ