Sayın Laos Deo, aslında bu konudan sıkıldığımı belirtmek istiyorum. Öncelikle "özgürlükten " ne anladığınızla bağlı bir durum bu. Bakınız ısrarla" dayak yemekten zevk duyan birisinden" bahsediyorsunuz. Ve buna "kişinin özgürlüğü diyorsunuz".
Özgürlük herkesin istediği gibi yaşama hakkını vermez kişilere. Toplumlarda yaşamı düzenleyen yasalar, örfler ve gelenekler vardır. Örneğin bir insan dayak yemekten zevk duyuyorsa, başka bir insan da adam öldürmekten zevk duyabilir. Bir başkası zorla birisine sahip olmaktan müthiş zevk duyabilir. Bunları sınırsız şekilde çoğaltabiliriz. Şimdi kişinin özgürlüğüne saygı duymak adına birisini öldürmesine, birisine zorla sahip olmasına saygı mı göstereceğiz ? Size dayağın , işkence ile birlikte insanlık suçu olarak kabul edildiğini bildiriyorum. Ama hala aynı yerde duruyorsunuz. Hatayı anlamakta bir erdemdir. Kendinizi neden zorladığınızı anlayamıyorum.
Başka bir şey daha anlatayım size, dayak yemekten hoşlanan kişinin bu yediği dayaktan dolayı bir tarafında kırık veya belli bir süre istirahati gerektirecek şekilde yaralanması halinde, kendisinin şikayetine bakılmaksızın dayak atan hakkında ceza mahkemesince yaptırım uygulanır. Diğer bir anlatımla, dayak yiyen kişi yargıca istediği kadar" ben kendi arzumla, kendi özgür irademle dayak yedim " desin, yargıç dayak atana kanunda ön görülen cezayı verecek ve muhtemelen dayak yemekten zevk duyduğunu söyleyen kişiyi "akli melekelerinin yerinde olup olmadığının tespiti için " Adli Tıp Kurumuna gönderecektir. (Bu arada akli melekelerinde sorun tespit edildiği takdirde, ceza miktarı da arttırılmaktadır).
Diğer taraftan, siz bence sayın Mustafa Kemal'i de yanlış anlıyorsunuz. İyice okuyun bakalım size hak vermek için mi , yoksa konuyu anlatmada çektiğiniz yetersizliğiniz için mi öyle yazmış.
Sorduğunuz bütün sorulara mantıklı cevaplar verdiğimi düşünüyor, daha ciddi, daha bilimsel konulara değinmenizi, kısır döngüden bir an evvel kurtulmanızı umuyorum.
Saygılar-sevgiler.