Önümde KONDA'nın “Kürt Meselesinde Algı ve Beklentiler” Raporu (temmuz 2010, ayrıca bu çalışmanın özeti niteliğindeki "Kürt Meselesini Yeniden Düşünmek" raporu da Aralık 2010 tarihlidir) duruyor. Açıp baktım üşenmeden. Etnik ve Demografik Dağılım bölümündeki veriler şu şekilde;
-Toplumdaki 18 yaş üstündeki nüfus içinde etnik dağılıma göre, yüzde 76,74’ü Türk, yüzde 14,74 Kürt ve Zaza, diğer etnik kökenlerden olanlar da yüzde 8,5 oranındadır.
- Kürtlerin en yüksek oranlarda bulundukları bölgeler Güneydoğu, Ortadoğu ve Kuzeydoğu Anadolu bölgeleriyle İstanbul’dur. Ülkedeki Kürt nüfusun yüzde 17,5 İstanbul’da yaşarken, bu Kürt nüfus İstanbul’un toplam nüfusu içinde de yüzde 14,8’idir.
- Güneydoğu Anadolu’nun yüzde 64’ü, Ortadoğu Anadolu’nun yüzde 79’u ve Kuzeydoğu Anadolu’nun yüzde 32’si Kürtlerden oluşmaktadır.
bunlar Bilimsel Veriler! Sn. Prometheus'un iddia ettiği en yoğunluklu yaşam alanı KAraman'dır iddiasına da baktım. Karamanında bulunduğu Batı Anadolu'da Kürt nufusunun bölgeye oranı %7.7.
Ben söylemiyorum KONDA'nın bilimsel raporu söylüyor. Raporda eğitimi düzeyinden sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeyine, çalışan kadın oranından hane nüfusuna, hane gelirinde sosyal güvenliğe pek çok veri var ve hepsi deyim yerindeyse yerlerde sürünüyor.
Terörist örgüt olarak PKK, işte bu yerlerde sürünme durumundan nemalanıyor, yanlış politikalardan nemalanıyor 80lerden beridir nemalanıyor. Gün geçtikçe de kabul edin ya da etmeyin bölgede daha da güçlü bir siyasal aktör konumuna geliyor. Bunların çözüm yolları ve izlenmesi gereken politikalar açısından değerlendirilmesi gerek. Yoksa dağı taşı milyonlarca defa bombalasak neye yarar? Demek istediğim budur! PKK bir terör örgütü olarak gerilla tipi mücadele veren bir örgüttür. Benim bundan evvelki mesajımda da gerilla tipi örgütlenme ile mücadelenin düzenli ordu mantığıyla yapılmasındaki sakatlık anlatılmak istenmiştir. Ne yazık ki güzelim ülkem öyle bir duruma geldi ki, barış dediğin an pkkli gibi algılanman ya da gerilla savaşını anlatmaya çalıştığın vakit onlar terörist niye onlara terörist demiyorsun bakayım sen tipi karşı duruşları görebiliyoruz.
Son sözü yine KONDA raporunun sonuç bölümünden bir aktarım olsun
" barış içinde bir arada yaşamanın koşullarını ve gereğini arayacak ve üreteceğiz. Kimlikleri ve farklılıkları, statik değişmez kavramlar olarak değil, değişen, birbirinden etkilenerek dönüşen ve çoğalan kültürel farklılıklar olarak kabul edecek ve bunun koşullarını arayacağız.
Bir arada yaşama modeli meşakkatli, uzun bir süreçtir ama mecburi vatandaşlıktan gönüllü vatandaşlığa geçişin yoludur. Bu yolun en zor kısmı da yeni bir 'biz' hayali ve tanımı geliştirebilmekten geçer. Türk - Kürt sabah aynı kadere uyanacağımız kabulüyle başlar.
'Biz' tahayyülünü yenileyebilmek, geliştirerek değiştirebilmek, yeniden yaratabilmek için empatiye ihtiyacımız var. İşte sivil siyasetin olanca ağırlığını koyması gereken nokta da bu empatinin yaratılması, birbirimizin duyarlılıklarına ve taleplerine farkındalık bilinci yükseltilmesi. "
Sevgi ve Saygılarımla.