Masonluktaki şu kimilerin ant, kimilerinin yemin dediği, benim söz veriş olarak yeğlediğim uygulamaya kafayı taktım.
Masonlar, bu kuruma girerken verdikleri sözlere gerçekten bağlı kalıyorlar mı?.. Üstelik bundan sonra başka söz verişleri de oluyor: Kalfalığa geçerken, üstatlığa yükselirken, herhangi bir görevi üstlenirken…
Demek oluyor ki söz veriş 0Masonlukta çok önemli bir olgu. Onurlu bir insanın yaşamında büyük bir değer. Buna takmamam olanaksız.
Söz verirken onları kimse bağlamıyor yani buna zorunlu tutmuyor. İstemezsen o anda dönersin. Ancak onlar acaba biz kendi kendilerini, salt kendi buyrultularıyla bağlıyor mu? Bu söz verişleri uğruna –hangisi olursa olsun- birazcık kişisel eğilimlerinden, bireysel yararlarından özveri gösterebiliyorlar mı?
Biliyorum ki, kimi zaman ritüeller üzerinde birtakım değişiklikler yapılıyor, dolayısıyla belki bu söz verişler de değişime uğruyor. Eğer böyle bir durum söz konusu ise, masonlar yeni ritüele göre söz verişlerini yeniliyor mu? Kurumsal olarak buna pek önem verilmese ve böyle bir organizasyon yapılmasa bile, uygulanan söz verişin kapsamı değiştiği zaman kendi kendilerine söz verişlerini yeniliyorlar mı? (Sanırım bu konu Türkiye’de gerek HKEMBL gerek ÖMBL için ayrıca bir önem taşır ama ben işin o yönüne pek girmek istemiyorum.)
Masonluğa ilk girişteki söz verişi alalım. Yeni bir mason belki tören sırasındaki heyecanıyla olup bitenleri kavramakta güçlük çekmişti. Olamaz mı? Olur sanırım. Sonra yazılı ritüeldeki söz verişi eline alıp kendi kendine, salt kendi vicdanına karşı sorumlu olarak, tek başına, yapayalnız, yüksek sesle okudu mu?.. Sonra da bu söz verişin kapsamına uyum göstereceğine kendi kendine söz verdi mi?
Bir önceki yazıma yanıtında Sayın aashooter bir mason olarak bu bağlamda hiçbir sorunu olmadığını belirtmişti. Haddime düşmüş olmasa da onu kutlarım. Benim deyişim ise genele… Tüm masonlara…
Ben diyorum ki, şayet bir mason bunları bugüne dek yapmadıysa, şimdi yapmalı.
Bu seslenişimi kaç mason duyuyor bilmem ama duyanlar duymayanlara duyursun.
Yoksa boşu boşuna kendilerini “mason” olarak nitelendirmesinler. Bırakın başkalarını, hiç olmazsa kendilerini kandırmasınlar. Mason sıfatını taşımak başka, mason olmak başka.
Bir mason, locasında ya da locasının bağlı olduğu büyük locada herhangi bir göreve seçildikten sonra, bu görevi üstlenmeden önce o görevle bağlantılı söz verişin kapsamına dikkat ediyor mu?
Eğer görevi üstlenirken vermesi gereken söz işine gelmiyorsa, o görevi üstlenmeye girişmemeli. Olmuş bir kez ise şimdi, hemen o görevi bırakmalı. Söz verişin kapsamı istediği gibi, işine geldiği gibi olmadığı ya da söz verişlerini yerine getiremeyeceği sürece de herhangi bir görev almaya kalkışmamalı.
Bir mason, eğer şu anda yürürlükte olan söz verişlerin kapsamını uygun bulmuyorsa, bunların içeriğini gerçekleştirmek ona çok güç geliyorsa, o zaman isterse bu bağlamda gerekli değişiklikleri sağlamak üzere girişimlerde bulunsun. İstemediği, gerçekleştiremeyeceği şeylere boşu boşuna söz vermesin. Kendi kendisini kendi kendisine karşı yalancı durumuna düşürmesin. Bunları bir formalite gibi görmeye yönelmesin.
Masonlar, söz verişlerine gerektiğince değer ve önem vermeli. Mason kardeşlerinin önünde yüksek sesle söz vermeyi onurlu bir davranış, tüm söz verişlerinin gereklerini yerine getirmek için elinden geldiğince çalışmayı bir kutsal görev saymalı.
Söz verişlerinin onuru olduğunu unutmamalı.
Söz verip de sözünde durmayanlara yazıklar olsun!