Masonlar.org - Harici Forumu

Masonluk Bilgidir. Bilimdir. Ilimdir. => Sosyoloji - Toplum bilimi => Konuyu başlatan: Risus - Haziran 16, 2015, 10:00:20 öö

Başlık: Doğruluk
Gönderen: Risus - Haziran 16, 2015, 10:00:20 öö
(https://umuthuzmeleri.files.wordpress.com/2012/09/terazi-mizan.jpg)


Doğruluk



Doğruluk insanın en büyük meziyetlerinden biridir. Fakat doğruluğu yalnız yalan söylememek olarak anlamamız yanlıştır/Sözlerimiz kadar düşüncelerimiz, hareketlerimiz, davranışlarımız, hatta sükûtumuz bile doğru veya yanlış olabilir. Onun için doğruluğu en geniş anlamiyle incelememiz gerekir.



İnsanın bazen bir yerde konuşması, bir şey söylemesi gerekebilir. Eğer bu insan söylemesi gereken sözleri o sırada söylemezse doğru hareket etmemiş olur. Demek ki susmak da, icabında, hakikatin gizlenmesi anlamına gelebilir; ve bir nevi yalan söylemek demek olur. Kötü bir davranışı yapmayı zihnimizden geçirmemiz bile, o işi yapmasak da, benliğimiz üzerinde fena tesirler bırakır, ve er geç, günün birinde, o kötü hareketi yapmamıza yol açar. Onun için, sözlerimiz ve davranışlarımızda olduğu kadar, düşüncelerimizde de temiz ve doğru olmaya çalışmalıyız.



Bazı kimseler vardır ki iyi bir neticeye varabilmek için her çareye, hatta meşru olmayan yollara bile baş vurmayı mubah sayarlar. Bu düşünüş ve davranış tarzı çok yanlıştır. Sebep ve bahane ne olursa olsun doğru yoldan hiç bir zaman şaşmamalıdır. Bakınız, Birleşik Amerika'nın tanınmış Cumhur Başkanlarından Abraham Linkoln doğruluğa verdiği önemi şu sözüyle ne güzel ifade etmiş oluyor: «Neticenin doğru olacağına inansam dahi, doğru olmadığına inandığım bir tedbiri bana hiç bir zaman aldıramazsınız.»



Medenî milletlerde bir insana yapılabilecek en büyük hakaret ona «yalancı!» demektir. Çünkü yalancılık bütün fenalıkların başlangıcı sayılır. Küçüklerin yanında büyüklerin yalan söylemeleri, birbirlerine yalancı demeleri hiç doğru değildir. Daha küçük yaşta çocuklara yalanı öğretmiş olurlar. Bir gün Almanya'da şarklı bir adam, bir parkta dadısının önünde koşan bir Alman çocuğunu yanma çağırmak için: «Gel, bak sana şeker vereceğim» diye boş elini uzatmış. Çocuğun dadısı derhal koşup çantasından çıkardığı bir şekeri adamın eline koymuş, ve adama şu ihtarda bulunmuş: «Bir daha elinde şeker yok iken çocukları bu şekilde çağırma! Onlara yalan söylemeği öğretmiş olursun!»



İnsanın her şeyden evvel kendisine karşı olan davranışlarında doğru olması lâzımdır. Bazen bir karar veririz, şunu veya bunu yapacağız, deriz. Bu kendi kendimize karşı verilmiş bir sözdür, ve bu sözü tutmamız lâzımdır. Eğer bu sözleri tutmayacak olursak kendi kendimize güvenimiz kalmaz. Bu güven kaybolunca da benliğimizden çok şeyler kaybederiz. Teşebbüslerimizde başarılı olmamız ihtimali de azalır. Medenî bir insanın birinci vasfı verdiği sözü tutmaktır. Bir kimse ile bir yerde buluşmak üzere sözleştiğimiz zaman, muhakkak kararlaştırılan saat ve dakikada orada bulunmamız lâzımdır. Bu sözü tutmamakla hem bizi bekleyen insanı hiçe saymış, hem de sözümüze güvenile-miyeceğini göstermiş oluruz.



Hayata atıldıktan sonra da, iş yaptığımız insanlarla olan temaslarımızda hiç bir zaman doğruluktan ayrılmamalıyız. Bilhassa para işlerinde çok titiz olmamız lâzımdır. Bu işlerde doğruluktan ayrılanlara artık en yakınları bile güvenemez olur. Dolayısiyle bu gibi insanlar bütün itibarlarını kaybederler. 1952 senesi ilkbaharında Japonya'da idim. Bir gün Japon Millî Eğitim Bakanı ile konuşmak fırsatını bulmuştum. Kendisine Japonların ilerlemesinin sırrını sorunca Bakan bana şu cevabı vermişti: «Çok basit, yüzümüzü kızarma korkusu!» Eski millet vekillerinden bir dostum anlatırdı. Çocuk iken annesi kendisine daima şöyle dermiş: «Oğlum, yüzünü kızartacak bir davranışta bulunursan aybını toprak örtsün!» Bu faziletli annenin oğlu da hayatı boyunca faziletli kalmış, bütün çevresinin sevgisini ve güvenini kazam ıştır. Biz de doğruluktan hiçbir zaman ayrılmayalım. Yüzümüzü kızartacak hareketler yaparak şerefsiz yaşamaktansa ölümü tercih edelim.



Kadri OLCAR
Başlık: Ynt: Doğruluk
Gönderen: Manyetizma - Ekim 11, 2018, 12:25:43 öö
(https://umuthuzmeleri.files.wordpress.com/2012/09/terazi-mizan.jpg)

İnsanın bazen bir yerde konuşması, bir şey söylemesi gerekebilir. Eğer bu insan söylemesi gereken sözleri o sırada söylemezse doğru hareket etmemiş olur. Demek ki susmak da, icabında, hakikatin gizlenmesi anlamına gelebilir; ve bir nevi yalan söylemek demek olur.

    Sn Risus
    Alıntıladığım bölümün farklı boyutlarla ele alınması gerektiği kanaatindeyim.'' Doğruyu söylemek adına her yerde doğru söylenir mi? '' diye kendimize sormamız lazım.  Her söylediğimiz elbette tartışmasız doğru olmalıdır. Fakat '' Her doğruyu söylemek doğru olur mu?'' diye düşünmeden geçemeyiz. Bazı konular toplum içinde bir rahatsızlığa ve karışıklığa sebep olacak, yıkıma yol açacaksa susmak daha efdal değil midir?
   Nice doğru söz vardır ki, yanlış yerde, yanlış zamanda, yanlış kişilere söylenmiştir. Nice insan söylenmesi doğru olmayan doğrular yüzünden, yanlış yerde ve yanlış zamanda yanlış kişilere söylenen doğrular yüzünden sıkıntı ve sorunlarla karşı karşıya kalmıştır. Şahsi fikrim doğruyu her yerde söylemenin bize hak olmadığıdır. Görüşümden doğru yerine yalan konuşmak anlamı çıkarılmasın. Hak olmayınca bize konuşmak, doğru ve gerekli olan ''susmak''. Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Doğruluk
Gönderen: LordKisame - Ekim 11, 2018, 01:55:00 ös
Her zaman doğruyu söylemek veya hakikati olduğu gibi zikretmek şart mıdır? Örneğin moralin çok önemli olduğu bir hastaya, olmasa bile, herşeyin yolunda gittiğinin söylenmesi doğru bir davranış olabilir mi?
Başlık: Ynt: Doğruluk
Gönderen: Manyetizma - Ekim 11, 2018, 07:28:41 ös
Her zaman doğruyu söylemek veya hakikati olduğu gibi zikretmek şart mıdır? Örneğin moralin çok önemli olduğu bir hastaya, olmasa bile, herşeyin yolunda gittiğinin söylenmesi doğru bir davranış olabilir mi?
Koşullara göre şart olmadığını düşünüyorum. Verdiğiniz örnek bunlardan sadece biri. Saygılarımla
Başlık: Ynt: Doğruluk
Gönderen: karahan - Ekim 12, 2018, 01:44:46 öö
Doğru ile yanlış iyi ile kötünün zıttıdır.

Yaratılmış insan ise hem iyi hem kötü hem doğru şeyleri hemde kötüler yapar o yüzden insaniz.

Doğruyu yada yanlışı yaşadığımız anın eylemi belirler biz tercih ederiz.

Kötüyü yapmak seni kötü yapmayacağı gibi iyide seni çok iyi yapmaz dolayısı ile aradaki denge seni insan yapmaya yeter.

Hep iyi yapmaya çabalamak hataya sebep olur kötünün ise ise yarar bir şey olduğunu bilmek iyiye giden önemli bir yoldur.
Başlık: Ynt: Doğruluk
Gönderen: Tık-Tik-Tak - Ekim 12, 2018, 09:22:56 ös
 
Doğruluk, adaletin sayısızca olan isimlerinden sadece bir isimdir; ve adalet,pergelin ilk battığı yere benzer...

Saygılar
Başlık: Ynt: Doğruluk
Gönderen: Manyetizma - Ekim 13, 2018, 01:41:47 öö

Doğruluk, adaletin sayısızca olan isimlerinden sadece bir isimdir; ve adalet,pergelin ilk battığı yere benzer...

Saygılar
Sn Tık-Tik-Tak rica etsem detaylandırabilir misiniz? Üzerinde çok düşündüm. Sizin yorumunuzdan da faydalanmak isterim. Saygılarımla
Başlık: Ynt: Doğruluk
Gönderen: Suat - Ekim 13, 2018, 01:22:38 ös
MERHABALAR
şimdi bir şey sormak istiyorum karşınızdaki kişi mesela yakın bir arkadaşınız aileniz,kardeşiniz gibi kişiler sırf onun iyiliği için onu üzmemek için bir konuda küçük yalan söylüyoruz, şimdi soruyorum ona doğruyu söyleyip üzmek mi doğru yoksa küçük yalan atıp üzlümemesi için mi? lütfen bu konuda bana bir şey söyleme imkanınız varmı varsa söyleye bilirmisiniz.
 
şimdi birşey daha söylemek istiyorum.Doğruluk adalet için o ayrı bir konu ama ben kişilikten bahs ediyorum bilginiz olsun.
saygılarımla
Başlık: Ynt: Doğruluk
Gönderen: Manyetizma - Ekim 15, 2018, 12:29:15 öö
"...
İşte bu nedenle masonik ketumiyet şarttır. Yani hep doğruyu söylemek; ama her doğruyu her yerde söylememek; dinleyenin idraki ve bilgisi derecesinde konuşmak ketumiyeti..."


Mimar Sinan Dergisi
Masonlukta Ezoterizm:
Alegoriler ve Semboller
    Tamer AYAN
Başlık: Ynt: Doğruluk
Gönderen: Ex Oriente Lux - Ekim 15, 2018, 12:32:41 öö
Doğru bir tane midir?
Genel-geçer herkesçe kabul gören mi doğrudur?

Ezcümle,doğruluğun ölçüsü/şirazesi nedir?
Başlık: Ynt: Doğruluk
Gönderen: ebedicirak - Ekim 15, 2018, 10:55:00 ös
Sn. Ex Oriente Lux yine görecelik kavramı üzerinden aklımızı zorlamamızı istemiş. :)
Keyifle kabul ediyor ve cevaplıyorum: bir cismin şeklini anlamaktan tutun da sebep sonuç ilişkisi içeren olaylara kadar doğru ve yanlış çoğu zaman gözlemcinin perspektifine göre değişebilmektedir. Daha kısa ifadeyle; Hayır, doğru her zaman bir tane değildir.
Doğruluğun ölçüsünün de nedensellik (causality) olabileceğine inanıyorum.
İzni olursa ben de kendisine ve okumaya vakit ayıran tüm üyelere bir soru sorayım:
Toplumun genel kabulleri ve bunlardan oluşturulmuş kanunlar etik veya doğruyla çelişirse etiği ve "doğruyu" korumak mümkün müdür? Yoksa çoğunluğun isteği "doğru" olandan daha mı evladır?
Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Doğruluk
Gönderen: ruzber - Ekim 15, 2018, 11:01:38 ös
Dogrunun var olabilmesi icin yanlış bir seyin olması gerekir. Neyin dogru neyin yanlış oldugu ise kisinin yaradana ve dostlarına (kimisi kardes der) yaptığı eylemlerle ilgilidir.
Başlık: Ynt: Doğruluk
Gönderen: Manyetizma - Ekim 16, 2018, 12:16:44 öö
Doğru bir tane midir?
Genel-geçer herkesçe kabul gören mi doğrudur?

Ezcümle,doğruluğun ölçüsü/şirazesi nedir?
Dinleyenin/Dinleyenlerin idraki ve bilgisi derecesindedir diye düşünüyorum. Saygılarımla
Başlık: Ynt: Doğruluk
Gönderen: Ex Oriente Lux - Ekim 16, 2018, 01:32:57 öö
Toplumun genel kabulleri ve bunlardan oluşturulmuş kanunlar etik veya doğruyla çelişirse etiği ve "doğruyu" korumak mümkün müdür? Yoksa çoğunluğun isteği "doğru" olandan daha mı evladır?
Saygılarımla.

Bir miktar ilgi alanım olduğu için müsade olursa "nacizane" cevaplamak isterim. Kanunlar aslına bakarsanız çoğu toplumun sosyo-kültürel, ekonomik, psikolojik ve sosyolojik yapısını yansıtmaz. Sebebi ise sarihtir; Kanunların büyük çoğunluğunun  İktibas,resepsiyon, kodifikasyon gibi metodlar kullanarak yapılmasıdır. Yani tümüyle ya da bir kısmıyla başka bir ülkenin kanunlarını, hukuk düzenini benimsersiniz. Küçük değişiklikler içermekle birlikte -Ki çoğu yersiz ve kanun yapma metodu bakımından yetersiz olmakla- Türk Ceza Kanunu İtalya'dan iktibas edilmiştir. İtalya ile birlikte bir avrupa ülkesi olarak görülmemize rağmen; aradaki farkları sizlere izah etmeye lüzum görmüyorum.

Konunun özüne  gelecek olursak kanunlar toplumsal yapıyı düzenlemekten ziyade devletin güç gösterisidir. Devletin yasama,cezalandırma tekelini ve kuvvetini sağlama aldığı metinlerdir kanunlar. Toplum, yasalarda  kendine  yüzeysel olarak  yer edinebilir ancak ve ancak devletin belirlediği ölçüde.  Bu yüzden kanunlar etik(felsefik) ve doğrularla hatta ahlakla(Sosyolojik) bile çoğu zaman çelişir, çarpışır. Çünkü biz çoğunluğun seçtiği azınlığın yönettiği ve adına devlet denilen olgunun belirlediği sistematiğin bir sonucudur yasalar. Yani demokratik toplumlarda bile yasaların önceliği insan, yani birey yahut toplum değil; devlettir. Bu kısmı de lege lata; yürürlükte olduğu halde bu halinden hoşlanılmayan, değiştirilmesi istenen kanun bağlamında bir eleştiridir.

De lege feranda(Olması gereken Hukuk) bağlamında bir cevap verecek olursak; Etik ve doğruluk korunması gereken değerlerdir. Bireyler, toplumu oluşturur ve onun bütününün en küçük yapı taşıdır. Eğer siz etik ve doğruya, mutlağa bağlı kalırsanız; çoğunluğun ve toplumun da doğrudan yana olmasını sağlayabilirsiniz.

Hülasa, çoğunluğun seçtiği azınlığın yani devletin etik,doğruluk kuralları bizi bağlamakta. Ancak bir birey olarak etik ve doğruluktan ayrılmamak için çırpınmaktayım.

Sevgi ve Saygılarımla
Başlık: Ynt: Doğruluk
Gönderen: ebedicirak - Ekim 16, 2018, 11:33:02 ös
Sn. Ex Oriente Lux'a "toplumun genel kabulleri ve bunlardan oluşturulmuş kanunlar" kabulümü düzelttiği için teşekkür ederim. "Devlet, bireylerin kendine hükmetmesi için oluşturduğu yapıdır" tezinden yola çıkarak yaptığım çıkarımın hukuki zemindeki varlığıyla ilgili düşüncelerim biraz naif veya romantik olmuş sanıyorum. Alanım hukuk olmamasına rağmen "Toplumun genel kabulleri ve bunlardan oluşturulmuş kanunlar" diyerek haddimi aştıysam özür dilemeyi borç bilirim.
Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Doğruluk
Gönderen: Ex Oriente Lux - Ekim 17, 2018, 01:28:43 öö
Sn. Ex Oriente Lux'a "toplumun genel kabulleri ve bunlardan oluşturulmuş kanunlar" kabulümü düzelttiği için teşekkür ederim. "Devlet, bireylerin kendine hükmetmesi için oluşturduğu yapıdır" tezinden yola çıkarak yaptığım çıkarımın hukuki zemindeki varlığıyla ilgili düşüncelerim biraz naif veya romantik olmuş sanıyorum. Alanım hukuk olmamasına rağmen "Toplumun genel kabulleri ve bunlardan oluşturulmuş kanunlar" diyerek haddimi aştıysam özür dilemeyi borç bilirim.
Saygılarımla.

"Ekseriyetle kibir ve yolsuzlukla yönetilen bir dünyada insanın edebi ve felsefi kanunlara bağlı kalması zordur."
Bu vesileyle bu konu üzerinde haddimin de bilgimin de son raddesinde tek sözüm budur.

Saygı ve sevgilerimle.