Biraz da bu başlık altında soru üretmeye çalışalım bakalım…
Masonluğun öğretisi yalnızca Masonlukta mı bulunur?
Aslında Masonluğun kendine özgü hiçbir öğretisinin bulunmadığı bile söylenebilir. Çünkü bu öğreti, çeşitli dinlerin, bilimlerin, felsefelerin ve ahlâk öğretilerinin, Masonluğun amaç ve ilkeleriyle bağdaşan bir derlemesinden oluşur.
Dolayısıyla, Masonluğun öğretisini edinmek için ille de “mason” olmak gerekli değildir. Mason olmadıkları halde Masonluğun öğretisini çok iyi bilen, masonların çoğunluğundan bile daha iyi bilen, üstelik tutum ve davranışlarında Masonluğun ilkelerini gözeten hatta birçok masondan daha iyi ve sıkı gözeten birçok insan vardır. Masonlar, böyle kişileri "önlüksüz mason" diye anıyor.
Niçin "önlüksüz mason" deniyor?
Bir mason, adaylığı sona erip ritüelik bir törenle Masonluğa alındığı zaman, beline bir simgesel önlük bağlanır. Buna “önlükleme” dendiği de olur. Mason olmayan bilgili ve üstün düzeyde erdemli bir kişi ise böyle bir uygulamadan geçmemiş olduğu için, onun aslında gönülden "mason" olduğu fakat Masonluğa girmemiş olması nedeniyle de masonlara özgü olan önlüğü takmadığını belirtmek üzere böyle bir terim kullanılır.
Mason olmayanlar da Masonluğun öğretisini edinebildiğine göre, loca çalışmalarına ne gerek var?
Masonluğun dışından Masonluğun öğretisine ilişkin bilgi edinilebilir. Ancak Masonluk bununla son bulmaz ki… Sosyal yanını bir yana bıraksak bile Masonluk bir kardeşlik kurumudur. Söz konusu kardeşlik ise anca mason locasında bulunarak, orada çalışarak, paylaşarak edinilebilir.
Kaldı ki salt bilgi edinmek yetmez. Bilgiyi tartışarak, karşılıklı katkılarla geliştirmek olgunlaştırmak gerekir. Mason localarındaki çalışmalar da masonlara işte bir de bu olanağı elde etmeleri bakımından hem yararlı hem gereklidir.
Bu tür bir çalışma böyle bir forum ortamı gibi iletişimle sağlanamaz mı?
Her şeyden önce bundan kısa bir süre öncesine kadar böyle bir olanak yoktu. Şimdi var. Ancak her mason bilgisayar kullanmaz ve internet ile haşır neşir olmaz ki.
Diyelim ki hepsi eksiksiz bilgisayar ve internet kullanıyor. O zaman bile çok önemli bir eksik var. Yüz yüze gelmek.
Diyelim ki herkes bilgisayarına bir kamera taktı. Hatta çok sayıda kişi aynı anda sanal ortamda sanki bir aradaymışlar gibi toplantı yapıyor. Hâlâ yetmez. Bilgisayar üzerinden iletişim ile kişilerin el sıkışması, birbirlerinin sıcaklığını duyumsamaları sağlanabilir mi? Bu bir abartı olsa bile, locada bir arada bulunmanın, Masonluğu öğrenmenin değil yaşamanın sağlanabileceği tek yer locadır.
Masonlar loca toplantılarında bir de eldiven giyiyor değil mi? Öyleyse niçin?
Masonluktaki temel kuşanım öğeleri olan önlük ile eldiven birbirini bütünler. Biri Masonluktaki genel benimseyiş uyarınca eski çağların geleneksel yapıcılık mesleği ve sanatından, diğeri de 18. yüzyılda Avrupa toplumsal geleneklerinden alınmadır. Eskiden inşaat usta ve işçileri çalışmaları süresince önlük takarmış. Toplum içinde ileri düzey ya da kültürlü kişiler de eldiven giyermiş.
Ancak çağdaş Masonlukta bu öğeler sadece bu nedenle kullanılmakta değildir. Gerek önlüğün gerekse eldivenin simgesel anlamları vardır.
Bu simgesel anlamlar açıklanamaz mı?
Masonlukta her mason, simgesel anlamları olan birçok öğeyi kendisi yorumlar ve değerlendirir. Bir simgenin belirli bir anlamı olursa, artık o bir simge sayılamaz. Bununla birlikte, üzerinde uyuşmaya varılmış olan simgesel yorumlardan söz edilebilir. Bu yorumları yaparken gerek önlüğün gerekse eldivenin beyaz olduğunu göz önünde tutmak gerekir.
Başka simgeler de var mı?
Elbette… Masonluk zaten baştan sona simgelerle doludur; öğretisi, sözlerden ve sözcüklerle dile getirilen anlatımlardan önce bunların üzerine kuruludur. Masonluğu tam olarak anlayabilmek için, simgeler ile olan yakınlığını da incelemek gerekir.
Belki sonraki bir aşamada Masonlukta simgelerin yeri ve önemi üzerinde daha ayrıntılı bir şekilde dururuz.