Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Al sana açılım - Yılmaz Özdil  (Okunma sayısı 4539 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ağustos 21, 2009, 01:56:36 ös
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1648
  • Cinsiyet: Bay

Tarih: 21 Ağustos 2009 

27 senedir gazetecilik yapıyorum... Ve, çalışma hayatımın en enteresan "sansür" olaylarından biri geldi başıma... "Açılım"ı destekleyen arkadaşların, iyi okumasını öneririm.
*
Tatilden döndüm...

"Kürtçe" başlıklı

bir yazı yazdım.

Bugün çıkacaktı.
*
Şöyle başlıyordu:

"Kimimiz Türk, kimimiz Kürt, kimimiz Laz, kimimiz Çerkez... Yahudimiz, Rumumuz, Ermenimiz, Rus gelinlerimiz, Alman damatlarımız; uzatmayayım, ’mozaik’ derler, değiliz aslında, ’ebru’yuz, koskoca bir aileyiz... Ve, ortak bir vatanımız, ortak bir resmi dilimiz var bizim; Türkçe... Bizi, biz yapan."
*
Şöyle devam ediyordu:

"Dünyaya entegreyiz; İngilizce de öğreniriz, Japonca da... Elbette, anadilini de, mesela Kürtçeyi de öğrenmek en doğal hakkıdır yurttaşların... Ama, bu doğal hakkı, ’açılım’ adı altında, ’resmi dil’ haline dönüştürmeye çalışmak, bizi biz olmaktan çıkarmaz mı? ’Bizi bize yabancı’ hale getirmez mi? İki lisanlı toplum olursak eğer... Birlikte yaşamak isteyen, sorunlarını konuşa konuşa çözme iddiasında olan, ancak, birbirinin dilinden anlamayan bir toplumu, hangi tutkal bir arada tutabilir?"
*
Ve, şöyle bitiyordu:

"Silahla beceremeyen bölücülerin tuzağına düşmemeli Türkiye... Kanın durması için teröriste bile şefkat gösterilebilir; bakarsın, tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır... Fakat, farklı dil, kardeşi kardeşe yabancı haline getirir, ki, terörden tehlikelidir."
*
Yazı buydu.

Peki "sansür" nerede?

Şurada...
*
Yazıyı Kürtçe yazmak istedim!
*
Hayır...

Amacım, Türkiye’nin en etkin gazetesinde ilk Kürtçe makaleyi yazan kişi olmak değildi... Yukarıdaki satırları okuyacaktınız ve anlamayacaktınız.

Amacım işte buydu.
*
Araya "ikinci resmi lisan" girdiğinde... Farklı etnik gruplara mensup olan, ancak, Türkçe konuşarak, Türkçe yazarak, Türkçe okuyarak "anlaşan" bir toplumun, nasıl aniden birbirine yabancılaşacağını görecektik...

Kanıtı da, bu yazı olacaktı.
*
E hani sansür?

Buyrun...
*
Kürtçe bilmediğim için, Türkiye Çevirmenler Derneği’ne başvurdum, "Bu yazıyı Kürtçeye çevirmek istiyorum" dedim. "Hay hay" dediler, İstanbul’daki "yeminli tercüme bürosu"nun telefonlarını verdiler. Aradım... "Hay hay" dediler, Kürtçe tercüman bulmak için iki gün izin istediler ve çevirme ücretinin de 180 lira artı KDV olduğunu belirttiler... "Hay hay" dedim, fatura bilgilerimi gönderdim, yazımın Kürtçe tercümesini beklemeye başladım.
*
İki gün sonra... Türkiye Çevirmenler Derneği’nden aradılar... "Kürtçe tercüman bulduklarını, hatta 8 tane Kürtçe tercümana başvurduklarını, ancak 8 tercümanın da bu yazıyı Kürtçeye çevirmek istemediğini" söylediler...
*
Allah Allah!

Niye birader?

"Yazının içeriğini uygun bulmamışlar!"
*
(Bu arkadaşlar "yeminli" tercüman ama, yeminleri bi acayip... İçeriğini beğenirlerse, tercüme ediyorlar, beğenmiyorlarsa, etmiyorlar... Sanırsın, tercüman değil,

sansür kurulu!)
*
İşte böyle...

Terör, bizi bölemez.

Lisan, böler.

Cart diye.
*
Bizi bize yabancı eder.

Kanıtı da bu yazı.


Kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/12319097.asp?yazarid=249&gid=61&hid=12320104

Dostlar arkadaşlar bir de Bekir Coşkun'un yazısını okuyun gerçekten çok güzel, siteyi bunlarla doldurmak istemiyorum ama gerçekten okumaya değer. Bu yazılar tarihe geçecek.

Bekir Coşkun'un yazısı : http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/12318645.asp?yazarid=2

Sizden ricam ekranı açmışken bir de Doğan Hızlan'ın yazısını okuyun o da çok mühim.
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/12318673.asp?yazarid=4



Ağustos 21, 2009, 05:58:18 ös
Yanıtla #1

Özdil'in "Farklı lisan bizi böler" tezine katılmıyorum.

Çünkü dünyada farklı resmi dillere aynı anda sahip olan, ve de bölümeyen bir çok devlet var. İsviçre, Finlandiya, Almanya, İtalya gibi.

Hem böyle olsa bile, Kürt açılımı, Kürtçeyi resmi dil ilan etmeyi amaçlayan bir açılım değildir. Bu yönde bir beyanat yoktur. Beyanat yokken varsayımda bulunmak da, kişinin kendi kanısıdır.

Kürt açılımında yanlış olan bir şey yok. Kürt açılımıyla, Türkiye, yıllardır varlığını görmezden geldiği, dilini yasakladığı, ikinci sınıf gördüğü büyük bir kitleye, "ben sizi, ve sizin kültürünüzü kabul ediyorum. Siz de benim diğer vatandaşlarım kadar kendi vatandaşımsınız" diyor. Ve kendilerini sahiplendiğini belirtiyor. Bu zamana kadar hükümet politikaları, Kürtlerin bu duygularına yaklaşamamışlardı. Hatta bu yüzden belki Kürt milliyetçiliği hortlatıldı, ve milliyetçi kürtler, Türkiye ile savaşmak için dağa çıktı. Bu yanlış anlamaya bir son vermek için ilk önce iyi niyet adımları atmak gerekir. Ve bu "iyi niyet "adımından başka bir şey değildir. Yılmaz Özdil, bunu "kürtçeyi resmi dil" ilan etmeye vardırıyor, kimileri "Abdullah Öcalan'la işbirliği", "Pkk ile masaya oturmak" olarak görüyor.  Bu söylemler art niyetli söylemlerdir. Gerçekleri yansıtmaz. Devletin kürt açılımıyla yaptığı, şimdilik sadece "iyi niyetli" olduğunu bildirmektir.

Bunun etkilerini hemen göremeyeceğiz. Eğer devam etmezse de hiç göremeyiz. Ama devam ederse, bugün doğan bir Kürt çocuğu, 20 yıl sonra pkkya katılmak yerine, onu yok etmeye uğraşacak. Niçin? Barış ortamının bozulmaması için.

Yılmaz Özdil'i bu nedenle mantıksız buluyorum. Kendisi "tek tipçi" bir insan istiyor bu ülkede. Asıl "tek birlik, tek yumruk olalım" demek, insanı bir kalıba sokmaya heveslenmek bence bölücü bir faaliyettir. Özgür bir ülkede, insanlar tek tip olması için zorlanmaz. Orada tek kural "hukukun" kuralları olmalıdır. Zarar vereni alırsın yargılarsın, ama kimseyi tek tip olmak için zorlamazsın.
Karanlıklar prensi bir beyefendidir. W.Shakespeare


Ağustos 21, 2009, 06:38:26 ös
Yanıtla #2
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1648
  • Cinsiyet: Bay

Bay popperist

Kürt açılımda yanlış olan birşey yoktur diyorsunuz. Ben öğrenemedim de, Hükümetin kürt açılımı politikasını açıklarmısınız.

Kürt açılımda yanlış olan birşey yoktur diyorsunuz, biraz aşağıya iniyorum, "Devletin kürt açılımıyla yaptığı, şimdilik sadece "iyi niyetli" olduğunu bildirmektir" diyorsunuz. Sadece iyi niyetli olduğu belirtilen bir şeye nasıl yanlış olan birşey yoktur diyebiliyorsunuz.


Ağustos 21, 2009, 06:43:21 ös
Yanıtla #3
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 308
  • Cinsiyet: Bay

Sayın Özdilin ''Farklı lisan bizi böler'' tezine katılmamak elde değil.

Dünyada farklı resmi dillere mensup bir çok devlet mevcut ama her devletin sosyo ekonomik şartları birbirleriyle ne kadar örtüşüyor .Gelişmiş Avrupa devletleriyle bizi kıyaslamak ne kadar yanlış ise geri kalmış ülkelerle de kıyaslamak o kadar yanlış olur.

Milli mücadeleden sonra kurulan yeni devlet kendine yol olarak ULUS devlet modelini seçip yüzyıllardır ulus olamayan TÜRK Milletini çağdaş anlamda bir uluslaşma sürecine sokmuştur.Her ne kadar bu uluslaşma süreci içerden ve dışardan defalarca sekteye uğratılmaya çalışılmışsada başarıya uğratılamamıştır.

Üniter ve ulus devlet olan Türk Devleti Resmi dili Türkçe yaparak uluslaşmada ki en önemli unsuruda yerine getirmiştir.Ulus devlet olmayı becerememiş az gelişmiş yada geri kalmış ülkelerin şu andaki içler acısı durumunu görmezlikten gelmek  büyük bir aymazlık olsa gerek.Bir coğrafyada ayrılıkçı yada bölücü bir yapılanmanın temel yapı taşı kültürel anlamda ki hakların suistimal edildiği,yada yok sayıldığı varsayılarak yürütülen çalışmalardır.

Ülkemizdeki bölücü terör örgütü ilk çıkış yıllarında sol ideolojiyi kendine kalkan olarak kullanarak ulusların kendi kaderini tayin hakkını savunarak ayrılıkçı faaliyetlerini sürdürmüştür.Daha sonra değişen dünya düzeni ile terör örgütüde ideolojik kılıfını değiştirmiş daha fazla milliyetçi bir söylev içerisinde bulunmaya başlamıştır.

Ha şunu belirtmekte fayda var şu an bu açılım söyleminin en büyük destekçileri ve alkışçıları kimler acaba.Buna iyi bakmak lazım hem yurt içinde hem yurt dışında kimler sonsuz desteklerini sunuyorlar ne dersiniz.Terör örgütüne terör örgütü demektense Türk Ordusuna Kirli savaş yürütüyor yada Faşist ordu nitelendirmesi yapanlar kimler acaba bunu da sizlerin takdirlerinize bırakıyorum.

Meşhur bir benzetme de yapıp burada bitireyim Terör elebaşı İmralıda  ama temsilcileri TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ'NDE.......


Işık ve Sevgiyle kalın.......
Işık, sadece ışık ama daha fazla ışık.......


Ağustos 21, 2009, 07:20:33 ös
Yanıtla #4

Alıntı
Kürt açılımda yanlış olan birşey yoktur diyorsunuz. Ben öğrenemedim de, Hükümetin kürt açılımı politikasını açıklarmısınız.

Kürt açılımda yanlış olan birşey yoktur diyorsunuz, biraz aşağıya iniyorum, "Devletin kürt açılımıyla yaptığı, şimdilik sadece "iyi niyetli" olduğunu bildirmektir" diyorsunuz. Sadece iyi niyetli olduğu belirtilen bir şeye nasıl yanlış olan birşey yoktur diyebiliyorsunuz.

Hükümet zaten Kürt açılımıyla şu an sadece "barış" "anaların ağlamaması" gibi tabirleri kullanıyor. Buradan hükümetin iyi niyetli bir açılımla uğraştığını anlıyoruz. Anaların ağlamasını istemesi kötü niyetli olurdu mesela. Hükümet, Kürt açılımıyla, somut olarak neyi kastettiğini tam olarak açıklamamıştır. Açıklarlarsa, yol planı vb.. ortaya koyarlarsa, bunları tekrar burada tartışırız.

Ama kesin olan bir şey, Türk ve Kürt milleti arasındaki soğukluğu gidermek, ve bu soğukluktan yararlanan bölücü güçleri etkisiz hale getirmektir. Amaç bu, ancak bu amaca ulaşmak için neler yapacaklar? Bunu bilmiyorum. Dediğim gibi açıklanırsa, tartışırız.

Evet açıklanmadı. Ama açıklanmadığı halde Yılmaz Özdil, "Kürtçe'nin resmi dil olması"nı bir yerinden uydurdu. Neden? Çünkü onun da amacı hükümeti karalamak. Ben size sorayım biraz da; Hükümet böyle bir şey beyan etmemişken, "kürt dili resmi dil olacak" diye ortalığı karışıklığa vermekle ne amaçlanıyor? Eğer hükümetin böyle bir adımı olursa ben de Türkiye şartlarının Oasis'in de dediği gibi, henüz buna uygun olmadığını savunurum ( Her ne kadar Oasis'in tüm söylemlerine katılmasam da, Türkiye'nin batı devletleri ile kimi konularda kıyaslanamayacağını, ve bu konulardan birinin de resmi dil olduğunu kabul ediyorum).

Ben artık ulus devletin eskisi kadar hayati olmadığını da biliyorum. Bugün dünya küreselleşiyor, bilgi çağı başlıyor. "Toplum" ve "devlet" gibi kavramların yerini, bugün "birey" dolduruyor. Kürtlere bence açılım maçılım da yarar sağlamaz. O bölge sanayileşmedikçe, çekirdek aile düzeni sağlanmadıkça, oradaki aşiret sistemi kaldırılmadıkça, oradaki birey özgür olamaz, ve özgür olamadıktan sonra hiç bir bireye hiç bir "açılım" fayda sağlamaz.

Saygılar.

Karanlıklar prensi bir beyefendidir. W.Shakespeare


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
1807 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 12, 2008, 06:13:53 ös
Gönderen: poyraz06
0 Yanıt
2767 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 04, 2009, 06:08:28 ös
Gönderen: Mozart
12 Yanıt
7537 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 11, 2012, 02:58:43 ös
Gönderen: Tij
1 Yanıt
2818 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 20, 2010, 01:07:57 öö
Gönderen: kagank
1 Yanıt
3311 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 15, 2010, 02:51:44 öö
Gönderen: Supeluta
1 Yanıt
2892 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 30, 2010, 11:59:23 ös
Gönderen: poyraz06
2 Yanıt
3527 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 10, 2011, 10:17:15 öö
Gönderen: popperist
20 Yanıt
11379 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 27, 2011, 07:24:18 ös
Gönderen: Masor1976
0 Yanıt
1411 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 28, 2015, 12:46:59 öö
Gönderen: İNSAN
0 Yanıt
2082 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 11, 2015, 08:43:16 öö
Gönderen: MEDUSA