Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Enigma  (Okunma sayısı 3872 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mart 24, 2007, 02:08:55 öö
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 133
  • Cinsiyet: Bay

Sayın MASON'un da belirttiği Michael Cretu'nun yarattığı ENİGMA efsanesini bütün üye  arkadaşlarımızın dinlemelerini tavsiye ediyorum...


Nisan 18, 2007, 12:47:38 ös
Yanıtla #1
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 133
  • Cinsiyet: Bay

     A POSTERİORİ

     Michael Cretu'nun Enigma projesi olarak 1990'da çıkardığı 'MCMXC A.D.', o yıllarda artan ilginin odağı olan etnik fusion türünde farklı bir albüm olarak dikkat çekmişti. Gregoryan korolar ve seksi vokallerle Enigma, kimilerine göre o ana dek rastlanmamış çok özgün ve yepyeni bir sound'u, kimilerine göreyse bayağı bir yatak odası müziğini ifade ediyordu. Bu aslında, farklı şekilde bakıldığında bambaşka resimler gösteren bir göz oyunu gibi, bu iki yöndeki eleştirilerin ikisini de haklı çıkartabilecek bir müzikti. Loş ışıklar ve dumanlar arasında, ortaçağ göndermeli hayaller ve fantezilerden ibaret bir dünya yaratan bu şaşırtıcı müzik, rüküş ama endamlı bir kadın gibi tahrik ediciydi. 'Eyes Wide Shut/Gözü Tamamen Kapıl' filmindeki "parti" sahnesi tadında bir sinemaskop duyguyla damgalı; kapak resimleri, sözleri vs. ile biraz da kitsch bir albümdü bu. En tutulan parçası da synthler, flütler, seksi bir vokal ve Gregoryan korolarla kulüplerde gece boyunca beklenen 'Principles of Lust' olmuştu.
Dört yıl sonra gelen 'The Cross of Changes', kitapçığında Mevlana'dan alıntıların yer aldığı, özünü yine uhrevi temaların oluşturduğu bir albümdü. Bu albümün hit single'ı 'Return to Innocence' olurken, ilk albümde, şehvetin yasalarıyla sunulan fetişist seks atmosferi, bu albümde yer yer Doğu esinli bir sound'la masumiyete dönmüştü. 'Roi Est Mort, Vive Le Roi'da (1996) yer alan 'The Child in Us' sanki bir Hint duasıyla, bir ortaçağ ayininin buluştuğu kaliteli bir etnik fusion parçasıydı.

     Cretu'nun dünyası
Cretu, grubun onuncu yılında gelen 'The Screen Behind the Mirror/Aynanın Arkasındaki Ekran' için bir röportajda, "Bu albümün ismi bir Jean Paul Sartre kitabının ismi olabilirdi" diyor. Muhtemelen olmazdı. İşte Enigma'yla ilgili esas sorun da bu, kendini pek ciddiye alması. Cretu, aynı röportajda, Enigma'nın, müzik dünyasına bir UFO gibi indiğini ve hâlâ bir UFO olduğunu da söylüyordu! Enstrümantal ağırlıklı bu albümdeki iki parçada Cretu, İngiltere'de liste başı olmuş dans müzik projesi Olive'den Ruth Ann'le birlikte çalışmıştı. 2003'te gelen 'Voyageur' koroların, rahiplerin ve flütlerin olmadığı, uhrevi temaların biraz geriye çekildiği bir çalışmaydı. Enigma'nın yeni albümü 'A Posteriori' bu anlamda son albümün devamı gibi. Önceki albümlerde öne çıkan ortaçağ göndermeleri ve mistisizm bu albümde tamamen kaybolmamakla beraber, yerini daha sade ve mütevazı bir ambient, chill out sound'una bırakmış.


     Mephisto'yla dans etmek
'A Posteriori'de ilk albümleri en çok hatırlatan, açılış parçası 'Eppur Si Muove.' Ardından gelen 'Feel Me Heaven' yer yer Pink Floyd'u anımsatan synthlerle, hoş ve ağır bir dans parçası. Fahir Atakoğlu'nun 12 Mart belgeseli müziklerini andıran, 'Dreaming of Andromeda' önümüzdeki yıllarda sık duyacağımız bir jenerik parçası olmaya aday. 'Northern Lights'ın huzurlu atmosferini takip eden 'Invisible Love'da tempo biraz yükseldikten sonra, '20.000 Miles Over the Sea'de bilimkurgu filmlerine bir selam ve 'The Alchemist'de de aryalar ve hareketli tempoyla bir uzay yolculuğu sunduktan sonra albüm, 'Goodbye Milky Way'in elveda sözleri ile ağır ağır kapanıyor.
     Enigma bugüne kadar dünya çapında 35 milyon CD satmış, 50 şarkısı listelerde üst sıralarda gezmiş bir proje. Tıpkı Paulo Coelho romanları gibi, modern çağın sersemleten hızı ve robotlaştıran maddiyatçılığı içinde akacak mecra bulamayan, ama her insanın içinde yer alan bir maneviyat açlığına dokunduğu yerden yakalıyor bu ilgiyi. Naif çıkarımlarıyla iyi niyetli bir yüzeyselliği işaret ediyor, ne yazık ki, bu postmodern maneviyat arayışları. Çünkü tam da o manevi boşluğun özündeki neden olan kapitalizmin ticari boyutları içinde seri üretimi yapılarak pazarlanıyor ve tüketiliyor. Bu konsept içinde Mevlana'nın, anlaşılması yıllar alabilecek bir şiiri, bir çiklet paketi içinden çıkabilecek bir özlü söze, Tao'nun felsefesi bir "herkes için Tao" paketine indirgenebiliyor. Bu nedenle, Enigma'nın bu uhrevi meseleleri biraz daha gece gökyüzünü izlerken görülen yıldız düşleriyle sınırlı tutup aydan, samanyolundan, galaksilerden bahsederek daha kendi halinde bir hayal dünyası oluşturması, sound'a da yansıyarak olumlu bir sonuç veriyor yeni albümde.



Nisan 18, 2007, 12:50:49 ös
Yanıtla #2
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 133
  • Cinsiyet: Bay

A POSTERİORİ:

1-"Eppur Si Muove" – 3:39
2-"Feel Me Heaven" – 4:53
3-"Dreaming of Andromeda" – 4:27
4-"Dancing with Mephisto" – 4:24
5-"Northern Lights" – 3:34
6-"Invisible Love" – 5:06
7-"Message from IO" – 3:09
8-"Hello and Welcome" (new version) – 5:07
9-"20.000 Miles over the Sea" – 4:22
10-"Sitting on the Moon" – 4:21
11-"The Alchemist" – 4:40
12-"Goodbye Milky Way" – 5:56


Nisan 18, 2007, 01:03:34 ös
Yanıtla #3
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 133
  • Cinsiyet: Bay

a Posteriori öncesi Enigma va Cretu

     Müziği, çevresel pop veya yeni dalga olarak nitelendirilen Enigma’yı, Michael Cretu oluşturuyor. Belli dönemlerde Jens Gad, T.A.A.W., Andru Donalds, ilerde eşi olarak göreceğimiz Sandra ve Ruth Ann’ın da birlikte çalıştığı Cretu, 18 Mayıs 1957 tarihinde Romanya’nın Bükreş şehrinde dünyaya gelmiş, yüksek hedefler belirleme alışkanlığına çocukken başlamıştı. Konser piyanisti olmaya karar verdiğinde henüz 8 yaşında olan bu küçük adam, Bükreş’te klasik müzik dersleri aldıktan üç yıl sonra Fransa’ya gtti. Burada bir süre eğitimini sürdürdü ve henüz 21 yaşındayken, Almanya’nın Frankfurt kentinde okuduğu müzik akademisinde derece alma başarısını gösterdi. Genç müzisyen, birkaç yıl sonra tüm dünyanın ilgiyle takip ettiği ve büyülenerek dinlediği Enigma’yı yaratacaktı…


     Michael Cretu, kariyerine yapımcı olarak başladı ve 1980 yılında ilk altın kayıt ödülünü aldı. Birlikte çalıştığı sanatçılar arasında Hubert Kah, Peter Cornelius, Moti Special ve Sylvie Vartan gibi isimler bulunuyordu. Bir süre sonra tanıştığı şarkıcı Sandra Lauer ile birlikte yaşamaya başladı. Michael Cretu, Avrupa tarzı dans şarkıları seslendiren Sandra için 1985 yılından başlamak üzere tam 7 albüm düzenledi. Bu çalışmalar arasında, genç şarkıcının ilk uluslararası hit singleı olan ve otuzu aşkın ülkenin müzik listelerinde zirveyi kimseye kaptırmayan “Maria Magdalena” da yer alıyordu.

    Yapımcılık kariyerindeki başarılı çalışmaların ardından ilk solo albümü olan “Legionare”i 1983 yılında müzikseverlerin beğenisine sundu. Virgin Kayıt Şirketi etiketiyle piyasaya çıkan “Legionare”, Amerika’da dağıtılamadı. Belki de bunun için Cretu’nun yeni bir kimliğe bürünmesi gerekiyordu.

    Art of Noise ve Pink Floyd gibi topluluklardan esinlenerek çalışmalarını Enigma’nın ilk albümü “MCMXC a.D.”de topladı. Adıyla Roma rakamlarında 1990’ı ifade eden çalışma, bu yılın 3 Aralık gününde piyasaya çıktı. Cretu, böylece Amerika pazarına da girmeyi başarmış ve albüm, 12 Şubat 1991’de bu ülkede de raflardaki yerini almıştı. Sanatçının başarıları, dünya çapında 12 milyonun üzerinde bir satış rakamına ulaşılması ve 25 ülkede altın ve platin kayıt ödüllerinin alınmasıyla daha da pekişti.

    “MCMXC a.D.” albümünde Enigma’yı, Cretu ve David Fairstein oluşturmuştu. Albümün başında ilginç bir giriş paragrafı vardı; “İyi akşamlar. Enigma’yı dinliyorsunuz. Önümüzdeki bir saatlik sürede sizi başka bir dünyaya; müziğin, ruhun ve meditasyonun dünyasına götüreceğiz. Işıkları söndürün, derin nefes alın ve rahatlayın…” Ve tempo: “Yavaşça hareket etmeye başlayın… Çok yavaş. Ritmin sizi alıp götürmesine, size yön vermesine izin verin.”

    Enigma müziğinin büyüsü, “”MCMXC a.D.”" ile müzikseverlere ulaşmıştı. Ancak bazı şarkıların erotik ve ’sakıncalı’ bulunan sözleri, çeşitli ülkelerde kiliseler tarafından tepkiyle karşılanmış ve katolik kesimin çoğunlukta olduğu dinleyici kitlelerine sahip radyo istasyonları, bu parçaların yayınını yasaklamıştı. Bu durumdan rahatsızlık duyan Cretu, inançsız biri olmadığını, şarkılarına gösterilen tepkileri ise anlayamadığını belirtmişti.

    Bir yanda bu gelişmeler yaşanırken hayranları Enigma’yı bağırlarına basmış, 1991’in Ocak ayında “Sadeness Part I”, yedi Avrupa ülkesinde listebaşı olmuştu. Almanya’da tüm zamanların en çok satılan single çalışması durumuna gelen, Belçika, Hollanda, İsviçre, Avusturya, İngiltere ve Yunanistan’da da müthiş bir grafik çizen “Sadeness Part I”, Amerika’da da büyük ilgiyle karşılandı ve platin single sertifikasına layık görüldü.

    1993 yılında film yapımcısı Robert Evans, Michael Cretu’ya “Sliver” isimli filminin müziğini yapması için teklif götürdü. Bunun üzerine Cretu, bir sonraki Enigma albümünde de “Age of Loneliness” adıyla yer alacak olan “Carly’s Song” ve “Carly’s Loneliness” adlı iki parça kaydetti. Bundan önce ilk albümden bazı şarkılar, “Single White Female” ve “Boxing Helena” isimli filmlerde kullanılmıştı.

    Ve Enigma’nın ikinci albümü “The Cross of Changes”, Aralık 1993’te Avrupa’da, birkaç ay sonra da Amerika’da piyasaya sunuldu. Cretu albüm için tam üç yıl çalışmıştı. Belki de bu, bir röportajında Larry Flick’e söylediği şu sözleri daha iyi anlamamızı sağlayacaktı; “Müzik ruhumun bir parçası ve her şeye o karar veriyor.”

    9 şarkıdan oluşan “The Cross of Changes” albümünde ünlü klasik müzik bestecisi Richard Wagner’ın dehasından yararlanılmış ve Cretu, yine büyüleyici bir atmosfer yaratmayı başarmıştı. Amerika’da, çıktıktan sadece yedi hafta sonra platin ödüle layık görülen çalışma, ünlü müzisyene bir ay sonra “Return to Innocence” singleıyla da altın ödülü kazandırdı. Cretu, üstüste gelen başarıların üzerine yaptığı açıklamada “Enigma, bazı şeyleri kuralların dışında yapabilmek için bir araç… Ve ben Enigma ile kayıtlar yapmaya devam edeceğim, tüm yeni fikirlerim bitinceye kadar…”

    Cretu’nun yenilikçi düşünceleri gelişmeye devam ederken 26 Kasım 1996’da Enigma’nın üçüncü albümü olan “Le Roi Est Mort, Vive Le Roi!” müzikseverlerin beğenisine sunuldu. 12 şarkıdan oluşan albüm, Enigma’nın uluslararası başarısının arkasındaki yaratıcı güç olan Cretu’yu yeniden zirveye çıkardı. “Le Roi Est Mort, Vive Le Roi!”, diğer adıyla “Enigma 3″, ilk iki albümdeki tüm öğeleri bir araya getirmiş ve geçmiş Enigma çalışmalarının evrimsel sentezi olarak tanımlanmıştı.

    Tematik açıdan bakıldığında, “MCMXC a.D.” albümünde seksüellik ve din arasında bir diyalog kurulduğu, “The Cross of Changes”te ise metafiziğe ağırlık verildiği görülüyor. “Le Roi Est Mort, Vive Le Roi!” ise varoluşçuluğu ön plana çıkaran bir anafikre sahip. Cretu, şöyle diyor: “Varlığımızdaki en büyük soru işareti şudur; ’olmak ya da olmamak’… Ama neden?” Ve albümden bir şarkı sözü… “There’s no teacher, who can teach anything new. He can just help us to remember the things we always knew.” (”Yeni olan her şeyi öğretebilen bir öğretmen yoktur. O sadece her zaman bildiğimiz şeyleri hatırlamamıza yardımcı olabilir.”)

    Bir sürelik sessizliğin ardından Enigma, dördüncü albümüyle dinleyenlerinin karşısına çıktı. 11 şarkıdan oluşan ve Virgin etiketiyle sunulan “The Screen Behind The Mirror” raflardaki yerini aldığında takvimler 2000 yılının Ocak ayını gösteriyordu. Enigma bu kez; vokallerde Michael Cretu’nun yanısıra Elisabeth Houghton, Sandra Cretu, Ruth-Ann ve Andru Donalds gibi isimleri barındırıyor, gitarda ise bu şarkıcılara Jens Gad eşlik ediyordu. İspanya’da A.R.T. Stüdyolarında kaydedilen albüm, klasik nakaratı ve dramatik yapısıyla dikkat çeken, konuşmalar ve ürkütücü seslerle beslenen “The Gate” adlı parçayla açılıyor… Modern bir pop şarkısı olarak nitelendirilebilen “Push The Limits”, güçlü orkestra sesleriyle dinleyiciyi kendinden geçiriyor. “Camera Obscura”, dans ritmleriyle rönesans döneminin ruhunu yansıtmayı başaran büyüleyici bir çalışma…

    Birbirinden etkili şarkılar içeren “The Screen Behind The Mirror”, sözleriyle de dikkat çekiyor. Çelişkili metaforlara yer verilen ve doğu felsefesinin izlerini taşıyan sözler, Enigma’nın çok sayıda kültürü mükemmel bir uyumla birleştirdiğinin en güzel kanıtlarından birini oluşturuyor.

    Karakterini koruyan ancak yeniliklere de tümüyle açık olan Enigma müziği, 2003 sonbaharında yeniden dinleyicilerinin karşısına çıktı. Üç yıllık özlem, 11 şarkıdan oluşan ve yine Virgin etiketiyle karşımıza çıkan “Voyageur” ile sona erdi. Albümde sırasıyla şu parçalar yer alıyor; “From East To West”, “Voyageur”, “Incognito”, “Page Of Cups”, “Boum Boum”, “Total Eclipse Of The Moon”, “Look Of Today”, “In The Shadow, In The Light”, “Weightless”, “The Piano” ve “Following The Sun”.

 


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
1 Yanıt
3362 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 28, 2007, 03:37:12 ös
Gönderen: Fraternis
0 Yanıt
3742 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 16, 2007, 03:31:17 öö
Gönderen: MASON
0 Yanıt
2658 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 16, 2007, 03:33:04 öö
Gönderen: MASON
0 Yanıt
2593 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 16, 2007, 03:34:58 öö
Gönderen: MASON
0 Yanıt
2768 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 16, 2007, 03:39:22 öö
Gönderen: MASON
3 Yanıt
3859 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 28, 2007, 01:20:23 ös
Gönderen: Fraternis
1 Yanıt
2438 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 16, 2007, 04:06:26 ös
Gönderen: LuckyEye2