Bu konu ile ilgili bir anekdotumu kısaca nakledeceğim.
Oğlumun üniversite öğrencilik yıllarında bir arkadaşı vardı (İsmini veremeyeceğim) Malatya'nın bir ilçesinden 9 kardeşten biri. Ekonomik olarak ta biraz sıkıntılı bir ailesi vardı. Tüm aile bireyleri "biz okuyamadık ama sen zeki bir çocuksun, el birliği ile seni okutacağız demişler" ve Üniversiteye göndermişler delikanlıyı. .......Tıp Fakültesinde okuyor delikanlı. Çok çalışkan, araştırmacı ve tam manası ile mert biri.
Bir gün konuşurken bana (Amca sana bir şey anlatacağım ama lütfen aramızda kalsın, oğluna bile söylemedim, senin fikrini almak istiyorum) dedi. Kendisine gereken güvenceyi verdim ve şöyle dedi ; (Bir hocamız var. Beni çok seviyor, ben de onun derslerine çok önem veriyorum. Geçen gün bana, "sen çok çalışkan ve dürüst bir gençsin sende ilerisi için ışık görüyorum. Mason olmak ister misin?" diye sordu. Ben çok şaşırdım, bu konu hakkında da bilgim yok sen ne dersin) dedi.
Bildiğim kadarı ile kendisini aydınlattım. Hakkında hayırlı olması dileklerimi de bildirdim. Memnun olduğunu söyledi. Ben bu olayı hiç kimseye anlatmadım.
Sonraları arada bir oğluma ..... ne yapıyor diye sorduğumda, iyi olduğunu, bir dernekten kendisine burs bağlandığını söylüyordu.
Bu çalışkan delikanlı Tıp Fakültesi gibi bir okulda hiç sene kaybetmeden okulunu bitirdi.
Okul nu bitirdikten sonra neler yaptığını bilmiyorum. Ama biliyorum ki ..... İyi bir hekim olarak insanlığa güzel hizmetler vermektedir.
Saygılar-sevgiler.