Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: REGIUS - 11  (Okunma sayısı 2707 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ağustos 26, 2010, 12:09:24 ös
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay



ON BEŞ NOKTA (2)

 Beşinci nokta.
 Beşinci nokta şudur, kuşku duyulmaz bundan,
 Üstadından ücretini alacağı zaman
 Bir mason onun için ne ise belirlenen,
 Uysalca almalıdır, olması bu gereken; [90]
 Bir nedene dayanarak üstat gerekince,
 Yasalca uyarmalı onu öğleden önce,
 Bundan böyle ona iş vermeyecekse eğer,
 Bu orada daha önce yapılana benzer;
 Bu buyruğa karşı girmemeli tartışmaya,
 Eğer ulaşmayı düşünürse başarıya. [91]

[90] Özellikle çıraklara ne kadar ücret verileceği, bu konudaki yasal düzenlemeleri çiğnememek koşuluyla, üstat tarafından saptanırdı. Aynı aşamada olan iki çıraktan birine, çeşitli gerekçelerle daha az haftalık verilmiş olabilirdi. Hatta bir çırağın haftalığının sonradan azaltılması bile söz konusu olabilirdi. Burada, böyle bir durumda o çırağın bir karşı çıkışta bulunmaması gerektiği belirtiliyor.

[91] Bir locadan çıkarılmış olan bir masonun, bundan sonra bir başka locaya girebilme olanağının pek zayıf olduğuna daha önce değinmiştik. Şimdi burada bir çelişki doğuyor... Bir mason işten çıkarılacak olursa, bundan ötürü loca üstadı ile tartışmaya girişmeyecek ki geleceğini de köreltmesin. Fakat bu geleceğin nerede ve nasıl olacağı hiç belli değil.

 Altıncı nokta.
 Altıncı nokta tümüyle bilmeleri için,
 Hem yüksektekilerin hem de alttakilerin, [92]
 Böyle bir durum başa gelebilir bir anda, [93]
 Kimi masonlar ya da tümünün arasında,

[92] "Yüksektekiler" denilince, bu "kıdemli kalfalar" ya da "üstatlar" anlamına gelebileceği gibi, ''devlet yetkilileri" ya da "yargıç" anlamına da gelebilir. Çünkü bundan sonraki dizelerde, masonlar arasında çıkabilecek olan sorunlardan söz edilecektir.

[93] Uzmanlara göre bu aşamada da bir kopukluk var. "Böyle bir durum" denilen şeyin ne olduğuna önceden değinilmiş olması gerektiği düşünülüyor.

 Kıskançlıktan ya da çok şiddetli bir nefretten,
 Genellikle bir büyük tartışmadır gelişen,
 Bu durumda bir mason eğer olursa mümkün,
 Salıvermeli işten ikisini de o gün; [94]
 Fakat henüz barış günü yapılmamalıdır,
 Önce iş günleri bitirilmiş olmalıdır;
 Kutsal günde yeterince boş zamanımız var,
 Onu bir barış günü yapabilecek kadar,
 Olmaya ki yer alırsa bu bir iş gününde,
 İşlerini engelle ki çıkmasın arbede;
 Böylelikle sonunda yasasına Tanrı'nın
 Uymaya yöneltirsin her birini onların. [95]

[94] Aralarında tartışma çıkanları salıverecek olan doğrudan ve yalnızca "Üstat" değil de, "bir mason" olduğuna göre, locadaki kalfaların da böyle bir durumda yetkili oldukları düşünülebilir. Böyle bir yöntemin uygulanışının iki gerekçesi var: Biri, çıkan tartışmanın diğer çalışanları etkilemesinin önlenmesi; diğeri de tartışma çıkarmış olanların, tartışma ortamından uzaklaşarak biraz dinginleşmelerinin sağlanması.

[95] ''Barış günü'' (Lovesday) Hıristiyan Dini'nin gerekleri uyarınca, Pazar günüdür. Bu kutsal gün, İslam Dini'ndeki Cuma gününe benzer bir şekilde hem tatildir hem de çalışılmadığı için bir bayram niteliği taşır. Bu günde, bireyler arasındaki dargınlıkların da giderilmesi gerekir. Barışmanın Pazar gününe bırakılışının nedenlerinden biri ise, tam barış beklenirken önceki tartışmanın yeniden alevlenmesi olasılığının da bulunmasıdır. Bunun ise, bir iş gününde yapılmaması öngörülmektedir; çünkü ikinci kez çıkacak olan tartışmanın boyutları büyüyüp, kavgaya bile dönüşebilir.

 Yedinci nokta.
 Yedinci noktada alabilir iyi anlam,
 Tanrı'nın bize ödünç verdiği uzun yaşam, [96]

[96] Tanrı'nın insanlara "ödünç" vermiş olduğuna inanılan yaşamın "uzun" olarak nitelenişi ilginç... Burada genel olarak tüm insanlardan söz ediliyorsa, bu sözde bir yanılgı olduğu açıkça bellidir. Çünkü Orta Çağ'da insanların günümüze oranla pek kısa yaşadıkları bilinir. Buna karşılık, Tevrat'ın "Tekvin'' Bölümünün başında, ataların yaşam sürelerine değinilirken, her biri için yüzlerce yıldan söz edilir. Dinsel esinlenmenin önemli bir ağırlık taşıdığı Regius'ta böyle bir yanlışlık yapılmış olması beklenemez. Şu halde bu sözdeki "biz'' üzerinde durulmalı... "Biz" derken, Regius'un yazarı kendinden söz etmekte olmalı. Buna göre, yazarın epeyce yaşlı olduğu düşünülebilir.

 Anlatıldığı gibi bütün açıklığıyla,
 Yatmayacaksın hiç üstadının kansıyla,
 Ne de kalfalarınkilerle hiç bir suretle,
 Zanaatta  karşılanabilirsin nefretle;
 Ne de kalfalardan birinin cariyesiyle,
 İstemeyeceğin gibi onun seninkiyle. [97]
 Bunun vereceği acı gerçekten çok olur,
 Tam yedi yıl boyunca çıraklıkta tutulur, [98]
 Bu hakkım böylelikle yitirirse eğer,
 Belirtilmiş olduğu üzere bir ceza yer,
 Dikkatli olmaya başlamalı ki bir daha
 Girmesin bu tür öldürücü kötü günaha. [99]

[97] Böyle bir konudan söz edilmekte oluşu, bu gibi durumlarla daha önce oldukça sık karşılaşılmış olduğunu gösterir. Orta Çağ'da herhangi bir büyük işe girişileceği zaman, locaya bağlı tüm kalfalar ile çıraklar, hep birlikte çalışacakları yerin yakınına yerleşirlerdi. Burada çok uzun süre kalacakları için, evli olanlar ailelerini de, kendilerine bağlı olan köleleri olanlar varsa onları da birlikte götürürlerdi. Bu yerleşme bölgesinde, evli ya da bekar hepsi bir büyük aile gibi yaşarlardı. Genellikle ortak gereksinmeler topluca karşılanırdı. Eğer bir kırsal alanda çalışılıyorsa, yapının bitirilebilmesi için gereken süre göz önüne alınarak, kalıcı evlerden oluşan bir köy kurulması bile söz konusu olurdu. Aynı loca içindeki masonların sosyal yaşamları da, böylelikle iç içe sürerdi. Bu arada, ustaların ve kalfaların karılarının ya da cariyelerinin genç erkekleri baştan çıkarmaya çalışmış olmaları, bekar erkeklerin de cinsel gereksinmelerinin etkisiyle kadınlara kapılmaları olağandır.

[98] Töreye aykırı düşen zinanın karşılığında verilecek. olan cezanın, mesleki nitelik taşıması gariptir. Eğer bu suçu işleyen bir mason yapıcılık zanaatına daha yeni girmişse, bu cezanın hiç bir etkisi olmaz; çünkü zaten yedi yıl boyunca çıraklık yapacaktır. Bu ancak bir ''kıdemli çırak'' için, bundan sonra yedi yıl daha çıraklıkta tutulacak olursa bir anlam kazanır .Yoksa bu anlatım, ''kimi çırakların, uygun görüldüğünde, yedi yıldan daha kısa süre içinde kalfalığa geçirilebildikleri" anlamına çekilebilir mi?

[99] Orta Çağ'da açıkça günah işlemenin cezasının çok ağır olduğunu biliriz. Burada ise "öldürücü kötü günah" (foul deadly sin) olarak nitelenen şeyin karşılığında verilen ceza hiç de ağır gibi görünmüyor. Fakat bir çırak masonun pek az ücret aldığını, neredeyse "boğaz tokluğuna" çalıştığını, ancak çok başarılı bir çalışma gösterebilecek olursa ücretinin biraz artırılabileceğini unutmayalım.



Bu bölümde söyleyebilecek bir şey bulamadım. Sırf bir şey söylemiş olmak için söylemek de anlamsız. Ara verdim çünkü bir sonraki noktada konu değişiyor,

ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
14 Yanıt
7606 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 27, 2012, 02:50:04 ös
Gönderen: BULGARIA
5 Yanıt
5996 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 14, 2012, 10:09:14 ös
Gönderen: NOSAM33
5 Yanıt
4960 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 30, 2012, 08:06:54 öö
Gönderen: ADAM
9 Yanıt
16067 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 27, 2014, 08:08:46 öö
Gönderen: ADAM
2 Yanıt
3117 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 11, 2012, 11:14:31 öö
Gönderen: ADAM
14 Yanıt
7895 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 17, 2012, 02:50:10 öö
Gönderen: neumann
0 Yanıt
2389 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 17, 2012, 06:59:11 ös
Gönderen: ADAM
5 Yanıt
4017 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 23, 2012, 10:23:40 ös
Gönderen: neumann
3 Yanıt
2977 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 24, 2012, 05:42:53 ös
Gönderen: ADAM
7 Yanıt
5087 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 27, 2012, 05:26:07 ös
Gönderen: karahan