Masonlar.org - Harici Forumu

Inanc => Islam => 3 Buyuk Din => Tasavvuf (Sufizm) => Konuyu başlatan: karahan - Şubat 11, 2012, 06:46:00 ös

Başlık: Kur'an bilgi kitabıdır
Gönderen: karahan - Şubat 11, 2012, 06:46:00 ös
Bilgili bir insan, bilgisini satmayı bilir. Konuşmak için z orluk çekmez. Çoğu kez de karşı tarafı ikna etmeyi başarır.



Toplumların, bireylerin zaman içinde kendini ifade etme biçimleri vardır. Bu dil, bilinçli oluşturulmaktan ziyade, cahilce gerçekleştirilir.

Ancak, bilgili söylem her zaman dikkat çeker!

İşte bunlardan bir tanesi: Farabi, İslâm dünyasının en büyük âlimlerinden biri. Onun bize ulaşan bir sözü şöyle: “İnsan ahlâkının temeli bilgidir. Çünkü akıl, iyi ile kötüyü bilgi ile ayırır.”

Farabi, bu sözünde şunu demek istiyor: Bilgisiz kalmak, ya da başka bir deyişle cahil olmak, iyi veya kötü hangi konu olursa olsun, bir sorun karşısında çıkış yolu bulamamak demektir.

Siz şayet hala kış uykusundan uyanmamış, “iyiyi kötüyü” ayırt edecek bir bilgiye sahip olmamış iseniz, akıl yalnız kalır. Hedefine varamaz. Dolayısıyla aklın yanı sıra bilgi sahibi olmak da gerekir.

Bu koşulları mistik boyutta ele alırsak, bilgisiz bir insanın; cahil olarak tanımlanabileceğini, bu hali ile de gerçeğe varabilecek bir kapasitesinin olmadığını kabul etmek zorunda kalırız. 

Bilgisiz kalmak, aslında kötü bir insan olmak manasına gelmez, ancak bu durum, onun ‘cahil’ olarak anılmasını, bu damgayı yemesini de engellemez.

O halde gerçekleri, doğruları ve yanlışları saptayabilmek için bilgi şarttır.

Akla gelen soru şu: Bilgi sahibi olmak için ne yapmalı?

Önce bugünün biliminin mutlaka bir açıklamasının olduğu düşünülmeli,  “beyinsel işlevlerin” ne olduğu algılanmalı. Varlığın bir bütün olduğu, Newton fiziğinin ardında bulunmalı. Kuantum boyutunun, klâsik fiziğin temel yapısını oluşturması bir yana, ondan ayrı olmadığı kabul edilmeli böylece bütünlük inancı pekişmeli.

Ve bu ayrımın fark edilmesi sonucu, birimselliğin olmadığı aşaması kabullenilmeli.

Bu hususlara dikkat etmeyen, bilgiyi umursamayan, hor gören, kaba kuvvete başvurup dilediğini yaptırma yoluna giden bir toplum, sapkınlık içinde yaşamına devam eder ve asla başarılı olamaz. Çünkü beklentileri farklıdır. Kaygıları da bu düzeyde gelişir.

Bilgiyi bir kenara bırakıp gururun peşinde koşarak misyon sahibi olmayı benimseyenler, takdir edersiniz ki saygı duyulacak bir durum yaratmaz. Onlar sadece klikleşirler.

Oysa bilgi, insanı her duruma motive eder. Bu niteliğin ne denli önemli ve gerekli olduğunu hatırlatır.

Bilgili bir insan, bilgisini satmayı bilir. Konuşmak için zorluk çekmez. Çoğu kez de karşı tarafı ikna etmeyi başarır.

Kültürlü bir insan, açık ve dürüst olmayı bir zorunluluk haline getirmiştir. Ancak kimileri kendilerini saklamaya özen gösterir.

Ne yaparsanız yapın, onların ağzından bir tek kelâm çıkartamazsınız. Kargaşayı sevmeyen tiplerdir bunlar. Açığa çıkmamaları belki de bundandır.

Bazı insanlarda ‘tuhaf ve çekingen’  bir hal vardır. Onlar kendilerini anlatmakta güçlük çekerler. İşte bilgi, bu tür pasif durumların üstesinden gelir ve adeta o kişiye farkında olmaksızın terapi yaparak güven sağlar.

İşin önemi de bu noktada çıkıyor. O çekingen, mahcup tavırlı kişinin yapabileceği en önemli şey, artık bilgi dağarcığını güçlendirmek olacaktır.

Tabi bu durum, kısa vadede bir sonuç alınacağı anlamına gelmemeli. Bahsettiğim durum, asosyal hayatı benimseyen kimselerde daha çok görülür.

Şurası muhakkak ki her aşamadabilgi-ilim boyutuna ihtiyaç vardır. Bir kimseyi ikna etme yolunda zorlanılırsa, onda bilginin varlığı tartışılır.

Hele mesele daha “ciddî gerekçelere dönüştüğünde” cahil insanı ikna etmek daha zor olur.

Kur’an’ın bilgi kitabı olması bu konuda bize en güzel örnektir diyerek yazımı noktalıyorum.


saygılarımla
Başlık: Ynt: Kur'an bilgi kitabıdır
Gönderen: Alşah - Şubat 12, 2012, 01:03:39 öö
      Sayın karahan, yazınızda kısmen doğru yönler bulunsa da geneline baktığımızda bence  pek kabul gören bir mantık gibi durmuyor. Genellemeler gerçeklere uymuyor. Nedeni nedir diyecek olursanız, o kadar çok bilgi sahibi tanıdıklarım var  ama konuşmaya geldimi bilgilerini  anlatmakta pek başarılı olamıyorlar. Bazen de anlattıklarını çoğu kimse anlamıyor bile.  Bunları örneklerle de göstermek mümkün. Bu nedenle şahsen tatmin olmuş değilim.
       Saygılar-sevgiler.
Başlık: Ynt: Kur'an bilgi kitabıdır
Gönderen: ADAM - Şubat 12, 2012, 08:28:37 öö


Geçenlerde katılımcılarımızdan biri, benim bu forumda yayınlanan bir yazayı beğenişimin zor olduğundan dem vuruyordu.

Aslında pek öyle değil... Takıldığım noktalar var; verilen bilginin gerçekliği, takınılan tavar, kullanılan dil, basit gramer kuralları gibi...  Bunlara ilişkin eleştirilerim olunca mutkla karşılanmalı çünkü kişiye yanlış ve yanılgılarını giderme olanağını verebilir. Kişi, başkalarının önünde eleştirilme yürekliliğini de göstermemi, bundan ötürü asla kırılmamalı, gücenmemelidir. Bulunduğumuz site (masonlar.org) bunu gerektiriyor.

Bu yazdıklarım konu dışı mı oldu?

Hayır. Çünkü Sayın Karahan'ın bu yazısını beğendim. Ancak eleştirilecek noktaları yok değil.

Nitkekim ilk eleştiri Sayın Alşah'da gelmiş. Haklı. Özellikle üniversitelerde konusunu çok iyi bilen profesörler vardır. Gelgelelim o bildiklerini öğrencilere aktarmayı bir türlü beceremezler. Bilmek başka, bilgiyi aktarabilmek başka. Aynı biçimde dinlemek, okumak ve izlemek başka, anlamak ve öğrenmek başka. Sayın Karahan tüm bunların yüksek düzeyde olduğunu varsaymış.

Bu yazıyı niçin bu bölüme yerleştirmiş olduğunu anlayabilmiş değilim doğrusu. Son tümcesinden ötürü mü?

Bana göre o son tümce bu yazınının bütününü bozuyor. Kuran da nereden çıktı? Ne ilgisi var bilgi konusuyla?

Üstelik o bana göe bir bilgi kitabı falan değildir Kuran-ı Kerim. Öyle olsaydı üzerinde bu kadar çok yorum, bu kadar çok farklı değerlendirme ve anlamlandırma yapılmazdı. Niçin böyle olduğuna ilişkin bir yorum yaparsam, bu kez dindar Müslümanlara inanç saldırısında bulunmuş gibi bir duruma düşebilirim. İyisi mi ona hiç değinmeyeyim bilgi ve aktarımı ile bağlantılı bu başlıkta.

Sayın Karahan'ın bu yazısındaki en güzel sözü şu bence: "..... gerçekleri, doğruları ve yanlışları saptayabilmek için bilgi şarttır."

Katılırım. Fakat burada "gerçek"  ile "doğru" kavramlarının tanımlanması, kavram üzerinde uyuşmak gerektiğini düşünürüm. Bir de o bilginin Bilimsel niteluikli bilgi olması gerektiğini öngörürüm.

Başkaları benimle aynı görüşte olmayabilir.


       
Başlık: Ynt: Kur'an bilgi kitabıdır
Gönderen: karahan - Şubat 12, 2012, 11:42:22 öö
sn.alşah

güzel eleştirinize katılıyorum maalesef,maalesef dedim çünkü genellemeler uygulamada güüçlük yaşayınca gerçekle örtüşmüyor bir türlü.Ben bu tip konulara hep basit mantık bakmaya çalışırım aklımı zorlıyacak beni çıkmazlara sokacak felsefi yaklaşımlar yerine en basitini görmeye çalışırım.Benim için güzel ve elzem olan bilgidir ,bilgi amadoğru bilgi sokrat gibi bakmaya çalışırım olaya bilgiyi aklımın aldığı kadar elimdende geldiği kadar filtre etmeye çalışırım güvenirliğini sağlamak için son safhadada güvenli bilgiyi paylaşıp en mantıklı şekilde kullanmaya çalışırım.Bakış açısı bilginin kullanılmasında belkide en temel öğe,en doğru ve kesin bir bilgi dahi olsa insanlar fıtratları gereği bilgiyi bozabilirler doğruluğunu muhakkak sarsarlar bilginin doğru ve kesin olmasımı yoksa o insanın egolarına göremi uygun olması bence işte bilginin kullanılmasında insan çarpıtmasının en belirgin noktası.

Belki sn.alşahın topluma bakarak genelleme yapması bu açıdan doğru evet ortada doğru kabul edilen bir bilgi var ama doğru bilgi toplum tarafından çarpıtılarak yanlış kullanılıyor burada kusur bilgidemi onu kullanandamı sn.alşahın burada net gördüğü kusurlu insan.Bende onu savunurum insan sadece kendine yontar doğru bilgi çok önemli değildir önce ego.Benim bilginin kullanımından en net anladığım hep bu olmuştur.


sn.adamın alıntıladığı yazıdaki şu cümle zaten anlatıyor herşeyi,    gerçekleri, doğruları ve yanlışları saptayabilmek için bilgi şarttır.

İşte biz insanlar bu doğru bilgiyi sadece ama sadece işimize geldiği gibi yaparız örnekmi son paylaştığım yazılardan biri batılı bilim adamlarının saptırdkları bilimsel deneylerdi.İşlerine geldiği gibi kullanılmış bir bilgi insanlaras sunulsa ne olurki adı üstünde en başında saptırılmı kim tarafından bilimin idol dediği insanlar tarafından.Mantığa bu noktadan baktığımızda bilgi kutsaldır ve insanlara en yalın en net hali ile verilmesi şarttır.

saygılar
Başlık: Ynt: Kur'an bilgi kitabıdır
Gönderen: Tij - Şubat 12, 2012, 04:12:38 ös
Selamlar,
sayin karahan"dan ricam bu güzelim yazida Ku-ran"in ne isi var ve nereye yerlestiriyor?diye sorsam biraz aciklayabilirmi acaba?


Saygilarimla
Başlık: Ynt: Kur'an bilgi kitabıdır
Gönderen: karahan - Şubat 12, 2012, 06:11:54 ös
Selamlar,
sayin karahan"dan ricam bu güzelim yazida Ku-ran"in ne isi var ve nereye yerlestiriyor?diye sorsam biraz aciklayabilirmi acaba?


Saygilarimla


Sn.tij

bu yazı eğer güzelim ise benim için kaynağı ve yazma gerekçem kuran idi.Siz bilginin kaynağının ne olduğüunu düşünüyorsunuz yada siz dahil okuyanlara göre bilginin kaynağı nedir yada bilginin özü nedir nereden gelir bu bilgiler bize.
Başlık: Ynt: Kur'an bilgi kitabıdır
Gönderen: Tij - Şubat 12, 2012, 07:01:37 ös
Sayin karahan,

bilginin özü, doga, insan ve insanin ama düsünsel ama pratik anlamdaki emegidir. Bu düsünsel emegin icine dinler ve dinlere ait hersey dahildir.

Saygilarimla
Başlık: Ynt: Kur'an bilgi kitabıdır
Gönderen: karahan - Şubat 12, 2012, 07:07:24 ös
Sayin karahan,

bilginin özü, doga, insan ve insanin ama düsünsel ama pratik anlamdaki emegidir. Bu düsünsel emegin icine dinler ve dinlere ait hersey dahildir.

Saygilarimla

doğru tamamlamayı sanırım siz yaptınız ben ise kuranı bilgi kaynağı olarak gösterdim oda sığ kaldı,okadar sığ kaldıki kuran gelene kadar bu dünyada sanki hiç bilgi yokmuşl gibi bir durum ortaya çıktıki meramım o değil idi düzelttiğiniz için teşekkürler.
Başlık: Ynt: Kur'an bilgi kitabıdır
Gönderen: Prometheus - Şubat 14, 2012, 03:51:39 öö

Amacını baştan belirleyip, istediklerini ona yamamaya kalkınca böyle güdük bir yazı çıkıyor sanırım. Kusuruma bakmayın sayın karahan.
Kuran bilgi kitabı falan değildir, hatta bilgiye düşmandır. Nasıl bir bilimsel bakış açısıyla bunu buldunuz bilemiyorum.

Ayrıca, bilgi sahibi olmakla, haklı olmak arasında dağlar kadar fark vardır. Çünkü ikna eder demişsiniz. Hayır, bir zamanlar dünyanın yuvarlak olması bilimseldi ama kimse ikna olmadı. Dünya dönüyordu ama kimse kabul etmedi yüzyıllarca.
Bilgi sahibi olmak, güzel konuşmayı ve haklı olmayı getirmez, bazen çok fazla bilginin içinde beyin, olmadık konulara ışık hızıyla gider, konu başka iken siz olmadık şeylerden bahsetmeye başlarsınız. Saçmalarsınız dışarıdan bakana göre...
 
Bu gün kesin doğru diye bahsedebileceğimiz ne fizik kanunları kalmıştır nede matematik kanunları. Bu yüzden doğa kanunları da hala gizemini korumaya devam etmektedir. Doğrunun tanımını ilk defa yapanlar denizcilerdir; "İki nokta arasındaki en kısa yol". Doğrumu? hayır çünkü dünya yuvarlak. En basitinden örnek verdim ama, bütün bilimsel sonuçlara hemen atlayıp işte doğru diyebileceğimiz bir şey kalmadı elimizde, hatta bu gün, maddenin tamamen boş olduğu iddia ediliyor, ve hatta sanalız, enerji ışıması falanız.

Her neyse, doğruyu bulmak bana kalmadı yada düşmez. Zaten böyle bir şey yapsam bile kendi içimde çelişkiye düşer ve ahmak gibi görünürüm. Ancak şu var ki, şüphe edebiliriz, böylece eleğimizi daha ince dokumuş oluruz, daha az hata yapabiliriz. Kesin bilgiye, son noktaya ulaşamazsak da, yolculuktan keyif alabiliriz.
İşte bu noktada Kuran çok kötü bir örnektir. Çünkü o şüphe edenleri sonsuz cehennemine atacaktır. Eleştirilmeyi istemez, son noktayı kendisi koymuştur, bu yüzden bilgi düşmanıdır.

Saygılarımla...
Başlık: Ynt: Kur'an bilgi kitabıdır
Gönderen: Prometheus - Şubat 14, 2012, 03:58:34 öö
Önceki yazıyı yazdıktan sonra, sayın ADAM'ın bilginin göreli olduğu üzerine yazılarını gördüm. Keşke onları okuyup daha derli toplu yazı yazsaydım dedim ama bu seferde yazmaktan vazgeçebilirdim. Çünkü artık yazmak, hala aynı şeyleri tartışmak bana zevk vermiyor. Sanırım burada ki işim bu yüzden bitti.
Ancak o yazıyı okuduktan sonra bu konuyu değerlendirirseniz daha güzel şeylerin ortaya çıkacağına inanıyorum.

Saygılarımla...
Başlık: Ynt: Kur'an bilgi kitabıdır
Gönderen: karahan - Şubat 14, 2012, 05:30:54 ös

Amacını baştan belirleyip, istediklerini ona yamamaya kalkınca böyle güdük bir yazı çıkıyor sanırım. Kusuruma bakmayın sayın karahan.
Kuran bilgi kitabı falan değildir, hatta bilgiye düşmandır. Nasıl bir bilimsel bakış açısıyla bunu buldunuz bilemiyorum.

Ayrıca, bilgi sahibi olmakla, haklı olmak arasında dağlar kadar fark vardır. Çünkü ikna eder demişsiniz. Hayır, bir zamanlar dünyanın yuvarlak olması bilimseldi ama kimse ikna olmadı. Dünya dönüyordu ama kimse kabul etmedi yüzyıllarca.
Bilgi sahibi olmak, güzel konuşmayı ve haklı olmayı getirmez, bazen çok fazla bilginin içinde beyin, olmadık konulara ışık hızıyla gider, konu başka iken siz olmadık şeylerden bahsetmeye başlarsınız. Saçmalarsınız dışarıdan bakana göre...
 
Bu gün kesin doğru diye bahsedebileceğimiz ne fizik kanunları kalmıştır nede matematik kanunları. Bu yüzden doğa kanunları da hala gizemini korumaya devam etmektedir. Doğrunun tanımını ilk defa yapanlar denizcilerdir; "İki nokta arasındaki en kısa yol". Doğrumu? hayır çünkü dünya yuvarlak. En basitinden örnek verdim ama, bütün bilimsel sonuçlara hemen atlayıp işte doğru diyebileceğimiz bir şey kalmadı elimizde, hatta bu gün, maddenin tamamen boş olduğu iddia ediliyor, ve hatta sanalız, enerji ışıması falanız.

Her neyse, doğruyu bulmak bana kalmadı yada düşmez. Zaten böyle bir şey yapsam bile kendi içimde çelişkiye düşer ve ahmak gibi görünürüm. Ancak şu var ki, şüphe edebiliriz, böylece eleğimizi daha ince dokumuş oluruz, daha az hata yapabiliriz. Kesin bilgiye, son noktaya ulaşamazsak da, yolculuktan keyif alabiliriz.
İşte bu noktada Kuran çok kötü bir örnektir. Çünkü o şüphe edenleri sonsuz cehennemine atacaktır. Eleştirilmeyi istemez, son noktayı kendisi koymuştur, bu yüzden bilgi düşmanıdır.

Saygılarımla...


sn.prometheus

bu yazıyıu yayınlamamdaki amacım zaten inanç problemi yaşayan biri varsa yazıyı,yada emeği yada bir fikri alaya alıp güdük desin bir güzxelde kahkaha atsın istedim.Böylelikle ben amacıma ulaştım bana unutmayın bir borcunuz oldu şimdide siz bir uğraşta bulunun benim güdük bulup alay etmeye değer bir yazı yayınlayın.Bu tip yorumlarda bulunan arkadaşlara üzülüyorum daha başka bir tarz bulamazlarmı acaba diyede düşünüyorum demekki olmuyormuş.

Dolayısı ile konu ile ilgili sizin fikriniz nedir peki diye falan diyede sormayacağım sadece dileğim yazınızı bir daha okuyup tarz size uymuşmu yakışmı bir bakmanız.

Başlık: Ynt: Kur'an bilgi kitabıdır
Gönderen: karahan - Şubat 14, 2012, 06:15:25 ös
sana sadece tek bir cevap verilir oda cevap bile verilmez.Ne tarz ne uslup sorumu soruyorsun hakimmisin yargılıyormusun savunuyormusun benden istediğin bir cevsap değilki birşeyler yazayım bir fikrin varsa tartışırsın uslubuyla bu tarz benim tarzım değil kapı önünden köpek kovar gibi  cümle sonunda işine bak ile bitirmek  ise başlı başına bir uslup sorunu ne diyeyim.
Başlık: Ynt: Kur'an bilgi kitabıdır
Gönderen: karahan - Şubat 14, 2012, 07:58:25 ös
20
Uyelere Ozel Bolum / Ynt: Masonların Efsaneleri
« Son Gönderilen: Gönderen: skullG Bugün, 12:14:35 ÖÖ »
Bu forumun "masonlar.org" forumu olduğunu, intenette herkes tarafından okunup izlendiğini hatta Masonluk ile ilgili bilgiler araştırıldığında bir başvuru sitesi bile olduğunu düşünüp, tutumunuzu ona göre uyarlamnız çok doğru bir davranış olur.

İşin özü ve anlaşılması gereken de tam olarak bu olsa gerek.

Teşekkür ederim sn. ADAM.


sn.skullg'un uyarısı,yada forumu uslup problemlerine karşı savunmak isteyen yazısı daha nasıl söylenirki ağız dolusu konuşmak ile kusmank arasında ne fark varki,bir yazı yazmak bir fikir telatisi yapmayı istemek bu kadardamı fütursuz cevap vermeyi gerektirir.Burası bir agnostik forumu değil bir deist sitede değil bu tarz salvolar hatta küfre varan tartışmalar orada var bir yazı için bu kladarmı ağır ifadelerle saldırı yapılır beğenmezssen beğenme cevap yazmazsın olur biter bu tip yorıumları görünce agnostik bir sitedeyim hissi uyanıyor bende.Bu sitede bir problemmi var bu kadar düşmeye başladık.
Başlık: Ynt: Kur'an bilgi kitabıdır
Gönderen: Masor1976 - Şubat 14, 2012, 09:34:48 ös
Sayın Prometheus'un fikirlerinin din başlığı altındakilerini  her müslüman gibi ben de kabul etmesem de üslübu ve yaklaşımları haklıdır. Tanrı bile sorgulanmaya acımasızca düzeyde bile olsa açık olmalıdır. Ki dikkat edilirse Kuran sanki bu tür eleştirilere cevaplar da içerir Kuranda ve islamda bir şeye inanın derken neden inanılması gerektiği de insan aklına indirgenerek anlatılmaya çalışılır. İnsanların sorgulama ve eleştiriyi bir saldırı olarak algılamadığı bir dünya yaratmak gerekir. Aksi taktirde insanlar çoğunluğun hoşuna giden bir maske takarak dikdatörlük kurmaya devam ederler. Sorgulamaktan mahrum ezberci insanlar cahil kalırlar. Bu gün islam dünyasının en büyük sorunu cehalettir ve bu cehaletten faydalanan istihbarat örgütlerince yaratılan vahhabilik gibi inançsız ve farklı mezhepleri kitle imhaya sokmaya Allahın emri ve sevap olarak bakabilecek radikal islami inanış şekli ve bu inanış şeklinin saldırgan tutumu dolayısıyla ezilmek zorunda kalan kuduz bir köpeğe dönüşmüş toplumlar gibi duruyor. Bu noktaya bakınca islamdan ve dinden insanların soğuması ve antipatik bir önyargı doğması da doğal karşılanmalıdır. Yani dindarların deist veya ateist sorgulamalara saldırı olarak bakıp cihat ilan etmekten ziyade kendi içlerindeki sorunlara fokuslanması gerekiyor.

Kuran'ın bilgi kitabı olduğu noktalar vardır. Bu konularda çok fazla makale var. Örneğin aklıma gelen tıpta anne rahminin bölümlerinin açıkca ifade edilmesi vb. gibi. Yani o dönemdeki teknoloji ve tıp bilimi açısından bu imkansız bir bilgidir. Fakat tutup da her şeyi Kuranda bulabiliriz başka hiç bir bilgi kaynağına gerek olmadığını düşünmek yanlıştır.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Kur'an bilgi kitabıdır
Gönderen: BULGARIA - Şubat 15, 2012, 12:52:03 öö

Amacını baştan belirleyip, istediklerini ona yamamaya kalkınca böyle güdük bir yazı çıkıyor sanırım. Kusuruma bakmayın sayın karahan.
Kuran bilgi kitabı falan değildir, hatta bilgiye düşmandır. Nasıl bir bilimsel bakış açısıyla bunu buldunuz bilemiyorum.

Ayrıca, bilgi sahibi olmakla, haklı olmak arasında dağlar kadar fark vardır. Çünkü ikna eder demişsiniz. Hayır, bir zamanlar dünyanın yuvarlak olması bilimseldi ama kimse ikna olmadı. Dünya dönüyordu ama kimse kabul etmedi yüzyıllarca.
Bilgi sahibi olmak, güzel konuşmayı ve haklı olmayı getirmez, bazen çok fazla bilginin içinde beyin, olmadık konulara ışık hızıyla gider, konu başka iken siz olmadık şeylerden bahsetmeye başlarsınız. Saçmalarsınız dışarıdan bakana göre...
 
Bu gün kesin doğru diye bahsedebileceğimiz ne fizik kanunları kalmıştır nede matematik kanunları. Bu yüzden doğa kanunları da hala gizemini korumaya devam etmektedir. Doğrunun tanımını ilk defa yapanlar denizcilerdir; "İki nokta arasındaki en kısa yol". Doğrumu? hayır çünkü dünya yuvarlak. En basitinden örnek verdim ama, bütün bilimsel sonuçlara hemen atlayıp işte doğru diyebileceğimiz bir şey kalmadı elimizde, hatta bu gün, maddenin tamamen boş olduğu iddia ediliyor, ve hatta sanalız, enerji ışıması falanız.

Her neyse, doğruyu bulmak bana kalmadı yada düşmez. Zaten böyle bir şey yapsam bile kendi içimde çelişkiye düşer ve ahmak gibi görünürüm. Ancak şu var ki, şüphe edebiliriz, böylece eleğimizi daha ince dokumuş oluruz, daha az hata yapabiliriz. Kesin bilgiye, son noktaya ulaşamazsak da, yolculuktan keyif alabiliriz.
İşte bu noktada Kuran çok kötü bir örnektir. Çünkü o şüphe edenleri sonsuz cehennemine atacaktır. Eleştirilmeyi istemez, son noktayı kendisi koymuştur, bu yüzden bilgi düşmanıdır.

Saygılarımla...

Son zamanlarda denk geldiğim karşılaştığım en cesurca açıklamalar..Notlarım arasında.
Başlık: Ynt: Kur'an bilgi kitabıdır
Gönderen: karahan - Şubat 15, 2012, 08:53:45 ös

Amacını baştan belirleyip, istediklerini ona yamamaya kalkınca böyle güdük bir yazı çıkıyor sanırım. Kusuruma bakmayın sayın karahan.
Kuran bilgi kitabı falan değildir, hatta bilgiye düşmandır. Nasıl bir bilimsel bakış açısıyla bunu buldunuz bilemiyorum.

Ayrıca, bilgi sahibi olmakla, haklı olmak arasında dağlar kadar fark vardır. Çünkü ikna eder demişsiniz. Hayır, bir zamanlar dünyanın yuvarlak olması bilimseldi ama kimse ikna olmadı. Dünya dönüyordu ama kimse kabul etmedi yüzyıllarca.
Bilgi sahibi olmak, güzel konuşmayı ve haklı olmayı getirmez, bazen çok fazla bilginin içinde beyin, olmadık konulara ışık hızıyla gider, konu başka iken siz olmadık şeylerden bahsetmeye başlarsınız. Saçmalarsınız dışarıdan bakana göre...
 
Bu gün kesin doğru diye bahsedebileceğimiz ne fizik kanunları kalmıştır nede matematik kanunları. Bu yüzden doğa kanunları da hala gizemini korumaya devam etmektedir. Doğrunun tanımını ilk defa yapanlar denizcilerdir; "İki nokta arasındaki en kısa yol". Doğrumu? hayır çünkü dünya yuvarlak. En basitinden örnek verdim ama, bütün bilimsel sonuçlara hemen atlayıp işte doğru diyebileceğimiz bir şey kalmadı elimizde, hatta bu gün, maddenin tamamen boş olduğu iddia ediliyor, ve hatta sanalız, enerji ışıması falanız.

Her neyse, doğruyu bulmak bana kalmadı yada düşmez. Zaten böyle bir şey yapsam bile kendi içimde çelişkiye düşer ve ahmak gibi görünürüm. Ancak şu var ki, şüphe edebiliriz, böylece eleğimizi daha ince dokumuş oluruz, daha az hata yapabiliriz. Kesin bilgiye, son noktaya ulaşamazsak da, yolculuktan keyif alabiliriz.
İşte bu noktada Kuran çok kötü bir örnektir. Çünkü o şüphe edenleri sonsuz cehennemine atacaktır. Eleştirilmeyi istemez, son noktayı kendisi koymuştur, bu yüzden bilgi düşmanıdır.

Saygılarımla...

Son zamanlarda denk geldiğim karşılaştığım en cesurca açıklamalar..Notlarım arasında.


sn.bulgaria

Bu açıklamaların neresini cesur buldunuz anlatırsanız sevineceğim.mesela ağız dolusu konuşmakmı cesurluk benim bildiğim cesurluk akıllı adamda olmaz cesaret cahil işi derler sonun hesap edemediğinden.Ağzına ve aklına geldiği gibi konuşmak ona buna saldırıp tehdit etmekmi cesaret benim bildiğim aklındakini döken fkirleriniden alır cesaretini bu tarz ile değil.Siz yine beğenin sorun yok ama lütfen neyi beğendiğinizede dikkat edin.

saygılar
Başlık: Ynt: Kur'an bilgi kitabıdır
Gönderen: BULGARIA - Şubat 15, 2012, 09:18:08 ös

Amacını baştan belirleyip, istediklerini ona yamamaya kalkınca böyle güdük bir yazı çıkıyor sanırım. Kusuruma bakmayın sayın karahan.
Kuran bilgi kitabı falan değildir, hatta bilgiye düşmandır. Nasıl bir bilimsel bakış açısıyla bunu buldunuz bilemiyorum.

Ayrıca, bilgi sahibi olmakla, haklı olmak arasında dağlar kadar fark vardır. Çünkü ikna eder demişsiniz. Hayır, bir zamanlar dünyanın yuvarlak olması bilimseldi ama kimse ikna olmadı. Dünya dönüyordu ama kimse kabul etmedi yüzyıllarca.
Bilgi sahibi olmak, güzel konuşmayı ve haklı olmayı getirmez, bazen çok fazla bilginin içinde beyin, olmadık konulara ışık hızıyla gider, konu başka iken siz olmadık şeylerden bahsetmeye başlarsınız. Saçmalarsınız dışarıdan bakana göre...
 
Bu gün kesin doğru diye bahsedebileceğimiz ne fizik kanunları kalmıştır nede matematik kanunları. Bu yüzden doğa kanunları da hala gizemini korumaya devam etmektedir. Doğrunun tanımını ilk defa yapanlar denizcilerdir; "İki nokta arasındaki en kısa yol". Doğrumu? hayır çünkü dünya yuvarlak. En basitinden örnek verdim ama, bütün bilimsel sonuçlara hemen atlayıp işte doğru diyebileceğimiz bir şey kalmadı elimizde, hatta bu gün, maddenin tamamen boş olduğu iddia ediliyor, ve hatta sanalız, enerji ışıması falanız.

Her neyse, doğruyu bulmak bana kalmadı yada düşmez. Zaten böyle bir şey yapsam bile kendi içimde çelişkiye düşer ve ahmak gibi görünürüm. Ancak şu var ki, şüphe edebiliriz, böylece eleğimizi daha ince dokumuş oluruz, daha az hata yapabiliriz. Kesin bilgiye, son noktaya ulaşamazsak da, yolculuktan keyif alabiliriz.
İşte bu noktada Kuran çok kötü bir örnektir. Çünkü o şüphe edenleri sonsuz cehennemine atacaktır. Eleştirilmeyi istemez, son noktayı kendisi koymuştur, bu yüzden bilgi düşmanıdır.

Saygılarımla...

Son zamanlarda denk geldiğim karşılaştığım en cesurca açıklamalar..Notlarım arasında.


sn.bulgaria

Bu açıklamaların neresini cesur buldunuz anlatırsanız sevineceğim.mesela ağız dolusu konuşmakmı cesurluk benim bildiğim cesurluk akıllı adamda olmaz cesaret cahil işi derler sonun hesap edemediğinden.Ağzına ve aklına geldiği gibi konuşmak ona buna saldırıp tehdit etmekmi cesaret benim bildiğim aklındakini döken fkirleriniden alır cesaretini bu tarz ile değil.Siz yine beğenin sorun yok ama lütfen neyi beğendiğinizede dikkat edin.

saygılar


Ben cesareti ne tepki alacağını düşünmeden konuşabilen insana cesaretli derim ben.Ben müslüman bir ülkede kur'anı kerime o tarzda düşünsem bile bunu dile getirecek cesarete sahip değilim mesela. ( Bu yorumumdan öyle düşündüğüm anlaşılmasın ) Ben bütün kitaplara saygılıyım.Cesaretli buldum yorumunu derken sayın karahan bunu sanırım yürrrrüüü beee ne konuşmuş bravo cesarete bak....! tarzında bir yorum olarak algıladı sanırım yada en azından ben öyle düşünüyorum.Onun için dir ki bu açıklamayı kendisine sunmak zorunda kaldım.


Saygılar.
Başlık: Ynt: Kur'an bilgi kitabıdır
Gönderen: karahan - Şubat 15, 2012, 09:30:27 ös
Cesaret anlayımız biraz farklı sn. bulgaria ondan olsa gerek.Yalnız söylediğinizede katılıyorum mesela böyle bir konuyu yüzyüğze tartıştığımızı düşünemiyorum bile.Yalnız sn.propmetheusun cesur olduğunu bende düşünüyorum belli konularda mesela bir yazısında sn.mustafa kemale teşekkür ederken parantez içi kendisini hiç sevmem diye açıkça yazmışbak bu cesarettir kendine güvendir açık yürekliliktir.Sn.Prometheusunki ne kadarda cesurca görüksede aslında öyle değil askerde yada savaşta kendini vurduran ateşli tipler vardır bodozlamadan devamlı hücum başına geleceği önünü arkasını düşünmeden hep hücum olay bu değil.

fikirler ne kadar özgür olmalı isede özgürlüklerin bile bir sınırı olmalı.Sn.prometheus kabına sığamayan bir arkadaş fikri öfkeli fikri firarda bir yapısı var belkide biraz gençliğindendir.Birazda en önemlisi aidiyet duygusu yok sanırım herhangi bir fikre yada yere kendini ait hissedemiyor zincirleniyor gibi geliyor ona o yüzden çok agresif.ama cesurca değil bu yazı
Başlık: Ynt: Kur'an bilgi kitabıdır
Gönderen: NOSAM33 - Şubat 15, 2012, 11:20:57 ös
PROMETHEUS        Belirttiğiniz =İşte bu noktada Kuran çok kötü bir örnektir. Çünkü o şüphe edenleri sonsuz cehennemine atacaktır. Eleştirilmeyi istemez, son noktayı kendisi koymuştur, bu yüzden bilgi düşmanıdır.=
  Bu satırların amacını tam anlamadım , nedeni ise İslam dinine inanırsınız yada inanmazsınız, bunun ortası olmaz . Allah hiç kimseyi cehenneme ataçağını söylemiyor suçsuz yere sadece kensine ŞİRK koşanları affetmiyeceğini ifade ediyor ayrıca kul hakkıyla karşıma gelme diyor . Anlamadığım ;daha ne yapsın ?  Hayat denen mucizeyi bize bahşetmiş ,yoktan var edip varlığından bizleri  haberdar etti  sizce kötümü etti ?   ??? ??? ??? SON SÖZÜM bilgi düşmanı dediğiniz KURAN ' ı tam anlamıyla gerçekten çözdünüzmü ???
Başlık: Ynt: Kur'an bilgi kitabıdır
Gönderen: Alşah - Şubat 16, 2012, 02:13:22 öö
......Sn.Prometheusunki ne kadarda cesurca görüksede aslında öyle değil askerde yada savaşta kendini vurduran ateşli tipler vardır bodozlamadan devamlı hücum başına geleceği önünü arkasını düşünmeden hep hücum olay bu değil.

fikirler ne kadar özgür olmalı isede özgürlüklerin bile bir sınırı olmalı.Sn.prometheus kabına sığamayan bir arkadaş fikri öfkeli fikri firarda bir yapısı var belkide biraz gençliğindendir.Birazda en önemlisi aidiyet duygusu yok sanırım herhangi bir fikre yada yere kendini ait hissedemiyor zincirleniyor gibi geliyor ona o yüzden çok agresif.ama cesurca değil bu yazı
       Sayın karahan, yukarıdaki birirnci paragraftaki ifadenize katılmıyorum. Sayın Prometheus'un yazılarını iyi etüt ettiğiniz takdirde, hiç te öyle laf olsun diye yazılan yazılar olmadığını göreceksiniz. Hemen hemen bütün yazılarında bilimi ve bilimselliği öne çıkarmıştır kendisi. Evet zaman zaman hırçın ve geçmişteki kendi beyanına göre anarşit bir ruha sahip olabilir ama hiç bir zaman tanımladığınız şekilde önünü arkasını düşünmeden hareket eden bir yapıya sahip olduğunu zannetmiyorum.
        Esasen, uzaklaştırılmasına sebebiyet veren yazısını iyi incelerseniz, O, kendisine bir ceza verileceğini imalı şekilde de olsa zaten belirtiyor. Yani ceza alacağını biliyor.
        Bu kendisinin aldığı ilk ceza değil. Cezası kaldırılıp tekrar dödüğünde de tarzını değiştireceğine pek ihtimal vermiyorum (halbuki değiştirmesini o kadar istiyorum ki;).Onu savunmak gibi bir niyetim yok. Sadece bu sitede tanıdığım kadarı ile aklın ön plana çıktığı tartışmalar yapmak isteyen,  bilimsellik taşımayan konulara tahammül edemeyen bir kişiliği olduğunu düşünüyorum.
      Şahsen, süresiz olarak belirlenen cezasının bitip tekrar aramıza dönmesini sabırsızlıkla bekleyeceğim.
       Saygılar-sevgiler.
Başlık: Ynt: Kur'an bilgi kitabıdır
Gönderen: ADAM - Şubat 16, 2012, 09:17:30 öö

Ben bu başlık altındaki elış veriş ve tartışmalara pek karışmadım. Çünkü başlmığı böyle olan bir konu, benim bilgi dağarcığıma sığmaz.

Ancak Sayın Karahan bu başlık altında çok güzel bir anlatımda bulunmuş.

Ben forumda alıntı yapmayı heç beceremedim. Onun için o yazıyı olduğunca koplyalıyorum. Bunu kopyalayışımın nedeni ise, sonraki yazıların aslında birada anlatılnların çok dışına çıkmış ve asal konudan çok uzaklaşmış olması. Belki asal yazıyı bir kez daha okumak yararlı olabilir.





Bilgili bir insan, bilgisini satmayı bilir. Konuşmak için z orluk çekmez. Çoğu kez de karşı tarafı ikna etmeyi başarır.

Toplumların, bireylerin zaman içinde kendini ifade etme biçimleri vardır. Bu dil, bilinçli oluşturulmaktan ziyade, cahilce gerçekleştirilir.

Ancak, bilgili söylem her zaman dikkat çeker!

İşte bunlardan bir tanesi: Farabi, İslâm dünyasının en büyük âlimlerinden biri. Onun bize ulaşan bir sözü şöyle: “İnsan ahlâkının temeli bilgidir. Çünkü akıl, iyi ile kötüyü bilgi ile ayırır.”

Farabi, bu sözünde şunu demek istiyor: Bilgisiz kalmak, ya da başka bir deyişle cahil olmak, iyi veya kötü hangi konu olursa olsun, bir sorun karşısında çıkış yolu bulamamak demektir.

Siz şayet hala kış uykusundan uyanmamış, “iyiyi kötüyü” ayırt edecek bir bilgiye sahip olmamış iseniz, akıl yalnız kalır. Hedefine varamaz. Dolayısıyla aklın yanı sıra bilgi sahibi olmak da gerekir.

Bu koşulları mistik boyutta ele alırsak, bilgisiz bir insanın; cahil olarak tanımlanabileceğini, bu hali ile de gerçeğe varabilecek bir kapasitesinin olmadığını kabul etmek zorunda kalırız.

Bilgisiz kalmak, aslında kötü bir insan olmak manasına gelmez, ancak bu durum, onun ‘cahil’ olarak anılmasını, bu damgayı yemesini de engellemez.

O halde gerçekleri, doğruları ve yanlışları saptayabilmek için bilgi şarttır.

Akla gelen soru şu: Bilgi sahibi olmak için ne yapmalı?

Önce bugünün biliminin mutlaka bir açıklamasının olduğu düşünülmeli,  “beyinsel işlevlerin” ne olduğu algılanmalı. Varlığın bir bütün olduğu, Newton fiziğinin ardında bulunmalı. Kuantum boyutunun, klâsik fiziğin temel yapısını oluşturması bir yana, ondan ayrı olmadığı kabul edilmeli böylece bütünlük inancı pekişmeli.

Ve bu ayrımın fark edilmesi sonucu, birimselliğin olmadığı aşaması kabullenilmeli.

Bu hususlara dikkat etmeyen, bilgiyi umursamayan, hor gören, kaba kuvvete başvurup dilediğini yaptırma yoluna giden bir toplum, sapkınlık içinde yaşamına devam eder ve asla başarılı olamaz. Çünkü beklentileri farklıdır. Kaygıları da bu düzeyde gelişir.

Bilgiyi bir kenara bırakıp gururun peşinde koşarak misyon sahibi olmayı benimseyenler, takdir edersiniz ki saygı duyulacak bir durum yaratmaz. Onlar sadece klikleşirler.

Oysa bilgi, insanı her duruma motive eder. Bu niteliğin ne denli önemli ve gerekli olduğunu hatırlatır.

Bilgili bir insan, bilgisini satmayı bilir. Konuşmak için zorluk çekmez. Çoğu kez de karşı tarafı ikna etmeyi başarır.

Kültürlü bir insan, açık ve dürüst olmayı bir zorunluluk haline getirmiştir. Ancak kimileri kendilerini saklamaya özen gösterir.

Ne yaparsanız yapın, onların ağzından bir tek kelâm çıkartamazsınız. Kargaşayı sevmeyen tiplerdir bunlar. Açığa çıkmamaları belki de bundandır.

Bazı insanlarda ‘tuhaf ve çekingen’  bir hal vardır. Onlar kendilerini anlatmakta güçlük çekerler. İşte bilgi, bu tür pasif durumların üstesinden gelir ve adeta o kişiye farkında olmaksızın terapi yaparak güven sağlar.

İşin önemi de bu noktada çıkıyor. O çekingen, mahcup tavırlı kişinin yapabileceği en önemli şey, artık bilgi dağarcığını güçlendirmek olacaktır.

Tabi bu durum, kısa vadede bir sonuç alınacağı anlamına gelmemeli. Bahsettiğim durum, asosyal hayatı benimseyen kimselerde daha çok görülür.

Şurası muhakkak ki her aşamadabilgi-ilim boyutuna ihtiyaç vardır. Bir kimseyi ikna etme yolunda zorlanılırsa, onda bilginin varlığı tartışılır.

Hele mesele daha “ciddî gerekçelere dönüştüğünde” cahil insanı ikna etmek daha zor olur.

Kur’an’ın bilgi kitabı olması bu konuda bize en güzel örnektir diyerek yazımı noktalıyorum.



İşte bu yazı son tümcesine kadar çok iyi gidiyor ve bilgi konusunda bilgili olanların tartışabileceği bir giriş yaratıyor.  Benim de bilgi konusunda, özellikle bilgi edinme süreci üzerinde bildiklerim var. Paylaşabilirdim. Ancak başlık beni geri çekiyor.

Kimseye inanç saldırısında bulunmak istemem. Ancak kişiler inançlarının yanı sıra özgür düşünceli olabiliyorlar ise, belki tartışarak ortak doğrular üzerinde bir paylaşımda bulunabiliriz.  Örneğin kimilerinin toplulumumuzda ısrarla başörtüsü dedirtmeye tutturdukları yeni icat türbanın inanç gereği olduğu ileri sürüldüğünde; aklı başında herkes bunun öyle olmadığını, o kızlarımızın ve kadınlarımızın (pardon, bayanlarımızın) kötü kullanıma âlet edilerek farklı bir amaç uğrunda kullanıldıklarını biliyor.

Şimdi kimileri bana kendi yazdıklarımla çelişkiye düştüğümü söyleyebilir; hani inanç saldırısında bulunmayacaktın diyerek... Hayır efendim; inanç saldırısında bulunmuyorum. Çünkü bu türban konusu bir inanç konusu değil bir politika ve sosyoloji konusudur. Bunun niçin öyle olduğu ise apayrı bir başlık altında irdelenebilir, gerekilrse...

Biz Sayın Karahan'ın yazısına dönelim.

Sayın Kahrahan son tümcesinde Kuran'ın bilgi kitabı olduğumu söylüyor.

Doğrudur.

Kapsamında edinilebilecek bilgi vardır; yok değil.

Kimisi çok bilgi edinir, kimisi az. Kimisi yanlış bilgi edinir, kimisi doğrulara daha çık yaklışır bu vesileyle.

Kimisi yorumlar, kimisi başkalarının yorumunu izler, kimisi yorumlara karşı çıkarak kendi doğru bildiği yolhda yürümeyi sürdürür.

Bilginin çok kaynağı vardır. Kimi kitaplar bilgi kaynağıdır, kimisi değildir.

Bazı kitaplarda verilen bilgiler doğrudur, bazılarında yanlış bilgiler de yer alır.

Bazı kitaplardaki yanlışlıklar o günün ve o çevrenin koşulları öyle olduğu için bize yanlış gibi gelir. Kimileri ise o yanlışların yanlışlığını bilmeden alıp kendilerine uyarlamaya hatta kendilerini ona uyarlamaya girişerek yaşamında daha büyük yanlışlıklar yapar.

Kuran elbette bilgi kitabıdır. Okunup bilgisi edinilmelidir.

Başlık: Ynt: Kur'an bilgi kitabıdır
Gönderen: karahan - Şubat 16, 2012, 05:25:29 ös
sn.adam

Katılımınız için teşekkürler son paragraftaki niyet yazının bütününü bozuyor gibi ama siz benim yapmayı düşündüğüm eksik işi tamamladınız.Kuran bilgi kitabıdır derken inanarak ve samimi söyledim lakin eksik kalan yanı yada yanlış anlamaya meal verecek tarafı sanki kurandan başka bilgi alınmaz gibi bir sonuç algıladım belki sn.prometheusun tavrı bunadır .Eğer biz bilgi anlamında sadece kuran yada diğer kitaplar ile kalırsak yanarız ki kuranın ruhuna zıt bu anlayış.Öyle inansam benim bir mason sitesin ne işim var benim merak ettiğim her bilgi kuranda yada diğer dini metinlerde yokki.Benim vurgulamaya çalıştığım bilginin kutsallığı idi ki kuranda rn çok bigiye atıfta bulunur.Sanırım meramımı orada tam anlatamadım.

saygılarımla
Başlık: Ynt: Kur'an bilgi kitabıdır
Gönderen: karahan - Şubat 16, 2012, 05:51:18 ös
......Sn.Prometheusunki ne kadarda cesurca görüksede aslında öyle değil askerde yada savaşta kendini vurduran ateşli tipler vardır bodozlamadan devamlı hücum başına geleceği önünü arkasını düşünmeden hep hücum olay bu değil.

fikirler ne kadar özgür olmalı isede özgürlüklerin bile bir sınırı olmalı.Sn.prometheus kabına sığamayan bir arkadaş fikri öfkeli fikri firarda bir yapısı var belkide biraz gençliğindendir.Birazda en önemlisi aidiyet duygusu yok sanırım herhangi bir fikre yada yere kendini ait hissedemiyor zincirleniyor gibi geliyor ona o yüzden çok agresif.ama cesurca değil bu yazı
       Sayın karahan, yukarıdaki birirnci paragraftaki ifadenize katılmıyorum. Sayın Prometheus'un yazılarını iyi etüt ettiğiniz takdirde, hiç te öyle laf olsun diye yazılan yazılar olmadığını göreceksiniz. Hemen hemen bütün yazılarında bilimi ve bilimselliği öne çıkarmıştır kendisi. Evet zaman zaman hırçın ve geçmişteki kendi beyanına göre anarşit bir ruha sahip olabilir ama hiç bir zaman tanımladığınız şekilde önünü arkasını düşünmeden hareket eden bir yapıya sahip olduğunu zannetmiyorum.
        Esasen, uzaklaştırılmasına sebebiyet veren yazısını iyi incelerseniz, O, kendisine bir ceza verileceğini imalı şekilde de olsa zaten belirtiyor. Yani ceza alacağını biliyor.
        Bu kendisinin aldığı ilk ceza değil. Cezası kaldırılıp tekrar dödüğünde de tarzını değiştireceğine pek ihtimal vermiyorum (halbuki değiştirmesini o kadar istiyorum ki;).Onu savunmak gibi bir niyetim yok. Sadece bu sitede tanıdığım kadarı ile aklın ön plana çıktığı tartışmalar yapmak isteyen,  bilimsellik taşımayan konulara tahammül edemeyen bir kişiliği olduğunu düşünüyorum.
      Şahsen, süresiz olarak belirlenen cezasının bitip tekrar aramıza dönmesini sabırsızlıkla bekleyeceğim.
       Saygılar-sevgiler.


sn.alşah

sizi takdir ediyorum sn.promethesu için yazdıklarınızdan dolayı yazılarını bende ilgi ile okurum yukarıda anlattıklarım bende bıraktığı intibahtı bu bir başkasıda daha farklı anlayabilir.Bilgi ile konuştuğunun bende farkındayım lakin her bilgi insanı istediği doğru sonuca götürürmü oradadır benim şüphemde ben burdan bakarak yazdım.Yoksa ceza aldı diye sevinip davul zurna takıp oynayacak halim yok zaten ben yapı olarakta buna müsait değilim.Sadece farklı baktım olaya o kadar

saygılar
Başlık: Ynt: Kur'an bilgi kitabıdır
Gönderen: Alşah - Şubat 17, 2012, 12:05:16 öö
      Sayın ADAM, sayın karahan'nın "Kur'an Bilgi Kitabıdır"  konu  başlıklı yazısına istinaden yazının içeriğine başka, yazının son cümlesine ise başka perfektiften bakarak, son cümlenin yani "Kur'an Bilgi Kitabıdır" ifadesinin  doğru olduğunu belirtiyor. Bu arada bazı kitapların bilgi içermediği gibi bir ifade kullanıyor. Ben yazının içeriği ile ilgili kısmına hiç değinmeyeceğim. 
      Ben olaya  sayın ADAM'ın baktığı perfektiften bakmıyorum. Bakınız; şimdi bana bir kitap söyleyiniz ve bu kitabın içeriğinde hiç bir bilgi bulunmasın ! Belki bulabilirsiniz ama şahsen böyle bir kitaba bu güne kadar rastlamadım. Bu yönden bakarsanız, sayın karahan'ın ifadesi bence de doğrudur. Ama , olaya bilimsellik yönünden baktığımızda Kur'an'ın bilimsel verilere dayanan bir kitap olduğunu söyleyebilir miyiz?
          Saygılar-sevgiler.
Başlık: Ynt: Kur'an bilgi kitabıdır
Gönderen: Alşah - Şubat 17, 2012, 12:17:52 öö
     Sayın karahan, yazılarınızın hemen hemen tamamını okuyan bir üyeyim. Bunlar arasında beğenmediklerim olduğu gibi beğendiğim yazılarınız ve alıntılarınız da olmaktadır. Hele şu son yazınızdaki " ceza aldı diye davul-zurna çalıp oynayacak halim yok" sözünüz bence takdire şayan bir ifadedir. Yanlış anlaşılmasın lütfen,tabiiki bu sitede bir birlerini hiç tanımayan bireylerin bir birlerine düşman olma gibi bir durumları yoktur ama bu güzel ifadeniz bende , "akılsız dostum olacağına, akıllı düşmanım olsun " sözünün çağrışımını yaptı. Teşekkür ederim.
        Saygılar-sevgiler.
Başlık: Ynt: Kur'an bilgi kitabıdır
Gönderen: karahan - Şubat 17, 2012, 05:50:33 ös
     Sayın karahan, yazılarınızın hemen hemen tamamını okuyan bir üyeyim. Bunlar arasında beğenmediklerim olduğu gibi beğendiğim yazılarınız ve alıntılarınız da olmaktadır. Hele şu son yazınızdaki " ceza aldı diye davul-zurna çalıp oynayacak halim yok" sözünüz bence takdire şayan bir ifadedir. Yanlış anlaşılmasın lütfen,tabiiki bu sitede bir birlerini hiç tanımayan bireylerin bir birlerine düşman olma gibi bir durumları yoktur ama bu güzel ifadeniz bende , "akılsız dostum olacağına, akıllı düşmanım olsun " sözünün çağrışımını yaptı. Teşekkür ederim.
        Saygılar-sevgiler.

sn.alşah teşekkür ederim ifademi çok doğru anlamışsınız zaten önemli olanda o mesajı doğru algılamak ne istediğini bilmek.İnsanlar her konuda anlaşabilir diye bir kaide yok zaten doğal değil öyle olsa tartıoşacak bir konu olmaz lakin fikren anlaşamayınca insanların hemen kavgaya tutuşması kozları bilek gücü ile yada hakaret yarışı ile çözme olaylarınıda hiç anlamıyorum.

dün sn.tij garip bir yazı yazdı forum kurallarını ihlal ettiği için ceza aldı ben bundanda aşırı rahatsız oldum çünkü muhatabı yine bendim.Yapılan bir işin söylenen bir sözün bir amacı olmalı boş yere konuşup askerdeki gibi doldur boşalt yapmak değil bizim işimiz ne kadar güzel bilgi var ise paylaşıp öğrenmek ve kendimize yarar getirmesini sağlamak amaçtır.snprometheus ta bu forumda ne kadar ateşte olsa agresifte olsa mertliğinden dolayı sevdiğim ve saydığım  insanlardandır o başka tabiki davul çalmadım mutlu olmadım her ne olursa olsun forumda bir renkti ve forumumuz bir rengi eksik şu an.

saygılar
Başlık: Ynt: Kur'an bilgi kitabıdır
Gönderen: hypatia - Şubat 19, 2012, 01:14:54 ös
sn Prometheus  üzerindeki  sn  Alşahın gözlemi,  yerinde olmuş.  Evet aidiyet  ve kendisini biryerde hissetmeyen kişilikler  genelde kişilikleri genişleyen ve kabına sığmayanlar   grubundadır.. Aslında bilgi  çizgisini geniş  tutarlar bir noktada kalmazlar diye düşünüyorum;öyle de olmalı. Belki bu yüzden biraz agrasif olabiliyorlar,tabi olunmazsa daha iyi olur.
Başlık: Ynt: Kur'an bilgi kitabıdır
Gönderen: karahan - Şubat 19, 2012, 01:19:51 ös
sn.hypatia

aidiyet duygus yok terimini ben kullandım sanalda olsa tesbitimin doğru bulunmasına sevindim bende öylke düşünüyorum
saygılar
Başlık: Ynt: Kur'an bilgi kitabıdır
Gönderen: asimov - Şubat 20, 2012, 12:05:09 ös
Merhaba

Sn. Karahan'ın başlattığı ve diğer katılımcıların görüşlerini ilettiği bu konuyu ben de  takip ediyorum. Ancak tabi katılımcılar görüşlerini yazdıklarında diğer bir çok konuda olduğu gibi başlıktan sapma olabiliyor. Sn Karahan güzel bir paylaşım yapmış ve sonunu kuran bilgi kitabıdır şeklinde tamamlamış. Hatta bu anlamda düşünürsek diğer kutsal kitapları da bilgi kitabı olarak tanımlayabiliriz. Ancak kutsal kitaplara bilgi kitabıdır demek ne derece doğrudur. Bu aslında bilgiden ne anladığımıza bağlıdır.

Ben konuya 2 açıdan bakmak istiyorum.
1. Bilgiden ne anlıyoruz. Bilgi nedir?

"A priori "diyebilirsiniz,
"deneysel" diyebilirsiniz,
"mutlak doğrudur "diyebilirsiniz,
"yanlışlanabilir olmalıdır" diyebilirsiniz,
"yaradılıştan(doğuştan) geliyor" diyebilirsiniz.
"farkında olmak" diyebilirsiniz.

bilginin bu anlamda farklı şekillerde savunan düşünür ve bilimadamları mevcut. Bizler elbette eğitimimiz, felsefi düşünce sistemimiz ve dinsel inanışımız uyarınca bilgiyi farklı şekillerde tanımlayacağız ve kullanacağız.

2. Bilginin insanlığa yararı nedir? Nasıl kullanıyoruz.

Aslında Sn Karahan'ın yazısı ve son cümlesi bununla bağlantılı. Bu konu sonu gelmez tartışmaların, kısır fikirlerin, dogmaların birbirleriyle çarpıştığı alandır.

Kutsal kitaplarda ( burada konu itibariyle Kuran) bilginin gündelik hayatta karşılığı var mıdır? Hangi bilgiler ölçülebilir, deneylenebilir. Mistik bilgiler gerçek anlamda bilgi midir? Kuran herkes tarafından farklı yorumlanıyor. Matematiksel hesaplarla sonuç çıkartılıyor. Hangisi doğru olabilir?

80'li yılları hatırlayın piyasada birçok kuran ve bilim, kuran ve zaman yolculuğu,kuran ve  ışınlama, kuran ve uzay  gibi adlarla kitaplar dolaşıyordu. Günümüzde hala yaradılış ceninin anne karnında  vb komplex olaylarda kuran ayetlerinin açıklama yaptığı bunlara işaret edildiği uzmanlar tarafından söyleniyor.

Hatta evren insan için yaratılmıştır, en üstün canlı insandır, dünya özel bir gezegendir vb. Aslında kepler zamanından berşi batı dünyası( bilim dünyası) bunlardan belli ölçüde kendini kurtardı. Sonra hatırlayın marstan gelen bir taş 1984 yıllarıydı tartışma yarattı. İçinde canlı fosili olabilir mi? diye . Nasa acele etti. Hemen toplantı ile fosile rastlandığı açıklandı. Sonrasında bazı bilim adamları verilere itiraz ettiler. Günümüzde tartışma sürüyor. Kesin bir karar verilemedi. Bu tabi islam dünyasını etkiledi. Ozamana kadar sadece dünya özeldi, burada canlı vardı. Ya başka dünyalarda yaşam varsa. Hz Muhammed insanlığa gönderilmişti. Orada da canlı varsa oranında mı peygamberiydi? Onlarda bizim gibi Yanrı'ya inanıyor muydu? Kesin konuşmak bazen insanı yanıltabilir. O zaman islam bilimciler kuranı doğru yorumladıklarını düşünüyorlar ise ve başka dünyalarda canlılar bulunursa(hele birde akıllı olurlarsa) birçok teolojik soruna yol açabilirdi. Daha temkinli oldular.

Kuranda geçen Nuh Tufanı da aynı şekilde tartışmalı ve jeolojik kanıtları yok.( Bu konuda fazla detaya giremeyeceğim. Ayrı başlık altında tartışabiliriz.) Önce hristiyan bilimadamları ve sonrasında islam bilimadamları küresel felaketten çok yereşl bir felaket olarak anladılar bu olayı.

Birçok öenekler verebilirim. Ama konuyu çok dağıttığımın farkındayım ve iş sırasında arada yazıyorum. İfadelerim belki tam anlaşılır değil.

Tekrar sn Karahan'a dönersek alıntıladığı sözde Ahlaklı olmak için bilgili olamak gerekir diyordu. Tüm dünyada insanların büyük çoğunluğu, ahlaklı, dine inanan insanlar olduğu halde savaşlar tüm hızıyla sürüyor.

Ozaman önemli olan bilginin türüdür. Birçok dogmatik bilgi ile yetişen nesiller aslında bilgili değil. Nesnel bilgiden soyutlanmış bireyler aslında başkalarının düşüncelerini, yorumlarını, ideolojilerini beyinlerine yerleştiriyorlar.

Sonuç olarak anlatmak istediğim anlamda kuran ( ve tabiki diğer kutsal kitaplar) bir bilgi kitabı değildir. Bir moral, ahlak ve öğüt vb ifadelerle bir anlam kitabıdır.

Saygılarımla.

( Bu yazı dine karşı yazılmış bir polemik yazısı değildir)



Başlık: Ynt: Kur'an bilgi kitabıdır
Gönderen: karahan - Şubat 20, 2012, 09:06:56 ös
Merhaba

Sn. Karahan'ın başlattığı ve diğer katılımcıların görüşlerini ilettiği bu konuyu ben de  takip ediyorum. Ancak tabi katılımcılar görüşlerini yazdıklarında diğer bir çok konuda olduğu gibi başlıktan sapma olabiliyor. Sn Karahan güzel bir paylaşım yapmış ve sonunu kuran bilgi kitabıdır şeklinde tamamlamış. Hatta bu anlamda düşünürsek diğer kutsal kitapları da bilgi kitabı olarak tanımlayabiliriz. Ancak kutsal kitaplara bilgi kitabıdır demek ne derece doğrudur. Bu aslında bilgiden ne anladığımıza bağlıdır.

Ben konuya 2 açıdan bakmak istiyorum.
1. Bilgiden ne anlıyoruz. Bilgi nedir?

"A priori "diyebilirsiniz,
"deneysel" diyebilirsiniz,
"mutlak doğrudur "diyebilirsiniz,
"yanlışlanabilir olmalıdır" diyebilirsiniz,
"yaradılıştan(doğuştan) geliyor" diyebilirsiniz.
"farkında olmak" diyebilirsiniz.

bilginin bu anlamda farklı şekillerde savunan düşünür ve bilimadamları mevcut. Bizler elbette eğitimimiz, felsefi düşünce sistemimiz ve dinsel inanışımız uyarınca bilgiyi farklı şekillerde tanımlayacağız ve kullanacağız.

2. Bilginin insanlığa yararı nedir? Nasıl kullanıyoruz.

Aslında Sn Karahan'ın yazısı ve son cümlesi bununla bağlantılı. Bu konu sonu gelmez tartışmaların, kısır fikirlerin, dogmaların birbirleriyle çarpıştığı alandır.

Kutsal kitaplarda ( burada konu itibariyle Kuran) bilginin gündelik hayatta karşılığı var mıdır? Hangi bilgiler ölçülebilir, deneylenebilir. Mistik bilgiler gerçek anlamda bilgi midir? Kuran herkes tarafından farklı yorumlanıyor. Matematiksel hesaplarla sonuç çıkartılıyor. Hangisi doğru olabilir?

80'li yılları hatırlayın piyasada birçok kuran ve bilim, kuran ve zaman yolculuğu,kuran ve  ışınlama, kuran ve uzay  gibi adlarla kitaplar dolaşıyordu. Günümüzde hala yaradılış ceninin anne karnında  vb komplex olaylarda kuran ayetlerinin açıklama yaptığı bunlara işaret edildiği uzmanlar tarafından söyleniyor.

Hatta evren insan için yaratılmıştır, en üstün canlı insandır, dünya özel bir gezegendir vb. Aslında kepler zamanından berşi batı dünyası( bilim dünyası) bunlardan belli ölçüde kendini kurtardı. Sonra hatırlayın marstan gelen bir taş 1984 yıllarıydı tartışma yarattı. İçinde canlı fosili olabilir mi? diye . Nasa acele etti. Hemen toplantı ile fosile rastlandığı açıklandı. Sonrasında bazı bilim adamları verilere itiraz ettiler. Günümüzde tartışma sürüyor. Kesin bir karar verilemedi. Bu tabi islam dünyasını etkiledi. Ozamana kadar sadece dünya özeldi, burada canlı vardı. Ya başka dünyalarda yaşam varsa. Hz Muhammed insanlığa gönderilmişti. Orada da canlı varsa oranında mı peygamberiydi? Onlarda bizim gibi Yanrı'ya inanıyor muydu? Kesin konuşmak bazen insanı yanıltabilir. O zaman islam bilimciler kuranı doğru yorumladıklarını düşünüyorlar ise ve başka dünyalarda canlılar bulunursa(hele birde akıllı olurlarsa) birçok teolojik soruna yol açabilirdi. Daha temkinli oldular.

Kuranda geçen Nuh Tufanı da aynı şekilde tartışmalı ve jeolojik kanıtları yok.( Bu konuda fazla detaya giremeyeceğim. Ayrı başlık altında tartışabiliriz.) Önce hristiyan bilimadamları ve sonrasında islam bilimadamları küresel felaketten çok yereşl bir felaket olarak anladılar bu olayı.

Birçok öenekler verebilirim. Ama konuyu çok dağıttığımın farkındayım ve iş sırasında arada yazıyorum. İfadelerim belki tam anlaşılır değil.

Tekrar sn Karahan'a dönersek alıntıladığı sözde Ahlaklı olmak için bilgili olamak gerekir diyordu. Tüm dünyada insanların büyük çoğunluğu, ahlaklı, dine inanan insanlar olduğu halde savaşlar tüm hızıyla sürüyor.

Ozaman önemli olan bilginin türüdür. Birçok dogmatik bilgi ile yetişen nesiller aslında bilgili değil. Nesnel bilgiden soyutlanmış bireyler aslında başkalarının düşüncelerini, yorumlarını, ideolojilerini beyinlerine yerleştiriyorlar.

Sonuç olarak anlatmak istediğim anlamda kuran ( ve tabiki diğer kutsal kitaplar) bir bilgi kitabı değildir. Bir moral, ahlak ve öğüt vb ifadelerle bir anlam kitabıdır.

Saygılarımla.

( Bu yazı dine karşı yazılmış bir polemik yazısı değildir)


sn.asimov

görüşleriniz benimle örtüşüyor zaten son mısrada ne oldu ise oldu kıyamet orada koptu.Hlbuki kıstasım çok basit mantığa dayanıyor benim.İnternette dolaşan meşhur bilgi kitabı vardır içeriğine girmeyeceğim o anlamda demedim ben ama insan bilgiyi nereden nasıl ve hangi yollarla alır bir çok açıdan bakınca bugün 1.5 milyar insan için doğru anlamaya çalışmasalarda içerik olarak bilginin alındığı bir kaynaktır.Bu yazımla beraber aslında kasıtlı yaptığım bir şey daha vardı bilgi için bir başka yazı daha yayınladım ben ama kimse pek farkına varmadı onu boşuna yayınlamadım o yazı batılı bilim adamlarının yaptığı meşhur sahteciliklerdi bunu kasıtlı yaptıum dedim çünkü bilim adamı bilgiye ihanet edip onu kasıtlı saptırıyorsa kimsenin bu kutsal kitaplara söz söylemeye hakkı yok bu konunun çıkış noktası budur.

Bir çok insan akılcılıktı bilimdi derken bir çok ifade üretiminde bulunuyor ama bilim dünyasının nerede ise taptığı doğruluğuna inandığı bu insanların aslında bir sahtekar olduğu bilmediği için kanmaya hazır insanlarla dalga geçtiği bu kadar aşikarken dedim ben bilgi kitabıdır diye.Üstelik benim için doğruluğuna inandığım her bilgi değerli ve önemlidir.Doğru bilgi ise apayrı önemlidir.Hz.isanın çok sevdiğim bir sözü vardır bu forumda pek çok kez kullandım gerçeği bilmek seni özgür kılar diyor.Saklanmış bir bilgi ise beni köle yapar ozaman.

saygılar
Başlık: Ynt: Kur'an bilgi kitabıdır
Gönderen: Tij - Şubat 20, 2012, 10:07:07 ös
Sayin karahan,
asagidaki alinti sizin daha önce yayinladiginiz bir yazi, yazinin basligi Bilgi Nedir. Simdi siz bu yazida Ku-ran"i nereye oturtacaksiniz.


Alıntı
Alıntı
Bilgi üzerinde çalışılan içerik ve perspektife göre pek çok çeşitte anlamlar içeren kompleks bir kavramdır. Bazı tanımları:

 

•Öğrenme,araştırma veya gözlem sonucu elde edilen gerçek ve ilkelerin bütününe verilen ad
•İnsan,para,dürtü,öğrenme,güç ve yetenek avantajıdır.
•Buluşta odaklanmış,uzmanlıkla birleştirilmiş,özel ilişkili bir aksiyondur.
•Bir değer ekleme davranışı ve  aktivitesidir.
•Yönetme yeteneğidir.
•Bir alanda ilgili çeşitli özellik ve tavırları açıklayan modeller kümesidir.
Bilgi karşımıza birçok farklı şekilde çıkabilir. Çizim,metin,fotoğraf,film vb. birer bilgi çeşididir. Bilgi bir işi gerçekleştirmede sermaye,emek veya topraktan daha fazla konuyla ilgilidir. Bununla birlikte en fazla ihmal edilen varlıktır. Bilgi yeni çıkmış durumlara adapte olabilme yeteneği sağlar,öğrenmenin bir sonucudur ve rekabet avantajını arttırır. Burada önemli olan husus tanımdan da anlaşılacağı üzere “bilginin kaydedilebilir,görülebilir,tekrar tekrar elde edilebilir ,gözlenebilir ve yorumlanabilir bir şekilde olmasıdır.
Bir bilginin değerli olması için odaklanmış ,test edilmiş,gerçeklenmiş ve paylaşılmış olması gereklidir. Ayrıca bilginin girdi ve çıktılarının basit olması, güncellenebilmesi,dilinin basit ve uygun olması gereklidir.
1.2. Bilginin çevrimi:
a)Bilgi doğar,bulunur ya da keşfedilir.
b)Bilgi kaydedilir.
c)Bilgi kullanılır,değerlendirilir.
d)Bilgi geliştirilir.
e)Bilgi aktarılır.
f)Bilgi arşive kaldırılır.
Bilgiler yukarıdaki çevrime göre ömürlerini tamamlar. Bilginin türü ve özellikleri değişse de bu çevrim değişmez.

1.3. Bilginin Tanımlanması:

Bilgi üç yolda tanımlanmıştır:   
1.3.1    İşlenmiş data olarak bilgi:
Veriler(data) genellikle tanımlanmamış kullanım ve başvuruları içeren ham gerçekleri göz önünde tutarlar. Bilgi seçeneklere etkiyen işlenmiş data olmak üzere göz önünde tutulur.  Data bazen formatlanır , filitrelenir ve özetlenir. Araştırmacılar  datayı hipotezleri test etmek için toplarlar,böylece data, işlenmemiş ve analiz edilmemiş sayılara bağlıdır. Data,analiz edildiğinden ,bilim adamları datanın içerdiği bilgi hakkında konuşurlar,bilginin yorumlanması ise,analizlerinden elde edilir.
 
1.3.2. Belirsizliğin(Bilinmeyenin) karşıtı olarak bilgi:
Bilgi üzerindeki farklı bir perspektif ekonomik teoriden türetilmektedir ve burada bilgi bilinmeyenin negatif ölçüsü olarak tanımlanmaktadır. Mikro ekonomi teorisinde arz ve talebin dengesi mükemmel  olarak bilinen pazara bağlıdır. Burada tüm satıcılar ve alıcılar,birbirleri hakkında tüm bilgilere sahiptir ve bilinmemezlik burada yer almaz. Bilgi,arz ve talep hakkında bilinmeyenleri yok ederek bir pazarı mükemmel hale getirir.  Makro ekonomi teorisinde, ekonominin yönünü ölçen ve önceden haber veren ekonomik sinyaller ekonomik durum hakkında bilgi sağlarlar. Firma bu sinyalleri çözerek bilinmeyeni en aza indirir.
Yöneticiler bu nedenlerle bilgiyi bilinmeyeni azaltan şeklindeki terimlerle tanımlarlar. Çünkü yöneticiler, karar vermede alternatiflerin çıktılarını düşünmeli,kararın kalitesini,karar verme prosesinin etkisini arttıran çeşitli alternatiflerin çıktıları hakkında bilinmeyenin azaltılmasını  tasarlamalıdırlar.

1.3.3. Anlamlı bir sinyal olarak bilgi:
Bilgi teorisi,insanlar ve/veya makineler  arasındaki haberleşmenin etkisini ölçme olmakla birlikte ,bilgiyi haberleşmenin girdisi ve çıktısı olarak tanımlamaktadır. Gönderici ve alıcı tarafından aynı şekilde yorumlanan elektronik,denetlenebilir,görülebilir veya diğer sinyaller bilgiyi iletirler.

Yöneticiler haberleşmeci olarak görevlerinde bilgiye ulaşırlar ve bilgiyi yönetirler. Anlamlarını iletecek şekilde ,datayı veya sinyalleri organize eden raporları alırlar. Yöneticiler,haberleşmenin bir parçası olarak duydukları ve gördükleri  bilgilerden bir anlam türetirler ve bunu karar vermek için kullanırlar.

Bilginin kullanılması:
Organizasyonlar bilgiyi kaynak,avantaj veya mal olarak kullanabilirler.
Kaynak olarak bilgi:Çıktıların üretilebilmesi için,genellikle organizasyonlar parayı,insanları,hammaddeleri,makineleri ve de zamanı kaynak,girdi olarak kullanan kurumlar olarak düşünülür. Kaynaklar belli bir dereceye kadar bir diğerinin yerine geçebilir. Benzer şekilde,bilgi kapital veya işçinin yerini alabilir. Organizasyon üyeleri,bilgiyi maliyetleri düşürmek ve ürünün ve/veya hizmetin kalitesini arttırmak için kullanabilirler.

Aktif (avantaj) olarak bilgi: Aktif bir şirket çıktısını üretmek için kullanılan ve kaynak gibi tükenmeyen bir insan veya organizasyon özelliğidir. Bazı kaynaklar, süresi uzatılmış bir periyotta kullanılabilmeleriyle aktife dönüşebilirler. Bilgi kaynağı da benzerdir fakat özdeş değildir. Bilgi, anında kullanıldığında  gerçekte tüketilir
Bilginin aktif modeli,yöneticilerin kullanabilecekleri bir yatırım şeklindedir. Rakiplerine karşı organizasyonu avantajlı hale getirmek için aktifleri  gözlemler.

Ürün olarak bilgi: otomobiller,bulaşık makineleri veya diğer ürünler gibi bilgi de satılabilir bir üründür. Bazı firmalar bilgiyi satmak için kullanırlar. Örneğin,kredi büroları,potansiyel alacaklılara bilgi satmak amacıyla geçmiş kredileriniz hakkında bilgi toplar. Hizmet ağırlıklı ekonomilerde,artan sayıda organizasyonlar bilgiyi satılabilir bir ürün olarak görmektedirler.

1.5. Bilginin değeri:
Eski magazinleri,kitapları,mektupları,notları ne sıklıkta atıyoruz? Belki bazılarımız “eğer bir yıl içinde onları hiç kullanmadıysam , demek ki onlara gerçekten ihtiyacım yok” şeklinde kuralları vardır. Bilinçli olarak veya olmayarak ,bu nesnelerdeki bilgilerin değerleri hakkında ,bunları depolamanın maliyetine bağlı olarak  bir karar veriyorsunuz. Her bir nesne için maliyet çok küçük dahi olsa, kümülatif maliyet önemli  ve ilerde değerinden daha çok olabilir. Şirketler bilgilerin değerleri konusunda elde edilmelerinin ve depolanmalarının maliyetine bağlı olarak değer biçmek zorundadırlar.

1.6. Bilginin maliyeti:
Bilgi değerli de olsa ,kullanılabilmesi için bir maliyeti vardır. Bilginin elde edilmesi,işlenmesi,saklanması,düzeltilmesi,iletilmesi gibi her türlü işlemin maliyeti vardır:
•Bilginin elde edilmesi:
Kullanılabilmesi için bilginin elde edilmesi ilk adımdır. Bilgi resmi veya gayri resmi kaynaklardan elde edilebilir. Formal kaynaklar,( iş formları, bilgi veri tabanları, personel kayıtları ) izafi olarak organize edilmiş ve tahmin edilmiş biçimde bilgi sağlarlar,informal kaynaklar( çalışanlarla dialog, aktivite gözlemlenmesi ) bilgiyi daha az yapısal bir yolla sağlarlar. Genellikle bilginin informal kaynaklardan elde edilmesi  daha az maliyetlidir ama elde edilen bilginin organize edilmesi ve efektif bir şekilde kullanılabilmesi daha zor olabilir.
Datanın elde edilmesi   manuel veya elektronik olarak meydana gelebilir. Uzmanlar  verilerin elde edilmesi için elektronik formların kullanılmasının ,tasarım ,satın alma,kullanma, taşınma,gözden geçirilmesi gibi işlemlerde benzer kağıt formlara göre 70 daha aza mal olduğunu bildirmektedirler.

•Bilginin işlenmesi:
Bilginin işlenmesi onun yararlı kullanılabilir bir forma taşınmasıdır. İşlenme tipik olarak iki defa meydana gelir. İlk olarak bilginin elde edilmesi ve saklanması  arasında ve ikinci olarak düzeltilmek için gözden geçirilmesi ve iletilmesi arasında olur. Bilginin elde edilmesi ve stoklanması arasındaki işlenme genellikle büyük miktarda insan gücü ,kişisel iş gerektirir. Elektronik işleme,örneğin elektronik scanner(tarayıcılar),verilerin elektronik formlara dönüştürülmesini gerektirir.

Bilginin stoklanması ve iletilmesi arasındaki işlenme manuel veya bilgisayarlı sistemlerle gerçekleştirilebilir. Manuel sistemde,çalışan gözden geğirme,formatlama ve sergileme işlemlerini gerçekleştirir. Özetler veya özel analizler gerektiğinde finans ve muhasebe konusunda bilgili bir analist verileri işleyebilir. Manuel bilgi işlenmesi yüksek işçiliği ve zaman maliyetini ama düşük ekipman maliyetini içerir. Çok miktardaki verilerin manuel  olarak işlenmesi,bilgisayarla işlenmeye göre çok pahalıya gelir.
Yeniden gözden geçirme ve iletme arasındaki işlenmenin bilgisayar sistemleriyle yapılması,daha fazla analiz ve daha kısa zamanda sergileme olanaklarına izin verir. Bilgisayarla işlemenin maliyeti kiralama veya bilgisayar ekipmanının aşınmasını,değerden düşmesini,aletin hazırlanması için gerekli işgücünün maliyetini,yeniden değerleme,formatlama ve sergileme için yapılacak olan program maliyetini  içerir. Bilgisayarla işleme,manuel işlemeye göre daha düşük işçi ve zaman maliyetini ama yüksek ekipman maliyetini içerir.

•Bilginin stoklanması:
Bilginin stoklanmasının ilk maliyeti,stoklama alanı ve araçlarının maliyetidir. Bilgisayar dışı stoklama kağıtlarını,mikroformlarını veya her ikisini de içerir. Bu çeşit bir stoklamada elektronik duruma göre daha çok fiziksel stoklama alanına ihtiyaç vardır. Elektronik olarak yapmaya göre bu alanın satın alınması veya kiralanması daha pahalıya mal olacaktır.  Bilgisayarla stoklama, birçok çeşit yöntemi kullanır. Bu harddiskleri,disketleri veya CD-ROM’ ları  içerir. Bu seçim,bilginin miktarına ve yeniden düzenlemenin arzu edilen hızına bağlı olarak yapılır.
Birçok firma,elektronik  olarak stoklanan bilgilerinin, yangın,sel gibi herhangi bir felakette yok olmasını önlemek amacıyla kopyalayarak güvenli başka bir sitede saklarlar. Ek olarak, birçok firma ikinci kağıtları veya verilerin mikroform kopyalarını saklarlar. Araçların maliyeti,fiziksel faaliyetler ve destekleme sistemleri için gerekli çalışanların maliyeti de stoklama maliyetine eklenir.

•Bilginin gözden geçirilmesi:
Manuel sistemlerde,istenen datanın gözden geçirilmesi çok fazla zaman ve para harcanmasına yol açabilir. Yöneticiler yaklaşık olarak bir yılın altı haftasını yerleştirilmemiş materyalleri aramakla geçirirler. Sekreterler,zamanlarının 30’undan fazlasını kağıt dokümanlarını arayarak ve yine yaklaşık olarak zamanlarının 20’sini dosyalanmamış bilgileri aramakla geçirebilirler. Çünkü kağıt dosyalar çok fazla yer kaplayabilirler,bu nedenle veriler başka bir yerde veya farklı bir binada saklanabilir.
Elektronik sistemler ise, organize edilmiş bir modelde elektronik olarak stoklanmış  bilgilere hızlı ve ucuz girişi sağlarlar. Maliyetler,saniyenin küçük bir parçasında bilgisayar ekipmanını kullanmayı gerektirir. Eğer kişi gözden geçirmeyi isterse,bu durum gözden geçirme isteğinin bir insan tarafından anlaşılabilir formdan,bilgisayar tarafından anlaşılabilecek bir forma dönüştürülmesi gibi ek bir işlemi gerektirebilir. Bilgi,istenilenden farklı bir yerde stoklanmışsa,yapılan istekte datanın nerede stoklandığının belirtilmesi gerekir.

•Bilginin iletilmesi:
Birçok organizasyonda,sıklıkla bilgiler manuel olarak işlenmekteydi. Organizasyon üyelerinin çoğu,resmi veya gayri resmi görüşmelerde yüz yüze iletişimi ve ihtiyaç duydukları bilgilerin çoğunluğunun yazılı olmasını tercih etmekteydiler. Fakat yüz yüze iletişim büyük bir zaman miktarlarını gerektirmektedir  ve  organizasyonların çoğunda zaman kıt kaynaklardan biridir.
Yazılı notlar, raporlar,reklamlar ve diğer dokümanlar ancak bilginin küçük bir miktarını çok sayıdaki insana efektif bir şekilde iletebilecektir. Ama bilginin uzun mesafelerde iletimi veya büyük datanın değiş tokuşu söz konusu olduğunda elektronik iletişim çok daha etkili olarak gerçekleşecektir. Telefon,televizyon,video konferanslar, faks veya diğer elektronik data iletişimi araçları kişiler,gruplar,organizasyonlar veya data depoları arasında haberleşme linklerinin kurulmasını sağlayabilir. İletilen her birim bilgi için elektronik medya yazılı medyadan çok daha ucuza mal olacaktır. Beş tane bilgi fonksiyonu için manuel ve bilgisayarlı proseslerin maliyetleri aşağıdaki tabloda gösterilmektedir.

Bilgiyi ham veri olarak tanımlayabiliriz. Kullanıcı tarafından anlam taşıyan gerçek yada anlaşılabilen bir işlemi sonuçlandırmaya  veya karar vermeye yarayan ise veridir. Bir bakıma veri değerlendirmenin başında kullanılan,bilgi ise değerlendirmenin sonunda ulaşılan veridir. Veri davranışı etkilemeyen gözlemlere dayalı bir simgeler  topluluğudur. Oysa veri bireylerin davranışlarını etkilediği zaman bilgi haline dönüşür. Veri gerçek olarak gözden geçirilip yöneticinin davranışını etkileyecek biçimde örgütlenmek için bilgi olarak kabul edilemez. Yönetici veriye bir anlam verip,bir faaliyetin yapılmasında veya kararında kullanılırsa,veri bilgiye dönüşmüştür. Bilgi alışverişinin,tüm sistemler için gerekli olduğu görüşü göz önüne alınırsa,etkili Yönetim Bilişim Sistemlerinin tasarımı ve haberleşmenin bu sistemler içindeki önemi ve rolü iyice bilinmeli ve kavranmalıdır.

1.7. Yönetim için gerekli olan bilginin özellikleri:
Herhangi bir işin  başarısı,yürütücülerin temel fonksiyonlarını ne ölçüde yerine getirdiğine bağlıdır. Bu işlemlerin gerektirdiği biçimde yerine getirilmeleri ise,yöneticilerin bilgi ihtiyaçlarını ne derecede karşıladıklarına bağlıdır. Her işlem karar almayı gerektirir ve karar süreci de doğru,zamanında,eksiksiz , öz ve yerinde bilgiye ihtiyaç duyar.

•Doğruluk: Belirli bir zaman içindeki doğru bilginin üretilen ya da işlenen toplam bilgiye oranıdır.
•Zamanlama: Bir yöneticiye geç gelmiş olan bilginin doğruluk derecesinin yüksek olmasının pek önemi yoktur,bilginin sadece doğru olması yeterli değildir,aynı zamanda bilginin yöneticilere ulaşması gerekir. Ancak bilginin doğruluk oranının yüksek olması gecikmelere sebep olurken,bilginin kısa zamanda yöneticiye ulaştırılması ise maliyetleri arttırmaktadır.
•Eksiksizlik: Bilginin,yöneticinin karar verebilmesi için gereksinim duyduğu tüm verileri kapsamasıdır.
•Kısalık: Gerekli verilerin özetlenerek,kısa ve öz bilgilerle desteklenmesidir.
•Yerindelik: Bilginin önemli olan organ veya yöneticiye ulaşabilme özelliğidir.
•Ucuzluk: Bilginin ucuza elde edinilmesidir. Ancak zamanlama,doğruluk ve ucuzluk özellikleri optimize edilmelidir.

1.8. Stratejik kaynak olarak bilgi:
Stratejik bilgi sistemleri ,amaçları,operasyonları,ürünleri,servisleri ya da organizasyonların çevresel bağlantılarını değiştirerek onlara diğer rekabetçilerin üzerinde bir yer kazanmada yardım eder. Bu tip etkileri olan sistemler organizasyonların iş tipini bile değiştirebilir. Örneğin, Merril Lynch bilgi sistemlerini kullanarak hisse senedi komisyonculuğundan finansal hizmet işine geçiş  yapmıştır.

Stratejik bilgi sistemleri,sıklıkla organizasyonun yapısını değiştirdiği gibi ürünlerini,servislerini ,iç prosedürlerini de değiştirerek organizasyonu yeni davranış şekillerine sürükler. Organizasyonlar gün geçtikçe bilgiye para ve işgücü gibi bir kaynak olarak bakmaktadırlar. Geçmişte bilgi,tasarım bürokrasisi,üretim ve bir ürün ya da hizmet dağıtımı için gerekli bir bela olarak görülüyordu. 1960’larda organizasyonlar bilgiye değişik bakmaya başladılar ve bilginin genel yönetim desteği için kullanılabilir olduğunu anladılar. MIS bu dönemlerde haftalık üretim,aylık finansal bilgi, stok,borç hesapları,alacak hesapları vb. raporlar üreten bir bilgi fabrikası olarak görülüyordu. 1970’lerde ve 1980’lerin başlarında bilgi ve bunu toplayan,depolayan ve işleyen sistemler organizasyon üzerinde,iyi ayarlanmış ,özel amaçlı ,ayarlanabilir yönetim kontrolü sağlayan yapı olarak görülüyordu. Bilgi sistemleri bu periyotta DSS(Karar Destek Sistemleri) ve ESS (Yönetici Destek Sistemleri)ni doğurdu. 1980’lerin ortasında bilgi kavramı tekrar değişti. Bilgi,stratejik kaynak,potansiyel rekabet avantaj kaynağı yarışı kazandıracak bir silah sayılıyordu.  Stratejik bilgi sistemleri,uzun dönem karar alma problemlerine odaklanmış olan tepe yöneticileri için stratejik seviye sistemlerinden ayrılmalıdır. Stratejik bilgi sistemleri,organizasyonun tüm seviyelerinde kullanılabilir.


saygılar



Saygilarimla
Başlık: Ynt: Kur'an bilgi kitabıdır
Gönderen: karahan - Şubat 20, 2012, 10:29:24 ös

ben bu yazıyı ve benzerlerini boşuna koymadım sn.tij bilgi çok önemli bir hediye biz insanlara,sizin kutsalınız nasıldır bilemem ama ben inanırım,benim inancım anladığım kadarı ile bana özeldir ama orada bırakmam anlamadıklarımı anlamaya çalışırım bana sorduğunuz soru bir soru değil neresinden cevap verilir bilmiyorum.Toplumun anladığı kadarı ile yaptığı uyguladığı kuranımı yoksa kuranın gerçekten ne anlattığı ile mi ilgili soru.Bir kitabı insan anlayarakta okur anlamayarakta çoğu müslüman kuran okur onlar için manası önemli değildir sorgulamaz bile anlamayada çalışmaz sadece cami hocalarının anlattığı kadarı ile yaşamaya çalışırlar.Anlamak cesaret ister bilmek ister bilmek sorumluluk verir taşımak gerekir paylaşmak gerekir bilmek daha fazla bilme ihtiyacını doğurur çünkü soru sorarsın ve soru sormak ihtiyaç olur daha fazla merak edersin daha fazla araştırırsın.

araştırdıkças görürsünkü bu iş başkalarının ağzından anlatılanlara inanmakla olamayacak kadar derin ve ciddi mevzudur herkes kendine göre bakar ve anlatır yani her koyun kendi bacağından asılır başkasının aklı ile anlayacağına kendi aklın ile teslim ol daha iyi işte ruhun o zaman özgür olur huzur duyarsın.

Hiç bir şeye inanmayabilirsinde o zamanda inanmadığın sana göre doğru olanları  ortaya koyarsın tez oluşturman lazım neden benim inandığım sana göre yanlış anlatırsın sende uslubunla kırıp dökmeden çünkü bu bir savaş değil çünkü ne sana göre benim inancımın yanlış olmasının sana bir faydası var nede bana göre senin yanlışlarının bana bir faydası var.Herkesin doğrusu kendine ama nede olsa doğru sonuçta hep bir tane ve %50 ihtimalli olan bir kavramdır.Yanlışta diretmek bilmediğinde ben bilmiyorum diyebilme açık yürekliliğini gösterebilmek bir erdemdir komplexsizlik halidir.Ben sorunuza nasıl cevap vereyim sevgili dostum ben alim değilimki ben daha kuranı tam olarak öğrenemedimki ben daha tam olara her sayfa ve ayetini tam bilmiyorumki,ama benim yapmaya çalıştığım öze dair ipuçlarını yakalayıp birleştirmek o yüzden sana bu soruna bu forumda ben değil hiç kimse cevap veremez.

Çünkü herkes kendi cevaplarını arıyor çünkü herkes kendi cevaplarının tatminsizliği içerisinde çünkü kimse gerçek sandığı bilgiden bile çoğu zaman emin değil.

o yüzden kusura bakma bu kıt bilgimle sorunu cevaplayamayacağım.

saygılar
Başlık: Ynt: Kur'an bilgi kitabıdır
Gönderen: Masor1976 - Şubat 21, 2012, 02:01:42 öö
Çok dallandırmadan ifade etmeye kalkarsak Bilgi denilmesindeki kasıt kısaca "veri" değil midir? Bilim denilen şey de bu verilerin sentezlenmesi değil midir?  Bu yaklaşımla bakılırsa her şey bilgi içerir. Karıncadan insana, aşk vb. metafizik duygulardan iman gibi metafizik kavramlara kadar.. Ve bu verilerle insanlar kendi doğrularını yaratma çabasında olurlar ve buna da bilim, din, iman, izm vb. denilebilir. Bilim doğruyu arama sevdasıdır diyebiliriz. Bir doğruya inanma ihtiyacı olduğu için aslında din ve bilim farklı kulvarlar değildir, yani dinin bilimsellikten mantıktan çok uzakta bir kavram olduğu tezine o yüzden mantıklı bakmıyorum.

Antitez olmadan bir tezden sağlam bir sentez veya doğru çıkarmak mümkün değildir. Aksi taktirde yani bir kavramda antitez üretebilen beyinler yok ise veya yok ediliyor ise sadece din ve izm gibi kavramlar değil  bilim bile dogma-dikta halini alır. Yani dinleri dogmalaştıranlar, izmleri siyasi güç olarak dikdatörlüklerinde kullananlar, bilimi kitle imha silahları üretmek amacıyla geliştirenler çoğunluktadır diye tüm bu kavramların asıl saf kimliğini görmezden gelmemek gerekir. Tasavvufçuların zahiri ve batıni ilimlere bakış açısıyla değerlendirme yaparsak zahiri ilimler kuşun bir kanadı batıni ilimler de diğer kanadıdır, tek kanatlı kuş uçamaz. Hatta ilave yapmak gerekirse bir ayağı olmayan kuş da uçamaz, havalanma ve dengede durma şansı olmaz. Bu açıdan bakınca her tür bilgi kaynağı mühimdir.

Saygılarımla.