Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Beynimizin daha fazla bölümünü kullanabilir miyiz?  (Okunma sayısı 7572 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Haziran 04, 2007, 11:06:03 öö
  • Administrator
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 9553
  • Cinsiyet: Bay
    • Masonluk, Masonlardan Öğrenilmelidir

Beynimiz yaklaşık 10-12 milyar arası nöron (sinir hücresi) içerir. Ancak bilindiği üzere beynimizin çok düşük bir yüzdesini kullanırız. Bunun nedeni aslında sinir hücrelerinin (yani bilgi depolayan nöronların) kendi kendilerini yenileyebilme özelliklerini yitirmiş olmalarıdır. Eğer sini hücresine sentrozom ya da sentrozomun görevini görebilecek enzim nakledilirse kendi kendilerini yenileyebilme özelliklerini kazanabilirler mi? Eğer bu mümkünse, beynimizin daha fazla bölümünü kullanabilir miyiz?


Beynimizin Yalnızca % 10’unu Kullandığımız Söylencesi
Öncelikle sorunuzun başında belirttiğiniz varsayıma göz atalım isterseniz: “Beynimizin çok düşük bir yüzdesini kullanırız.” Yaklaşık bir asır önce ortaya atılan bu iddianın kaynağı bazı bilim insanlarının söylem ve bulgularının yanlış yorumlanıp çarpıtılmasına dayanıyor. Bugün, sinir bilim ve beyin görüntüleme tekniklerindeki gelişmeler öyle gösteriyor ki, beynimizdeki tüm sinirler çeşitli eylemler sırasında aktive oluyor. Daha açık bir deyişle, kullanmadığımız herhangi bir sinir ağı bulunmuyor. Konuyla ilgili bir başka yaklaşımsa sinir hücrelerinin herhangi bir uyarıcı almadıklarında dejenere olarak işlevselliklerini kaybediyor olma özellikleri. Örneğin, görsel sistem. Gelişmenin erken dönemlerinde göz sinirleri yeterli uyarıcıya maruz bırakılmadıklarında görme yetisi kayboluyor. Benzer şekilde, eğer ki beynimizde kullanılmayan sinir ağları bulunsaydı, işlevselliklerini kaybetmiş olmalarını beklememiz gerekirdi. Fizyolojik kanıtlar bir yana, iddia evrimle de uyuşmuyor. Aktif olmayan, hayatta kalma mücadelemize katılmayan sinir ağları içeren büyük bir beyin evrimsel gelişimle de bağdaşmıyor.

ANCAK
Olgun haldeki sinir hücrelerinin (yani bilgi depolayan nöronların) kendi kendilerini yenileyebilme özelliklerini yitirmiş olmaları gibi bir durum söz konusu. Bu nedenle de, herhangi bir darbe ya da yaşlanma sonucu kaybedilen sinirler beyin kapasitesini doğal olarak olumsuz yönde etkiliyor.

Beyindeki Sinir Hücreleri Gerçekten de Kendilerini Yenileme Yetisinden Yoksun mu?
Beyindeki sinir hücrelerinin kendilerini yenileyebilme yetisinden yoksun olduklarını gösteren çalışmaların öncüsü 1960’larda yaptığı çalışmalarla ismini duyuran bir sinir bilimci: Dr. Pasko Rakic. Nitekim felç ya da diğer beyin zedelenmelerinde hastaların kaybettikleri konuşma ve yürüme gibi yetileri daha sonradan tekrar edinememeleri de bu bulguları destekler nitelikte. Ancak başlangıcı 1965 yılında sıçanlar üzerinde yapılan deneylere dayanan ve son yıllarda hız kazanan bir takım çalışmalar, beyindeki bazı bölgelerde sinir hücrelerinin yenilenebildiğini gösteriyor. Özellikle de belleksel işlevleri olan hippokampüs bölgesi ile makaklar üzerinde çalışılan üst düzey bilişsel işlemlerden sorumlu ve evrimsel gelişimde son sırada yer alan düşünme, koklama ve duyma ile ilişkili korteks bölgelerinin kök hücreler sayesinde sinirsel yönden yenilenebildikleri bulgular arasında. Ancak bilim insanları, bu çalışma sonuçlarının Alzheimer ya da Parkinson gibi sinir hücreleri kaybı içeren bir takım hastalıkların tedavisinde kullanılabilmesi için klinik ve uygulamaya yönelik daha çok çalışma yapılması gerektiğini söylüyorlar.

Gelelim Sentrozomlarla Sinir Hücreleri Arasındaki İlişkiye...
Sinir hücresinin başka bir hücre üretme olasılığının kalmadığı gelişim aşamasında sentrozoma rastlanmıyor. Her ne kadar bazı araştırmacılar, yaralanmaların olduğu birtakım yetişkin beyni bölgelerinde sentrozoma rastlamış olduklarını rapor etmişlerse de sonraki araştırmalar bu bulguları pek de kanıtlar nitelikte değil. Sinir hücreleri, gelişim dönemleri içerisinde özelleştikçe, çoğalma yetilerini de kaybediyorlar. Bölünme yetisinin yitiminin, meydana gelebilecek bölünmelerin, mevcut sinaps ağlarının da bozulmasına yol açabileceğinden evrilmiş olabileceği düşünülüyor.

Albert Einstein'in Beyni
-1955




Sinir Hücrelerinde Sentrozom Görevi Görebilecek Bir Yapı Oluşturulursa, Kendilerini Yenileyebilme Özelliğini Edinebilirler mi?
Eğer ki sinir hücrelerine böyle bir müdahalede bulunacak olursak, tekrar bölünebilme özelliği kazanacaklardır. Ancak uzmanlar, bu yöntemin tıp uygulamalarında niçin kullanılamayacağına dair iki önemli noktaya işaret ediyorlar:
1.) Eğer ki, sentrozom yapısını kaybetmiş bir hücrede bu yapıyı tekrar oluşturursak, hücre kontrolsüzce çoğalmaya başlıyor. Tıpkı kanser hücreleri gibi. Bu nedenle de bu uygulama, tümör oluşumlarına yol açıyor.
2.) Eğer ki, sentrozom yapısı yalnızca embriyonal dönemde korunan hücrelerde (örneğin, sinir hücreleri) bu yapı müdahale ile sürekli hale getirilirse, hücreler özelleşme durumu göstermiyorlar. Çünkü hücrelerdeki özelleşme, sentrozom yapısının kaybından sonra gerçekleşiyor.

İnci Ayhan
- Sahsima ozel mesaj atmadan once Yonetim Hiyerarsisini izleyerek ilgili yoneticiler ile gorusunuz.
- Masonluk hakkinda ozel mesaj ile bilgi, yardim ve destek sunulmamaktadir.
- Sorunuz ve mesajiniz hangi konuda ise o konudan sorumlu gorevli yada yonetici ile gorusunuz. Sahsim, butun cabalarinizdan sonra gorusmeniz gereken en son kisi olmalidir.
- Sadece hicbir yoneticinin cozemedigi yada forumda asla yazamayacaginiz cok ozel ve onemli konularda sahsima basvurmalisiniz.
- Masonluk ve Masonlar hakkinda bilgi almak ve en onemlisi kisisel yardim konularinda tarafima dogrudan ozel mesaj gonderenler cezalandirilacaktir. Bu konular hakkinda gerekli aciklama forum kurallari ve uyelik sozlesmesinde yeterince acik belirtilmsitir.


Temmuz 14, 2007, 12:14:38 öö
Yanıtla #1
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

beyne fazla yüklenmemek gerekiyor,programlar karışa bilir.


Temmuz 14, 2007, 12:16:05 öö
Yanıtla #2

beyne fazla yüklenmemek gerekiyor,programlar karışa bilir.

:) beyni olmayanlar için kafaya takılmayacak bir konu. cehalet mutluluktur hesabı.
ars longa, vita brevis...


Temmuz 14, 2007, 12:20:23 öö
Yanıtla #3
  • Ziyaretçi



Temmuz 14, 2007, 12:44:34 öö
Yanıtla #4
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

:D
haydi hep birlikte gülelim ;D
 :D :D :D :D
çok güldüm beynim zorlandı.

Nietzsche sende fazla gülme
aksi taktirde adaşın gibi kafayı sıyırıp beygire sarılıp ağlamaya başlarsın ;D


Mart 18, 2009, 10:39:02 ös
Yanıtla #5
  • Ziyaretçi

Aslında beyin ve sinir sisteminden bahsettiğimizde, genel olarak nöronlara odaklanırız ama merkezi ve periferik sinir sistemini çevreleyerek destekleyen, koruyan ve beslenmesine yardımcı olan gri "Glia" hücrelerini görmezden geliriz. Uyarı üretemezler ama uyarının iletilmesine yardımcı olurlar. Hatta bir nöronun etrafındaki glia tabakası ne kadar kalınsa, uyarıyı o kadar hızlı iletir.  Glia hücreleri nöronlarla birlikte sinir sistemimizin temel taşlarındandır ve nöronlardan farklı olarak, kendilerini yenileyebilir. Bu sayede sinir sistemi hasarı sonucu ekstremitelerinde his ve fonksiyon kaybı olan bir insan bir süre sonra tekrar dış uyarıları hissetmeye başlayabilir.
Kendimden biliyorum, teknenin ırgatına kaptırdığım parmağım kopmasına az bir şey kalacak kadar kötü kesilmişti ve yerine dikildikten sonra dikiş yerinin distalinde en küçük bir his yoktu. Sadece 2 hafta sonra yavaş yavaş hissetmeye başladım ve 2 ay sonra kaza öncesine göre hiçbir fark kalmamıştı.
Gliaların dezavantajı ise, şudur ; Normal şartlar altında nöronlar çoğalamadığı için sinir sisteminde kanser ve tümör oluşmaması beklenir ama gliaların yenilenebilme yeteneği yüzünden beyin tümörü gibi sağlık sorunları da yaşayabiliriz.

Beyin ile ilgili bir başka gerçek:
Hastanelerin yoğun bakım ünitesinde, ölümcül bir kaza atlatmış insanların kendilerine geldikten sonraki ilk hareketleri gözlenmiş ;
Batı toplumlarında kazazede ilk olarak ellerini başına götürerek kafasını ve beynini yoklayıp yerinde durup durmadığına bakıyormuş.
Bizim de dahil olduğumuz doğu ülkelerinde ise özellikle erkek kazazedeler ellerini kasıklarına götürüp, cinsel organının yerinde olduğundan emin olmak istiyorlarmış.



Mayıs 03, 2009, 10:05:41 ös
Yanıtla #6
  • Ziyaretçi

Asla ve asla evrim surecinde kullanılmayan nekadar  organ varsa körelir ve gider...

Eğer beynin %10 nu nu kullanıyor olsa idik geriye kalan %90 lık kısım gidicekti.Fakat bakıyoruzki beynin %100 yüzü duruyor ve kullanıyoruz...

Ama sorun su :%100 nü nasıl kullanıdığımız.?

Emin olun her beyne sahip olan birey beyninin %100 nü kullanmakla yükümlüdür. Beyin asla birimlere ayrılıpta tembellik yapmaz...


Nisan 20, 2013, 12:08:18 öö
Yanıtla #7
  • Ziyaretçi

beyne fazla yüklenmemek gerekiyor,programlar karışa bilir.

:) beyni olmayanlar için kafaya takılmayacak bir konu. cehalet mutluluktur hesabı.
:DDDDDDDDDDDDDDDDD onlardan rahatı yok ma koyun olmaktan iyidir beynini kullanmak


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
6 Yanıt
20274 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 13, 2015, 12:07:50 öö
Gönderen: İNSAN
14 Yanıt
8676 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 12, 2008, 09:21:53 ös
Gönderen: shemuel
Adnan Oktar Fazla Oluyor.

Başlatan LEON COMANDANTE Anti-Masonluk

9 Yanıt
9177 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 28, 2007, 09:59:36 ös
Gönderen: LuckyEye2
10 Yanıt
8899 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 17, 2008, 05:55:21 ös
Gönderen: Fraternis
3 Yanıt
4185 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 21, 2008, 05:11:18 öö
Gönderen: Dino
2 Yanıt
9920 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 04, 2011, 04:07:41 ös
Gönderen: MASON
1 Yanıt
3073 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 28, 2011, 02:53:26 ös
Gönderen: Mustafa Kemal
6 Yanıt
3814 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 12, 2013, 11:15:06 ös
Gönderen: addicted
0 Yanıt
1942 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 08, 2013, 03:54:37 ös
Gönderen: karahan
2 Yanıt
2537 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 16, 2015, 04:49:19 ös
Gönderen: BULGARIA