Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Batıl inançların Masonluktaki yeri nedir?  (Okunma sayısı 9423 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Şubat 09, 2014, 12:17:12 öö
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 285
  • Cinsiyet: Bay

Bana sorarsanız öncelikle batıl inançları ele almalıyız. Ama internet aktarmalarıyla değil kendi şahsi görüşümüzle... Önce konunun geniş ve anlaşılır olması için batıl inancın bireye ve oluşturduğu topluma yararlı olup olmadığını sorgulayalım kısaca. Daha sonra batıl inançların dini hükümlerden hangi yönüyle ayrıldığını ve bazı oluşumların ritüel yada sembollerinde herhangi bir batıl inanca rastlanabilir mi onu sorgulayalım. Oradan da Masonluğa bağlayabiliriz.

Katılımlarınızı bekliyorum.

Saygılarımla.
Olaylara,İnsanlara ve Bilgilere Ön Yargılı Davranıp Aranızda Bir ''Berlin Duvarı'' İnşa Etmeyin.

Ç.A


Şubat 09, 2014, 12:17:21 ös
Yanıtla #1
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 121
  • Cinsiyet: Bay

Batıl inançların, kendi içerisinde bulundurduğu değişiklerin uygulamaya konulduğu sırada ortaya çıkan sonuçlara göre yararlı olup olmadığı ölçülebilir düşüncesindeyim. Birçok batıl inanç var incelendiğinde görülecektir. Batıl inançlar dini hükümlerden, kesin olmaması ve zaman içerisinde geçmişten günümüze ağızdan ağıza aktarılarak gelen aslında içinde bulunduğu toplumun geleneklerini yansıtan özellikler taşıması yönüyle ayrılır. Toplumsal  totemler de denilebilir.

Saygılar.
"Bir tapınaktır dünya, direklerinden akan

Anlaşılması güç, karışık sesler duyulur..."


Şubat 09, 2014, 07:47:39 ös
Yanıtla #2
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 886
  • Cinsiyet: Bay

Batıl inancı,"Doğaüstü olaylara, gizli ve akıl dışı güçlere, kehanetlere aşırı derecede bağlı boş inanç" şeklinde yorumlamış TDK. Yorum, çünkü asıl kelime yani inancın ne türlü olduğuna karar veren kelime 'batıl'.

Ben toplumsal yarar sorgulamasını pas geçerek direk dini hükümler ile ayrıldığı noktadaki yorumumu yapmak isterim.

Batıl, çürük, temelsiz, asılsız, dayanaksız anlamına geliyor ise sizin samimi inanç olarak gördüğünüz bir durumu ben batıl inanç olarak görebilirim veya bunun tam tersi bir durum içerisinde olabiliriz. İşte dini inanç ile batılın kesiştiği ve ayrıldığı nokta bence bu olabilir.
Aynı dine inananlar arasında dahi birbirlerinin inançları içerisinde bir diğeri tarafından batıl olarak adlandırılabilecek küçük parçalar bulunabilir. Bir diğer kişi daha çok öğeyi hatta bütün bir dini batıl bulabilir.  Kişinin kendi inancı inançtır, ancak bir başkası sizin inancınızın batıl olduğunu düşünebilir.

Sorgulayan insan için batıl inançlar sorgulanıp aşılabilirken veya dayanaklı hale getirilebilirken, sorgulamayan ve gerçeğin ne olduğuna emin olamayan şüphe ve korku içindeki kişi kendini rahat ve güvende hissetmek için obsesif batıl inancını yaşamaya devam edebilir.
- Kapı eşiğinde oturulmaz, insan fakir olur.
gibi.

Peki ritüellerini forum kuralları gereğince irdeleyemeyeceğimiz masonluk? Belirli bir inanca ait öğenin ritüelde yer alması durumu, o inancı batıl olarak görenlerce, ritüeli de batıl inanca dönüştürmez.Ritüelde kullanılmış olması onun inanılması gereken tarihi veya dini bir hakikat olarak sunulması demek değildir. Fakat kaynağında öyledir. 
Size bir meseleyi anlatabilmek için İsa'nın başından geçen bir olayı anlatabilirim.
Meseleyi anlarsınız ve sonra anlatılan İsa'nın hiç varolmadığını düşünmeye devam edebilirsiniz.
Bu ikisi birbiri ile çelişmez.

Batıl inancın bir yararı var mıdır? Elbette. Gece tırnak kesilmez başınıza şu gelir dersiniz.
Böylece, söylediklerinizi birer hakikat olarak kabul eden küçük yavrularınızın, kendilerini akşam karanlığında yaralamalarını önlersiniz.

Saygılar


Şubat 10, 2014, 09:46:15 öö
Yanıtla #3
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Şu batıl inançlar konusunda ben bir şey yazacak olsaydım Sayın ozkann kadar iyi ve güzel yazamazdım.

Bir yargı, öğüt ya da önermenin batıl inanç niteliği taşıyıp taşımadığı göreli bir değerlendirme nedeniyle kişiden kişiye farklı olabiliyor.

Sayın ozkann'ın dediği üzere, burada Masonluktaki ritüelleri irdeleyemiyoruz. Fakat ritüeller dışındaki ilkeleri gözden geçirebiliriz. Hatta kim bilir, belki dahasını bile yapabiliriz. Bunun için Masonluğun öğelerine öyle bir eleştirel, pürüz arayış gözüyle bakmak gerek.

Ancak burada bu konuyu başlatan Sayın evvah, bu başlık altında bunların mı görüşülüp tartışılmasını istiyordu acaba?

Bunun da yanıtını almak gerek.
 
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Şubat 10, 2014, 09:10:23 ös
Yanıtla #4
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1795
  • Cinsiyet: Bay

        Konu başlığı "Batıl inanç". Adı üstünde. Sayın  ozkann, "batıl"ın sözlük anlamını açıklamış,  "çürük, temelsiz, asılsız". Bir de  "inanç" kısmı var işin. İşte bütün mesele bu. İnanç... Dikkat ederseniz bir formül, bir kuram, bir ispat değil. Sadece inanç.  Bu iki cümle birleştiğinde, özellikle geri kalmış veya din taassubunun hakimiyeti altında bulunan toplumlarda, bu temelsiz, çürük, asılsız, aslında koskoca bir hiç olan "batıl inanç" çıkıyor ortaya. Ve öyle bir yaşam sürdürüyor ki; dinin bile önüne geçebiliyor. Yalnız kişinin değil  toplumun bile yaşamını etkiliyor.
         Hani bir hadis vardır ; "Hak geldi batıl zayil oldu" diye. Yani İslamiyet te  "batıl"ı kabul etmez ama, gel gör ki; tüm İslam alemi ne yazık ki  "batıl"ın içine öyle bir batmış ki çıkması mümkün değil.
         Saygılar-sevgiler.
"Vur ama dinle beni"


Şubat 11, 2014, 03:45:14 öö
Yanıtla #5
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 285
  • Cinsiyet: Bay

Öncelikle açtığım bu önemli ve ciddi konu hakkında ayrıntı bilgi vermeden katılım beklediğim için özür dilerim. Bu aylarda hazırlanmam gereken bir sınav olduğu için İnternet oturumlarım çok kısıtlı oluyor. Mazur görün.


Konuyu belirlediğim şekilde ele alırsak eminim ki çok daha anlaşılır ve verimli bir hâle gelecektir. Bu konu katıldığım bir toplantıda tartışılmıştı ve doğruyu söylemek gerekirse planlı ve sıralı bir şekilde tartışılmadığı için pek verim alan olmadı. Bu yüzden siz değerli üyelermizin konuyu sırasına göre ele alırsanız eminim ki anlaşılır ve verimli bir başlığımız daha olur.

Şöyle yapalım.

1-)İlk başta ''Batıl'' kelimesini ele alalım. Sağ olsun sayın özkann buna değinmiş ve biraz daha kelime üzerinde duralım. Çünkü nasıl oluyor da ''doğaüstü olaylara, gizli ve akıl dışı güçlere, kehanetlere aşırı derecede bağlı boş inanç'' anlamına gelen bir kelime neredeyse bütün insanlar haline vazgeçilmez refleksi bir inanç haline geliyor? Nasıl oluyor da ''kulağımızı tutup üç kere tahtaya vurmanın'' batıl, yani '' boş inanç'' olduğunu bildiğimiz halde bunlardan vazgeçemiyoruz?

2-)Sonra bunun nasıl ''İnanç'' haline geldiğini tartışalım.

3-)Bu sayede elimizde artık ''Batıl İnanç'' olacaktır. Ve bundan sonra ''Batıl İnançların'' insana ve topluma ne gibi yararları ve ne gibi zararları olduğunu ortaya koyalım.

4-)Bireye ve topluma olan yarar ve zararlarını açıkladıktan sonra ''Batıl İnançların'' dinler ile hangi yönden ayrıldığını ve hangi yönden birleştiğini sorgulayalım. Ve neden iç içe girdiğini? Çünkü ''Perşembe akşamı (yani cuma günü oluyor) tırnak kesilmez'' diye bir Batıl İnanç vardır ve Cuma günü ''İslam dini'' ile ilgili bir konu iken tırnağın kesilmesi durumunda kişinin üzerine uğursuzluk alacağı korkusu da ''Batıl İnanç'' sayılır. Yani Batıl bir inancı dini bir gün ile birleştirmişler. Bunun sebebi nedir?

5-)Batıl İnançları bu şekilde ele aldıktan sonra artık ''Semboller'' ile ilgili Batıl İnançları sorgulayabiliriz. Semboller/simgelere yapılan bazı yorumlar ''Batıl İnanç'' niteliği taşıyabilir mi? Örneğin ''beş köşeli yıldız sembolünün şeytanı temsil etti ve uğursuz sayıldığı'' yazar bazı kaynaklarda. Sizce geometrik bir çizim gerçekten de şeytanı temsil ediyor veya beraberinde bir uğursuzluk getirebilir mi? Yada bilinen daha birçok sembolde... Sonra masonlukta ki bazı semboller hakkında da batıl inanç niteliği taşıp taşımadığını sorgulayalım.

6-)Hatta masonik sözlükte yer alan bazı kavramların da Batıl İnanç olup olmadığını sorgulayalım. 

Tabi ki son iki maddede özellikle sayın masonlardan katkı vermelerini rica ediyorum. Konunun bütünlüğü açısından önemli.

Saygılarımla.
Olaylara,İnsanlara ve Bilgilere Ön Yargılı Davranıp Aranızda Bir ''Berlin Duvarı'' İnşa Etmeyin.

Ç.A


Şubat 11, 2014, 07:42:19 öö
Yanıtla #6
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay

Şimrdilik sadece sözlük ve anlam değerlendirmeleri yapacağım.

Şu "batıl" sözcüğünün karşılığı olarak "boş inanç" ya da "kör inanç" da kullanılmakta. Böylece batılın zaten bir inanç olduğu belirtilmekte. Ancak batıl sözcüğüne Batı dillerindeki karşılıklarıyla bakacak olursak, bunun dilde gramer bakımından isim kipinde olabilmesinin yanı sıra sıfat kipinde de olabildiğini görüyoruz. Dolayısıyla "batıl inanç" denildiğinde, buradaki batıl sıfat kipinde kullanılmış oluyor. Dana doğru bir kullanım belki "batıl saplantı" ya da "batıl kanı" tarzında olabilir.

Sayın evvah'ın beklediği değerlendirmelere gelmeden önce bir de "batıl"ın asal niteliğine değinmeli. Bu asal nitelik de belirgin (deterministik) tutuma karşıt ya da bu bakımdan eksikli oluşudur. Şöyle;

Batıl olarak nitelenen herhangi bir şeyden söz edildiğinde bunun mutlaka iki temel öğesi vardır: Neden ya da başlangıç ve sonuç ya da yargı. Ancak bu ikisi arasında bulunması gereken bağlantı yoktur. Olsea, zaten o bilimsel bir nitelik edinir. Oysa batıl sadece gözlemsel ya da deneyimseldir. Buradaki deneyimsellik, fen bilimlerinde "ampirik" denilen boyuta varsa, o zaman bilimsel sayılabilir.

Örnek vereyim: "Duvara dayalı merdiven altından geçen kişi" ..... nin "başına kötü bir şey gelir."

Ben bunu çiğnemek için, hep bir yerde duvara dayalı merdiven gördüğümde özellikle altından geçerdim. "Haydi bakalım gelsin başıma ne gelecekse" diye...  İnsanınşına gelecek kötülük o anda mı gelecek, sonra mı gelecek? Sonra gelecekse bağlantının zaten hiçbimantıklı açıklaması yapılamaz. Fakat ben artık duvara dayalı merdiven altından hiç geçmem. Çünkü bir gün tam önüm sıra bir adamın kafasına bir boya kovası indi merdivenin altından geçerken. Dolayısıyla bu aslında bir batıl inanç falan değil; deneyime dayalı yararlı bir öğüt. Fakat kafasına orada yapılan çalışma nedeniyle herhangi bir şey düşebileceğini deil de bir başka olay ile karşılaşabileceğini düşünerdek merdivenin altından geçmeyen bakımından batıl.

Buna benzer birçok şeyin açıklaması var. Aradaki deterministik bağlantı kurulu. Fakat bunlardan pek çoğu da yüzyıllar önce zaten anlaşılamayacağı düşünülerek anlatılmadığı için unutulup gitmiş. Geride bir tek o neden ya da başlangıç kalmış; bundan bir sonuç ya da olay çıkıp çıkmadığı bilinmiyor. Bu bağlamda yeterli istatistiksel veri yok.

Fakat konumuz asıl bunlaürın özelinde, Masonlukta bulunan öğelerin batıl olup olamayacağını incelemek, değil mi?...

Bu öğeler neler olabilir? Sözler ve anlatımlar, davranışlar  ve uygulamalar, simgeler. (Ancak batıl olmayan inanç öğeleriyle batılı birbirine karıştırmamak da gerek.)

Ben şimdilik durdum. Çünkü hep yaptığım açıklamaları tartışacak hem de benden önce örnekler vermek isteyen olabilir.

     

 
« Son Düzenleme: Şubat 11, 2014, 08:28:44 öö Gönderen: ADAM »
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Şubat 11, 2014, 09:50:52 ös
Yanıtla #7
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 285
  • Cinsiyet: Bay

Sayın ADAM siz kelime üzerinden zaten fazlasıyla bilgi verdiniz. Sayın özkann'da öyle, bende yazsam bunlardan farksız olmayacaktır. O halde ikinci aşamaya geçelim. Yani ''Batıl İnanç''ların nasıl inanç haline geldiğini?

Bundan önce Sayın ADAM'ın yorumlarında değinmek istediğim birkaç yer var.

Sayın ADAM'ın teorisine göre bir batıl inanç ''önceden olan bir olayın meydana gelmesi ve daha sonra bunun insanlarca gözlenmesi ve de kulaktan kulağa aktarmasıyla meydana gelmiştir. Yani deneyime dayalı yararlı öğüt...''  Bu mantıklı gibi geliyor kulağa ama yeterli değil gibi. Çünkü bazı Batıl İnançlar var ki oluşmalarında herhangi bir deneyim/tecrübe yada gözlem yahut ''yaşanmışlık'' bulunmamaktadır.  ''Tamamıyla akıl ürünü yani. Bunlara ne diyeceğiz? Mesela 13 rakamının uğursuz sayılması 13 Ekim 1307'de  Tapınak Şövalyelerinin katledilmesine bağlanır. Yani ortada duvara dayalı merdiven altından geçen bir adamın üzerine boya kovasının düşmesi gibi bir olay vardır. Ve bu olay deneyim edinilerek yani 13 rakamına ''o gün katledilen şövalyeleri'' dayanak olarak göstererek zamanla Batıl bir İnanç haline gelmiştir diyebiliriz.

Peki ya bir olaya dayandırılmayan Batıl İnançlar? Bir olaya dayanmıyorsa ortada bir ''deneyim'' söz konusu olamaz.

Mesela ''Kulağınız yanıyorsa biri sizi anıyor demektir''.  ''Mavi renk çorap giymek cennetteki göllere girmeyi zorlaştırır''. Şimdi bunları araştırmalarım esnasında buldum ve çoğunlukla ikincisi Orta Doğu'da yaygınmış. Bu tarz Batıl İnançlar mevcut. Fakat eğer olayı tamamen ''deneyim'' e bağlarsak bir insanın, mavi çorap giyen birisini öldükten sonra ''cennetteki göllere girememesine'' ''şahitlik'' edecek ve bunu benimseyip kuşaktan kuşağa aktarması gerekecektir. Bu da mümkün olamayacağı için?

Birde sayın ADAM'ın Batıl İnançlarda değindiği şu ''neden-sonuç''  ilişkisi çok önemlidir. Buna özellikle değinmek isterim. Dikkat edilirse neredeyse tüm batıl inançlar neden-sonuç ilişkisi üzerine kurulmuştur. Zaten hep koşul eklerimiz olan ''-sa,-se'' ile yazılırlar. Yani ''bu yapılır'sa' şu olur'', şu yapılır'sa' bu olur şeklinde...

Şimdi 2.aşamaya geleyim.

''Batıl İnançlar nasıl ''İnanç'' haline geldi?''...

Burada sanırım biraz ''inanç'' kavramı üzerinde durmak gerekecek ama inancı uzun uzun yazmaya gerek olmadığını düşünüyorum.

İnanç vikipedi tanımına göre şöyledir: ''İnanç, bir kişiye, şeye, Tanrıya, herhangi bir öğretiye ya da görüşe duyulan bağlılıktır. İnanç kanıta dayalı olmayabilir.  Kelime sıklıkla güven ya da umut yerine de kullanılır. Dinde inanç genellikle bir Tanrı, doğa ya da evrenin yapısı hakkında öğretiler içerir''.

Buradaki tanımda inanç ile ilgili olarak altını çizdiğim cümle dikkat çekicidir. ''Kelime sıklıkla güven ya da umut yerine de kullanılır''. Yani inancın insan için bir nevi ''güven'' olduğunu saptamaktadır. Bana sorarsanız eğer '' Batıl İnançlar şu ya da bu yüzden toplumlara aşılandıktan sonra ki olaşan korku bir süre Batıl İnançları ''mecburi uyulması gereken'' bir inanç haline getirmiştir. Çünkü insan ''güven'' olmayan yerde ''korkar''...

Bu yüzden korkunun sonunu ancak ''güven'' getirebilir. Ve yeniden güven getirebilmek içinde korkulan şeylere akıl yürütmeden boyun eğmek gerekir. Bu sayede sorgulanamayan/sorgulanmayan bir inanç haline gelir.

Bende şimdilik burada durayım. Belki bu sözler üzerine söylenecekler yada düzeltilecekler vardır.

« Son Düzenleme: Şubat 11, 2014, 09:58:29 ös Gönderen: evvah »
Olaylara,İnsanlara ve Bilgilere Ön Yargılı Davranıp Aranızda Bir ''Berlin Duvarı'' İnşa Etmeyin.

Ç.A


Şubat 13, 2014, 12:32:18 öö
Yanıtla #8
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1795
  • Cinsiyet: Bay

         Sayın evvah, bazı şeyler gerçekten izah edilemez. Örneğin, sizin sözünü ettiğiniz "kulağınız yanıyorsa biri sizi anıyor"  demenizin gerçek  olup olmadığını bilemezsiniz. Duyu organında meydana gelmesi nedeniyle böyle yorumlanabilir.  Esasen; bu tip "batıl inançlar" toplumdan topluma değişen  olgulardır. Kulağın çınlaması , bir toplumda birisinin sizi anması  olarak yorumlanabilirken, bir  başka toplumda başka bir şekilde yorumlanabilir veya diğer bir toplumda hiç bir şey ifade etmeye bilir. 
        Bu tip mesnetsiz inanışlar, yaşadığımız çevre, yetiştiğimiz aile ve münasebetlerde bulunduğumuz insanlardan etkilenilmesi sonucu ortaya çıkar.
 Sayın ADAM'ın sözünü ettiği "merdiven atından geçmek" fiili bir durumdur  ve her zaman tehlikelidir. Bu bir batıl inanç değil, yaşamda sık rastlanabilen bir olaydır (Mesela ben merdiven altından geçmem, bu batıl inancım olduğu için değil, üzerime bir şeyin düşmemesi için aldığım bir tedbirdir sadece). Yine "gece tırnak kesmekte"  fiili bir durumdur. Bu da, elektriğin olmadığı, zayıf kandil/lamba ışığı altında görmenin zor olduğu ortamlarda parmakların kesilmesine neden olabildiği için alınan önlemlerden biridir (ben tırnaklarımı gece keserim, bu benim için hiç bir mana ifade etmez).
        Batıl inanç toplumların gelenek, görenek, örf ve adetlerinin yanı sıra, eğitim ve kültür seviyeleri ile de ilgilidir.
        Ne yazık ki; bu "batıl inançlar" toplumumuzda öyle yerleşmiştir ki daha önceki yazımda da belirttiğim gibi bir çok yönden dinin bile önüne geçmiştir.
        Saygılar-sevgiler.
"Vur ama dinle beni"


Şubat 13, 2014, 12:40:34 öö
Yanıtla #9
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 285
  • Cinsiyet: Bay

Değerlendirmeleriniz gerçekten kayda değer sayın Alşah.

Saygılarımla.
Olaylara,İnsanlara ve Bilgilere Ön Yargılı Davranıp Aranızda Bir ''Berlin Duvarı'' İnşa Etmeyin.

Ç.A


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
13 Yanıt
20548 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 25, 2007, 04:00:46 ös
Gönderen: paragon
2 Yanıt
5062 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 26, 2008, 07:33:24 ös
Gönderen: Santander
1 Yanıt
6190 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 22, 2008, 07:41:18 ös
Gönderen: seteney
Batıl İnançlar

Başlatan bugfree Inanc Uzerine

3 Yanıt
3581 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 03, 2008, 08:25:55 öö
Gönderen: Prenses Isabella
1 Yanıt
4868 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 12, 2012, 06:48:22 ös
Gönderen: yazbenide
0 Yanıt
5674 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 13, 2010, 11:40:33 ös
Gönderen: Halsond
0 Yanıt
4398 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 26, 2011, 03:19:37 ös
Gönderen: scherif
10 Yanıt
13683 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 26, 2015, 06:45:56 ös
Gönderen: ADAM
7 Yanıt
8046 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 12, 2012, 02:41:35 ös
Gönderen: NOSAM33
0 Yanıt
1835 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 20, 2015, 03:59:56 öö
Gönderen: Risus