Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Cem Mahruki  (Okunma sayısı 30305 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Eylül 25, 2006, 11:18:54 öö
  • Administrator
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 9553
  • Cinsiyet: Bay
    • Masonluk, Masonlardan Öğrenilmelidir

Cem Mahruki’nin Masonik Koleksiyonu 
Tarihimiz o’nda saklı
 
Etrafındaki masonik objeler, fotoğraflar, ritüel broşürleri, masonlukla ilgili kitaplar Cem Mahruki için Mason olduktan sonra başka bir anlam ifade etmeye başladı. Kardeşimizin bütün bu nesnelere yüklediği yeni anlam, onun koleksiyonculuk tutkusuyla birleşince,
ortaya cidden büyük bir masonik koleksiyon çıktı.

Konak yavrusu, üç katlı müstakil bir ev… Evin her yanına sinmiş tarih…

Ve, tarihin derinliklerinden süzülüp geldiği her halinden, her tavrından belli Cem Mahruki Kardeş.
Kardeşimizin üç katlı konağının duvarlarında bir santimetre karelik boş yer yok. Büyük babasının babası ve annesinden bu yana tüm aile fertlerinin kimi kara kalemle, kimi yağlıboyayla yapılmış tabloları ve onlarla ilintili Saray Erkânı’ndan önemli şahsiyetlerin portreleri; 50 – 60 bin civarında kitap…

Cem Mahruki Cumhuriyet’in kağıt paralarını serileriyle birlikte 25 sene evvel toplamış. Koleksiyonu tamam. Oysa Merkez Bankası’nın bile bu alanda koleksiyonu tamam değil. Üstelik de bu iş Merkez Bankası’na sıfır liraya mal olacakken. Mahruki Kardeş Cumhuriyet dönemine ilişkin olarak alabildiğine hassas. Bu konuda hem emeğini, hem de parasını esirgemiyor.

Mahruki’nin hem Osmanlı döneminde, hem de Cumhuriyet sonrasında verilen madalya ve nişanlarla ilgili de benzersiz koleksiyonu var. Cumhuriyet döneminde 800-900 arasında hatıra madalyası verilmiş. Bu madalyaların yüzde 90’ı koleksiyonunda mevcut.

Mahruki soyadı nereden geliyor?

1822 yılında, Sakız Adası’nda patlayan Yunan İsyanı’nı bastırmak üzere Padişah tarafından görevlendirilen Cezayir Beylerbeyi Kaptan-ı Derya Nasuh Ali Paşa, Ada’ya vardığında, henüz sadece bu isimle anılmaktadır…

Paşa isyanı bastırır bastırmasına ama, bu arada yakılan gemisinde şehit olur. Paşa’nın ahvadı bu tarihten itibaren Mahruki olarak anılmaya başlar.

“Yanmış”, “Kavrulmuş” anlamına gelen Mahruki soyadı, Ali Paşa’nın 5’inci kuşak torunu Cem Mahruki’ye ve ondan da 6’ıncı kuşak torunu Nasuh Mahruki’ye böyle intikal eder.

Kaptan-ı Derya Nasuh Ali Paşa’dan, Cem Kardeşe intikal eden sadece soyadı değil kuşkusuz. O biriktirmeye, bir başka deyişle koleksiyonculuğa dönük merakını da kromozomlarında taşıdığı kanaatinde.

Cem Mahruki’nin babası pek meraklı olmasa da, büyük babası iyi bir koleksiyoncudur. 1922 yılında vefat eden büyük babası Cafer Bey’in koleksiyonunu, babası Etnografya Müzesi’ne hediye eder. Cem Mahruki biraz da üzülerek “Eğer” diyor, “bu koleksiyon şimdiki adıyla Arkeoloji Müzesi’ne bağışlanmış olmasaydı, koleksiyonum çok daha zengin olurdu.”

Bu arada, Cafer Bey’in eşsiz halı koleksiyonu da, Yunanlılar tarafından Bursa’daki çiftlik evinde yakılarak yok olur.

1943 doğumlu Cem Mahruki, Laleli’deki Mevhibe (İnönü)
Hanım’ın evinin yanındaki konakta doğar. Sonra, Süleymaniye’ye taşınırlar.

Aile bir süre sonra, 45 yıl önce yapılan ve şu anda içinden birkaç müze çıkartabilecek Cem Mahruki’nin eşi Melike Hanım ve oğlu Nasuh Mahruki ile birlikte oturmakta olduğu eve taşınır.

Cem Mahruki biriktirmeye aile yadigarlarıyla başlar. Bu arada, bir Mason olan büyük babası Cafer Bey’den kalan 10 bin adet evrakı yeni Türkçe’ye çevirir ve tasnif eder. Neler yoktur ki bu evraklar arasında?! Sözgelimi, 1909’da Hareket Ordusu’nun İstanbul’a girişi uzunca bir süre İstanbul 6. Daire’nin Başkanlığını yapan Cafer Bey tarafından, bu evraklara kayıt edilmiştir.

Masonik koleksiyon

Robert Kolej’i bitiren Cem Mahruki Ülkü Locası’nda 1981 yılında tekris olur. Mahruki 1992-94 yılları arasında Locanın Üstad-ı Muhteremlik görevinde bulunur.

Ailesinde pek çok Mason olan Mahruki’nin, masonlukla ilgili koleksiyonculuk merakı böylece başlamış olur.

Etrafındaki masonik objeler, fotoğraflar, ritüel broşürleri, masonlukla ilgili kitaplar Cem Mahruki için artık başka bir anlam ifade etmektedir. Bütün bu nesnelere yüklediği yeni anlam, onun koleksiyonculuk tutkusuyla birleşince, ortaya cidden büyük bir koleksiyon çıkar.

1909’da Kahire’de basılandan bu yana Büyük Locamız tarafından deği şik tarihlerde basılmış olan tüm ritüeller, çok az eksikle, bugün sadece Cem Mahruki’nin koleksiyonunda bulunmaktadır. Eğer bir gün bir Kardeşimiz örneğin “başlangıçtan bu yana ritüellerde yapılan değişiklikler”le ilgili bir çalışmada bulunmak isteyecek olursa, kapısını çalacağı tek yer, Cem Mahruki’nin “müze evi” olacaktır. Pek çok başka konuda olacağı gibi…

Cem Mahruki’nin evinde bulunan ve Türk Masonluğu ile ilgili olan en eski kitap 1866 tarihini taşıyor: Kitabın kapağında yazanlar şöyle:

Osmanlı İmparatorluğu’nda ilk matbaanın 1720 yılında kurulduğu göz önünde bulundurulduğunda, bu eserin bir hayli eski olduğu teslim edilecektir.

Daha önce de sözünü ettiğimiz gibi, Mahruki Kardeşin büyük babası Cafer Bey Masondu. Mahrukizade Cafer Bey’in halasının damadı Nail Reşit de öyle. Kardeşimiz’e intikal eden iki resim var ki, Türk Masonlarının tarihine ışık tutacak türden. Bu iki resmin arkasına not olarak Kuloğlu Sokak yazılmış. Anlaşılan, bu resimler daha önce Büyük Loca’nın olduğu sokaktaki binada çekilmiş. Resimlerden birinde, başında sarığıyla Şeyhülislam oturuyor. Bu arada, resmin arkasında isim olmadığını belirtelim. Bunun nedenini anlamak zor değil. Bu resimde yer alanların, o dönemde bir mason mahfilinde resim çektirmiş olmalarını bile büyük bir cesaret olarak değerlendirmek gerekiyor. Mahruki Kardeşi bu iki fotoğrafa ilişkin üzen, resimde hangi aile birey ya da bireylerinin bulunduğunu tesbit edememesi.

Bijular, önlükler

Artık sizin de tahmin ediyor olacağınız gibi, Mahruki Kardeşin masonik koleksiyonu kitaplar ve fotoğraflardan ibaret değil. Üstat, masonlukla ilgili ne bulursa biriktirmeye başlar. Giderek sıra, aralardaki küçük boşlukların doldurulmasına gelecektir.
Sözgelimi, Cumhuriyet döneminde kurulmuş olan Localara ait bijuların çok az eksiği kalmıştır Cem Mahruki’nin masonik koleksiyonunda.

Osmanlı dönemine ait bijulardan bulabildikleri, Üstad’ın koleksiyonunda özel bir yere sahiptir. Hangi Locaların bijuları yoktur ki bu nadide koleksiyonun içinde: Sebat, Ziyayı Şark, Resne…

1982 yılında, sahibi olduğu ve 150 personelin görev yaptığı otomotiv yan sanayi atölyesini Düzce Endüstri Meslek Lisesi’ne bağışladıktan sonra, kendini tümüyle koleksiyonculuğa adayan Cem Mahruki Kardeşe, bu uğraşında en büyük destek eşi Melike Hanım’dan gelir. Melike Hemşiremiz, masonluğa duyduğu gönül bağı nedeniyle Kardeşimizi özellikle masonik objelere ilişkin çalışmalarında alabildiğine desteklemektedir.

Bu arada, Cem Mahruki’nin başından ilginç olaylar da geçer. Bu olaylardan birini kendisinden dinleyelim:

“Bir antikacı aradı. Elinde 150 civarında mason önlüğü olduğundan söz etti. Ciddi bir koleksiyonla karşı karşıya olduğumu düşündüm. Telefonda, görmeden 7 bin dolara anlaştım antikacıyla. Önlükler geldi. Bir de ne göreyim, bizim daha önce Nur-u Ziya’da kullandığımız önlükler. Bu önlüklerden kullanılamayacak durumda olanlarının kolilere doldurup eski otel binasına konulduğunu biliyordum. Sonra, demek ki birileri bir işgüzarlık yapıp bu kolileri sokağa attırmış. Anlaşılan, oradan geçen bir eskici de bunları götürüp bir antikacıya, o da başka bir antikacıya satmış. Benim bu konulardaki merakımı bilen antikacı da arayıp beni bulmuş. Şimdi bu önlükler bende.”

Alacağım tepkiyi merak ederek “Peki saklanmalı mıydı bu önlükler?” diye sorduğumda, beklediğim tepki geliyor: Üstat yüzünü buruşturuyor ve “Tabii ki saklanmalıydı” diyor.
İlkokuldaki defter ve kitaplarını bile atmaya kıyamayan koleksiyoner, belli ki çok içerliyor bu soruya.

Koleksiyoncu olmak

Kırk yıllık Cumhuriyet, Tercüman, Milli Gazete koleksiyonları; Çarşaf, Fırt ve Gır Gır gibi dergilerin tam takımı; şu anda borsada işlem gören tüm hisse senetlerinden birer örnek…
Ve daha neler neler…
1998 yılında Darphane Müzesi’ne danışmanlık yapan ve “Türkiye Cumhuriyeti Hatıra Paraları” adlı bir de kitabı bulunan Cem Mahruki, koleksiyonculuk konusunda hayli dertli. Bu konuda çeşitli çalışmaları bulunan Mahruki, özellikle yasalardan yakınıyor. İnsanların koleksiyonculuktan kaçınmalarını büyük ölçüde yürürlükte bulunan yasalara bağlıyor.

“Oysa” diyor Üstat, “koleksiyonculuk bir kültürü gerektiriyor ve kültürün gelişmesine katkıda bulunuyor. Para biriktiriyorsanız sözgelimi, sizin parasını biriktirdiğiniz dönemde ‘kral ya da imparator kim, sosyal durum nasıl, hangi tarihlerde neler olmuş?’, para biriktirirken bunları da öğrenirsiniz. Ayrıca koleksiyonlar; ekonomistlere, tarihçilere, hatta sosyal bilimcilere ışık tutan materyalleri ortaya çıkartırlar.”

Cem Mahruki, hazırladığı koleksiyonları kitaplar ve sergiler aracılığıyla toplumla paylaşıyor. Bu güne kadar Galatasaray Yapı Kredi, Sadberk Hanım Müzesi ve Taksim’deki Opera Binası’nda koleksiyonları sergilenen Mahruki Kardeşin en büyük arzusu, eğer becerebilirse bir vakıf kurmak.
- Sahsima ozel mesaj atmadan once Yonetim Hiyerarsisini izleyerek ilgili yoneticiler ile gorusunuz.
- Masonluk hakkinda ozel mesaj ile bilgi, yardim ve destek sunulmamaktadir.
- Sorunuz ve mesajiniz hangi konuda ise o konudan sorumlu gorevli yada yonetici ile gorusunuz. Sahsim, butun cabalarinizdan sonra gorusmeniz gereken en son kisi olmalidir.
- Sadece hicbir yoneticinin cozemedigi yada forumda asla yazamayacaginiz cok ozel ve onemli konularda sahsima basvurmalisiniz.
- Masonluk ve Masonlar hakkinda bilgi almak ve en onemlisi kisisel yardim konularinda tarafima dogrudan ozel mesaj gonderenler cezalandirilacaktir. Bu konular hakkinda gerekli aciklama forum kurallari ve uyelik sozlesmesinde yeterince acik belirtilmsitir.