Burada Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası Önceki En Muhterem Büyük Üstadı Remzi Sanver'in bir TV programında dediğini, o anlık deyişinin ötesinde kitabında da yazdıklarını eleştirmeyiz. Haddimize düşmemiş
Ancak onun dediklerinin sadece kendi büyük locasını bağlayabileceğini söyleyebiliriz.
Ayrıca bir kişi büyük üstat diye onun her sözünün kesinlikle doğru olmayabileceğini de belirtiriz. Çünkü büyük üstatlık geçici bir yönetimsel görevdir.
Türkiye'de Masonluk, Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası ile başlamamıştır da, onunla bitmez de...
Türkiye'de başka mason örgütleri de var ve böyle bir söylemde bulunmuyorlar; "İsteyen inanır, inanmayan da inanmaz; inanç her kişinin kendine kalmış özgürlüğüdür. İnanç konusu Masonluğun dışında tutulmalıdır." diyorlar.
Bu konu öyle "yücelik" ya da "yaradan" falan gibi, tanrı kavramı ile özdeşleşmiyormuş gibi gösterilen terimlerin ardına gizlenip, çevir kazı yanmasın biçimine de sokulamaz. Öyle bir tutum ancak bir kandırmaca olur ve aklını kullanmasını bilen hiç kimse buna kanmaz.
Üstelik bu konu sadece Türkiye için de geçerli değildir. İngiltere'de masonlar Türkiye'deki HKEMBL doğrultusunda hareket eder [ya da tersine HKEMBL 1970 yılından bu yana İngilizlerin (Anglosaksonların) peşinden gitmektedir] ama Türkiye'deki ulusal nitelikli Masonluk başından beri yani 1909 yılından bu yana hiç de öyle değildir. (Bunu tarihsel ve masonik belgelerle kanıtlayabilirim.)
Türk Masonluğu, öteden beri, evrensel bir tutumla genelde Kıta Avrupası'nın masonik tutumunu benimsemiştir. Bu durum, günümüzde de gerek Özgür Masonlar Büyük Locası gerekse Kadın Mason Büyük Locası tarafından sürdürülmektedir.
Dolayısıyla sayın MysticMind, genel olarak "Masonluk" terimini kullanmaz ama özel olarak "Gelenekçi Masonluk" ya da "Anglosakson Masonluğu" terimini kullanırsa, dediğinde doğruluk payı bulunabilir.
Çünkü Gelişimsel ya da Liberal Masonlukta öyle hiçbir manevi güce falan inanma koşulu diye bir olgu yoktur.
Çünkü her ne biçimde ve kapsamda olursa olsun, "inanma koşulu", bir bastırmadır, bir zorlamadır. Bu da bireysel özgürlüğe, dolayısıyla evrimsel doğrultuda ilerlemeye engeldir. Demek oluyor ki, aslında Masonluğun evrensel amaç ve ilkelerine aykırı düşer.
Sayın MysticMind isterse Tanrı'nın var olup olmadığına ilişkin bu başlık altındaki paylaşımını dilediğince sürdürebilir. Tanrı'nın varlığını kabul ediyorsa, sıfatlarını ve niteliklerini de sıralayabilir. Elbette öyle bir durumda Tanrı'dan mı yoksa başka bir şeyden mi söz ettiği sorgulama konusu olabilir. Fakat konuyu Masonluğa bağlarsa, -ki bu sitenin niteliği gereğince bu çok doğaldır- o zaman sözüne dikkat etmesi gerekir.