Geçmişte tek parti döneminde ve CHP dönemlerinde bu çok denendi Kuranları filan zorla toplattılar
Saygılarımla.
Sayın Masor1976 Atatürk'ün Kuran kursları ve din eğitimi üzerine bulduğum bir kaç sözünü paylaşmak istedim..
Atatürk dini eğitimin ne demek olduğunu yaşayarak görmüş ve bir imparatorluğun nasıl yok olduğunu bizzat yaşamıştı. Zaten o nedenle laikliği benimsemişti.
Daha 1921 yılında eğitimin nasıl olması gerektiğini şöyle açıklıyordu:
“Bu savaş yılları içinde bile dikkatle hazırlanması gereken milli eğitim programları geliştirmeliyiz. Bütün eğitim sistemimizin verimli çalışacağı temelleri hazırlamalıyız. Benim inancıma göre milletimizin geri kalışında geleneksel eğitim yöntemleri en büyük etken olmuştur. Milli Eğitimden bahsettiğim zaman bütün geleneksel inançlardan, Doğudan ya da Batıdan gelen bütün yabancı etkenlerden arınmış, milli niteliğimize uyan eğitimi kastediyorum.”
Demek ki mesele dini değil, milli bir eğitimmiş!
Peki halkımız dinini öğrenmesin mi?
Bu konuda da Atatürk’e dönelim, bakalım ne diyor:
“Milletimizin, memleketimizin irfan yuvaları bir olmalıdır. Bütün memleket evladı, kadın erkek aynı şekilde oradan çıkmalıdır. Fakat nasıl ki her konuda yüksek meslek ve uzmanlık sahipleri yetiştirmek gerekliyse, dinimizin felsefi hakikatlerini inceleyecek, anlayacak, öğrenecek, ilim ve fennine sahip olacak, seçkin ve hakiki yüce bilginleri yetiştirecek kurumlara sahip olmalıyız.”
Şimdi burada Atatürk’ün açıklamasından çok net bir gerçek çıkar, din konusunda uzmanlık da bir meslektir. Tıpkı doktor gibi, mühendis gibi, avukat gibi din adamı da kendi konusunun uzmanı olmalıdır. Ve bu uzmanlığın da okulu olmalıdır.
Yani Atatürk din bilginlerinin bile milli eğitim içinde yetiştirilmesini savunmaktadır. Üstelik din bilgini bile, kadın-erkek birlikte eğitim veren tek tip okullardan yetiştirilmelidir.
Bakın ne diyor Atatürk:
“İslam toplumunda hiç kimsenin, bir özel sınıf halinde varlığını korumaya hakkı yoktur. Kendilerinde böyle bir hak görenler, dini hükümlere uygun davranmış olmazlar. Bizde ruhbanlık yoktur, hepimiz eşitiz ve dinimizin hükümlerini aynı ağırlıkla öğrenmeye mecburuz. Her birey, dinini, diyanetini, imanını öğrenmek için bir yere muhtaçtır. Orası da okuldur.”
Kaldı ki insana dini eğitimi kimin vereceği de laiklikte çözülmüş bir konudur.
Yine Atatürk’e dönelim:
“Bizi yanlış yola yönelten kötüler bilirsiniz ki çoğunlukla din perdesine bürünmüşler, saf ve temiz halkımızı hep Şeriat sözleriyle aldatagelmişlerdir. Tarihimizi okuyunuz ve dinleyiniz. Görürsünüz ki milleti mahveden, esir eden, yıkıma uğratan kötülükler, hep din kisvesi altındaki küfür ve lanetlenmişlikten gelir. Onlar her türlü hareketi dinle karıştırırlar. Oysa hepimiz Müslümanız, hepimiz dindarız. Artık bizim dinin gereklerini öğrenmek için, şundan bundan derse ve akıl hocalığına ihtiyacımız yoktur. Analarımızın babalarımızın kucaklarında verdikleri dersler bile bizim dinimizin esaslarını anlamaya yeterlidir.”
Saygılarımla....