Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: İskoç Riti Nedir?  (Okunma sayısı 26509 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mart 15, 2011, 08:33:27 öö
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


3 Eylül 2009 tarihinde,  forumun devamlı üyelerinden Sayın Ozak1977 ortaya bir soru atmış. Şöyle:

“İskoç Riti ' ne  üye olduğunuza  göre ,size  merak ettiğim bir soruyu  sormak istiyorum :  Resmi  toplantılarınızda  geleneksel  iskoç  eteği  giymeyi  tercih edenleriniz  var mıdır ?  Yoksa  geleneksel  giyim  sadece  tarihisel  midir  ?  Yani  günümüzde artık uygulayan  yok mudur ? Uygulayan  var ise  belirli  bir  anlam taşıyabilmekte midir ? Veyahut da İskoç Riti ' ne üye  olmakla  iskoç eteği giymenin uzaktan yakından alakası yok mudur ?

Bu sorunun geçtiği yerin başlık ile bağlantısı yok. Onun için linkini vermiyorum.

Ancak bu soru, “İskoç Riti” kavramının bu forumda bile “İskoçya” ve “İskoçlar” ile bir bağlantısı bulunduğunun sanıldığını ortaya koyuyor.

Türkiye’deki masonlardan kimileri “Skoç Riti” kavramını kullanıyor. Ben de bununla her karşılaştığımda bu terimin Türk diline uymadığı gerekçesiyle yanlışlığını savunuyorum. Ancak gelin görün ki şu soru üzerine bu tutumun bir göreli haklılığının bulunabileceği anlaşılıyor.



Masonluktaki “İskoç Riti” ya da Fransızcadan dönüştürülme “Ekosizm” (İskoççuluk) kavramının günümüzdeki İskoçya ve İskoçlar ile hiçbir ilgisi yoktur. Böylece Sayın Ozak1977’nin o tarihte yanıtlanmamış olan sorusuna yanıt vermiş oluyorum.

Ancak elbette su soru hâlâ geçerliliğini sürdürür: “Niçin İskoç Riti?”

O zaman bu kavramın Masonluğa nereden, niçin ve nasıl girmiş olduğuna bakmak gerek.

Bunu anlatmak, Masonluğun tarihçesinde ta 17. yüzyıl başlarından 18. yüzyıl ortalarına kadar olan bir dönemi anlatmayı gerektirir. İskoçya Kralı 6. James ile (hatta belki daha da geriye giderek İskoçların Kraliçesi Mary Stuart ile İngiltere Kraliçesi 1. Elizabeth ile başlarsınız, Charles Edward Stuart ile sonlandırırsınız.

Pek ilginç bir tarihsel öyküdür doğrusu Stuart hanedanının serüveni.

Bunların hepsini anlatmak sayfalar doldurmayı gerektirir. Öyle ki, bundan başlı başına bir kitap bile çıkabilir. Ben kısa keserek bir özet yapacağım.

Günümüzdeki Masonluğun ilk düzenli örgütü olan Londra Büyük Locası’nın nasıl kurulmuş olduğuna bakarsanız bunun öyle dört eski locanın bir araya getirilerek basit bir kuruluş olmadığını, ardında büyük politik emeller yattığını görürsünüz.

Bu politik emellerin aslı ve en önemlisi Avrupa’da Kutsal Roma İmparatorluğu’nun yeniden canlandırılması ve Fransa başta olmak üzere tüm Batı Avrupa’nın Merovenj hanedanının soyundan gelenlere teslim edilmesinin sağlanmasıdır.

İşte bu politik emel bir yandan da İngiltere’de 1688 yılında tahtı elinden kaçırmış olan Stuart hanedanına haklarının (!) geri verilmesini de içerir. Hatta Masonluğun ilk örgütlenişi Londra’da olduğu için bu öncelik taşır, ötekinin bunun uzantısı olması öngörülmüştür.

Ancak Londra Büyük Locası’nın kuruluşundan birkaç yıl sonra, bir yanlışlık yapılmış olduğu fark edilmiştir. Bu yanlışlık, büyük locanın yönetim tarzının bir demokratik sistem üzerine oturtulmuş olmasıdır. Londra Büyük Locası, kuruluşundan birkaç yıl sonra İngilizleşme eğilimine girmiştir. Bu da kurucuların amaçlarının çıkmaza girmesi demektir. Şu halde farklı bir yöntem denenmelidir.

O sırada Fransa’da Masonluk daha henüz pek bakirdir ve düzenli bir örgütlenmesi de yoktur. Şu halde Fransa’daki mason örgütlenmesini demokratik değil, otokratik bir sisteme bağlayarak gerçekleştirme olanağı vardır. (Otokratik sistem, örgütün tavandan, belli bir grubun egemenliğinde yönetilmesidir.)

Bu işin peşinde koşanlar, İngiltere’den sürülmüş ya da kovulmuş olan İskoç asıllı Stuart hanedanı yandaşlarıdır. Böylece Fransa’da “İngiliz Masonluğu”na karşıt bir “İskoç Masonluğu” oluşur. Bu tür masonluğun egemen otoritesi bir büyük loca değildir. Başında çok güçlü bir kişinin bulunduğu bir grup masondur. Üstelik bu iş Masonluğun henüz “simgesel” denilmeyen o üç derecesi çerçevesinde de çözümlenememektedir. Buna birtakım yüksek derecelerin de eklenmesi ve asıl çalışmaların o derecelerde yapılması gerekmektedir.

İşte böylece tarihteki ilk mason riti doğar. Buna sonradan “İlk İskoç Riti” denmiştir. Bu rit İskoçya ile dolaylı olarak, Stuartlar ile ise doğrudan bağlantılıdır. Nitekim bu tür Masonluğun “Stuartist Masonluk” olarak anılması da söz konusudur ama işte o serüven 1750 yılı öncesinde sona erer gider. Ancak ardında İskoç Riti’ni bırakır.

Stuartların emelleri bir daha çıkamamak üzerine suya düşünce, İskoç Riti içinde parçalanmalar baş gösterir. Fransızlar bu riti Fransızlaştırmaya, Almanlar Germenleştirmeye girişir. Sonuç ortaya birçok İskoç ritinin çıkmasıdır. Bunların hepsi aynı dönemde İngiltere’de gelişimini sürdürmekte olan Masonluk tarzı ve anlayışıyla çelişkili olduğu için, öteki genelde İngiliz Masonluğu olarak anılırken beriki de İskoç Masonluğu, daha doğrusu Ekosizm olarak anılmaya başlar.

İşte bu günümüze kadar da gelir. Bu çerçevede sonradan “Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti” olarak anılan rit, dünya çapında en yaygın mason riti olur. Öyle olduğu içindir ki çoğu kez kısaca “İskoç Riti” diye de anılmaktadır ama bilelim ki günümüzde uygulanması süren başka İskoç ritleri de var.

Sayın Ozak1977’nin başta verdiği yanılgısı üzerine yineleyeyim: Her ne kadar ben sözcük olarak karşı çıkıyorsam da, demek ki buna Türkçede “Skoç Riti” denilmesi böyle bir yanılgının ortaya çıkmaması bakımından yararlı olabilir.

Ancak bunun üzerine biri çıkıp şöyle bir soru ortaya atarsa şaşırmamalı: «Siz toplantılarınızda viski mi içiyorsunuz?»


« Son Düzenleme: Mart 15, 2011, 08:36:32 öö Gönderen: ADAM »
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Nisan 25, 2011, 05:54:55 ös
Yanıtla #1

saygıdeğer hocam,
bugün de kıta Avrupa sı  olarak adlandırılan ve başını Fransa nın ve Almanya nın çektiği oluşum mu yoksa İngiltere Büyük Locası mı daha etken İskoç Riti'nde?
sevgiler...saygılar...
yenilmek te iyidir, mühim olan her seferinde yenilsende , daha iyi olarak yenildiğini bilmektir


Nisan 25, 2011, 06:00:23 ös
Yanıtla #2
  • Seyirci
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 647
  • Cinsiyet: Bay


Güzel soru ancak, öğrenmek bana ne kazandırır pek bilemiyorum. Çünkü içerik olarak masonluktan haberim yok. Alacağımız cevap açıkçası benim çok işime yaramayacak.

Saygılarımla...
Bir yere ait olmayı hiç istemedim. Ya kendim olurum yada başkalarının arkamdan övgüleri ile ölmüş olurum.


Nisan 25, 2011, 06:42:17 ös
Yanıtla #3
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay

Önce bir küçük düzeltme yapalım: İngiltere Büyük locası yerine İngiltere Birleşik Büyük Locası diyelim.  Almkanya'da da bir birleşik büyük loca var ama oradaki farklı; beş büyük locanın bir araya getirilmesiyle oluştuğu için o adı taşıyor.

Almanya'daki Masonluk ile Fransa'daki Masonluğu, her ikisi de Kıta Avrupasında diye aynı ya da benzer kefelere koyamayız. Çok farklı. Almanya'da Masonluk, göreli olarak Fransa'dan biraz daha az gelişmiş durumda. Ancak bu az gelişmişlik yapılan çalışmaların niteliği açısından değil de nicelik bakımından. Bunun nedeni de elbette 2. Dünya Savaşı daha doğrusu Naziler. Bunun sonucunda Almanya'da oluşturulmuş dehşetlmi bir Anglo-Amerikan hegemonyası var. Hatta büyük localardan brinin adı doğrudan Amerikan-Kanada Büyük Locası. Buna karşın Alman masonlar, kendilerini bundan sıyırma ve ulusal niteliklerini sahiplenme çabası içindeler.

Sorudan dışarıya çıkmadım aslında... Böyle olunca kuşkusuz Fransa Ktıta Avrupası'nda Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti'nin en yoğun ve sıkı olarak uygulanmakta bulunduğu ülke. Kendi içinde çelişkisi var çünkü Fransa Yüksek Konseyi Fransa Büyük Koleji bu bağlamda biraz farklı tellerden çalmakta.

Buna karşın İngiltere'de Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti, varlığını korumakta olsa bile pek o kadar popüler değil. Bunun nedeni de elbette yüksek konseyin ayrı bir yapısının olması ve İngiltere Birleşik Büyük Locası'nın çatısının altına girmeyişi.

Bu açılardan bakıldığında, Masonluğun nicelik bakımından daha geride olduğu Belçika,  Portekiz gibi kimi dana az nüfuslu ülkelerde Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti'nin çok daha güçlü olduğu bile söylenebilir.

Sayın Promethus'un dediği gibi, bunlar aslında bilinmese de olabilecek türden gereksiz ayrıntılar.
 

           
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Nisan 25, 2011, 08:00:46 ös
Yanıtla #4

saygıdeğer ADAM,
 benim için önemli bir ayrıntının birazını aydınlattınız, bundan dolayı şimdiden size sonsuz müteşekkirim
ülkemizdeki H.K.E.M.B.L 'sı İskoç Riti ne bağlı, dolayısıyla, İngiltere Birleşik Büyük Locasının altında değil
doğrumu?
sevgiler...saygılar...
yenilmek te iyidir, mühim olan her seferinde yenilsende , daha iyi olarak yenildiğini bilmektir


Nisan 25, 2011, 08:06:02 ös
Yanıtla #5

Hiçbir BL başka bir BL'nın altında değildir. BL'lar Yüksek Şuralara bağlı değildir.

Bahsettiklerinizden birisi HKEMBL, yani ilk üç derecedir. Skoç Riti 4-33 dereceler arasını kapsar.
Bir kavramın tarihini bilmediğiniz sürece
Kavramın kendisini idrak edemezsiniz


Nisan 26, 2011, 01:18:49 ös
Yanıtla #6
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Sayın Mustafa Kemal biraz daha ayrıntılı yanıt verseydi, benim yazmama gerek kalmayacaktı.

Bazı ritler 1. dereceden başlar. Bazı ritler üç simgesel dereceyi geçerek doğrudan 4. dereceden başlar. Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti, genel çatısı bakımından 1. dereceden başlıyor ve sanırım yanılma ya da karıştırma bundan ileri geliyor.

Eğer bir ülkede düzenli bir büyük loca yok ama EKEİR'nin bir yüksek konseyi varsa, simgesel derecelerdeki çalışmaların da o çatı altında yürütüldüğü görülebilir. Nitekim Türkiye'de 1948-1955 yılları arasındaki bir kısa geçiş döneminde böyle bir uygulama görülmüştür. Ancak bu kural dışıdır, dünya çapında benimsenmiş yönteme aykırıdır. Ritin yüksek konseylari, simgesel derecelerde yapılacak çalışmaları büyük localara bırakır. Kendi çalışmalarına genellikle 4. dereceden başlarlar ama bunun da istisnaları vardır. Örneğin İngiltere'de bu çalışmalar 18. dereceden başlar. Nitekim 19. yüzyıl başlarında aynı uygulama Fransa'da da görülmüştür. (Belki başka yerlerde de vardır: Ben ezbere bilmiyorum.)

Yanılgı şurada: Sanılıyor ki bir büyük locanrın herhangi bir yüksek konsey ile direkt ya da dolaylı ilişkisi varsa, o büyük locanın uyguladığı 1., 2. ve 3. dereceler ritin dereceleridir ve bülyük loca yönetim bakımından özgür ve bağımsız olsa bile uygulanan ritüeller bakımından rite bağımlıdır.

Hep böyle sanılıyor işte. Bu çok büyük bir yanlış. Öyle bir şey yok. Yüksek konsayler öyle olmasını ister kendi açılarından ama büyük localar buna pabuç bırakmaz kolay kolay.

Masonluğun simgesel derecelerinde bir büyük loca ya da büyük doğu varsa, ritten söz etmek anlamsızdır. Rit ancak yüksek derecelerle birlikte vardır. Bir büyük loca kendi localarında uygulanacak olan ritüelleri doğrudan kendisi hazırlayıp yürürlüğe koyar. Bir büyük doğuda bundan daha da ileri bir durum görürüz.

Ancak bu durum ritüeller arasında bir başıbozukluk yaratmaz. Farklar oluşur ama bunlar sınırlı bir düzeyde kalır. Hatta konuyu iyi bilmeyen bir kişi iki ayrı büyük locanın ritüellerine karşılaştıracak olursa, aradaki farkları bulmakta hayli zorlanır; çok dikkat etmesi, satır satır karşılaştırma yapması  gerekir.  Aynı durum EKEİR'nin yüksek dereceleri için de geçerlidir.

Dolayısıyla Türkiye'de HKEMBL'nın da diğer büyük locaların da Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti'nde çalışmakta oldukları söylenemez; sadece Masonluğun simgesel derecelerinde çalışmakta oldukları söylenebilir.

Her büyük loca özgür ve bağımsız olduğu için HKEMBL'nın İngiltere Birleşik Büyük Locası'nın altında olduğu da söylenemez.  Bunu İBBL'na sorarsanız onlar öyle diyebilir ama bu ancak İngiliz kendini beğenmişliği ve üstün görmesidir. Aynı şeyi Fransa Büyük Doğusu da rahatlıkla yapabilir. HKEMBL ise hiçbir zaman kendisini bir başka büyük locadan farklı görmez. Şayet bundan 15 yıl kadar önceki bir girişim başarıyla sonuçlanmış ve HKEMBL İngiliz Masonluğu Sistemi'ni uygulamaya girişseydi de değişen bir şey olmazdı. Hatta HKEMBL kendi özgür buyrultusu ve yetkili kurulunun kararıyla İBBL'nın zorunlu tutmadığı ama empoze etmekten de geri kalmadığı Emulation Ritüeili'ni uygulamaya girişse bile değişen bir şey olmayacaktır. 

Sonuç özet: Türkiye'deki büyük localar ne bir rit otoritesine ne de bir başka büyük locaya bağlıdır. Hepsi de özgür, ulusal, bağımsız kuruluşlardır.
   




   
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Nisan 26, 2011, 02:25:15 ös
Yanıtla #7

saygıdeğer ADAM,
 kısaca şunu söyleyebilirmiyim ;  HKMBL İBBL ile ilişkilerini sürdürüyo, ÖMBL ise Fransa Büyük Doğusu ile sürdürüyo en azından tanıma ve tanınma anlamında
sevgiler...saygılar...
yenilmek te iyidir, mühim olan her seferinde yenilsende , daha iyi olarak yenildiğini bilmektir


Nisan 26, 2011, 02:39:59 ös
Yanıtla #8

birde Dünya ya bakışları veya çalışma yöntemleri açısından
bu çok kısa başlık halindeki çıkarımı daha önce yazmış olduğunuz yazılardan (bilhassa Türkiye' de ki Masonluğun Tarihi) sonuç olarak elde ettim kendi kendime ve dolayısıyla içimde şöyle bir şey oluştu, tamamen yanlışta olabilir,
yüzyıllardan beri süren ve kendisini bir çok alanda gösteren ingiliz-fransız rekabetinin ülkemizdeki masonluk kültürüne yansımış hali, ÖMBL ve HKMBL  rekabeti olarak gözlemlenmekte.
bu iki büyük locanın rekabet de olduğunu söylemek istemiyorum belki kelimeyi tam bulamadım , ama birinin diğerini muntazam olarak görmemesi, diğerinin de onu tutucu olarak nitelemesi, tutucu olarak nitelenenin İBBL tarafından tanınması ve gayri muntazam olarak  nitelenenin de Fransa Büyük Doğusu tarafından tanınması, Dünya masonluk tarihinde görülen bölünmenin doğal yansıması gibi olmuş herhalde, diye düşündürdü bana.
secgiler...saygılar...
yenilmek te iyidir, mühim olan her seferinde yenilsende , daha iyi olarak yenildiğini bilmektir


Nisan 26, 2011, 02:43:11 ös
Yanıtla #9

pardon, son cümle de ülkemiz de ki doğal yansıması olacak
sevgiler...saygılar...
yenilmek te iyidir, mühim olan her seferinde yenilsende , daha iyi olarak yenildiğini bilmektir


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
43 Yanıt
57669 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 22, 2013, 11:26:30 ös
Gönderen: VARLIK
8 Yanıt
20287 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 17, 2016, 06:51:04 ös
Gönderen: Tesla
1 Yanıt
11806 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 22, 2009, 05:47:25 ös
Gönderen: Lux_e_Tenebris
1 Yanıt
9083 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 21, 2009, 02:20:05 ös
Gönderen: Waldow
0 Yanıt
4341 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 30, 2010, 05:47:38 ös
Gönderen: ADAM
13 Yanıt
18620 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 18, 2012, 09:15:33 ös
Gönderen: akcanmd
1 Yanıt
5658 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 01, 2011, 08:36:08 öö
Gönderen: ceycet
19 Yanıt
11020 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 14, 2014, 08:46:32 öö
Gönderen: ADAM
6 Yanıt
5042 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 20, 2014, 09:56:15 ös
Gönderen: asimov
16 Yanıt
9515 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 09, 2015, 07:31:02 ös
Gönderen: ADAM