Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Masonluk ve Alevilik arasında bu kadar benzerliğin olması tesadüf müdür ?  (Okunma sayısı 23309 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ekim 21, 2012, 04:37:07 ös
Yanıtla #10
  • Ziyaretçi

Aleviliğin masonlukla birbirine benzetilme çabası güdüldüğünü zannetmiyorum. alevilik ile ilgili kendi deyiminizle bir bilginizin olmaması sizde böyle bir his uyandırmış olabilir. örneğin; masonluğu araştırmaya başladıktan sonra kendi inancınız ile masonluk arasında olan benzerlikler sizi meraklandırıyor olabilir ve bunun sonucunda bilmediğiniz bir dünya olan masonluğun içinde olan ve bilgi birikimi ile sizi bilgilendirebilecek kişilerle iletişime geçmenin ve bu merakı gidermeye çalışmanın gayet doğal bir olay olduğunu düşünüyorum. bu foruma birçok niyetle giren insan olabilir ve alevilikle masonluk arasında olan benzerliklerin sebebini merak eden insanlarında bulunması doğal birşey. bu kadar büyütmeye gerek yok bence birşey bilen cevaplasın bilmeyenlerde gereksiz diyaloğa girmesin. bu bir tavsiye ;)


Ekim 23, 2012, 08:14:04 öö
Yanıtla #11
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay

Sayın Karan’ın bu başlık altında uzuuuun bir yazısı daha var.

Bir foruma niçin bu kadar uzun yazılır, bilinmez. Ayrı ayrı alt başlıklara bölünse de bunları zaman içinde parça parça incelesek çok daha iyi değil mi? Ben kendi hesabıma bu kadar uzun bir yazıyla tek bir kerede başa çıkamıyorum. Onun için böleceğim; kusura bakmayın.

Sayın Karan pek az zamanı olduğunu belirtiyor. 27 yaşındaymış. Şu halde benden daha çok zamanı olmalı. Bu forumda asıl az zamanı kalmış olan ben olsam gerek. Eğer bu siteyi, burada yazılanları önemsiyorsak, buna değer veriyorsak, biraz zaman harcamaya gönüllü olmalıyız. Yoksa, öyle ortaya bir uzun yazı atmak, “sonra benim zamanım az; bununla ilgilenemem” deyip gitmek olur mu? Yakışık alır mı?

Alevilik hakkındaki bilgilerimin pek sınırlı olduğunu daha önce de belirttim. Yineliyorum. Nitekim Alevilik üzerine hiçbir yargıda bulunmuyorum. Sadece Masonluk ile bağlantılı bilgilerimi aktarıyorum. Sonra da soruyorum: Bu Alevilikte de böyle mi ya da Alevilikte de bu var mı diye? Çünkü konumuz Alevilik ile Masonluğun benzeştirilmesi. O sorulara “Evet” diye yanıt verilirse ancak o zaman benzeştirme olanağının doğacağını söylüyorum.

Bunu yaparken Masonluğu Aleviliğe oranla daha önemli ya da üstün tutmakta değilim. Aleviliğin saygınlığını onaylıyorum ve diyorum ki: Aleviler’e karşı olumsuz tutumlar sergileyenleri hep birlikte kınayalım. Aleviler’i hep birlikte savunalım. Masonlar için de aynı şeyi yapalım. Fakat bizim bu insanca, aydınca tutumumuz Masonluk ile Aleviliği benzeştirmez; onu da bilelim.

Zaten Sayın Karan da bu uzun yazısının bir aşamasında “Masonluk ile Alevilik arasında illaki benzerlik bulma gibi bir amacim yok. Böylesi zorlama bir tanimlamaya girmek icinde nedenim yok. Amacim sadece arastirmak, ogrenmek, ogretmek. Ben yanlis ogrenmis olabilirim. Bunu anladigim yerde duzeltmem gerekir ve oylede yaparim.” diyor.

O zaman işi kolaylıyoruz demektir.

Sayın Karan Alevilik diye bir Batıni yani ezoterik kurumdan söz ediyor. Ben o zaman bilmediğim için sormak durumundayım: Bu bir gizli örgüt mü, değil mi? Gizli değilse, nerede ve nasıl çalışıyor? Masonların nerede ve nasıl çalıştığını biliyoruz. Bu forumun arşivinde bu konuda ayrıntılı anlatımlar var. Aleviliği de bilelim, anlayalım. Sayın Karan madem biliyor, anlatsın, tüm bilmeyenler öğrensin… Unutmayalım ki bu site internette çok ileri düzeyde izlenen bir sitedir. Dolayısıyla bu sitede Aleviler ile bağlantılı olarak anlatılacak gerçekler, çok kimsenin bu konudaki yanlış bilgilerini giderme olanağını sağlayabilir. Ancak o açıklamaları lütfen bu başlık altında yapmayalım; Forumun uygun bölümünde ayrı bir başlık açalım.

Yazının bundan sonrasında görüyorum ki Sayın Karan, Masonluktan söz ederken bu söz edişin içine bir de Tapınakçıları karıştırıyor. Orada ne dediğini elbette onun yazısına girerek okuyabilirsiniz ama ben burada ona değinmeyeceğim çünkü bu yazının uzunluğu yeter. Bu başlığa yine döneceğim ve Tapınakçılar ile bağlantılanan konuyu ele alacağım.

ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Ekim 23, 2012, 04:48:24 ös
Yanıtla #12
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay



Sayın Karan yazısına devam ederken, dikkat ettiyseniz, şöyle bir söz ediyor:

“Masonluk hakkinda bildigim en eski bilgi bir zamanlar Tapinakçilar tarafindan insaat iscileri olarak çalistirilmis duvar ustalari olduklari ve bu duvar ustalarinin Tapinakcilarin iclerine girmesinden sonra degiserek bugunku haline gelmesi.”

Sonra da ekliyor:

“Bu bilginin dogruluguda tartisilir.”

Tartışacak bir şey yok. Bu bir bilgi değil, bir varsayım ve yanlış.

Sayın Karan sözüne devamla diyor ki:

“ Hangi Masonluktan bhsedicez? Salt duvar isçilerinin kurdugu ve gunumuze degistirilerek getirilmis olani mi yoksa Tapinakçilarin içine girdikten sonra kendilerine gore degistirip gelistirdikleri Masonluk mu?”

Böyle Masonluklar yok ki tarihte. Her ikisi de yok. Bu uydurmacalar nereden çıkıyor bilinmez. Ben burada Sayın Karan’ı kusurlu görmüyorum. O bunları bir yerde okumuş. Nerede okumuş olduğunu belirtse, belki irdelemesini ona göre yapmak daha doğru olur.

Ben bu yazılanın hiçbir tutulası yerini görmüyorum.

Hele Tapınak Şövalyeleriyle bağlantılı olarak yazılanlar… Arıyorum “İşte şurası doğru” diyebileceğim bir yer. Bulamıyorum.

Kimileri tarihteki Tapınak Şövalyeleri Tarikatı’nı bir ezoterik örgüt sanıyor ve ona göre esinlenme ve etkilenme kurguları oluşturuyor. Oysa değil… Tapınak Şövalyeleri Tarikatı günümüzde ezoterik nitelikli bir paramasonik örgüttür ama tarihte böyle bir niteliği yoktur. Çünkü bir öğretisi yoktur. Sadece Sistersiyen Tarikatı ilkeleri üzerine kurulmuş olan bir inanç ve tapınma süreci vardır. Onu da tarikatın ilk elli yıllık dönemi içinde görmek olanaklı. Sonra tavsamış.

Sayın Cihangir Gener’in kitabından yapılmış alıntılara elbette bir şey diyemem. Fakat o alıntılar artık Alevilik ve Masonluk benzeştirmesinin tümüyle dışında kalır.

Sayın Karan, tüm bunların ardından birtakım ünlü mason yazarların kitaplarından da Tapınakçılar ile bağlantılı alıntılar aktarıyor.

Ne yazık ki, o aktarılan yazı bölümleri 19. Yüzyılda bilinenlerle bağlantılı olmak üzere yapılmış varsayımlar. Oysa 1960’lı yıllarda ve sonrasında bu konu üzerine çok yeni bilgiler edinildi, belgeler keşfedildi. Öyle ki, gerek Tapınakçılar gerekse Masonluk hakkında önceden yanlış bilinen tüm birikim al aşağı edildi. Tüm bunların arasında ortaya en önemlisi olarak tarih boyunca Avrupa’da tezgâhlanmış hemen tüm entrikada parmağı olan Prieué de Sion adlı organizasyon çıktı.

Nitekim Sayın Karan da yazılarının bir aşamasındaki alıntı için kaynakça olarak Michael Baigent-Richard Leigh-Henry Lincoln üçlüsü tarafından yazılmış kitaplardan birine değinmişti yanlış hatırlamıyorsam. Hah, işte bakın, o üçlünün kitaplarını okuyun; tüm bu konularda (Alevilik ile Ortadoğu ülkelerindeki Batıni tarikatlar hariç olmak üzere, araştırmalara ve belgelere dayanarak yazmış olduklarını iyice inceleyin. [İyi İngilizce biliyorsanız özgün kitapları Amazon gibi bir kanaldan edinerek okumanızı öneririm. Bilmiyorsanız Türkçeye yapılmış çevirileriyle yetinmek zorunda kalacaksınız ama çeviriler iyi yapılmamış.]

Daha fazla yazmak istemiyorum; bağışlayın. Bu yanlış bilgilerle boğuşmak beni çok yoruyor ve boşuna zamanımı alıyor. Bu konular üzerine Forumda çok şey yazdım. Lütfen onları okuyun ve nerelerinde yanlışım olduğunu gösterin bana. 




ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Ekim 23, 2012, 05:59:01 ös
Yanıtla #13
  • Ziyaretçi

Degerli Adam, sizi yanlis bilgiler ile bogusmak zorunda biraktigim için üzgünüm. Fakat sizi bogdugum bu yanlis bilgiler benden degil bu konu hakkinda işlenmiş yüzlerce kaynaktan geliyor. Ben onlarin yalancisyim. Ama iyi oldu. Bu vesile ile okudugum ve milyonlarcasininda halen okumaya devam ettigi o  kaynaklarin yanliş oldugunu ögrendim. Billdiklerimin yanlis oldugunu ögrendim. Tipki sizin Aleviligi bilmediginiz gibi Masonlugu hiç ama hiç bilmedigimi anladim. Bugüne degin bildiklerimin saçmaliklardan ibaret oldugunu anladim. Bana bunu anlamama neden oldugunuz için teşekkur bunu anlayana kadar yordugum içinde ozür dilerim.

Bu baslik altinda tartisilan konuda kesinlikle Alevilik ile Masonluk hakkinda bir benzestirme çabasi içerisine girmedigimi boylesi zorlama bir tanimlaya girmek için hiçbir nedenin olmadigini ta başindan söylemiştim. Amacimin sadece araştirmak oldugunu kendi inancim ile  bana çok yabanci olan başka topluluklar arasinda bulunabilecek ortak ögeleri bulmak oldugunu söylemiştim. Fakat ne yazikki amacimin yanliş anlaşildigini görmekteyim. Sanki Aleviligi zorlama tabirler ile Masonluk içine koymak, yine zorlama tanimlar ile Masonluk ile iliskilendirmek gibi bir amac güdmuş oldugumun düşünmenilmesine sebebiyet verdim. Sanirim her ne kadar ta basinda böyle bir niyet olmadigini söylesemde buna sebeb olan yine benim.

İllaki soylemek gerekirse bildigim Alevilikten  bilmedigim Masonluga dair bir kelam, Ne Alevilik Masonluk ile nede Masonluk Alevilik ile ilintilidir. İkisinin arasindaki ortak nokta birisinin ezoterik bir inanç, diyerinin ezoterik bir kurum (örgut, ögreti, ekol, dernek, loca yada herne ise) olmasidir. Bu ortaklik birisini diyeri yapamayacagi gibi, diyerinide birisi yapamaz. Bu ortaklik Aleviligi Masonluga benzestiremeyecegi gibi Masonlugu Alevilige benzestiremez. Bu ortaklik sadece her  ikisinin farkli sekilerde yasadiklari ezoterizmdir. Iste bu nedenle mutlak deger içinde ayni kökenden gelmeleri sebebiyle aralarinda bir takim irili ufakli benzesmelerin olma olasiligi bundan gelebilir. Bu benzerlikler birini diyeri etmez. Birini diyerinin içine koymaz.  Bu yasanilan ezoterizm kimilerinde kurumsal olarak duzenli toplanilarak kurallara uyularak orgüt çatisi altinda  hür, açik ve özgür Masonlar gibi seçilmislerce yasanilir, kimilerinde daginik, orgutsüz, kurumsuz  zaman içinde kirilmis, incitilmis inanç  figürleri ile takiyye edilerek halkça yasanilir...

Ezoyerizmin tanimlanmasi soyle yapiliyor:

Alıntı
Ezoterizm, bir konudaki derin bilgilerin ve sırların ehil olmayanlardan gizlenerek, bir üstad tarafından sadece ehil olanlara inisiyasyon yoluyla öğretilmesidir. Ezoterizm bir din degildir.


Ezoterizm (içe yönelik anlam/ileti), asıl olarak belirli kişilerin içselliği ile sınırlandırılmış felsefî öğretilerdir. Bu öğretiler herkes tarafından bilinen egzoterik (dışa dönük anlam/ileti) öğretiler değil, tam tersine belirli kişilerin aşamalardan geçerek bilmeye hak kazandığı öğretilerdir. Diğer anlamı ise içsel, tinsel farkındalık yaratan, Mistisizm ile eşanlamlı kabul edilen önemli ve kesin bilgilerdir. Ayrıca Ezoterizm geniş, farklı öğreti ve pratik yelpazesine sahip olan bir akımdır.


Ezoterizmin genis, farkli ögreti ve pratik yelpazesine sahip oldugunu söyleniyor. 
Yani kisaca Yol 1 sürenek 1000.
Alevilik bu süreneklerden biri olamaz mi? 
Nusayrilik bu süreneklerden biri olamaz mi?
Yezidilik bu süreneklerden biri degil mi?
Pavlikanizm bu süreneklerden biri degil mi?
Piagorasçilar bu sureneklerden biri degil miydi?
Batiniler, Ismailililer bu surenekden degil miydiler?
Durziler bu surenekten gelmedi mi?
Ahle Haklar bu sürenekten gelmedi mi?

Sayilari daha oldukça çogalilabilinecek bunca içrek inancin bunca farkli yerlerde bunca farkli toplum, bunca farkli dil ve bunca farkli sekillerde yasatilmasinin açiklamasi nedir?

Bulardan  hiç biri sadece  O olamaz. Hepside var olan kaynaktan içebildikleri kadarini içip tasiyabildkleri kadarini tasiyor olamaz mi?

Dikkat ettiyseniz odur, öyledir demiyorum.
Keza yine yanlis bilgiler vermisde olabilirim.
Ama bundan sonra vermeyecegime
Ve kimseyi yormayacagima söz verebilirim.

« Son Düzenleme: Ekim 23, 2012, 06:19:14 ös Gönderen: Sifir »


Ekim 23, 2012, 06:35:40 ös
Yanıtla #14
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Ben yazımda Sayın Karan diyordum ya, o adını değiştirmiş Sifir olmuş. Peki. Bizin için bir şey değişmez. Umarım dışarıdan okuyanlar şaşırmaz.

Son iletisi üzerine ise dediklerine katılırım. Evet, bir amaç vardır, hatta amaçlar vardır. Bu aümaç ya da amaçlara ulaşmak üzere uygulanan/benimsenen çok yol vardır. Zaten tarikat sözcüğü de bu yolları dile getirir. Bunların ortak yanı Ezoterizm olarak da anılan ezoterik sistem çerçevesinden çalışmalarıdır ve zaten bundan ötürü birtakım benzerliklerden söz edilir.

Eskiden böyle benzerlikler çokmuş çünkü amaeçlar birbirine daha yakın ve bireysel, en çok zümresel düzeydeymiş. Günümüzde ise bir yandan yüzyılların uygarlık canavarının marifetiyle, diğer yanda bilimin etkisi teknolojinin kullanımıyla amaçların yelpazesi genişledi, bireyseellikten ve zümresellikten toplum ve  insanlığa doğru bir yönelme söz konusu oldu (tüm kurumlar için geçerli değil bu), buna bağlı olarak yollar ve bunların kullanımı birbirinden giderek farklılaştı, tek ortak yan olarak ezoterik sistem kaldı. (Bu arada kimileri ezoterik sistemi terk etti.)

Şimdi, günümüzde ezoterik sistem sorgulanyor. Varlıklarını ezoterik ortamda sürdürmeye kararlı olan kurumlar, bu sistemi yeniden, çağır gerekleri ve zorlamaları uyarınca tanımlamak zorunda kalıyor. Öyle yapmazlarsa ya ezoterikliği terk etmek ya da varlıklarını yitirmek durumunda kalacaklar.

İşte Masonluk, bu sistemi kendine gövre yeniden tanımlama durumunda olan kurumlardan biri.

Ya Alevilik? Ben onu bilemiyorum. Benim bildiğim Alevilir ezoterikliği çoktan terk etmiş olan bir kanat. Fakat sayın Sifir bir başka kanattan söz ediyor. Belki o yeniden tanımlayanlardan.

Her durumda Sayın Sifir'in son yazısında kategorize etmiş olduğu üzere, Masonluk ile Alevilik arasında bir benzerlik, bir yakınlık bulmak ya da bunu yaratmak söz konusu değil.

Ancak belki şunu söylemek olanaklı:

Masonluk birçok inanç sistemine yaban gelir. O inançtakiler Masonluğu yadırgar. Bazı inanç sistemlerine ise hiç de yaban gelmez; o inançtakiler Masonluğu onaylar. İşte, pek iyi bilmemekle birlikte sanırım Aleviliği de Masonluğu onaylayanların kategorisinde görebiliriz.

Yanılıyorsam düzeltilsin lütfen.
   


   
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Ekim 24, 2012, 03:24:02 öö
Yanıtla #15
  • Ziyaretçi

Alıntı
ulaşmak üzere uygulanan/benimsenen çok yol vardır. Zaten tarikat sözcüğü de bu yolları dile getirir. Bunların ortak yanı Ezoterizm olarak da anılan ezoterik sistem çerçevesinden çalışmalarıdır ve zaten bundan ötürü birtakım benzerliklerden söz edilir.

Eskiden böyle benzerlikler çokmuş çünkü amaeçlar birbirine daha yakın ve bireysel, en çok zümresel düzeydeymiş. Günümüzde ise bir yandan yüzyılların uygarlık canavarının marifetiyle, diğer yanda bilimin etkisi teknolojinin kullanımıyla amaçların yelpazesi genişledi, bireyseellikten ve zümresellikten toplum ve  insanlığa doğru bir yönelme söz konusu oldu (tüm kurumlar için geçerli değil bu), buna bağlı olarak yollar ve bunların kullanımı birbirinden giderek farklılaştı, tek ortak yan olarak ezoterik sistem kaldı. (Bu arada kimileri ezoterik sistemi terk etti

Sanirim simdi her iki tarafda birbirini daha iyi anlayarak ortak bir fikirde bulustu. Hem Aleviligin hemde Masonlugun ezoterik kökenden gelmeleri her ikisinin tek ortak yanlari. Tek basina bu bir kökendasliktir. Bu kökendaslik bugünün sartlari göz önüne alindiginda pek birsey ifade etmiyor çünkü gelinen noktada Alevilik ezoterik sistemin gerektirdigi bir çok olguyu ya kaybetti ya unuttu. Bu göz önüne alindigindaysa bügünün sartlarinda ne Aleviligin nede Bektasiligin Masonluk ile aralarinda kökendaslik ve ezoterik sistemden ileri gelen irili ufakli bazi benzerlikler disinda ne kurumsal ne örgütsel ne amaçsal yönden nede ezoterizmin gerekli kildigi kurallar yönünden hiçbir önemli benzerlik içermedikleridir. Ortak kullanilmis olan ezoterik sistem onu kendisine gore yorumlamis ve alabildigi kadarini almis her ayri toplum tarafindan farkli bir isim ile anilmis ve bu isim ile tarihe geçmistir. Bunlardan bazilari ezoterizmi farkli pratikler kullanarak ogreti, inanç, yol, tarikat biçiminde yasatmis bazilari ise pratiklerini bir inanca baglamadan fikirsel duzeyde orgutsel yapiya kavusturup kurumlasarak... Keza bu farklilik yinede ikisi arasindaki koken benzerligini gormemeye yetmiyor... Eger yetseydi assagiya aktaracagim kisilerde benimle ayni fikirde asla olamazdilar...


Sufiler, Hur Masonlarin dogulu ailesidir.
Sir Richar Burton

"Ilginc bir sekilde Bektasi Dervisler'inin duzeni Hur Masonluk'la aynidir"
John Porter Brow'un "The Dervishes"

" Samimi bir gercek sudur ki, Hur Masonlar olarak tatbik ettigimiz seyler onbinlerce yildir Ortadogu dinlerinin bir parcasi yada benzeri olarak uygulanmaktadir.Maalesef bu gercek Mason ogrenciler tarafindan reddedilmekte veya  Küçümsenmektedir.
Bernard H.Springett

Sayin Adamin sordugu soruya vermem gereken cevabi ise bilemiyorum. Bu konunun forumunuzda baska topiklerdede islenildigini gördüm. Sanirim Verilecek cevaplar zaten orada verilmis. Burada yapilan ise tekrar. Bu konuda islenenler hakkinda soyleyeçeklerim bundan ibaret. Degerli Adam'a harcadigi emek ve bu bilgili tartisma ičin tesekkur ediyor belki ileride  içinde Aleviligin geçmedigi baska bir konuda devam etmek üzere diyorum.




 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
3 Yanıt
10437 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 10, 2008, 05:18:45 ös
Gönderen: Barbaros
23 Yanıt
46756 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 21, 2013, 01:40:30 ös
Gönderen: BuZ
21 Yanıt
20930 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 23, 2019, 05:29:27 ös
Gönderen: vendor
0 Yanıt
4344 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 25, 2009, 03:07:32 ös
Gönderen: ADAM
9 Yanıt
11579 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 29, 2014, 05:05:54 öö
Gönderen: ruzber
16 Yanıt
20796 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 13, 2012, 08:37:06 öö
Gönderen: ceycet
5 Yanıt
8506 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 28, 2014, 11:25:51 öö
Gönderen: ADAM
3 Yanıt
5748 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 01, 2011, 10:09:26 ös
Gönderen: Escalation
8 Yanıt
5788 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 08, 2015, 01:27:20 öö
Gönderen: Ömercan
10 Yanıt
4950 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 23, 2015, 09:44:50 ös
Gönderen: Spock