Truman Duvarın Dışına Çıktığı Zaman?

[Oğuz]

1998 yapımı "The Truman Show" isimli filmin başrol oyuncusu Jim Carrey, bir röportajında Truman Show'un sonu için şu yorumda bulunmuş:

“Bence The Truman Show şimdilerde mikro düzeyde var olan bir şey. Makro düzeyle ilgili olan bir hikayeydi. Ama şimdilerde herkesin bir abonelik kanalı var. Herkes kendi Truman Show dünyasına sahip. Orada olması gereken bir şey var. Sıklıkla düşündüğüm ve sorduğum şey, Truman duvarın dışına çıktığı zaman ne olacağı. Basitçe herkes içeriye geri döndüğü için onun dışarıda yalnız olacağını fark etmek biraz zamanımı aldı. Hepsi kubbede olmak istiyordu"

https://www.youtube.com/watch?v=dkD521WIpds


Jim Carrey Truman'ın duvarın dışında yalnız olacağını söyleyerek neyi kastetmiş olabilir? Duvarın dışında da hali hazırda başka insanlar yok mu? Öyleyse neden yalnız olsun? Dahası çok sevdiği Sylvia da duvarın dışında değil mi?

Sizce Truman, duvarın dışında Sylvia ile beraber mi olur? Geri dönüp duvarın içindeki insanları çıkmaya ikna etmeyi dener mi?. Ya da duvarın dışında yeni bir şehir mi kurar?

Dahası tüm duvar ve içerisi Truman'ın çıkmasıyla anlamını yitirir mi?  Bu durumda Yönetmen, Truman gibi başka yeni birini mi şova başlatır?

Sizce Truman duvarın dışına çıktığında ne olur?

[Özgürefe]

Sayın Oğuz,
Filmi yıllar önce izlemiştim ve herkes gibi ben de sevmiştim.
Filmin önermesini birçok açıdan ele almak mümkün diye düşünüyorum. Burada cevap duvarı ne olarak gördüğümüze göre değişir. Genel olarak insanın algı limiti diyebiliriz bence duvar için. Evrenin "eğer var ise" sınırı da diyebiliriz, ölüm de... Hayatına sınırlar koyup monotonlaşmış, bedenini ve fikrini robotize etmiş bir birey için de duvar söz konusudur. Tüm bu durumlara göre duvarın ardında ne olduğu değişir.
Filmde gördüğümüz duvarın arkasına geçen karakter birçok şeyi simgelediği gibi film için söylemek gerekirse; ilk olacak şey çok derin bir hayal kırıklığı olabilir. Orada göreceği ortama göre de olacaklar değişkenlik gösterebilir.
Saygılarımla.

[Özgürefe]

Sınırları aşmak için de kâmil insan olmak gerek diye ekleyebilirim ama bunun için de ne güzel demiş Mevlana; "mum olup ışık saçmak için önce yanmak gerekir".
Sevgiler ve saygılar...

[Oğuz]

Sınırları aşmak için de kâmil insan olmak gerek diye ekleyebilirim ama bunun için de ne güzel demiş Mevlana; "mum olup ışık saçmak için önce yanmak gerekir".
Sevgiler ve saygılar...

Peki kamil insanın kamil insan olma yoluna çıkmasını tetikleyen nedir?

Filme bakılınca, Truman'ın kendi yaşamındaki tecrübelerinde bir şeylerin yanlış olduğuna yönelik sezgisi ve Silvia'ya olan aşkı onu çıkışa yaklaştıran anahtarlar. Burada aşk/sevgi kavramlarına vurgu yapıldığı aşikar. Ancak burada ben Mevlana'nın göreceği durumla aynı şeyi görmüyorum. Mevlana olsaydı, Yönetmen'e duyulan aşktan bahsederdi. Truman ise film boyunca o evrenin yaratıcısı olan Yönetmen'e karşı gelip onun evreninden çıkmaya çalışıyor...Hatta en son sahnede Yönetmen'in teklifini reddedip orayı terkediyor. Yani burada bir başkaldırı söz konusu... Bu başkaldırıda ise, Sylvia, Truman'a elini uzatan ilk kişi ve Truman ona aşık oluyor. Peki bir başkaldıran olarak Sylvia burada neyi ya da kimi temsil ediyor olabilir?

Filmdeki kişi ve olayları olduğu gibi görüp "sadece bir film" olarak okumak başka, görünen anlamın altında farklı anlamlar aramak başka.

[Özgürefe]

Sınırları aşmak için de kâmil insan olmak gerek diye ekleyebilirim ama bunun için de ne güzel demiş Mevlana; "mum olup ışık saçmak için önce yanmak gerekir".
Sevgiler ve saygılar...

Ben her zaman gördüğümün arkasındaki farklı anlamları aramayı yeğlerim. Herkesi farklı şeyler tetikleyip bir şekilde vesile olabilir. Bu foruma üye olup bizleri bir yola çıkaran şey gibi. Bunun sebebinin birisi yada bir olay olması gerekmez bence. Başkaldırı da durup dururken olmuyor. Belli bir kıvama gelmek gerek. Aile, çevre, eğitim ve genetik bizi bir kıvama getirir. O kıvama gelince de salt bilgiyi arama eğilimine gireriz diye düşünüyorum. İstisnalar da olmakla birlikte dünya nüfusunun çoğu merak etmiyor, sorgulamıyor, anlamaya çalışmıyor, sadece kabullenmek ile yetiniyor. Birine aşk duysalar ne olur ki dogmaların peşinde koşarken?
Saygılarımla.

[Oğuz]

Birine aşk duysalar ne olur ki dogmaların peşinde koşarken?
Saygılarımla.

Sayın Özgürefe, bu cümleyle her şeyi özetlemişsiniz aslında. Ayrıca şunu da belirtmek isterim, aşk bizim için sorun değil, biz aşk duyarız. Hatta tek bir Yönetmen'e de aşk duyarız. Ama o Yönetmen kim olmalıdır, kim olmamalıdır orası başka. Şahsen ben, Truman Show'daki Yönetmen Christof'u sevmedim. Truman'ı adeta hapsediyor, hayatının en ince detayına kadar belirliyor. Buna rağmen dünya üzerinde Christoff gibi bir Yönetmen'e aşk duyacak tonlarca insan vardır. Bu yüzden bile isteye duvarın içinde kalıyorlar. Belki de asıl sorun, insanların kendilerini özgürleştirene aşık olmayı seçmek yerine köleleştirene aşık olmayı seçmeleridir.

[Özgürefe]

Daima aklın ve bilimin peşinde koşan kişi yanılsamalara asla düşmez.
Saygılarımla.