Ne yazık ki konuyu iyi anlamadan, ayrıntıların incelemeden, öğrenmeden, dolayısıyla bilmeden fikir yürütmeye kalkışılınca, böyle yanlış yorumlara varılır.
Masonlukta dinsel nitelikli, dinselin ötesinde salt Hıristiyan nitelikli ritler vardır. Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti onlardan değildir. Çünkü bu rit her ülkede o ülkenin yerel kültürüne göre biçimlendirilebilecek bir rittir. Bu niteliği taşıyan tek rittir üstelik. Fakat böyle olunca, sekülerliği salt anayasalarında gören bazı ülkelerin yüksek konseyleri, bu riti de kendi benimsedikleri Hıristiyani bir tarzda değerlendirebilir. Nitekim öylesi de vardır.
Burada neye bakılıyor: Bu ritin Türkiye'deki derecelerinin unvanlarına... Bu hiçbir şey ifade etmez ki... Birisinin bir zamanlar yapmışy olduğu bir çeviri nedeniyle bir dereceye "İskoç Papazı" denilmiş olabilir. Bir çeviri yanlışı... Derecenin aslı "Scottish Trinitarian" Papazlık bunun neresinde? Daha yaygın olarak "Triniter İskoçyalı" denilmiş olduğu görülebilir. "Mersi Prensi" de denmiş aynı derece için. Bunların üzerine ise hiç gidilmemiş. Bunlar sadece ansiklopedik bilgi olarak kalmış. Çünkü Türkiye'de o derece hiçbir zaman uygulanmamış.
Dolayısıyla, insanın kafasının karışmaması için, bu konuyu iyi araştırmak, iyi incelemek, anlaşılaümayan bir nokta varsa onu sormak gerekiyor.
Peki bu nasıl olacak?
Çok kolay... Forumda dehşetli bir arşiv var.
Biri çıksa da "Forumdaki arşivde şu konuda bilgi yok." dese, ne kadar sevineceğim bir bilseniz...
Zatı alinizin de belirttikleri üzere "ben bir konuyu iyi anlamadan, ayrıntıların incelemeden, öğrenmeden, dolayısıyla bilmeden fikir yürütmeye" kalkışmadım. Yazınızın sonuna doğru belirttiğiniz gibi "Dolayısıyla, insanın kafasının karışmaması için, bu konuyu iyi araştırmak, iyi incelemek, anlaşılaümayan bir nokta varsa onu sormak gerekiyor." sadece kafamda -başlık altındaki ilk iletiyi ve takip eden cevapları okumuş olmanın- neden olduğu bir karışıklığı gidermek için zatı alilerine göre çok çok basit bir soru sordum.
Ancak, sayın ADAM sizin bilgi verici iletileriniz (ki bunları çok kıymetli buluyorum ve kendi çapımda istifade etmeye çalışıyorum) dışında, genelde yeni üyelere cevap yazarken yazdığınız metinlerde insanlara cevap vermek yerine onları laflarınızla DÖVMEYİ TERCİH EDİYORSUNUZ.
Bir önceki, Atatürk'le ilgili iletimde de aynı şeyi yaşadımmmm.
Başka üylere verdiğiniz cevaplarda da tarzınız hemen her zaman aynı.
Siz çok bilgilisiniz, mükemmelsiniz, masonluğa dair en büyük bilginsiniz ama diğer -özellikle de yeni üyeler- tartaklanması gereken böcekler mi?
Herkes sizi çok takdir edip sizden çok şey öğrenirken, siz de lütfen insanlara bir gram saygı duyun ve üyeleri cevaplarınızla dövmeden önce üyelerin yazdıklarını anlamaya ve nasıl bir ruh hali içinde soru sorduklarını algılama çalışın.
Kırıcı olduysam bağışlayın ama bu eleştriyi yapmak zorundayım.
Saygılarımla,