Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Masonluk bir okul ya da tarikat mıdır?  (Okunma sayısı 11579 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ekim 29, 2009, 01:35:28 ös
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay



Kimileri Masonluğu bir okul gibi görmek ister hatta öyle olduğunu ileri sürenler de vardır.

Aslında Masonluk ne bir okul ne de bir akademi sayılabilir. Çünkü Masonlukta diğer çoğu eğitim kurumlarındaki gibi öğretmenler ya da eğitmenler yoktur.

Kimileri de Masonluğu birtakım dinsel tarikatlara benzeştirir.

Ancak Masonlukta dinsel tarikatlarda görülen önderler (mürşitler) de yoktur.

Gerçi Masonlukta yapılan çalışmaların kapsamında eğitim ve öğretim yer alır ama belli bir şeyi öğretmek söz konusu değildir. Yalnızca kişinin anlaması ve öğrenmesi, kendi kendini eğiterek geliştirmesi söz konusudur. Bu bakımdan da mason örgütlerinde bilgili ve deneyimli yol göstericiler (rehberler) ve örnek kişiler vardır.

Her mason, kendini yetiştirmek ve giderek olgunlaşmaya çalışmak için Masonluğun elverişli ortamından yararlanma olanağına sahiptir. Bundan ötesi kendisine kalmış bir iştir. Kimi zaman Masonluktan bir “okul” olarak söz edilmekteyse, bu ancak simgesel ya da mecazî bir anlam taşır.

Masonluğa karşıt olanlar Masonluğun bir “tarikat” olduğunu da ileri sürmüştür. Bu savın bir dayanağı da, Batı dillerinde Masonlukta sık geçen bir sözcüğün (order, ordre) Türkçede ”tarikat” anlamına da gelebilmesidir. Fakat aynı sözcük “düzen” anlamına da gelir. Nitekim Masonluk, her şeyden önce bir “düzen” kurumudur.

Masonluktaki şu “düzen” kavramı da aslında başlı başına bir sorundur.

Bir masonik örgütün kuruluşundan başlayarak, tüm çalışmalar belirli kurallara ve yöntemlere uyularak yürütülür. Bu, Masonluğun kurumsal düzenidir. Her masonun da belirli birtakım kurallara ve yöntemlere uyması, yükümlülüklerini yerine getirmesi gerekir. Bu da Masonluğun bireysel düzenidir.

Bu iki düzen birbirine bağlı, birbirine koşuttur. Bir masonun düzenli sayılabilmesi için, üyesi olduğu mason örgütünün de düzenli olması gerekir. Bir mason örgütünün düzenli olabilmesi için de tüm üyelerinin düzenli olması zorunludur.

Şimdi şu konuya gelelim: «Masonlara herhangi bir “görev” verilir mi?»

Örgütsel yapı içindeki yönetsel nitelikli ve buna bağlı görevler dışında hiçbir masona herhangi bir “özel görev”, yani yapıp bitirmek zorunda olduğu belirgin bir iş verilmez. (Zaten sorun buradan kaynaklanıyor: Verilmesi gerekir.) Hiçbir mason ya da bir masonlar topluluğu için belirli bir eylemsel girişim tanımlanmaz. (Tanımlanmalıdır.) Fakat her mason, Masonluğun çalışma yöntemi ve aşamaları içinde, kendi isteği uyarınca ve yeteneği ölçüsünde aldığı olumlu ve yararlı öğeleri, ailesinden ve yakın çevresinden başlayarak toplumuna, giderek tüm insanlığa taşımak ve yansıtmakla görevlidir.(Bu iş masonun kendisine, kendi istediği gibi yapmasına bırakılmamalıdır.)

Ancak, “görev” denilince, diğer birçok kurumda olduğu gibi bunun bir diğer anlamı daha vardır. Bir mason örgütünde, gerek örgütü gerekse örgüte bağlı kurulları ve kolları yöneten kişiler bulunur. Bu kişiler, her dernekte olduğu gibi, derneğin üyelerince kendi aralarından seçilerek iş başına getirilir. Masonlukta bu kişilerden her biri “yönetici” olarak değil, “görevli” olarak anılır. Çünkü her birinin, masonik çalışmalar sırasında yapması gereken işler, yani görevleri vardır.

Bir masona örgütün iç işleriyle ilgili özel görevler verilmesi de söz konusu olabilir. Tüm bunlar örgütün işlerliğini sağlamak için gereklidir. Fakat hiçbir masona, kendinden doğal olarak beklenen bireysel girişimler dışında birtakım görevler yüklenmez.

Kuşkusuz, Masonluğun amaçlarının gerçekleşebilmesi doğrultusunda birtakım çalışmalar yapmak, Masonluğun ilkelerini toplumda yaymak, bilgisizliğin giderilmesi, insanların dogmalarından ve kör inançlardan arınması için çaba göstermek. gerçekleri araştırmak, toplumu içinde bir “örnek kişi” olmak her masonun görevidir.

Can alıcı soru şu: «Masonların görevlerini yerine getirip getirmedikleri izlenip denetlenir mi?»

Hayır!... Masonluğu iyi bilmeyenlerden kimileri öyle sanıyorsa yanılıyor; öyle bir şey yok. Keşke olsaydı!

Her mason, kendinden ve yalnızca kendi vicdanına karşı sorumlu olan, özgür bir insandır. Hiçbir mason örgütü, hiçbir masonik organ, bir masonu görevlerini yerine getirmemekle suçlayamaz. Keşke bu konuda mason örgütlerinin bir yaptırım gücü bulunsaydı.

Nitekim kimi masonlar Masonluğun amaçlarının gerçekleşebilmesi için canla başla, öz veriyle çalışırken kimileri yalnızca olanakları elverdikçe bununla ilgilenir; kimileriyse hiç umursamaz. Bundan ötürü hiçbir masonun ne kutlandığı ne de kınandığı görülmüştür. Keşke mason örgütlerinin bu bağlamda yapabilecekleri bir şeyler olsaydı.


ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Mart 01, 2011, 04:18:15 ös
Yanıtla #1
  • Seyirci
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 125
  • Cinsiyet: Bay

Kucuk bir olay anlatib bir soru sormak istiyorum.
2007 yilinda Azerbaycanda polisler Baku sehrinde 3 ayri eve eszamanli baskin duzenledi.Bu evlerden Kara, Hava, Deniz Harp Okullarindan ve Askeri liseden 130 dan fazla ogrenci gozaltia alindi.Sonradan Baku askeri savcilinca yurutulen sorusturmadan anlasildi ki, Turkiyeden gelmis Fetulah Gulene yakin 3 kisi tarafindan bu ogrencilerle hafta sonlari  soyledigim evlerde ozel toplantilar yapiliyor.Amac apaydin ortada. F.Gulen harekati gelecekte Azerbaycan Silahli Kuvvetlerine sizmak icin bu ogrencileri kulaniyor.Sonucda 100 den fazla askeri ogrenci Harp okularindan atildi. Turkiyeden gelmis Fetulahci bu 3 kisi Turkieye kacmayi basardi.
En ilginc olan sudur ki, bu  ogrencilerin hepsinin egitim ve disiplin durumu cok  iyiydi, Fetulahci bu 3 kisi  Askeri okullarin kaymagini bir araya toplamayi basarmislardi.Ilave olarak ogrenciler hepsi bu tarikata her ay hem para oduyorlardi, hemde tarikata ait cd, brosur, kitab ve dokumanlari  onlardan parayla satin aliyorlardi.
Sayin ADAM sorum sudur.
F.Gulenin  bir cok ulkelerde oldugu gibi Azerbaycanda 15 oklulu var.Bu okulu bitirenler gelecekde zaten Azerbaycan cumhuriyetine degil F.Gulene hizmet edecekleri biliniyor.F.Gulen Turkiyede basda emniyet ve yargi  olmak uzere,  TSK haricinde butun kurumlara sizmistir.Azerbaycanda ve butun turk cumhuriyyetlerinde nurcu harekati ve (F) tipi kadrolasma almis basini gidiyor.Bu gun F.Gulen okyanis otesinden Turkiyeyi yonetiyorsa bir kac yil sonra butun Turk cumhuriyyetlerini yonetecek. Sizce masonluk nurcu harekatindan geri kalmiyormu? veya bu suratli akini durduramuyormu? Boyle devam ederse ben bir kac sene sonra butun turk cumhuriyetlerinde
kati islami rejimlerin yaranacagi endisesindeyim.
Saygilar.

« Son Düzenleme: Nisan 28, 2014, 09:01:59 öö Gönderen: ADAM »
1283 - leriz biz.


Mart 01, 2011, 04:55:42 ös
Yanıtla #2
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Fethullah Gülen'in uyguladığı yöntem, Opus Dei'nin yönteminin hemen hemen bir kopyasıdır. Bu bağlamda Opus Dei ne kadar başarılı ise, o da o kadar başarılıdır. Üstelik bir de 3. dünya ülkelerinin hedef alınmış olması bu başarı şansını daha da artırmaktadır. Onu durdurabilecek ya da zayıflatabilecek tek girişim, ona binzer bir alternatifin oluşturulmasındadır.

Bu örgütün Türkiye'de de TSK çerçevisine sızmamış olduğunu söyleyemeyiz. Belki de sızmıştır. Ara sıra birkaç öğrenci, birkaç subay yakalanıp ihraç edilmektedir ama belki yakalanamayanları, kendilerini çok daha iyi koruyabilenleri de vardır.

Mason örgütlerine sızmamışlar, sızmaları kisin bir şekilde önlenmiş midir? Bu bağlamda kesincilik ile konuşmak hiç de olanaklı değil. Doğru da değil. Tarihte Cizvitler Avrupa ve İngiltere'de mason locaların dehşetli bir biçimde sızmıştı.  Özellikle Almanya'da Masonluğun çok yıpranmasını sağlamışlardı. Diğer ülkelerde de etkili olmuşlardı ama 18. yüzyılda Masonluk zaten pek bir dağınık ve kendi içinde çekişmeli olduğu için, bir kanadı çökse ötekiler bundan memnun bile oluyorlardı.

Günümüzde Türkiye'deki mason localarında hiçbir Fethullah Gülen yandaşının bulunmadığını ileri sürmek boş bir laf olur. Belki yoktur ama olabilir de... Ancak Masonluğun yapısı bi tek tük olabilecek kişilerin kuruma etkin bir zarar vermesini en azından şimdilik engellemektedir. Masonluğun da Fethullah Gülen gibi değirmeni çevirecek bir akarsuyu olsa, bir de gerek hükümetler gerek devlet masonlardan öcü gibi korkmayıp onların zincilerini biraz gevşetse, günümüzde bu coğrafyada Masonluk çok daha hızlı ve duyumsanır bir biçimde gelişme sağlayabilir. 

 
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Nisan 24, 2013, 01:48:59 ös
Yanıtla #3
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 689

masonlar aydın insanlar. Şu an da herkes sözde aydinlanma için cemaatlere katılıyor. Keşkediyorum aydın dediğim masonlarda böyle olabilse.
Doğru rehberini bulana ne mutlu...


Nisan 28, 2014, 01:44:16 öö
Yanıtla #4
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 56
  • Cinsiyet: Bay

mezuniyeti olmayan bir okul... hem murid hem murşit olduğun bir tarikat... olabilir mi?

« Son Düzenleme: Nisan 28, 2014, 09:04:03 öö Gönderen: ADAM »
deus meum que jus


Nisan 28, 2014, 09:54:06 öö
Yanıtla #5
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Şu son iki tümceyi biraz açsak...

Mezuniyeti olmayan bir okul ne demek?

Mürşit ve müritler sadece İslam tarikatlarında sböz konusu olduğuna, masonluk ise aslında evrensel bir nitelik taşıdığına göre, şu hem mürşitlik hem müritlik konusunu da biraz genişletsek...
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Nisan 28, 2014, 11:57:29 öö
Yanıtla #6
  • Mason
  • Aktif Uye
  • *
  • İleti: 718
  • Cinsiyet: Bay

Bence Masonluk dışarıya yani biz haricilere kurumsal anlamda tanımlanırken "bir okuldur" denilemez fakat bir Masonda mensubu olduğu bir okul hissiyatını yaratabilir.

Masonlukta öğretmenler ve öğrenciler yoktur ama bilgi edinme çabası içindeki bireyler ve onlara bu bilgileri kademeli bir anlayışla veren bir sistem, bir mekanizma mevcuttur. Operatif masonluk için de bir okul tanımlaması yapılamazdı, fakat sonuçta inşaat ile ilgili bilgileri öğretenler ve bu bilgileri öğrenenler vardı. Öğretenler ve öğrenenler olduğu sürece, o süreci yaşayan kişi açısından, bulunduğu yer bir okuldur. Kurumsal anlamda bir okul değildir ama bireysel anlamda bir okuldur. Örneğin gitar dersi alacaksınız ve amacınız ileride virtüoz derecesinde gitar çalabilmek. Bunun için konservatuvar veya bir müzik okuluna gidebilirsiniz. Veya sadece bir ustadan ders alabilirsiniz. İkincisini seçerseniz, gitar çalmayı öğrenme ve bu konuda ilerleme penceresinden bakıldığında, bir okula gitmemişsinizdir. Dışarıya karşı ben okula gittim diyemezsiniz ama kendi içinizde bir okula gittiğinizi hissedebilir ve bu şekilde algılayabilirsiniz. Bir ustanın gözetimi altında, kendi çabanızla bu yolda ilerleyebilir ve inanılmaz bir gitar virtüozu olabilirsiniz (kendi bireysel çalışmanıza, yeteneğinize ve isteğinize bağlı). Burada bir öğreten var mıdır? Evet. Öğrenen var mıdır? Evet. Öğrenilen bir şey var mıdır? Evet. O halde o yaşadığınız süreç kendi içinizde sizin için bir okuldur. Masonlukta da benzer bir süreç vardır.

Masonluk bana göre FG cemaatinin karşıt muadili değildir. Çünkü Masonluk düşünsel düzeyde faaliyetlerde bulunur, bazı hayır işleri dışında kurumsal olarak bunları eyleme geçirmez. Masonlar bireysel anlamda eyleme geçirebilirler ama onların tek tek yaptıkları da bir müessese olarak Masonluğu bağlamaz. Cemaatin karşıt muadili, örnek veriyorum Türk Eğitim Derneği (TED) olabilir. Çünkü misyonunu eylemle desteklemektedir. Örneğin TED'in Türkiye'nin dört bir tarafında ve KKTC'de okullar açması, imkânı olmayan çocuklara burslar vermesi, bu bursları üniversite düzeyinde yaygınlaştırması, FG okullarına bir alternatif yaratmaktadır.

Cemaate bağlı bir kişi bir şekilde Masonluğa girmiş ise, kendisini dışlanmış hissedebilir. Çünkü Masonluk aynı zamanda sosyal faaliyetleri olan bir kurumdur ve o kişi, ortak bir paydada birleşen diğer Masonlar arasında sosyal anlamda kendine yer edinemeyebilir. Umduğu arkadaşlıkları, dostlukları, etkileşimleri bulamayabilir. Neticesinde sıkılabilir ve hatta artık Masonluğa devam etmeyebilir.

Birçok kişide "keşke Masonluk sadece düşünsel düzeyde faaliyet gösteren bir kurum değil de misyonunu eylemle destekleyen ve açık bir şekilde kurumsal anlamda aktif faaliyet gösteren bir kurum olsaydı" düşüncesi hakimdir. Bunun artıları ve eksileri başka bir konu başlığı altında tartışılabilir.
Live long and prosper.


Nisan 28, 2014, 12:56:51 ös
Yanıtla #7
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Şu "gitar çalmayı öğrenmek" güzel bir örnek olmuş.

Fakat bu örneği, öyle tek başına değil de bir başka biçimde irdelersek sanırım Masonluktaki çalışma sistemine daha çok yaklaşırız.

Gitar çalmak isteyen, bunu biraz beceren ama geliştirmek dileğinde olan kişi, müzik yapmayı bilenlerin oluşturduğu bir orkestraya katılıyor. Orada hem tüm diğer orkestra üyeleriyle birlikte çalıyor hem kendi çaldığı âleti (gitarı) daha iyi çalmayı öğreniyor. Ona orada yol gösterenler de var ama gelişimi öncelikle kendi çabalarına bağlı…

Ötesi; bu müzik sadece orkestra üyelerinin kendileri için değil, dinleyiciler için de çalınıyor. Hatta dinleyiciler aslında orkestra üyelerinden daha önemli.

Böyle çok sayıda orkestra var. Her birinde farklı enstrümanlar, her birinin çaldığı farklı besteler… Hepsi müzik aslında fakat türleri farklı olduğundan dinleyicileri de farklı.

Zaman içinde orkestra üyeleri değişiyor; kimileri gidiyor, yerlerine yenileri geliyor. Çalınan müzik farklılaşıyor; yeni besteler yapılıyor. Değişimler oluşuyor. Değişmeyen tek şey müziğin evrenselliğini koruyuşu.

ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Nisan 28, 2014, 01:54:13 ös
Yanıtla #8
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 730
  • Cinsiyet: Bay

Sayın ADAM bu ne güzel örnektir masonluğu anlatan.
İzniniz olursa ben bunu biraz değiştirerek, biraz geliştirerek kullanmak isterim.
Özgürlük zeka demektir, sevgi demektir. Özgürlük sömürmeme, yetkeye boyun eğmeme demektir. Özgürlük olağanüstü erdem demektir.
Jiddu Krishnamurti


Nisan 29, 2014, 05:05:54 öö
Yanıtla #9
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 689

Geçen sene yazdığım yorumuma baktığımda bu FG nin o zamanda bile bulunduğum yerde ki örgütlenmesinden şikayetçiymişim. O zaman sadece şikayet ediyordum, sanırım farkındalığımı geliştirdikçe erdem ve bilgimle aklımı kullanarak hareket etmem gerektiği anlaşılıyor. Şimdi içsel yolculuğun önemi anlaşıldı.
Doğru rehberini bulana ne mutlu...


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
1 Yanıt
4696 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 03, 2008, 08:01:48 ös
Gönderen: amurdad
0 Yanıt
2290 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 08, 2009, 02:15:38 öö
Gönderen: eagle
0 Yanıt
4344 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 25, 2009, 03:07:32 ös
Gönderen: ADAM
5 Yanıt
8504 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 28, 2014, 11:25:51 öö
Gönderen: ADAM
3 Yanıt
5747 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 01, 2011, 10:09:26 ös
Gönderen: Escalation
15 Yanıt
23305 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 24, 2012, 03:24:02 öö
Gönderen: Sifir
8 Yanıt
5786 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 08, 2015, 01:27:20 öö
Gönderen: Ömercan
23 Yanıt
11404 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 11, 2024, 10:10:46 ös
Gönderen: Mandıra Filozofu
53 Yanıt
39887 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 17, 2015, 06:07:02 ös
Gönderen: karahan
10 Yanıt
4940 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 23, 2015, 09:44:50 ös
Gönderen: Spock