Bu yazıyı, Türkiye’de kadınların mason örgütü ile bağlantılı bir konu ara sıra gündeme geldiği için, bu bağlamda bir noktalama yapmak amacıyla yazıyorum. Benim de bu bağlamda bazı bilmediklerim ya da yanlış bildiklerim vardı. Bu yazıyı yazmak amacıyla bir araştırma yapıp, onları giderdim ve sonra yazdım.
Görünen o ki, Türk Masonluğunda kadınların da bazı Batı ülkelerinde olduğu gibi Masonluğa alınmaları konusu zaman zaman gündeme gelmiş. Bu bağlamda masonik literatürde birtakım makaleler yazılmış. Konunu geçmişi ta 1921 yılına kadar uzanıyor. Hatta ara sıra bazı localarda bu bakımdan girişimlerde bile bulunulmuş ama bunların hepsi çeşitli nedenlerle bir sonuca bağlanamamış.
Bugün Özgür Masonlar Büyük Locası adını taşıyan Büyük Mason Mahfili’nin büyük üstadı, 1985 yılında bir girişim başlatmış. Mason eşlerinden kimilerini bir araya toplamış. Onlara Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası üyesi olan kimi masonların eşleri de katılmış. 30 kadar mason eşi (hemşire) sık sık toplanmaya başlamış. Ertesi yıl bu toplantılar belirli gün ve saatlerde, belirli bir gündemle yapılır olmuş. Toplantıların amacı bu hanımlara Masonluk hakkında ayrıntılı bilgiler verilmesiymiş. Bu nedenle toplantılara masonlar da katılıyor ve tartışmalı görüşmeler yapılıyormuş. Bu iş, beş yıl kadar bu şekilde hiç aksamadan sürdürülmüş. Bu toplantılara katılan hanımların sayısı da giderek artmış.
Başlangıçta bu toplantılar sadece İstanbul’da yapılırken, sonradan İzmir, Ankara ve Adana’da da yapılır olmuş.
1988 yılında bu toplantılara sürekli katılan hanımlar artık bu işi resmiyete dökmeye karar vermiş ve “Çağdaş Kardeşlik Dayanışma Derneği” adı altında bir yasal dernek kurmuşlar. Toplantılarını da bu dernek çatısı altında yapar olmuşlar.
Bu derneğin üyelerinin doğrudan masonik çalışmalar yapmak istemesi, Özgür Masonlar Büyük Locası tarafından değerlendirilmiş ama büyük locanın tüzükleri sadece erkek üye kabul ettiği için bu bağlamda daha ileri bir adım almak olanağı sağlanamamış. Kadınların mason olmasına karşı çıkanlar da olduğu için, büyük locada bu konunu üzerine çok gidilmemiş. Bunun üzerine bu büyük locanın kimi üyeleri kendi ardalarında bir araya gelerek “geçici” olmak koşuluyla biri İstanbul’da, biri İzmir’de iki bağımsız loca kurmuşlar.
İşte bu geçici bağımsız localarda kadın mason adaylarının isteklerinin görüşülmesine girişilmiş. 1991 yılında, adaylar arasında uygun görülenlerin gerek İstanbul gerekse İzmir’de apayrı yerlerde (Özgür Masonlar Büyük Locası bünyesinde değil) oluşturulan mabetlerde tekrislerine başlanmış. Birbiri ardınca düzenlenen törenlerde 90 kadar kadına “mason” niteliği verilmiş.
Ardından sıra bu çırak kadın masonların derecelerinin yükseltilmesine gelmiş. Çoğu daha önce yaklaşık 5 yıl boyunca masonik eğitim görmüş bulundukları için, bu bağlamda bir “bekleme süresi” uygulanmamış.
Üstat derecesine yükseltilen kadın masonlar kendi başlarına toplanarak, İstanbul’da 3, İzmir’de 1 olmak üzere dört yeni loca kurmuşlar. Ardından bu dört locayı bir araya getirerek kendi büyük localarını oluşturmuşlar.
Kadınların kurduğu bu yeni büyük loca gerek Özgür Masonlar Büyük Locası gerekse Grande Loge de France Feminine (Fransa Kadınlar Büyük Locası) tarafından “düzenli” olarak tanınmış. (Birçok yerde bu büyük locayı Özgür Masonlar Büyük Locası’nın kendi bünyesinde ve kanatları altında kurmuş olduğu yazılı; demek ki bu yanlış. Çünkü olayın öyle olmadığı belgelenmiş.) Bu bağlamda birtakım başka ayrıntılar da var ama onlar, adı üstünde “ayrıntı”.
Ancak bu arada dikkatimi çeken ilginç bir olay var. Kadın mason Büyük Locası’nın ilk büyük üstadı olan Güven Timurkan, 1996 yılında Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası’nın büyük üstadı olan Tunç Timurkan’ın yengesi. Bundan ötürü Tunç Timurkan’ın kendi büyük locasında hayli lâf işitmiş olduğu da söylenir ama işin o bölümü biraz da çekiştirme olsa gerek.
Bundan epeyce bir süre sonra, 1995 yılında, deneğin adı da Kadın Mason Büyük Locası Derneği olarak değiştirilmiş.
Başlangıçta sadece masonların eşlerinin oluşturduğu bu büyük loca bünyesinde çalışan kadın masonlar, sonraları eşleri mason olmayan kadınların başvurularını da değerlendirmeye başlamış. (Dolayısıyla bu bağlamda da bazı yerlerde yanlış bilgiler verildiği anlaşılıyor.) Yıllar içinde kadın masonların sayısı giderek artmış, buna bağlı olarak yeni localar da kurmuşlar. Günümüzde Kadın Mason Büyük Locası’nın toplam 15 locası (İstanbul, İzmir, Ankara, Adana, Antalya ve Bursa’da) ve gene toplam 900 kadar üyesi var.
Gene bana pek ilginç gelen bir başka olay daha var. Olayın yeri İstanbul. Kadın Mason Büyük Locası önceleri kiralık bir yerde çalışıyormuş. Ancak hep doğrudan kendilerinin sahipleneceği bir yer arayışı içindeymişler. 1999 yılında Fikir ve Kültür Derneği (EKEİR Yüksek Şûrası) kendi yüksek derece çalışmaları için yeni bir bina yaptırmış ve oraya taşınmış. Eski binalarını da Kadın Mason Büyük Locası satın almış.
Bu örgüt hakkında benim bulabildiklerim özetle bu kadar.
Kadınların masonluğu geçerli sayılabilir mi?... Bu elbette tüm dünyada üzerinde durulmakta olan, bir türlü sonuca, uzlaşmaya varılamamış bir sorun. Ancak bu bağlamda öncelikle Türkiye’deki durum düşünüldüğünde benim aklıma ulu önderimiz Atataürk’ün biraz bugünkü dilimize dönüştürülmüş bir deyişi geliyor: «Türk kızına, Türk kadınına her alanda güvenmelisiniz, onlar gerçek bir anne olmasını bildikleri kadar, medeni âlemin her branşında da üstün yetenekleri ile birer uzman olmasını bilecek kadar çalışkandırlar, inançlıdırlar, gayretlidirler.»