Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: BÜYÜK LOCA - YÜKSEK DERECE ÖRGÜTÜ İLİŞKİLERİ (2)  (Okunma sayısı 4924 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Nisan 15, 2010, 11:00:33 öö
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay




Masonlukta bir ritin egemen otoritesiyle bir büyük loca arasındaki ilişkilerin kurallarını belirlemek üzere bu kuruluşlar arasında gereğinde ya da yararlı görüldüğünde bir sözleşme bağıtlandığından ve Tür8k Masonluğu’nda buna “konkordato” dendiğinden söz etmiştim.

Bir konkordato, şu konularda karşılıklı olarak uyuşulmuş kuralları içerir:

a)   Büyük locanın simgesel derecelerin düzenlenip yönetilmesinde, ritin egemen otoritesinin de yüksek derecelerin düzenlenip yönetilmesinde tek yetkili oldukları; her ikisinin birbirlerinin yetki alanlarına karışmayacakları;
b)   Simgesel derecelerdeki çalışmalarını belli bir düzeye getirmiş, yüksek derecelerde de çalışmaya istekli masonlar ile ilgili olmak üzere, iki kuruluş arasındaki iletişimin nasıl kurulacağı;
c)   Özellikle “bireysel düzen” ve “disiplin” bakımından, her iki kuruluşun nasıl bir ortak tutum takınacağı;
d)   Her iki kuruluşun yetkililerinin diğer kuruluşun protokolündeki yeri.

Genellikle büyük loca ile ritin egemen otoritesi arasındaki ilişki uyarınca, yüksek derecelerde çalışan birim ve örgütlerin belirlenmiş yöneticileri, doğrudan büyük locanın ya da büyük locaya bağlı olarak çalışan locaların toplantılarına katıldıklarında, protokole uygun olarak karşılanarak ağırlanır. Ancak, bu her zaman ve her ortamda geçerli değildir; yalnızca toplantılara resmi bir nitelikle katılmaları durumunda söz konusudur.

Bu anlatımı yurdumuza uygulayacak olursak, şöyle de dile getirebiliriz: Süprem Konsey’in ya da Yüksek Şûra’nın görevlileri büyük locanın ya da büyük locaya bağlı bir locanın toplantısına resmi bir nitelikle -kendi görev unvanlarına özgü önlük ve kordonu kuşanarak- katılacak olurlarsa, protokol kurallarına uyularak karşılanıp ağırlanır. Süprem Konsey ya da Yüksek Şûra’nın herhangi bir üyesi ve bir yüksek derece atölyesinin başkanı, aynı zamanda, herhangi bir diğer kardeş gibi, simgesel derecelerde çalışmakta olan bir locanın da üyesidir. Gerek kendi locasının gerekse herhangi bir başka locanın toplantısına hiçbir resmi nitelik taşımaksızın, salt bireysel olarak katıldığında, hiçbir ayrıcalığı yoktur. Kendisine saygı gösterilir ama herhangi bir protokol uygulanmaz.

Bir büyük locada oldukça önemli noktalardan biri, yüksek derece örgütleriyle ilişkilerde protokol kurallarına özen gösterilmesidir. Bir locanın görevlileri, özellikle üstad-ı muhterem, dış koruyucu (gözcü) ve tören üstadı, protokol kurallarını çok iyi bilmeli doğru uygulamalıdırlar. Hem yüksek derecelerdeki kuşanımı, hem de bu derecelerin ve atölyelerin yöneticilerinin taşıdıkları görev unvanlarını protokole uygun bir tören uyarınca gerektiğinde doğru söylemelidirler. (Bu deyişim bir öğüt gibi oldu ama zaman zaman ve yer yer bu bağlamda birtakım yanlışlıklar yapılıyormuş ve bu durum üzüntüye yol açıyormuş.)

Eğer bir locanın üstad-ı muhteremi locasının toplantısına katılan yüksek dereceli masonların özenle karşılanıp ağırlanmalarını öngörüyorsa; bu tutumun temelinde, onların Masonlukta yıllarca hizmet üretmiş, gerçekten de kendilerine saygı gösterilmesi gereken kardeşler olmaları gerekçesi vardır. Bu bir “protokol gereği” değildir; sadece görgülü bir tutum ve davranıştır. Ancak, böyle bir uygulama genelleştirilemez ve bir “kural” olmaya dönüştürülemez. Ne büyük loca ile ilgili ritin egemen otoritesi arasındaki konkordato ne de Masonluğun gelenekleri böyle bir ayrıcalığı her durumda gerekli kılar.

Tüm bunların yanı sıra, bir locanın toplantısına katılmak üzere yüksek derece atölyelerinden gelen bir yetkili temsilci, bulunduğu dereceyi ve yüksek masonik niteliğini açıkça belirten kordon ya da eşarp ve önlüğü kuşanacak olursa; protokol uyarınca karşılanması, mabede yöntemine uygun şekilde törenle alınması, mabette kendisine protokol uyarınca yer gösterilmesi gerekir. Böyle bir durumda oturumdan sonra düzenlenen kardeş sofrasında da (varsa) yine derecesinin ve görevinin gerektirdiğince ağırlanması zorunludur. Ancak masonik kuşanımı olmayan hiçbir kardeşe saygı dışında özel ilgi gösterilmesi gerekmez.

Bir locadaki dış koruyucu (gözcü), tören üstadı, nazırlar ve üstad-ı muhterem toplantıya katılmak üzere gelen ve protokole uygun olarak karşılanıp ağırlanması gereken bir masona, yüksek derece atölyelerindeki görev unvanına ya da derecesine özgü önlük ve kordonunu kuşanmış olmadığı sürece kendisinin ilgili locanın görevlilerinden bekleyebileceği özenli tutumu göstermediklerinden ötürü kınanamazlar. Üstad-ı muhterem ve diğer görevliler, localarına “konuk” olarak gelen ve kendisini önceden iyice tanımadıkları bir masonun, yüksek derecelerde önemli bir masonik unvan ya da nitelik taşımakta olduğunu bilemeyebilirler. Bu ancak pek az sayıda locası bulunan bir büyük locada olanaklıdır.

Kaldı ki, yüksek dereceli masonlar da, üyesi olmadıkları bir locanın oturumuna “konuk” olarak katıldıklarında, resmi bir nitelik taşımakta olduklarını belirten kuşanımları yoksa, ayrıcalıklı bir karşılama ve ağırlama beklememeli, bunun yapılmayışından ötürü yakınmamalıdırlar. Masonlukta bunca yıl geçirmiş deneyimli masonların bu konuyu genç kardeşlerden çok daha iyi bilmesi gerekir. (Bunu da bu bağlamda birtakım farklı düşünceler olup alınganlıkların doğduğunu duyduğum için yazdım.)

Gelelim şu yüksek derece örgütlerinin kuşanımlarına…

Bir locanın toplantısına katılmak üzere gelmiş olan bir yabancı konuk bilinmeyen ve daha önce görülmemiş türden bir önlük ve kordon kuşanmış olabilir. Böyle bir durum özellikle yüksek derece atölyeleriyle bağlantılı olmak üzere ortaya çıkabilir ama simgesel derecelerde de karşılaşılmayan bir olgu değildir. Çünkü yeryüzündeki mason kuruluşlarının kullandıkları önlük ve kordonlar, gerek içerdikleri renkler gerekse üzerlerinde yer alan süsleme ve simgesel öğeler bakımından çok çeşitlidir. Aynı riti uygulayan iki mason kuruluşunda bile benzer atölyelerin görevlilerinin kuşanımları birbirinden farklı olabilmektedir.

Yine masonlara öğütler…

Daha önce görmemiş olduğu bir kuşanım ile karşılaşan bir dış koruyucu (gözcü), ne bunu daha önce görmemiş olduğu için bilmediğini saklamalı ne de umursamaz davranmalıdır. İlgili masona kuşanmış olduğu bu kordon ve önlüğün hangi mason kuruluşunun hangi derecesine ilişkin olduğunu açık yüreklilikle sorarak öğrenmelidir. Ola ki bu kuşanımı tören üstadı ile üstad-ı muhterem de bilmemektedir. Bu nedenle dış koruyucu hemen bir yolunu bulup bu bilgiyi üstad-ı muhtereme ve tören üstadına da iletmelidir ki, onlar da herhangi bir yanılgıya düşmesin ve protokol bakımından bir kusur işlenmiş olmasın. Böyle bir davranış hiç de utanılacak bir şey değildir. Aksine, eğer sorup öğrenmez ve bunun sonucunda tören üstadı ya da üstad-ı muhterem bir yanlışlık yapacak olursa; asıl o zaman protokol bakımından kusur işlenmiş olması nedeniyle dış koruyucu locasını utanca düşürmüş olur.

Bunun tam tersine, bir locaya yabancı bir mason kuruluşundan konuk olarak gelmiş olan bir masonun alışılmamış tarzda bir önlük ve kordon takmışsa, bu durum onun ille de protokol uyarınca karşılanıp ağırlanmasını gerektirmeyebilir. Çünkü Batı ülkelerindeki birçok büyük locanın gelenekleri uyarınca her mason kendisine bir gerekçeyle özel olarak verilmiş bir kuşanımı kullanmakta olabilir. Bu durumda da kendisine görev unvanının ne olduğunu ve nasıl bir mason birimi ya da örgütünü temsil ettiği sorulmalıdır. Gerçi resmi konukluklarda tören üstadı bu konuda görevini yerine getirmiş ve konuklar ile ilgilenerek gerekli bilgileri almıştır ama mabede girişten hemen önce herhangi bir yanlışlık yapılmaması için bunu bir kez daha belirlemekte sakınca yoktur; yarar olabilir.

Konumuz büyük loca ile yüksek derece örgütleri arasındaki ilişkiler iken, protokol konusunda belki de gerekenden fazla söz ettim. Bunun çok önemli bir gerekçesi var. Daha önce başka başlıklar altında değinmiş olduğum üzere, Masonluk sıradan bir kurum değildir. Protokol ve bunun bir öğesi olan kuşanım, Masonlukta çok önemlidir.






Bu konuya da burada son veriyorum. Benim yanıtlayabileceğim sorular, ayrıca eksik bırakmış olduğum noktalarda katkılar ya da yanlışlarım varsa düzeltmeler başım üstüne.




ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
3 Yanıt
16345 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 06, 2011, 08:46:56 öö
Gönderen: ADAM
43 Yanıt
58509 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 22, 2013, 11:26:30 ös
Gönderen: VARLIK
1 Yanıt
5275 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 10, 2009, 09:39:36 öö
Gönderen: khanjar
0 Yanıt
4792 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 03, 2010, 08:34:26 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
4245 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 10, 2010, 10:45:42 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3864 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 11, 2010, 08:13:11 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3915 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 07, 2010, 12:47:05 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
5854 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 14, 2010, 10:55:33 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
4683 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 30, 2010, 03:44:37 ös
Gönderen: ADAM
2 Yanıt
9330 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 16, 2013, 12:24:36 öö
Gönderen: park10