Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Kayıp kıta Mu nun sembolleri  (Okunma sayısı 22647 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Kasım 10, 2011, 02:41:51 öö
Yanıtla #20
  • Ziyaretçi

ben mısırdaki firavun ailesinin mu dan geldiğini aynı zamanda türklerinde mu dan geldiğini yani masonluğu ilk icad edenin ve bu bilgiye ulaşanın türkler olduğunu zannediyorum nitekim atatürk ve hir mason locası sanırım 33 derece mason bedrettin dalanda mu yu araştırmışlardır.aynı zamanda mu luların yer altında yaşamaya devam ettikleri tibet ve kapadokyada izlerine rastlandığı gibi tezlerde vardır ayrıca adolf hitlerin tibetli rahiplerle ilişksinin aslında şambala ve agarta ilişkisi olduğu ve savaşın onların dünyay müdahalesi olduğu sanılmaktadır öte yandan ingiliz kraliyet ailesininde mısır ve mu soylu olduğunu sanmaktayım hatta ingilizler şu an amerikanın beyni durumunda hatta amerikan başkanlarının genelde ingiliz kaliyet ailesi soyundan olduğu söyleniyor.kenedy de muhtemelen bu soydan nitekim kenedy türkiye ve japonyayı süper güç yapmak isterken mossad tarafından ortadan kaldırılmıştı.bir garip şeyde israilin tamamına yakın yönetiminin aşkenaz olması ve aşkenazlarında muhtemelen türk soylu olması ihtimali var.seferadların gerçek yahudi olduğu söylenmekte ve sabetaycıların bu kökenden geldiği söylenmekte.


Şubat 16, 2012, 12:29:08 ös
Yanıtla #21
  • Ziyaretçi

sn Amon Ra, mısır sadece tek bir hanedanın soyundan yönetilmemiştir. bu nedenle fivarunların soyunun mu'dan geldiğini düşünmek doğru olmaz. ayrıca yazdığın bazı cümlelerin de komplo teorisi gibi geldi.

Mu kıtası batmadan önce oradan kurtulanların mısır, tibet,  hindistan, afrika kıtası gibi yerlere göç ettiklerini okumuştum. zaten sn MYSTICPROVOCATEUR'nda dediği gibi ezoterizm bu göçten sonra mısır'da başlıyor.


Eylül 07, 2014, 07:15:29 ös
Yanıtla #22
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 107
  • Cinsiyet: Bay

Kayıp kıta MU ile ilgili gelişmeler 19. yüzyıla dayanıyor.  Dolayısıyla İllüminatinin kurulusundan sonraki tarihlere yani daha eski değil. Dolayısıyla bu illüminatinin uzantılarının ürettiği bir efsane olabilir yada gerçekte olabilir. Her neyse....
Ben bu konu ile illüminati arasında bir bağ olup olmadığını, hatta paylaşacağım diyagrama göre
Kayıp kıta MU, Atlantis uygarlığı gibi henüz bilimsel bir kanıta kavuşmamış bazı konuların Masonlukla bir ilgisinin olup olmadığını Masonların bu konulara nasıl baktığını merak ediyorum.
« Son Düzenleme: Eylül 07, 2014, 07:21:43 ös Gönderen: Gezdirici »
Bir noktadan sonsuz doğru geçer. İki noktadan ise bir doğru geçer. Senin koordinatlarını diğer noktalarla çizdiğin doğrular belirler.


Eylül 07, 2014, 07:42:17 ös
Yanıtla #23
  • Mason
  • Aktif Uye
  • *
  • İleti: 718
  • Cinsiyet: Bay

Kayıp kıta MU ile ilgili gelişmeler 19. yüzyıla dayanıyor.  Dolayısıyla İllüminatinin kurulusundan sonraki tarihlere yani daha eski değil. Dolayısıyla bu illüminatinin uzantılarının ürettiği bir efsane olabilir yada gerçekte olabilir. Her neyse....
Ben bu konu ile illüminati arasında bir bağ olup olmadığını, hatta paylaşacağım diyagrama göre
Kayıp kıta MU, Atlantis uygarlığı gibi henüz bilimsel bir kanıta kavuşmamış bazı konuların Masonlukla bir ilgisinin olup olmadığını Masonların bu konulara nasıl baktığını merak ediyorum.

Bu konunun Illuminati ile bir ilgisi yok.

Neo-spiritüalizm akımı ile ilgilenenler Mu konusunu çok daha fazla araştırıyor ve hatta inanıyorlar. Sadece Mu da değil, bir de Atlantis var tabi...

Masonluk, bilimsel olarak kanıtlanmamış eski "efsaneleri" elbette öğretilerinde sembolik olarak, söyleyeceğini ifade etmek için kullanabilir. Bu efsaneler, Kral Süleyman olur, Kral Arthur olur, eski Yunan tanrıları olur, Mu olur, Atlantis olur... Fakat bu durum, o konulara körlemesine inanıldığı anlamına gelmez. Sadece sembolik dersler çıkarılır. Fakat bunlara inanan bireysel Masonlar var mıdır? Elbette, neden olmasın?

Mu ve Atlantis konularına merak duyan kişi, halihazırda internette var olan neo-spiritüalizm sayfalarını ve ilgili kitapları okuyarak bilgi alabilir. İnanıp inanmaması kendine kalmıştır.
Live long and prosper.


Eylül 07, 2014, 07:53:34 ös
Yanıtla #24
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay

İlginç gibi görünen ama dikkatli bakıldığında gerek tarihsel (kronolojik) gerek niteliksel bakımdan yer yer yanlışları ve noksanları da bulunan, yer yer bilgisizlik saçmalığı da görülen bir şematik düzenleme. En tepeye bir üçgen içinde göz figürü yerleştirilmesi de elbette dikkat çekmeye çalışmanın bir başka tarzı.

Mu en başa Masonluk ise en sona konulmuş olduğuna göre arada bir bağlantı kurulması biraz fantezi olur. Bu şemaya bakılırsa, kurulabilecek daha kolay bağlantılar var. Bunların arasında İslâm bile Masonluktan daha şanslı.

Sayın Spock'un Masonlukta da geçtiğini sezdirerek değindiği Eski Misterler ise, Orta Doğu'nun olsa olsa M.Ö. 4 bininci yılına kadar uzanabilen birtakım mitleridir. Bunların hepsi, alegorik niteliklerle, ders alınması amacıyla ortaya konmuştur. (Hani, "gelinim sana söylüyorum, dünürüm sen anla" tarzında ya da "kargaya sesinin çok güzel olduğunu söylersen, peyniri kaparsın" gibisinden. )   

Tarih öncesi çağlarla bağlantılı henüz bilenemeyen çok şey varken, şu pek yakınımızdaki Göbeklitepe olgusu bile kesin bilimsel çizgilerle ortaya konulamamışken, beri yanda bilimsel bilgiler, evrensel gerçekler ve insancı olgular varken, bu gibi fantezilerle uğraşmak, değerli olan zamanı boşa harcamaktan başka bir şey değil... 

ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Eylül 07, 2014, 09:12:59 ös
Yanıtla #25
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 107
  • Cinsiyet: Bay

Teşekkürler,
Bir kaç yıl önce aldığım bir iletiden elime geçen bu şemanın (Özellikle en üst kısımdaki üçgen ve göz nedeniyle) masonlukla bir bağı olduğunu düşünmüştüm.
[Mu konusu Türkçü düşüncelere de destek olarak alınabilen bir olay. Hatta Çindeki Uygur topraklarında gizlenmiş piramitler olduğu ve buraya da Mu kıtasından gelenler olduğu Mayaların ve Kızılderililerin de Türk olduğu gibi düşünceler var.
Ancak masonluk bildiğim kadarıyla evrenselci bir felsefeye sahip ve Irk kavramı masonluğa uygun değil. (Ancak yinede kafamda Ziya Gökalp inde bir Türkçü olması ve mason olması bir çelişki olarak duruyor.)]

Bu şemanın illüminatinin kapsamını sembolize ettiğini hatta bu nedenle hiyerarşik olarak illüminatinin masonluğuda içine alan daha büyük bir organizasyon olduğunu düşündüğüm oldu.
Şimdi sizlerin verdiği bilgilerden anlaşılan o ki İllüminati ve Masonluk böyle bir bağ içermiyor.
Bu durumda her üçgen ve göz gördüğümüz yerde masonluktan da sözedilemeyeceği anlaşılmış oluyor. Yani bu sembolleri illüminati yada yukarıdaki şema gibi şemaları yararatanlar da (her kimler ise) kullanabiliyor.
Olaya sembolizm girince birde tam kaynağından bilgi sahibi olmadığımızdan farklı kurgular yapmak kolaylaşıyor.
Doğru kaynaklardan bilgi almaya başladığımı sezinlemek mutluluk verici.

Saygılar selamlar.
« Son Düzenleme: Eylül 07, 2014, 09:16:36 ös Gönderen: Gezdirici »
Bir noktadan sonsuz doğru geçer. İki noktadan ise bir doğru geçer. Senin koordinatlarını diğer noktalarla çizdiğin doğrular belirler.


Eylül 08, 2014, 09:23:16 öö
Yanıtla #26
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Gene D. Matlock'un "Ey Dünya İnsanları Hepiniz Türksünüz" adlı bir kitabı var. Piyasada şu anda bulunabiliyor.

Böyle fantezilere bakılarak kapılımlar içine girilmesi yoluyla ancak romantik düşüncelere varılabilir; gerçeklere değil.

Birtakım eski ırkların kökenine Eski Orta ve Doğu Asya Türklerinin yerleştirilebilmesi kaygısı, kusura bakmayın ama bir tür inferiorite (aşağılık, gerilik) kompleksinin bir ürünü.

Kaldı ki milliyetçilik, ırkçılık, kafatasçılık, birbirine karıştırılmaması gereken ideolojiler. Konu Türkiye olunca, bu bağlamda Türkçülük ve Turancılık akımları arasındaki farkın da iyi anlaşılması gerek.

Bunlar anlaşılınca, sadece Ziya Gökalp'in değil, onun gibi daha nice değerli Türkün mason oluşunda şaşırılacak bir şey yok. Masonluk evrenseldir ama evrenselliği giden yol ulusallıktan geçer. Ulusallığı (milliyetçiliği) Şovenizme dönüştürmeden içine sindirememiş olan bir kişinin evrensel boyutta "iyi bir mason" olması beklenemez.

Konuya böyle bakılınca Yahudilerin mason olmaması gerek. (Nitekim tarihin bir döneminde alınmamışlar) Katoliklerin kesinlikle mason olmaması gerek; oysa olduklarını görüyoruz. Çünkü Masonluk, hepsi için bir eklektik (birleştirici) ortam sağlıyor.

O şemada "içinde göze benzer figür bulunan üçgen" (göz olmayabilir de)  simgesel düzenlemeyi bir yana bırakalım (ancak bilelim ki o düzenleme Illuminati bir yana dursun, Masonluktan da çok daha eskidir ve bunun kanıtı pek çoktur), şemanın bütünü, kullanılan terimler ve gösterilen bağlantılar kapsamında daha önce de değinmiş olduğum üzere bir sürü yanlışlık ve noksanlık da var. (İstenirse anlatılır ama konu dışına çıkarız.)

Bu tür şemalar, ancak bu konularda duygusal nitelikli merakı çok ama temel bilgileri pek az insanları kandırmaya yarayabilir.

Konu Atlantis olduğunda önce Languedoc ve Provence gizemlerinin, Mu olduğunda ise değinildiği gibi Moğolistan'daki, gözlerden saklanmasına özen gösterilen kalıtlar ile Santiago açıklarındaki Paskalya Adası'nın çözümlenmesi gerek. (Bu Forumda bir zamanlar "Coğrafyada Geometrik İlişkiler" adı altında bir dizi çalışma yapmıştık. Bakılırsa, oradan izler edinilebilir.)

Tarih Öncesi Çağların "Mu" adı verlmiş o jeomorfolojik nitelikli kıtası ya da kara ülkesiyle bağlantılı incelemeler yapılacaksa, bunların günümüzde görülen birtakım kurumlarla bağlantısının kurulup ortaya sansasyonel kurgular çıkarılacak yerde, gerçeklere dayanan bilgilerle değerlendirilmesi gerek.

Nitekim bakınız, bu başlığın bulunduğu yer, Forumun Mitoloji bölümü. O da İnanç bölümünün altında yer alıyor. Oysa bilimsel bir inceleme yapılacaksa, bunun yeri Tarih ve Arkeoloji + Antropoloji olmalı. İşte o zaman varsayımlar ya da kurgusal öyküler ya da tasarımlarla değil, somut verilere dayanan bilgilerle konuşulur
.


   
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Eylül 08, 2014, 10:27:41 öö
Yanıtla #27
  • Mason
  • Aktif Uye
  • *
  • İleti: 718
  • Cinsiyet: Bay

Mu konusunun Türklük ile bağlantısının kurulmaya çalışılması mantık dışı bir çaba. Neo-spiritüel kaynaklara bakılırsa anlaşılır ki, aslında sadece Türkler değil tüm insanlık Mu felaketinden sağ kalanlarca oluşturulmuş meğer.

Bu görüşe göre insanlık ve dünya her 50-60 bin yılda bir kendisini resetleyerek fabrika ayarlarına döndürüyor. Bunun sebepleri ayrıntılarıyla açıklanmış ama burada tartışmanın anlamı yok çünkü spiritüelizm (öte-dünyacılık) çerçevesinde ele alınmış. Fakat kısaca söylemek gerekirse evrendeki düzenin bir gereği ve ruhun tekâmülünün yolu olarak anlatılıyor. Her seferinde bir kıyamet kopuyor, insanlığın %95'i telef oluyor, geriye kalanlar her şeye yeni baştan başlıyorlar. Sonra bir 60 bin yıl daha geçiyor ve aynı şey tekrarlanıyor. Örneğin ilk kıyamet Mu dünyasını vuruyor, ikinci kıyamet Atlantis dünyasını. Şimdi de bizim şu anda içinde yaşadığımız medeniyete sıra gelmiş. Bizden sonra da tekrar olacakmış... Bu arada her bir yok olan medeniyetten alınan bazı bilgiler bir sonraki medeniyetin kurulması için bazı üstün görevli varlıklar tarafından kullanılıyormuş! İşte bu nedenle Mu'nun kadim bilgilerinin Atlantis'e, Atlantis'in kadim bilgilerinin Eski Mısır ve Tibet yoluyla şu andaki medeniyetimize aktarıldığı söyleniyor. Sonra bunun Hermetizm ve Ezoterizm ile ilişkisi kuruluyor ve ortaya bu senaryonun sadık inananları çıkıyor.

Kısacası bu aynen Tanrı ve din konularında olduğu gibi bir inanç meselesi haline dönüşmüş çünkü bilimsel olarak kanıtlanabilme olanağı yok. Ya da varsa da ben bilmiyorum. Sn. ADAM'ın bahsettiği Moğolistan'daki gözlerden saklanmasına özen gösterilen kalıtlar ne merak ettim doğrusu. Buna inananlar o güne hazırlıklı olduklarını, o gün geldiğinde ruhlarının tekâmül seviyesinde bir seviye atlama olacağına inanıyorlar. Detaylandırılabilir ama konu başlığı dışında. Sn. MYSTICPROVOCATEUR kardeşim bazı ipuçları vermiş bu konunun ilk sayfalarında ama kendisi artık pek foruma uğramıyor zannedersem.

Bu bilgiler göz önünde bulundurulduğunda Battlestar Galactica dizisi apayrı bir yorum ve değer kazandı şimdi kafamda. Orada da denildiği gibi:

Tüm bu olanlar daha önce oldu ve daha sonra da olacak:



Aynı şekilde Matrix üçlemesinde de vardı benzer bir yorum... Ulu Mimar (Grand Architect) denilen karakter, Neo'ya bu senaryonun daha önce 5 kez yaşandığını, her seferinde bir yok oluş yaşandığını ve bunun altıncı deneme olduğunu söylüyordu...  :)



Demek istediğim, Mu ve Atlantis konuları kimilerine göre çok daha karmaşık ve varoluşla ilgili mevzular.

Ben ne mi düşünüyorum? Ben insanlığın önünde henüz yaşanmamış başarılar olduğunu düşünüyorum. Warp Drive'ın keşfi, derin uzaya açılarak uzayın haritalandırılması, Dünya'da barış ve refahın tesis edilmesi, diğer gezegenlerde kolonileşme, yeni ittifaklar kurulması, vb. Yukarıdakilerden bir isteğim var. Bunları gerçekleştirmeden Dünyamıza dokunmasınlar.
Live long and prosper.


Eylül 08, 2014, 09:42:55 ös
Yanıtla #28
  • Seyirci
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 214
  • Cinsiyet: Bay



Tüm bu olanlar daha önce oldu ve daha sonra da olacak:


Ben ne mi düşünüyorum? Ben insanlığın önünde henüz yaşanmamış başarılar olduğunu düşünüyorum.  Dünya'da barış ve refahın tesis edilmesi, diğer gezegenlerde kolonileşme, yeni ittifaklar kurulması, vb. Yukarıdakilerden bir isteğim var. Bunları gerçekleştirmeden Dünyamıza dokunmasınlar.



"Dünya üzerindeki hiçbir şey gerçekten yeni değildir.
İnsan ruhunun soylu dramları da öyle.
Bazen, aralarından biri çok özgünmüş gibi görünebilir; ama daha dikkatli incelediğinizde,
hepsinin farklı kahramanlar tarafından daha önce canlandırılmış olduğunu görürsünüz;
sadece seyrinde birtakım değişiklikler olabilir.
Ama asıl konu, temel nokta hep aynı eski hikayeyi yineler."

Apostolos Doxiadis




Bu alıntıyı her hatırladıgımda derin bir hüzün kaplıyor bedenimi .


İnsan ruhu - bilinci ya da yok olmadıgını düşündüğümüzü her hangi bir kalıntısı , artık her neyse .
Ben bu genç yaşımda çok yoruldugumu derinden hissediyorum .
Bazen bu dünyayı gerçekten kaldıramıyorum . Ve etrafımda ki insanlara baktıgımda da aynı yorgunlugu görebiliyorum .
Bu yaşayış bu zorunluluk gerçekten hakettiğimiz türden bir düzeye ve normalliğe sahip değil !
Bu dozajın , bu sertliğin ve bu acımasızlıgın yumuşatılmasını diliyorum  .
« Son Düzenleme: Eylül 08, 2014, 09:57:40 ös Gönderen: Dor »
"Bu ıssız dağları, şükranlarını dile getirmeksizin terk edemezsin"


Eylül 08, 2014, 10:53:31 ös
Yanıtla #29
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 107
  • Cinsiyet: Bay

Milyarlarca yıllık dünyanın uzun oluşum sürecinin sadece 5 _ 10 bin bilemedin 20 bin yılı hakkında pek kesin olmayan bilgilere sahibiz. Bu kadar az bilginin olduğu durumda yüzlerce farklı hikaye olması mümkün. Sanırım önemli olan hikayelerin gerçekle ilişkisinden çok ne anlatmaya çalıştığı üzerinde daha çok durmamız gerekiyor.
Milliyetçilik, Irkçıllık, Ziya Gökalp ve Masonluk hakkında daha yeni ve doğru bilgiler edinmiş oldum.
Masonların bu konulardaki bakış açısına katılıyorum.
Bir noktadan sonsuz doğru geçer. İki noktadan ise bir doğru geçer. Senin koordinatlarını diğer noktalarla çizdiğin doğrular belirler.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
27 Yanıt
20208 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 10, 2011, 02:52:56 öö
Gönderen: AMON RA
6 Yanıt
8167 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 23, 2015, 12:43:36 ös
Gönderen: Lucian
6 Yanıt
5450 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 09, 2011, 01:56:06 öö
Gönderen: khanjar
1 Yanıt
3808 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 04, 2014, 06:07:49 ös
Gönderen: KAM
8 Yanıt
4096 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 17, 2013, 10:53:37 ös
Gönderen: karahan
7 Yanıt
4769 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 04, 2014, 09:36:03 öö
Gönderen: ADAM
25 Yanıt
11375 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 02, 2014, 10:27:06 öö
Gönderen: hypatia
7 Yanıt
13119 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 29, 2014, 02:27:23 ös
Gönderen: mbulut
2 Yanıt
6656 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 31, 2014, 09:41:19 öö
Gönderen: mbulut
15 Yanıt
7461 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 05, 2015, 12:19:50 öö
Gönderen: Kadim