Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: EVRENİN BİR AMACI VAR MI? - 1  (Okunma sayısı 3416 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ekim 18, 2009, 05:23:09 ös
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay



Sevgili Dostlar,

“Makromozmos – Mikrokosmos İlişkileri” başlıklı çalışmamı size sunarken, ABD’nin Philadelphia eyaletinde kurulu John Templeton Vakfı tarafından iki yıl önce 12 bilim adamına yöneltilmiş olan “Evrenin bir amacı var mı?” (Does the universe has a purpose?) biçimindeki soruya o bilim adamlarının vermiş oldukları yanıtları içeren bir kaynağa ulaştım.

Önce bu kaynaktaki irdelemeleri işlemekte olduğum konunun kapsamına almayı düşünmüştüm ama sonra caydım. Bunları o konuyu bitirdikten sonra ortaya koymanın daha doğru olacağına karar verdim.

Yazılarımı izleyenler benim yöntemimi biliyor… Çok uzun yazılar yerine daha kısa ve birbirini izleyen bölümler düzenlemeyi yeğliyorum. Bu da öyle olacak. 12 bilim adamının görüşlerini 12 bölümde vereceğim. Yorumsuz olarak…

Ancak en sonunda belki ben de kendime göre bir yorum yaparım; o ayrı…


BELKİ…

Nancy Murphy – Hıristiyan Felsefesi Direktörü, Fuller Theological Seminary


Yanıtı sadece dünyaya bakarak bilmek olanaksız.

Bu soru, “Monoteist dinlerdeki Tanrı varlığının düzen, iyilik ve evrenin görkeminin incelenmesiyle bilinebilir mi?” diye bir soru ile yakından bağlantılı oluyor.

1750’lerde David Hume’un belirttiği gibi, eğer biri bu tasarımın kanıtını arıyorsa o zaman bütün kanıtları dikkate almak zorundadır. Sadece düzeni ve iyiliği değil, düzensizliği ve şeytanlığı da göz önünde tutmalıdır.

Hume, bir çeşit yaratan olgusunun olanaklılığını düşünür gibiydi. Buna karşın 1779’da yayınlanmış olan “Dialogues Concerning Natural Religion” (Doğal Dine İlişkin Diyaloglar) adlı kitabındaki hangi karakterin Hume’un kendi görüşlerini yansıttığı net değildir. Eğer bir yaratan var ise, onun özellikleri hakkında bilebildiklerimiz neredeyse sıfıra yakındır. Dünyanın ya da insanlığın gelecekte daha yetkin olacağı adına herhangi bir planın var olup olmadığına ilişkin hiçbir şey bilinemez.

Cömert, yardımsever bir yaratanın amaçlarını dünyadaki kanıttan yola çıkarak biri kavrayamıyorsa, ben dünyanın amacını bildiğimi nasıl iddia edebilirim ki?

Yanıt gerçekten çok karmaşık. Buna karşın, her biri kendilerine özgü kanıtları ile şekillenmiş, birbirleriyle rekabet halindeki geleneklerin ayrıntılı karşılaştırmalarına girebilmek için ele alıyorum. Örneğin Hıristiyanlar adına, İsa’nın yaşamı ve erken Kilise dönemindeki tarihsel olaylar ile dikkatlice değerlendirilmiş dinsel deneyimleri dikkate alıyorum. Bununla birlikte her bir gelenek, karşılaştığı entelektüel krizlerin ışığında da değerlendirilmeli.

Benim bilimsel doğacı diye nitelendirdiğim geleneğin karşılaştığı iki kriz, din sürecinin doğa tabanlı olarak yeterli bir şekilde açıklanmasının mümkün olup olmadığı ve geleneğin ahlâk anlayışı için yeterli alt yapıyı sunup sunmadığı sorularıdır. İnançlı insanların dinsel inançlarına ve uygulamalarına dönük bilimsel araştırmalar ilk soruyla bağlantılıdır.

Bilimsel araştırmalar teist nitelikli geleneklerin karşılaştığı kimi krizlerden de etkilenir. Dolayısıyla doğa bilgisi amaç konusundan kopuk değildir.

Örneğin Hıristiyanlığın uzun süredir karşı karşıya olduğu açmaz, neden iyi olan Tanrı’nın doğada insanların ve hayvanların bu kadar çok acı çekmesine izin verdiğidir. Neden bu tsunamiler, kuraklıklar, fırtınalar ve ölümcül hastalıklar?

Çağdaş bilimin gelişmesinden önce tüm bunlara günâhların ve dolayısıyla cezalandırma gereğinin neden olduğu düşünülüyordu. Bugün ise hayvanların daha insanlar ortada yok iken milyonlarca yıl benzer acıları çektiğini biliyoruz. Felâketlerin tektonik hareketler gibi doğanın normal işleme sürecinin bir sonucu olduğunu da biliyoruz.

Hâlâ Tanrı’nın neden daha iyi bir doğal düzen kurmadığı sorulabilir. Eğer düşen çocukların kemiklerinin kırılmasına yerçekimi neden oluyorsa, niçin daha narin, yumuşak bir yerçekimi yaratmadı ki?

İşte bu nokta, geniş kapsamlı dünya bilgisinin teolojik problemlerle örtüştüğü yerdir.

Brandon Carter’in 1974’deki yazılarından beri, hangi temel değişmezler ve fizik yasalarının yaşamı destekleyen bir evrenin üretilmesi için incelikle ayarlandığı konusunda giderek artan ayrıntıda bilgilere sahip oluyoruz.

Herhangi bir değişmez birazcık değişseydi, o zaman bütün evrenin gelişimi bambaşka bir yöne gidecek ve böylece yaşamın oluşumu olanaksızlaşacaktı. Örneğin yerçekiminin bir diğer asal güç olan nükleer güce oranı çok hassas bir düzeyde ayarlanmalıydı. Aksi takdirde küçük bir sapma bile evrenin aniden çökmesine ya da patlamasına neden olurdu.

Tüm bu bilimsel araştırmalar şöyle bir tartışma için kullanılabilir: Eğer evrende yaşamı, özellikle de entelektüel yaşamı amaç edinen bir tasarlayıcı Tanrı varsa, zaten yasalar ve değişmezler de tam olması gerektiği gibidir. Bir diğer deyişle, eğer biz burada olmak için varsak, dünyada da zaten olması gerektiği kadar tehlike ve felâket vardır.

Dünyanın incelenmesi her ne kadar bir amacın olduğunu gösteremiyorsa da kuşkusuz evrenin amacı sorusu ile dolaylı olarak bağlantılıdır.


ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Ekim 24, 2009, 07:21:50 ös
Yanıtla #1

Bir diğer deyişle, eğer biz burada olmak için varsak, dünyada da zaten olması gerektiği kadar tehlike ve felâket vardır.

Yeryüzünde yaşanmış ya da yaşanacak hiçbir tehlike ve felaket boşuna değildir.
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
8 Yanıt
5066 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 24, 2009, 07:25:52 ös
Gönderen: Prenses Isabella
1 Yanıt
3663 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 24, 2009, 07:37:37 ös
Gönderen: Prenses Isabella
1 Yanıt
3450 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 24, 2009, 07:46:40 ös
Gönderen: Prenses Isabella
1 Yanıt
3577 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 24, 2009, 07:55:54 ös
Gönderen: Prenses Isabella
1 Yanıt
3426 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 24, 2009, 08:02:52 ös
Gönderen: Prenses Isabella
1 Yanıt
4384 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 24, 2009, 08:05:11 ös
Gönderen: Prenses Isabella
5 Yanıt
5069 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 10, 2016, 02:11:01 ös
Gönderen: Tık-Tik-Tak
0 Yanıt
2759 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 26, 2009, 08:23:52 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3206 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 26, 2009, 03:40:32 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3091 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 27, 2009, 10:02:46 öö
Gönderen: ADAM