Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Klifot ve Klifotik Invokasyonlar  (Okunma sayısı 26534 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Nisan 25, 2010, 01:58:57 öö
  • Ziyaretçi

(Bu paylaşılan Klifot hakkındaki bir nazariye değil aksine pratiktir)

Öncelikle Klifot hakkında bir kaç bilgi vermek istiyorum. Bilindiği gibi Kabbala öğretisi İbranilerin mistik yoludur. Ondan önce kökeni Asur'a kadar gider bu öğretinin, çünkü tanrı Asur'un dünya üzerindeki tecellisi bir ağaç şeklindedir. Zaten Kabbala'yı az çok bilenler Kabbala'da Sefirot olarak adlandırılan bu ağaç glifini de bileceklerdir. Bu ağaç glifi on bir adet sefiradan (sefirotun tekili) oluşur ve her sefiranın kendine has melekleri vardır inanışa göre ve her sefiradan alınan öğreti-ders-deneyim farklı farklıdır. Kişi böylece kendini geliştirip Elohim'le bir olmaya daha da yaklaşır ve en sonunda, en son sefira olan Kether sefirasında tanrı YHVH ile birleşir ve tanrısal bir varlık olur. Aslında görünen on sefira olan bu ağaç glifinde benim söylediğim gibi on bir adet sefira vardır fakat bunlardan bir tanesi gizlidir ve bunun adı Daath sefirasıdır. İnanışa göre bu sefira (Daath sefirası) Abyss'e (Yunanca dibi olmayan demektir, Sümercede Abzu'dan geldiğini söyleyenler de vardır) açılan kapıdır. Abyss bizim bildiğimiz anlamda Cehennemin sembolik karşılığıdır. İşte bu Cehennem aslında Sefirotun yani Hayat Ağacının altında aynı ağacın alt sureti olan Klifot denilen bir başka ağaç tarafından sembolize edilir. Bu ağaç on adet yani Sefirottan bir eksik (çünkü Abyss'e giriş vardır fakat çıkış yoktur, yani Daath sefirası veya aynı işlevi gören bir benzer sefira Klifot ağacında yoktur) klifadan oluşur. Klifada tahmin edileceği üzere Klifotun tekil halidir İbranicede. Bu ağaçda yolculuk edenlerin amacı Şeytanın rehberliğinde Kaos olarak şekillendirilen Tiamat/Tahom da denilen ve Kitab-ı Mukaddes'te de adı geçen varlıkla bir olmayı amaç edinir. Bu pratiklerde rehberler Şeytan ve demonlardır. Tıpkı Sefirotta olduğu gibi Klifotta da her klifa farklı bir alem ve her klifanın demonları farklı farklı demonlardır ve ağaçta yukarıya doğru çıkıldıkça tehlike ve aynı oranda bilgelik oranı artar.

Şimdi bu uygulamaya geliyorum; bu uygulama Klifotik bir davettir. Yani burada davet edilen klifalardaki demonlardır.
Uygulamaya geçmeden önce başlıca davet edilen bu demonları tanıtmak istiyorum: 1.Lilith, İbrani inanışına göre Adem'in ilk karısıdır. Ona isyan ettiği için YHVH tarafından lanetlenir ve daha sonra Şeytan'in yani İbrani kaynaklarına göre Satan'ın (bir diğer adıyla Samael) karısı olur. 2.Naamah, Lilith'in kız kardeşidir. 3.Baal, Goetia kitabında adı geçen ilk ve en güçlü demon-iblis. 4.Adramalik-Adramelech, Adramalik veya Adramelek Kitab-ı Mukaddes'te de adı geçen ve İbrani krallarının bazılarının bile çocuklarını yakarak kurban ettikleri kadim bir iblistir.

Şimdi uygulamayı veriyorum:


- YEDİ KAPININ AÇILMASI / KLİFOTİK İNVOKASYONLAR -

Majisyen kendi etrafında bir çember çizer.Çemberi etrafına çizdiği altarda bir asa,bir bıçak bir de kadeh olmalıdır.Bu seçenekler Grimoirium Verum'daki talimatlar gözetilerek değiştirilebilir de.Majisyen, Doğu'dan başlar ve asasını kaldırır.Ritüelin Doğu'dan başlamasının sembolik anlamı,Güneş'in bir gün boyuncaki yolculuğudur.

Majisyen söyler:”Doğu'da şafağın geçidini açıyorum, ve hava elementini Amaymon'un adıyla çağırıyorum.”

Majisyen Güney'e döner ve şöyle söyler:”Güney'de öğlenin geçidini açıyorum, ve ateş elementini Gaap'ın adıyla çağırıyorum.”

Majisyen Batı'ya döner ve söyler:”Akşamın geçidini açıyorum, ve su elementini Corson'un adıyla çağırıyorum.”

Majisyen Kuzey'e döner ve söyler:”Gecenin geçidini açıyorum, ve kara elementini Zimimay'ın adıyla çağırıyorum.”

Majisyen aşağıya doğru (yere) bakar ve asasını yere doğrultur ve söyler:”Yeraltının geçidini Mem (İbranice Mem harfi, yanılmıyorsam Arapçadaki karşılığı Mim olsa gerek) harfinin adıyla açıyorum, ve ilksel suyu çağırıyorum ki o tuzludur ki rengi siyahtır: Lilith'in adıyla.”

Majisyen yukarıya bakar ve asasını göğe doğrultur, söyler:”Cennet'in kapılarını Shin (Yine İbranice bir harf, Arapçadaki karşılığı Sin harfi) harfinin adıyla açıyorum, ve ilksel ateşi davet ediyorum ki o sülfürlüdür ki rengi kırmızıdır: Lucifer ve Samael'in adıyla.”

Majisyen asasını solar pleksüs (çakra) noktasına tutar ve odaklanmaya çalışır, ve söyler:”Astral dünyanın kağılarını Aleph (İbrani elifbasının ilk harfi, tabiatıyla Arapçadaki karşılığı da Elif harfi oluyor) harfinin adıyla açıyorum, ve ilksel havayı davet ediyorum ki o civa gibidir ki rengi beyazdır: Chiva ve Sariel'in adıyla.”

Majisyen gözlerini kapar ve davet ettiği enerjilerin varışını bekler.Bundan sonra içi şarap dolu kadehini kaldırır, ve çağırdığı enerjileri selamlar.Majisyen,kadehi tüm yönlerde kaldırarak şöyle söyler:”Seni selamlıyorum (demonun adı) ve kadehimi sana kaldırıyorum.”

Eğer majisyen Klifotik davet yapıyorsa,bu noktadan sonra aşağıda bir kısmı verilecek olan duaları okumalıdır.Eğer yapmıyorsa,ritüel çağırılan güçlere yapılan veda ile biter.Majisyen,açtığı kapıları kapatmak için başladığı noktanın tersinden başlayarak (yani Doğu yerine Gök'ten başlayarak) hançeriyle yedi noktaya dokunur.Her yöne gelmeden önce şöyle söyler:”Barış içinde git (demonun ismi) ve geldiğin yere dön ve seni ne zaman seni çağırırsam yine belir oradan.”


NAAMAH'IN DAVETİ

LEPACA NAAMAH AMA RUACH ….......

(eksik olan davetin İngilizce anlamı şudur)

“Naamah,daughter of the heart of darkness,come forth from the womb of the night.Come in your flaming robes and open our eyes to what is hidden.Open your night and bring forth the shadows that lurk in the unknown.May your black fires flow over the border;and may we taste your power and beauty.”

O NAAMAH AGAB …..........

(eksik olan duanın anlamı şudur)

“In the splendor of your shimmering power,the spirit of the world is reflected.Let us pass through the mirror and become united with your abundance.O Naamah,let the pillars of existence fall apart and give room for the darkness that you breed.”

NAAMAH TURITEL MALKUTH ORGOSIL KIPOKIS ….................

(eksik olan duanın anlamı şudur)

“Naamah,bring back again the primordial and let the wilderness come alive.You are the clear wind that can cleanse our soul from lies.Through you the true power can flow freely.O Naamah awaken the Dragon that rests in your womb so that the world may be reborn by its power.”

(davetin sonunda şöyle söylenir)

LEPAGA NAAMAH AMA RUGH THELI
HO DRAKON HO MEGAS

LİLİTH'İN DAVETİ

1.LEPACA LILITH RUACH BADAD ARIOTH SAMALO .....

Lilith, open your womb, open the shell of darkness and come forth from
the cave of dark dreams.Lilith, let your blood flow like volcanic lava and be the
force through which the Dragon arises.

OPUN LILITH AMA LAYIL ....
RIMOG ARIOTH LIROCHI .....

O Lilith, the world is seduced in your embrace and there the remains
of all ages can meet beneath the shadow of your cruelty.

NAAMAH RIMOG ARIOTH LIROCHI ......

Lilith, you are holding the sceptre and the dominion.Give us the dominion
and the fulfilment of our dreams.

LEPACA LILITH RUACH ARIOTH NAAMAH ..... ......

Saygılar

Kaynak: Thomas Karlsson-Qabalah,Qliphoth and Goetick Magic
« Son Düzenleme: Nisan 25, 2010, 02:02:31 öö Gönderen: Ayn »


Eylül 23, 2011, 01:23:12 öö
Yanıtla #1
  • Yeni Katilimci
  • *
  • İleti: 20

bence cok eksik var gibi... bu davet orjınali gibi türkce yapılıp anlatılsa oldugu gibi daha iyi olur bence ama bilgisiz olan kişi yaparsa acırım resmen :)))  saygılarımla.


Eylül 23, 2011, 01:31:44 öö
Yanıtla #2
  • Yeni Katilimci
  • *
  • İleti: 20

Yani tamamen şu anda karanlık bir odadayım ve aklıma şu geldi kusurumu affedin ama baya gülüyorum şu anda yani lilirt gel lilirt git cok basitce anlatılmıs anlatıldıgı gibi basit bir davet degıl bence ;demon ların en güçsüzü ile başedebilmek tamamen bilgi ve magrıfet isteyen bir iş haydi cagırdın diyelim o azamete karsılık konusabilecek cesaret lazım yapan kişiye ruh bilgeligi lazım ruh gucu lazım...ve tek yapılacak bir davet oldugunu sanmıyorum ruhların birleşmesi lazım guclu olması lazım...saygılarımla...


Ekim 30, 2011, 10:58:50 ös
Yanıtla #3
  • Ziyaretçi

Sanırım Quliphot ile çalışan en temel örgütlenme dragon rouge Karlsson bu bakış açısını bir kitabı ile açıkladığı gibi ana rit haline de eotik magick ile birlikte ana öge haline getirmiştir.


Nisan 19, 2012, 09:17:44 ös
Yanıtla #4
  • Yeni Katilimci
  • *
  • İleti: 2
  • Cinsiyet: Bay

(Bu paylaşılan Klifot hakkındaki bir nazariye değil aksine pratiktir)

Öncelikle Klifot hakkında bir kaç bilgi vermek istiyorum. Bilindiği gibi Kabbala öğretisi İbranilerin mistik yoludur. Ondan önce kökeni Asur'a kadar gider bu öğretinin, çünkü tanrı Asur'un dünya üzerindeki tecellisi bir ağaç şeklindedir. Zaten Kabbala'yı az çok bilenler Kabbala'da Sefirot olarak adlandırılan bu ağaç glifini de bileceklerdir. Bu ağaç glifi on bir adet sefiradan (sefirotun tekili) oluşur ve her sefiranın kendine has melekleri vardır inanışa göre ve her sefiradan alınan öğreti-ders-deneyim farklı farklıdır. Kişi böylece kendini geliştirip Elohim'le bir olmaya daha da yaklaşır ve en sonunda, en son sefira olan Kether sefirasında tanrı YHVH ile birleşir ve tanrısal bir varlık olur. Aslında görünen on sefira olan bu ağaç glifinde benim söylediğim gibi on bir adet sefira vardır fakat bunlardan bir tanesi gizlidir ve bunun adı Daath sefirasıdır. İnanışa göre bu sefira (Daath sefirası) Abyss'e (Yunanca dibi olmayan demektir, Sümercede Abzu'dan geldiğini söyleyenler de vardır) açılan kapıdır. Abyss bizim bildiğimiz anlamda Cehennemin sembolik karşılığıdır. İşte bu Cehennem aslında Sefirotun yani Hayat Ağacının altında aynı ağacın alt sureti olan Klifot denilen bir başka ağaç tarafından sembolize edilir. Bu ağaç on adet yani Sefirottan bir eksik (çünkü Abyss'e giriş vardır fakat çıkış yoktur, yani Daath sefirası veya aynı işlevi gören bir benzer sefira Klifot ağacında yoktur) klifadan oluşur. Klifada tahmin edileceği üzere Klifotun tekil halidir İbranicede. Bu ağaçda yolculuk edenlerin amacı Şeytanın rehberliğinde Kaos olarak şekillendirilen Tiamat/Tahom da denilen ve Kitab-ı Mukaddes'te de adı geçen varlıkla bir olmayı amaç edinir. Bu pratiklerde rehberler Şeytan ve demonlardır. Tıpkı Sefirotta olduğu gibi Klifotta da her klifa farklı bir alem ve her klifanın demonları farklı farklı demonlardır ve ağaçta yukarıya doğru çıkıldıkça tehlike ve aynı oranda bilgelik oranı artar.

Şimdi bu uygulamaya geliyorum; bu uygulama Klifotik bir davettir. Yani burada davet edilen klifalardaki demonlardır.
Uygulamaya geçmeden önce başlıca davet edilen bu demonları tanıtmak istiyorum: 1.Lilith, İbrani inanışına göre Adem'in ilk karısıdır. Ona isyan ettiği için YHVH tarafından lanetlenir ve daha sonra Şeytan'in yani İbrani kaynaklarına göre Satan'ın (bir diğer adıyla Samael) karısı olur. 2.Naamah, Lilith'in kız kardeşidir. 3.Baal, Goetia kitabında adı geçen ilk ve en güçlü demon-iblis. 4.Adramalik-Adramelech, Adramalik veya Adramelek Kitab-ı Mukaddes'te de adı geçen ve İbrani krallarının bazılarının bile çocuklarını yakarak kurban ettikleri kadim bir iblistir.

Şimdi uygulamayı veriyorum:


- YEDİ KAPININ AÇILMASI / KLİFOTİK İNVOKASYONLAR -

Majisyen kendi etrafında bir çember çizer.Çemberi etrafına çizdiği altarda bir asa,bir bıçak bir de kadeh olmalıdır.Bu seçenekler Grimoirium Verum'daki talimatlar gözetilerek değiştirilebilir de.Majisyen, Doğu'dan başlar ve asasını kaldırır.Ritüelin Doğu'dan başlamasının sembolik anlamı,Güneş'in bir gün boyuncaki yolculuğudur.

Majisyen söyler:”Doğu'da şafağın geçidini açıyorum, ve hava elementini Amaymon'un adıyla çağırıyorum.”

Majisyen Güney'e döner ve şöyle söyler:”Güney'de öğlenin geçidini açıyorum, ve ateş elementini Gaap'ın adıyla çağırıyorum.”

Majisyen Batı'ya döner ve söyler:”Akşamın geçidini açıyorum, ve su elementini Corson'un adıyla çağırıyorum.”

Majisyen Kuzey'e döner ve söyler:”Gecenin geçidini açıyorum, ve kara elementini Zimimay'ın adıyla çağırıyorum.”

Majisyen aşağıya doğru (yere) bakar ve asasını yere doğrultur ve söyler:”Yeraltının geçidini Mem (İbranice Mem harfi, yanılmıyorsam Arapçadaki karşılığı Mim olsa gerek) harfinin adıyla açıyorum, ve ilksel suyu çağırıyorum ki o tuzludur ki rengi siyahtır: Lilith'in adıyla.”

Majisyen yukarıya bakar ve asasını göğe doğrultur, söyler:”Cennet'in kapılarını Shin (Yine İbranice bir harf, Arapçadaki karşılığı Sin harfi) harfinin adıyla açıyorum, ve ilksel ateşi davet ediyorum ki o sülfürlüdür ki rengi kırmızıdır: Lucifer ve Samael'in adıyla.”

Majisyen asasını solar pleksüs (çakra) noktasına tutar ve odaklanmaya çalışır, ve söyler:”Astral dünyanın kağılarını Aleph (İbrani elifbasının ilk harfi, tabiatıyla Arapçadaki karşılığı da Elif harfi oluyor) harfinin adıyla açıyorum, ve ilksel havayı davet ediyorum ki o civa gibidir ki rengi beyazdır: Chiva ve Sariel'in adıyla.”

Majisyen gözlerini kapar ve davet ettiği enerjilerin varışını bekler.Bundan sonra içi şarap dolu kadehini kaldırır, ve çağırdığı enerjileri selamlar.Majisyen,kadehi tüm yönlerde kaldırarak şöyle söyler:”Seni selamlıyorum (demonun adı) ve kadehimi sana kaldırıyorum.”

Eğer majisyen Klifotik davet yapıyorsa,bu noktadan sonra aşağıda bir kısmı verilecek olan duaları okumalıdır.Eğer yapmıyorsa,ritüel çağırılan güçlere yapılan veda ile biter.Majisyen,açtığı kapıları kapatmak için başladığı noktanın tersinden başlayarak (yani Doğu yerine Gök'ten başlayarak) hançeriyle yedi noktaya dokunur.Her yöne gelmeden önce şöyle söyler:”Barış içinde git (demonun ismi) ve geldiğin yere dön ve seni ne zaman seni çağırırsam yine belir oradan.”


NAAMAH'IN DAVETİ

LEPACA NAAMAH AMA RUACH ….......

(eksik olan davetin İngilizce anlamı şudur)

“Naamah,daughter of the heart of darkness,come forth from the womb of the night.Come in your flaming robes and open our eyes to what is hidden.Open your night and bring forth the shadows that lurk in the unknown.May your black fires flow over the border;and may we taste your power and beauty.”

O NAAMAH AGAB …..........

(eksik olan duanın anlamı şudur)

“In the splendor of your shimmering power,the spirit of the world is reflected.Let us pass through the mirror and become united with your abundance.O Naamah,let the pillars of existence fall apart and give room for the darkness that you breed.”

NAAMAH TURITEL MALKUTH ORGOSIL KIPOKIS ….................

(eksik olan duanın anlamı şudur)

“Naamah,bring back again the primordial and let the wilderness come alive.You are the clear wind that can cleanse our soul from lies.Through you the true power can flow freely.O Naamah awaken the Dragon that rests in your womb so that the world may be reborn by its power.”

(davetin sonunda şöyle söylenir)

LEPAGA NAAMAH AMA RUGH THELI
HO DRAKON HO MEGAS

LİLİTH'İN DAVETİ

1.LEPACA LILITH RUACH BADAD ARIOTH SAMALO .....

Lilith, open your womb, open the shell of darkness and come forth from
the cave of dark dreams.Lilith, let your blood flow like volcanic lava and be the
force through which the Dragon arises.

OPUN LILITH AMA LAYIL ....
RIMOG ARIOTH LIROCHI .....

O Lilith, the world is seduced in your embrace and there the remains
of all ages can meet beneath the shadow of your cruelty.

NAAMAH RIMOG ARIOTH LIROCHI ......

Lilith, you are holding the sceptre and the dominion.Give us the dominion
and the fulfilment of our dreams.

LEPACA LILITH RUACH ARIOTH NAAMAH ..... ......

Saygılar

Kaynak: Thomas Karlsson-Qabalah,Qliphoth and Goetick Magic
kazimant


Mayıs 12, 2012, 12:42:12 ös
Yanıtla #5
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 341
  • Cinsiyet: Bayan

Bahsi geçilen nedir tam anlaşılmış değil; Al yapıştır olmuş. Soru nedir mana nedir ve buna yorum ne olabilir?
Kaballah  metotları harmanlanıp bir yere konulmuş desek, nereye konulmuş olduğu da belirsiz.
Ayrıca bu ne olduğu belirsiz olan metotların buraya yazılması kadar saçma bir şey olamaz.
Sevgi ile kalın


Mayıs 12, 2012, 02:24:58 ös
Yanıtla #6
  • Seyirci
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 75
  • Cinsiyet: Bay

invokasyon çalışmalarını iyi güzel anlatıyorsunuz da yılların saçları beyazlamış majisyeni olmadığınız müddetçe, veya böylesine tecrübeli bir majisyenle çalışmadığınız müddetçe, bireysel invokasyon çalışmaları sonucu yamulup kalırsınız. demon dediğimiz, islam inancında ifrit diye tabir edilen varlıklar şeytanların en güçlüleridir ve saniyelik görüntüleri bile insanı felç edebilir.

çok güçlü bir enerjiyle gelirler ve yerinizden kıpırdadığınız anda bir daha hayatınız boyunca yataktan kalkamayabilirsiniz.

bu tür çalışmalar internet sitelerinde sıklıklı veriliyor.. siz siz olun tek başınıza denemeye kalkmayın. tecrübesiz olduğunuz için çağırdığınız demon gelmeyecektir fakat oldu da geldi allah rahmet eylesin.. ahirette görüşürüz!
« Son Düzenleme: Mayıs 12, 2012, 02:38:25 ös Gönderen: b12 »
Her emir özgürlüğün suratında patlayan bir tokattır!
Michail Bakunin


Mayıs 12, 2012, 07:45:20 ös
Yanıtla #7
  • Ziyaretçi

Sayın yorum yapan üyeler, öncelikle söylemem gerekiyor ki Kabbalah özellikle (Klifot) hakkında bilginiz yoksa yorum yapmanız yalnıştır soru sormanız ise mantıklı olandır. Yorumları tek tek okudum.

 Örneğin Sayın b12 yaptığınız yorumda saçları beyazlayan majisyen olmadan böyle bir çalışma yapamazsınız diyor.Sayın b12 majisyen pratik çalışmalar için saçlarının beyazlamasını beklemez. Bir majisyen için pratiksiz bilgi anlamsızdır.

Sayın Hypatia söylemiş ki bu bilginin buraya konulması saçmalık olmuş. Sayın Hypatia eğer siz Kabbalah hakkında bilgiye sahip değilseniz bu o demek değildir ki bilgiye ihtiyacı olanlar için burda bilgi paylaşılması saçmalıktır. İnsan bilmediği şeyi reddeder ve ya ondan korkar.

Sayın Byrain demiş ki konuda çok eksik var, ayrıca lilith lilith demekle bu iş olmaz. Sayın Byrain konuda olan eksikleri biliyorsanız buyurun tamamlayın bizde sayenizde öğrenelim ve farkındaysanız orda sadece lilith lilith diye bir çalışma sunulmamış.

Saygılarımla.


Mayıs 13, 2012, 01:21:40 öö
Yanıtla #8
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 341
  • Cinsiyet: Bayan

Kabala  metotları ayak üstü tartışılacak metotlar  değil. Her konuda birden her şeyi bilmiş kesiliyoruz. Bazı bilgilerin gizli tutulmasının sebebi işte bu yüzdendir;bilgi kirliliği.
Ayrıca bu çalışmalar için pratik yeterli değil. Ne bu! direksiyon kursumu?
İyi bir aşama gerekir.Sebat, sabır ve inanç. Bunların arkasından ne gelir bilinmez;ve bilinmeze de hazırlıklı olabilmek.
Varsa itirazı olan,ele avuca gelecek bir yorum yapsın ki bizde aydınlanalım; bu konuda aydınlanmış deneyimli birileri varsa ağzını açsın yada sussun...ha, yok taşın altında kalırım da lafın altında kalmam diyorsa, boşa akan yorumlarını yapsın, ama bu konunun boş söyleyişlerde yeri yoktur. Benimde gereksiz laflara verecek cevabım yok.
Sevgi ile kalın


Mayıs 13, 2012, 01:56:03 öö
Yanıtla #9
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 341
  • Cinsiyet: Bayan


Kabala üst güç, manevi dünyalar, Yaratan ile kişinin arasındaki ilişkiden bahsettiğinden insanlar kabalayı dinle karıştırırlar. Kabala bir din değildir, din olarak düşünülmesinin nedeni dincilerinde bir yaratıcıya inanma durumları olduğundandır. Dincilerin Yaratanlarına dua etmek, bir takım şeyleri yerine getirmek gibi şeylerle Yaratanla ilişkileri olduğu görüşleri vardır ve gelenek ve görenekleri vasıtasıyla da yaptıklarının Yaratan tarafından talep edildiği inancı ve toplumdan gelen de güvence ile Yaratana olan yakınlık ve ilişkilerini din denilen bir takım eylemlerle inşa etmişlerdir.
Eğer yaptıkları her şey var ise – o zaman ilişkileri, Yaratanın var olması, onları yakınlaştıracak eylemler – o zaman daha başka ne olabilir ki? Aslında ondan daha fazlası da yok. Ayrılım noktası bunun nasıl yapıldığındadır.
Kabala din değildir; bir metotdur hatta aslında bir bilimdir. Yaratanla direkt olarak bağ kurmanın bir yoludur. Bazen dini inançlarda bulunan yaklaşımları benzer olabilir ama anlayış ve yön tümüyle alakasızdır.
Yaklaşım farkı kişinin aynı elementlere içselliklemi yoksa dışsallıklamı yaklaştığındadır. Kabalanın süreci kişinin içselliğine yöneliktir. İkisi arasındaki fark son derece büyüktür hatta iki uç noktadır diyebiliriz. Kabala öğretisinin yaklaşımını dinci bir kişinin alıp yapması tümüyle farklı sonuçlar verir – Kabalistik yaklaşımda kişinin edindiği şey hayatın gerçek mutluluğu, realitenin tümüyle idrak edilmesi ve Yaratanın düşüncesinin edinilmesidir. Yaratanla gerçek bir bağ işte budur.
Aradaki farkı biraz daha inceleyelim ve bu elementlerle Yaratanla böyle direkt bir bağ edinmek nasıl olabilir bir bakalım.
Dr Mihail Laitman’ın yazdığı Kabala ve Din arasındaki fark adlı makaleyi okuyacağız. Bu makalede tam farkları görebiliriz. Farklar küçük gözükebilir ama içyüzünü anlamak tüm bakışınızı değiştirir. Şöyle diyor:
Dinler şöyle varsaymakta, kişinin davranışlarına göre Yaratan o kişiye olan yaklaşımı değiştirmekte. Kabala ilminde ise Yaratan’ın değişmediğidir ve kişilerin yaptıkları Yaratanın kişiye yaklaşımını asla etkilememektedir. İşin gerçeği kişinin yaptıkları kişinin kendisini değiştirmesini sağlar. Zira kişi kendisini doğru değiştirirse o zaman Yaratanın ilahi yönetimini doğru algılayabilir, bu algı ancak kişinin ne kadar çok Ona benzeyebildiği kadar ölçülür. O zaman kişi Yaratan’ı her zaman iyi ve iyilik yapan olarak görebilir. Eğer kişi (kendisi için alma) ile Yaratan (sadece ihsan etme) nitelikleri arasındaki fark artarsa o zaman Yaratanın tavrı kişi tarafından negatif olarak hissedilir.
Nerede yaşadığımıza bakacak olursak, etrafımıza, o zaman tümüyle çevreye bağlı olduğumuzu görürüz. Çevre kişiyi istediği şekilde etkiler.
Dışarıda anlamaya çalıştığımız muazzam güçler var. Bunları bilim vasıtasıyla öğrenmeye çalışıyoruz ve kontrol etmeye çalışıyoruz, elimizden gelen her şeyi yapıp kontrol etmeye çalışıyoruz çünkü bu güçler çok büyük. Bu güçleri kontrol edemediğimizi de görünce başka bir yaklaşım uygulayıp onlarla anlaşmaya veya pazarlık yapmaya çalışıyoruz. Onlardan bir şeyler talep ediyoruz. Bazı kurbanlar adıyoruz. Direkt olarak kontrol edemediğimiz bu güçlere yönelik etki yapmak için kendimizce eylemler yapıyoruz.
Tüm bu talep ve pazarlıklar aslında “dua” dedikleri şeye geliyor çünkü her şeye olan yaklaşımımız anlayabildiğimiz kadar ve sanıyoruz ki doğada bize aynı şekilde karşılık veriyor. Yani eğer birisine iyilik yaparsak o kişide büyük ihtimalle bize iyilik yapar. Kendi doğamızdan böyle görüyoruz. Bu aslında egoizmimizin bir niteliği ve bu yüzden doğanın kanunlarına bakıyoruz ve anlamıyoruz ve doğanında böyle egoistçe davrandığını varsayıyoruz – eğer ben iyilik yaparsam oda bana iyilik yapar. Bunun nedeni egoist olmamızdır ve gördüğümüz herşey de bize böyle gözükür. Bu yüzden sürekli hayatımızı düzeltmeye çalışırken buluyoruz kendimizi, başkalarına iyilik yapmak,  sadaka vermek, hayvanlara yardım etmek veya toplum için fedakârlıklarda bulunmak gibi. Burada kişinin ümidi yaptıklarına karşılık iyi bir şeylerin kendisine geleceğidir.
Kabalistik yazılarda birçok Yaratan’ın yaratılanlara yaklaşımında hiç bir değişiklik olmadığı yazar: “Ben adımı değiştirmem”, “O tüm kullarına iyi ya da kötü farketmeksizin ihsan eder”. “Onun ışığı değişmez”.
Eminimki bu tür yazılara dua ya da dini kitaplarda rastlamışsınızdır ve biraz da gizemli sözler – peki bu cümleler neden bahsediyor?
Bahsettiği şey Yaratanın niteliğinin ihsan etme niteliği olduğudur ve değişmeyen bir niteliktir, değişmesinide talep edebileceğimiz bir nitelikte değildir ve sürekli aynı şekilde çalışır ve hep aynı eylemleri yapar. Bu durum “Işığı hareket etmez” olarak adlandırılır.
“Hareket etmez” ne anlama gelir? Niteliği hiç değişmez demektir. Her zaman yaratıyor ve yaratılanlara iyilikle davranıyor. Sürekli sevgiyle sabit bir yaklaşım içerisindedir.
Egoist ve alçak seviye olan doğalarından çıkan kabalistler, manevi dünyalara girmişlerdir  ve bize ışığın sabit doğası olan niteliği ve fonksiyonunu ve bizim doğamıza tümüyle ters bir işleyişi olduğunu anlatmaktadırlar.
Görüyoruz ki üst güç değişmez ayrıca değişmeye de ihtiyacı yoktur zira sabit bir şekilde mükemmellikle ihsan etmektedir, bazen ihsan edip bazen etmemezlik edemez çünkü o zaman ihsan etmek olmaz. Dolayısıyla ya üst bir güç ya da üstün bir güç değil, tüm dinlerde Yaratanın iyi olduklarını söylerler ama ancak biz öyle olduğunu hissetmiyorsak o zaman problem bizde demektir Yaratan da değil.
Bu yüzden dua kişinin kendisini yargılaması ya da analiz etmesi denir. Yani kişi Yaratandan bir talepte bulunmaz, kendisini Üst güce yönelik yargılar ve analiz eder ve kişi kendisini değiştirdikçe Yaratana yönelik ıslah etmiş olur.
Kişinin kendisine ve Yaratana olan bu yaklaşımı din ile manevi ilim olan kabala arasındaki farktır. Dinde insanlarda bazı kişisel değişimleri talep etmesine rağmen uygulama Yaratandan karşılık almak için yapılan bir rüşvet uygulamasından ibarettir. Dinler bu yüzden en eskiden beri var olan inançlara benzer, sürekli yapılan şeylerle inandıkları o yüce güce istediklerini almak için rüşvet eylemine girerler.
Peki, eğer rüşvet yediremiyorsak ne için dua ediyoruz ki? Ne için O’na sesleniyoruz? Ona yönelik tek talebimiz bizi değiştirmesi ki O’nu anlayabilelim. Algılama duyularımızı değiştirmemiz lazım gidipte Yaratan’dan bize olan yaklaşımını değiştirmesini talep etmek değil.
Bunları bilebilmemiz Kabalistlerin bizlere getirdiklerinden, bizim kendi doğamızdan oluşturduklarımız değil. Bunlar bize yaratılış doğalarından çıkabilmiş ve bize bu nosyonları kabalistik kitaplarda sunmuşlardır hatta Tora da bir kabalistik kitaptır hatta birçok otantik manevi yazı ve kitaplar kabalistiktir hatta bu kitaplarda bazen bunlar Yaratan’ın sözleridir diye yazılar geçer ve bunun nedeni de insan doğasının üzerinde bir seviye edinildiği içindir. Manevi çalışma kişinin içsel gelişiminde bu yüzden bizden tümüyle farklı hatta zıt bir ilerleyiş yaklaşımı almamız gerektiğini aktarır. Bu yüzden hatta şöyle yazar Toranın kuralı ile ev sahibinin kuralı birbirine zıttır. “Tora” üst ışık olarak tanımlanır ve ev sahibi de hala egoist doğasında içinde bulunanlara denir. Genelde ev sahibi tanımı aynı zamanda yazılarda dincileri belirtmek için kullanılır.
Makalede şöyle söylüyor:
Yaratan’ın kişinin duasına göre yaklaşımını değiştireceği inancı sadece insanlar arasında değil ama farklı dinler arasında da kıskançlığa ve nefrete neden olur zira kişi Yaratanın kendisine daha fazla sevgiyle yaklaştığını sanar ya da “seçilmiş kutsal bir varlık” olduğunu düşünür. Bu tür şeyler insanlar ve dinler arasında düşmanlık yaratır ve hatta farklı mezhepler arasında bile Yaratanın kimin duasını kabul etmeye meyilli olup olmayacağı görüşleri bile aralarında tartışma konusu olur.
Kabala ve din arasındaki farka bir de şu şekilde bakalım.

Görüyoruz ki bu dünyada bir takım dinlere ait insanlar Üst Bir Gücün varlığına inanıyorlar – Yaratan. Bu Üst Güçten insanların başına gelen olaylar koşullar var. Üst Güç yaratılışta her şeyden sorumlu. Bu olaylar insanlar tarafından ya iyi ya da kötü olarak hissediliyor.
Kişi bu olaylardan her hangi birini olumsuz olarak hissettiğinde o zaman dincilerin açıklama ve yaklaşımlarına göre hareket eder. İlahi yönetimi etkileyebileceğini sandığı eylemler yapar ki yaşadıkları olumsuzluklar olumlu hale dönüşsün. Örneğin sadaka verir, ya da kişisel hayatındaki bazı şeylerden ödün verir ama amaç burada iyi bir sonuç alıp durumunu düzeltmesidir.
Aynı zamanda bu tür insanlar “dualarda” ederler. Çünkü Tanrılarının merhamet ifadesini kendilerine burada olanlardan kaynaklanan bir yaklaşım olarak görürler. Başka bir deyişle bu tür insanlar için Yaratan diye inandıkları istikrarsız – bazen bana iyi ve bazen bana kötü şeyler yapıyor. Kişinin yaptığı bir takım fiziksel eylemlerinde kendisine kötü şeyler olması yerine iyi şeyler olması için yaratmak istediği bir etki var. Dolayısıyla bu tür bir insanın Yaratan algısı ve Yaratanın tavrının değişken ve istikrarsız olduğudur; değişken – ya Yaratan iyi davranıyor bana ya da kötü. Burada aslında kişi Yaratan’ın gerçek doğasıyla ilgili yeni hiç bir şey keşfetmemektedir çünkü tüm sistem tayin edilmiş bir düzen ve prensip ile kişi için burada işliyor; sadece iyi şeyler yaşama isteği. Ancak “iyi” tanımı burada egoizmin işleyiş prensibiyle çalışıyor.
Yani, “kişi iyi olan halini değiştirmek istemez. Yaratandan gelebilecek kötü hiç bir şey hissetmek istemez ve dolayısıyla da koşulunun bu şekilde kalmasını ister, Yaratanın etrafıma yaklaşımının değişmesine kendisi rahat edeceği şekilde olma kaydıyla da razıdır ki bu tanıma göre kişi rahat etsin”: sadece kendisi için de değil. Şöyle ki kişi dışarıya doğru egoistçe davranmıyor da olabilir, ailelerini düşünüyorlardır, halklarını, belki çevreyi… Ama istedikleri şey kötü olarak algıladıkları Yaratanın tavrını onlara göre değiştirmesidir.
Kabalistik yaklaşımda da elementler aynı:
Bir Yaratanımız var; dünyada yaşayan insanlar var ve insanları etkileyen olaylar var. Bu olayların bazılar kabalist tarafından olumlu ya da olumsuz olarak hissedilir. Ancak bir kabalist şöyle bir prensiple olaya başlar “Yaratan sadece iyi davranır ve Yaratanın kişiye olan yaklaşımı, tavrı asla değişmez; Yaratan her zaman iyilikle davranır, dolayısıyla kişinin hayatında olan tüm olaylarda iyidir – Yaratanın yaptıklarında ve tavrında hiç bir değişiklik olmaz bu yüzdende kişinin hayatında olan her şeyde iyi. Peki, kişinin Yaratana talepte bulunabileceği yer neresi, dinci bir kişinin iyi bir sonuç talep edip Yaratandan iyi bir karşılık bekleyebileceği gibi?
Dolayısıyla dinci ile kabalist arasındaki yaklaşım tümüyle farklıdır. Burada (çizime bakarak) Yaratan ve kullandığı tüm güçler/etkiler sabit ve değişmez; burada ise (çizime işaret ederek) kişinin tavrı değişmez bu yüzden de kişi değişim sağlayamaz ve gelişemez.
Yaratan ve ona ait tüm etki yapan güçlerin sabit ve değişmiyor olmaları şu anlama geliyor; değişim olabilecek tek yer kişinin kendisinde. Ancak bu yaklaşımda olan bir kişi Yaratanın gönderdiği her olayın arkasındaki iyiliği hissedebilir. Kabalistin yükselttiği dua da değişmeyen bu yaklaşımı ve arkasındaki düşünceyi anlamaya çalışmaya yöneliktir. Dolayısıyla kişinin sürekli talebi herşeyin nasıl iyi olduğunu anlamasına yöneliktir ve sonuç olarak da kişi sürekli anlayışında yükselir. Bu yükseliş kişiye dışarıdan etki eden tüm olayların Yaratanın değişmeyen iyi niyetinin etkisi olarak geldiğinin bir ifadesi olarak gözükür. Sonuçta bu yaklaşım kişinin Yaratanı anlayabilmesinde büyük bir bilgelik getirir. Şöyle ki insan değişir. İnsan yükselir ve bu sürekliliği olan bir gelişim içerisindedir. Dinci yaklaşımda ise gelişim söz konusu olmaz olmadığı içinde gelişen dünyada sürekli geride kalır.
Başka bir deyişle kabalistik dilde dincilere “cansız seviye” denir çünkü kişisel değişim için hiç bir arzuları yoktur. Bu yüzden duaları algıladıkları realiteyi değiştirmez. Bu yüzden dinci bir kişinin duası aslında sadece kişiye gönül rahatlığı verir, her şey yolunda hissiyatı, yani Yaratanın yarattığı doğa ve düzen ve Onun bize gerçek yaklaşımını anlamadan. Kişinin rahatlık ferahlık hissetmesini sağlar, “ilerde düzelir, ya da öldükten sonra cennete her şey iyi olur, başka bir yerde başka bir hayatta iyi olacak, her işte bir hayır vardır vs gibi …”
Yaratılış insan için yaratıldı ancak dünyalar insanı yükseltmek ve Yaratanın yaratılıştaki niyeti olan Onun katına yani seviyesine yükseltmek ve yaratılan varlığı kendisi gibi yapmak içindi.
Kabalistler bu metodu kullanarak bu seviyelere yükseldikleri için bu yazıları hazırlayıp bizlere yazılarını yol göstermek için bir rehber olsun diye bıraktılar ki bizde yaratılış doğamız olan egoist yapıda çalışmaya başlayarak kendimizi değiştirebilelim.
Aslında bizlere bıraktıkları yazılar bizimde aynı seviyeleri edinebilmemiz içindir.
Ancak, Yaratan ağzımızdan çıkan sözcükleri duymaz, O kalbimizdeki hisleri okur. Dolayısıyla, zamanımızı güzel sözlerle cümlelerle kişinin hiç bir içsel hissiyatını temsil etmeyen dualarla zamanını geçirmesi anlamsız bir enerji kaybıdır.
Kişiden beklenilen gelişme tüm benliğiyle Yaratana ulaşmasıdır, arzularımızın özünü anlaması ve Yaratandan doğamızı değiştirmesini istemesidir. En önemlisi Yaratanla sürekli bir bağ içinde olmaktır.


Alıntı
Sevgi ile kalın


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
1 Yanıt
5308 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 01, 2014, 01:24:54 ös
Gönderen: hypatia