Öncelikle herkeze saygılar,
Anket cevaplarında en çok dikkatimi çeken iki konu var, birincisi epey bir yazışma anket sahibi ve Aslı Hn.la olmuş, üzücü olan kanımca kadınların H.K.M.D. kabul edilip edilmemesi değil bence, özelikle halen toplumumuzda aslı hn, gibi düşünenlerin çok olması, sözlerimde Ulu Önder çok bahsediyorum ama M.Kemal 'in Kurtuluş mücadelesi yaşanırken İsmet İnönü'ye biz bu savaşı yürekli kadınlar sayesinde kazanacağız dediğini sevgili forum üyelerine hatırlatırım.
Diğer garip gelen durum ise, forumda mason olmayan üyeler arasında özelikle diğer obediyansa değişik yüklemeler yapılması ve obediyansa inanan inan insanların sanki masonluğun düşmanı gibiymiş algılanması, bir harici olarak garip ve son derece yanlış buluyorum.
Bir derneğin üyelerini seçmesi kadar doğal bir sonuç olamaz, dünyadaki tüm dernekler üyelerini seçer, kimileri tuttuğu takıma, kimileri ırka, kimileride cinsiyete göre seçim yapar, bunu kesinlikle garipsemiyorum, sadece yanlış buluyorum.
KADINLARIMIZ
Toprak öyle bitip tükenmez, /dağlar öyle uzakta,
sanki gidenler hiçbir zaman
hiçbir menzile erişemeyecekti.
Kağnılar yürüyordu yekpare meşaleden tekerlekleriyle
Ve onlar
ayın altında dönen ilk tekerlekti.
Ayın altında öküzler
başka ve çok küçük bir dünyadan gelmişler gibi
ufacık kısacıktılar
ve pırıltılar vardı hasta kırık boynuzlarında
ve ayakları altından akan
toprak,
toprak,
ve topraktı.
Gece aydınlık ve sıcak
ve kağnılarda tahta yataklarında
oyu mavi humbaralar çırılçıplaktı.
Ve kadınlar
birbirlerinden gizleyerek
bakıyorlardı ayın altında
geçmiş kafilelerden kalan öküz ve tekerlek ölülerine.
Ve kadınlar
bizim kadınlarımız:
korkunç ve mübarek elleri
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
anamız, avradımız, yarimiz
ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen
ve soframızdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen
ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız
ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki
ve kara sabana koşulan ve ağıllarda
ışıltısında yere saplı bıçakların
oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan
kadınlar,
bizim kadınlarımız
şimdi ayın altında
kağnıların ve hartuçların peşinde
harman yerine kehriban başlı sap çeker gibi
aynı yürek ferahlığı,
aynı yorgun alışkanlık içindeydiler.
Ve onbeşlik şaraplenin çeliğinde
ince boyunlu çocuklar uyuyordu.
Ve ayın altında kağnılar
yürüyordu Akşehir üzerinden Afyon`a doğru.
Nazım Hikmet Ran