Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Endülüs Kültürü ve Etkileşim - 6  (Okunma sayısı 2884 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ekim 07, 2010, 06:26:21 ös
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay





Endülüs, toprakları üzerinde çok farklı öğelerin barındığı ve ortak kültürün egemen olduğu toplumsal bir ortamdı. Bir arada yaşayan üç büyük dininin inançlısı bu topluluğun konuştuğu Arapça, Berberîce, İspanyolca, Portekizce, Latince, Fransızca, Katalanca gibi yedi dilin karışımından “Endülüs Acemiyesi” (Arapça el-Lâtiniyye, İspanyolca Aljamiado) adında yeni bir halk dili ortaya çıkmıştı.

Bir arada yaşama kültürünün doğal sonucu olarak Arapçanın ve bazı Müslüman geleneklerinin yerli halk arasında yayılmış olması kadar, yerli halkın özgün dili olan Latince ya da bunun İspanyolca ağzı olan Romanca Müslüman halk arasında yayılmıştı.

Dolayısıyla, Endülüs halkının kültür düzeyi zamanın diğer ülkelerine oranla hayli yüksekti. Bunu Endülüs devletinin eğitim, kültür ve sanat alanlarındaki düzeyini yansıtan tarihsel belgelerde görmek de olanaklıdır.

Endülüs’te ulaşılmış yüksek eğitim düzeyi sayesinde, dinsel bilgiler yanında pozitif bilimlerde de pek çok bilgin yetişmişti.

Herhangi bir alanda verilen eğitim ve öğretimin, başka alanlarda da yararlı olacağı kabul edilirdi. İşte belki de kültürü yükselten en önemli özellik budur.

Endülüs halkının bir tür ortak dili olan o Endülüs Acemiyesi, zamanla sokaklardaki her dinden ve her kesimden insan hatta saray seçkinleri tarafından bile konuşulur oldu. Sonradan siyasi ve ekonomik yaşamda da kullanıldı.

Ancak bu durum, her ulusun kendi dilini unutma tehlikesini de ortaya çıkardı. Bu nedenle, özellikle Hıristiyan kesimde bazı yakınmalar dile getirildi. Örneğin Sevilla Başpiskopsu Isidore, krala şöyle dert yanıyordu: «Ekselans, gençlerimiz Latince bir ‘pater noster’ duası bile okuyamıyor ama Kuran tefsiri ve Arap edebiyatı ile derinlemesine ilgileniyorlar.»

Müslüman kesimden de benzer yakınmalar geliyordu.

Gerçekten de diğer diller yanında Acemiye yüzünden Arapça halkın savsaklamasına uğramış, resmi daire ve eğitim yerleri dışında pek kullanılmaz hale gelmişti. Arapçanın “Nahiv ilmi” denilen gramerini öğrenerek geçerlikte kalmasını sağlayan ise, ancak devlet adamları ve bilginler olmuştu.

Batı İslâmın Endülüslülerinin, Doğu İslâmından farklı birçok özelliği vardı. 10. yüzyılın ünlü Doğulu Müslüman gezgini İbn Havkal bile -Endülüslü Müslümanları sevmezdi- ahlâkî konularda onlara Doğu Müslümanlarından daha üstün bir mevki vermişti. 20. yüzyılın İslâm tarihi araştırmacısı Macar asıllı Ignaz Goldziher, İbn Havkal’ın bu konudaki bir söylemini şöyle aktarır: “Onların ülkelerinde gezen herhangi biri, Doğu’da olduğu gibi günahkârlığa, çirkin davranışlara, dinsizliğe rastlayamaz.”

Avrupa’da Arap-İslâm kültürünün birçok alana yayılması olayı günümüzde görülseydi, şimdiki akademisyenler bunu mutlaka bir kültür emperyalizmi olarak nitelerdi.

Yanlış sayılmaz. Bunu daha sonra Avrupalılar kullandı.

Hıristiyanların Reconquista sırasında ve ondan sonra Müslümanlara acımasızca davranmasının arka planında, biraz da bu entelektüel aşağılık duygusu vardı.

Hıristiyan devletlerdeki din adamları, Endülüs İslâm kültürünün İberyalı Hıristiyanlar üzerinde etkili olmaya başlamasına tepki gösterdi. Örneğin Kurtubalı Rahip Alvaro, İberya Hıristiyanlarının dil, edebiyat ve kültür alanında kendi geleneklerini bırakarak Müslüman geleneklerini benimsemelerinden yakınmaktaydı. Kendi açısından haklıydı elbette ama iş Hıristiyanlarla kalmıyordu ki… Aynı durum İberya Yahudileri için de söz konusuydu. Onların bilgin ve önderleri de, Yahudilerin kendi dil ve kültürlerinden uzaklaşmalarından yakınıyordu.

Ya Müslümanlar… Dediğim gibi onlar da yakınıyordu çünkü Endüyüs İslYa Müslümanlar… Dediğim gibi onlar da yakınıyordu çünkü Endüyüs İslâm kültürü kendilerininkine hiç uymuyor, uymayı bir yana bırakın, benzemiyordu bile.



Endülüs kültürünün halkın katmanları bakımından üç önemli öğesi var: Bunlara Arapça olarak “Müsta’reb”, “Müvelled” ve “Müdeccen” deniyor. İzleyecek bölümde onlara bir göz atacağım.

ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
3 Yanıt
5549 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 27, 2010, 01:49:43 ös
Gönderen: Prenses Isabella
2 Yanıt
4343 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 27, 2010, 01:27:48 ös
Gönderen: Prenses Isabella
1 Yanıt
4472 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 27, 2010, 01:42:56 ös
Gönderen: Prenses Isabella
1 Yanıt
4657 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 27, 2010, 02:08:45 ös
Gönderen: Prenses Isabella
0 Yanıt
3776 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 30, 2010, 06:13:48 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2513 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 04, 2010, 12:15:39 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
4070 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 05, 2010, 12:51:04 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
4208 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 11, 2010, 01:04:49 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
5421 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 12, 2010, 11:53:52 öö
Gönderen: ADAM
3 Yanıt
2576 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 18, 2014, 09:53:37 öö
Gönderen: animi et spiritus