Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: İsa Üzerine Denilenler  (Okunma sayısı 9977 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Temmuz 18, 2014, 04:54:20 ös
Yanıtla #10
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay


İsa'nın doğum hikayesinin,Baküs ve Mitra'nınki ile neredeyse birebir örtüşmesi dikkate değerdir,sanırım.
Ben"O"yum,"O"ben değil...


Temmuz 18, 2014, 05:08:04 ös
Yanıtla #11
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 599
  • Cinsiyet: Bay

Bende kendi açımdan bir iki alıntı yapmak isterim o zaman Yehova Şahitleri'nin Dünya'da yaşamış en iyi insan kitabından müsait olduğum ilk fırsatta.
Ölü Gibi Sessiz...Mezar Gibi Ketum...



חמישים אחוזים חמישים אחוזים בולגרי של יהודים....!!! O:


Temmuz 18, 2014, 05:49:47 ös
Yanıtla #12
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Acaba bire bir örtüşür mü, yoksa sadece benzeşir mi?

Bunun gösterilmesinde yarar var.

Başka doğum öyküleriyle de benzeşmeler oabilir.

Örnekleri görelim.

Yehova Şahitleri'nin kitabından aktarma yapılacaksa lütfen biraz çabuk çünkü konunun akışı sürüyıor. Sonra geri dönemeyiz. Asıl bundan sonrası ilginçleşecek.

ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Temmuz 18, 2014, 11:08:20 ös
Yanıtla #13
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 599
  • Cinsiyet: Bay

Şimdi söz verdiğim üzere Yehova şahitleri kaynaklı dünyada yaşamış en büyük adam kitabından aktarımlarda bulunayım izninizle ;


Der ki kitapta,

M.ö 3 yılında bir gün Tanrı'nın aracılığıyla melek Cebrail tarafından Meryem'e bir haber iletildi : Meryem adlı genç kıza Cebrail melek şöyle söyledi,sonsuza dek kral olacak bir erkek çocuk doğuracaksın. Bunun üzerine Meryem bu nasıl olur ? Bir erkekle ilişkim olmadı ki diye cevap verdi. ( Bu kısıma kadar olan yerde soruları 1. Kısım soruları olarak alabılırım.)

Cebrail şu açıklamayı yaptı ;

Mukaddes ruh senin üzerine gelecek,yüce olanın kudreti üzerine gölge salacak,bunun içinde doğacak mukaddese Allah'ın oğlu denecek. Meryem'in mesaja inanmasını sağlamak amacıyla Cebrail şöyle devam etti ;

Ve işte senin akrabalarından Elisabeth ihtiyarlığında bir oğlana gebe kaldı.ve kendisine kısır denilen kadının bu hamilelikte altıncı ayıdır. Zira Allah'tan olan bir söz hükümsüz kalmaz. Bunun üzerine Meryem Cebrail'in söylediklerine inandı ve şöyle dedi ; işte ben ! Yehova'nın kulu ! Bana dediğin gibi olsun.




Buraya kadar tamam. Soru ve yorumları merak etmıyor değilim. Ama benımde bir sorum olacak ? Meryem bu süre zarfından sonra hamıleliğinde yaşadığı yerden neden uzaklaşmak zorunda kalmıştır. ?? Ver kimden yardım istemiş,kendisine kim yardım etmiştir.


Sayın ADAM buraya kadar olan kısım kabataslak böyle. Fakat ayrıntıları daha da konuyu derinleştirir. Derinleşirsede inançlı arkadaşlar konudan rahatsız olabilirler.


Dipnot : dini,siyasi,politik konulara genelde girmem. Fakat konusu geçti diye böyle bir paylaşımda bulunmuş bulunuyorum. Kendi inancımın ne olduğu ve ne olmadığı bana ait bir bilgi olarak kalmaya devam edecektir.



Saygılar.
Ölü Gibi Sessiz...Mezar Gibi Ketum...



חמישים אחוזים חמישים אחוזים בולגרי של יהודים....!!! O:


Temmuz 19, 2014, 03:40:20 öö
Yanıtla #14
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

Sn.bulgaria'nin aktarimi icin Teşekkürler. Ilk soruyuda ben sorayim gerci gizirgah   kısa oldugu icin soru cok cikmaz.soru soyle hz.isa ben tanrinin ogluyum diye inanirlarina soylemde bulunmusmudur?bulunmussa boburlenmis olmazmi?bir peygambere yakisirmi?soylememisse isanin tanrinin oglu olduguna bizi hangi sebep ikna etmeli?mesela ben o donem yasasa idim ve isa benim oldugum yerde oyle soylese ona inanmakta yine zorlanirdim.
lakin kolay inanmiyormuyuz?boyle bir sava inanma bir doktrinin saglam ve sarsilmaz oldugu soyleminin onermesimidir.Yani isanin tanrinin oglu olduguna inanmadan hristiyan olunmazmi?
Tanri neden sadece isaya bu vasfı vermistir?mesela musa ve hz.muhammed için neden dusunmemistir?hz.isa'yi özel kilan nedir?hz.isa bu konularda bilgi vermismidir?sizce tamamen insanlarin uydurmasi olabilirmi?
simdilik bu kadar.

karahan
« Son Düzenleme: Temmuz 19, 2014, 04:39:31 öö Gönderen: karahan »
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Temmuz 19, 2014, 09:43:02 öö
Yanıtla #15
  • Seyirci
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 214
  • Cinsiyet: Bay

İsa,  zamanın Dünyası için büyük bir teknolojik başarıdır .
Yeryüzünün bilinen ilk tüp bebeğidir .

Bizzat kendisi kitap yazmakla meşgul olmadıgı  için bu görevi etrafında bulunan Havarileri üstlenmiştir .
Yaptıgı konuşmaları kendi bilgileri doğrultusunda çevirip yazan Havarileri nedeniyle Hıristiyanlık bu denli çok mezhep'e ve farklı görüşlere ayrılmıştır .


Saygılarımla ...
"Bu ıssız dağları, şükranlarını dile getirmeksizin terk edemezsin"


Temmuz 19, 2014, 10:01:05 öö
Yanıtla #16
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Önce Sayın Karahan'ın deyişlerinden başlayalım...

İşte, görülüyor ki ortaya konulan sorgulamalar var.

Birisi dinsel inançlarından ötürü bu sorgulamalar üzerine incinecek, gücenecek diye böyle sorgulamalar durdurulamaz. Burası özgür bir ortamdır; tutsakların kafesi değil.

Biz bu soruları yanıtlamaya çalışmayı kendi açımızdan gerekli görmeyiz bile. Çünkü bu yanıtlamayı bunlara karşı tezde olanlar, bu konuyu çok iyi bildiklerini söyleyenler, bilerek inananlar yapmalı, açıklamayı onlar getirmeli diye düşünürüm.

Bunlar dini ya da inancı sorgulamak değildir. Dine sokuşturulmuş ve insanların zorla inanılması sağlanmış, böylelikle çıkarlar elde edilmiş ve edilmesi de sürdürülen dogmaların sorgulanmasıdır. Daha başlangıcından düşünme özgürlükleri engellenmiş, bilmeden ve bilemeden inandırılmış, öğrenmelerine ne fırsat ne olanak tanınmış olanların savunmasıdır.

Orta Çağda kitap kopyalamanın bile günah sayılarak, bırakın kopyalayanı, okunmaması gereken bir kitabı okuyanın bile yakıldığını unuttunuz mu?… Bilimin Hıristiyan dünyasına sokulmaması için yüzlerce yıl uğraşmışlar.

İsa'nın yapıp etmelerine ilişkin bilimsel nitelikli veriler pek az. (Bunlardan birine az sonra değineceğim.) Bilgilerin büyük çoğunluğu İncil kaynaklı. Bunların dışında her türlü bilginin geçersiz olduğu ileri sürülmüş ve ileri sürülmekle de kalmayıp zihinlere işlenmiş. (Öylesine ki, kabul edilmiş dört İncil’den sonra, nasıl olmuşsa yakılmaktan kurtarılıp saklanmış bir beşincisi ortaya çıktığında, kıyametler koptu.)

Nitekim bu nedenle tarihte o İsa'nın gerçekten yaşayıp yaşamamış olduğu bile sorgulanmıştır. Çünkü yaşamış olduğuna ilişkin bilimsel kanıtlar bile zayıf (yetersiz) kalmakta, sadece, "Şayet yaşamışsa İncil'deki (hangisi olursa olsun) anlatımların işte şurasında şu yanlışlık var." denilebilmektedir.

Ancak İncil’in herhangi bir yerinde önemli bir yanlışlık varsa, ötesinin kesinlikle doğru olduğuna nasıl inanılabilir?

Çok önemli noktalardan biri İsa'nın bir Nazaren (Nasranȋ) olduğunun bilinmesidir. Dolayısıyla İsa'yı anlayabilmek için önce Nazarenliği bilmek, onu anlamak gerekmektedir. Hatta belki Essenler'i bile incelemek gerekir. Eğer böyle yapılacak olursa, İncil'in anlatımlarının, yer yer, sıradan insanların anladığı sözlük anlamı ya da doğrudan deyişlerinin ardında bir tür ezoterik (batınȋ) bu nedenle de alegorik deyişlerinin bulunduğunu da kavramak gerekir.

İşte o zaman, şayet İsa gençlik yaşamı sırasında oradan oraya dolaşarak o hahamların hiç hoşlanmadığı tarzda vaaz verirken, "Baba"dan söz ettiyse, o sözleri sırasında kendisinin de onun "oğlu" olduğunu söylediyse, bu deyişinden bir başka şey anlamak gerekir. (Sayın yazar Cihangir Gener bu konuyu nasıl anlatıyordu acaba? Unuttum.)

Kimilerine göre Hıristiyan olmak için İsa'nın Tanrı'nın oğlu olduğuna inanma zorunluluğu yoktur. Ancak kimilerine göre de gerçek bir Hıristiyan olabilmek için bırakın İsa'nın Tanrı'nın oğlu oluşunu, doğrudan Tanrı olduğuna inanma zorunluluğu vardır; başka türlüsü sapkınlıktır.

Bizim de burada karşı durduğumuz işte bu tarz bir tutumdur. Her inanç gibi Hıristiyanlık da hiç kimsenin sultasında değildir. Hıristiyanlık özgün bir din olarak ortaya çıktıktan sonra, kurumlaştırılmasına girişildiğinde (önce Kartaca sonra İznik konsillerinde) asal kendiliğinden saptırılarak bambaşka bir din biçimine sokulmuştur.

İsteyen o dine bağlanır ve kendi kendini tutsaklığa yöneltir.

İsteyen Hıristiyanlığı özgür düşünce ve buyrultusuna dayanarak benimser.

Biz hiçbirine karışmayız. Fakat insanlığı gelecekteki genel yararı açısından kendi bildiklerimizi söylemekten, önerilerimizi getirmekten de geri kalmayız.

Sayın Karahan'ın sorgulamasına devam edelim.

Tanrı, hiç kimseye öyle "benim oğlum" falan gibi bir vasıf vermiş falan değildir. Bu, insan uydurmasıdır. Öyle olduğu varsayılmıştır. İsa'nın babasına "tanrılık" yakıştırılmıştır. İsa’nın babası Bilge Yusuf bunu bileydi ne kadar da mutlu olurdu. Fakat İsa'nın sözünü ettiği Baba, o kendi biyolojik babası değil, zihinsel ya da tasarımsal, belki ülküsel babasıdır. Tüm insanların babasıdır. (Zaten dolaylı olarak bu nedenle günümüzde bazı mason örgütlerinde Masonluğa girebilmek için sadece basitinden bir ulu yaradan inancı değil, belirin nitelikleri olan bir tanrı inancı da aranır ve bu nitelikler arasında o tanrının tüm insanların babası olduğuna inanmak da vardır.)

Eğer sözü edilen tanrı gerçekten Tanrı ise, ötekiler de gerçekten peygamber ise yani o gerçekten Tanrı olan gerçekten temsil ediyor idiyseler, hiçbirinin arasında fark olmasa gerektir. Ancak belki de vardır belki de olmalıydı. Çünkü bir Tanrı’nın tutumunu insan düşüncesiyle yargılayıp değerlendirecek olursak (teist nitelikli dinlerde işti bu da yapılıyor) varacağımız kanı hiç de Tanrı’nın bu bağlamdaki tutumu (varsa) olmayabilir.

Nitekim bundan ötürü çoğu dinler, salt kendinin en doğru ve en üstün olup, diğerlerinin n azından yanılgılı olduğunu iler sürmüştür. Bu tutum Katolik mezhebinde aşırılığa vardırılmış, Kilise’nin dogmalarını benimsemeyen insanların tümü sapkın sayılmıştır.

Dünya yüzünde yüzlerce milyon insan da bu yargıya boyun eğmiştir. Onlar Kilise’nin yargısını hiç sorgulamadan kabul etmiş oldukları için asıl doğru olanı mı yapmış oluyor?

----------

Bunca sözden sonra, her ne kadar daha önceki bir sıradaysa da şimdi Sayın Bulgaria’nın katkısına gelelim.

Orada da Katolik ya da Ortodoks Hıristiyanlığın temel dogmalarından biri var ama bu alıntı metinde “MÖ” diye bir tarihten söz etmekte olunduğuna göre belli ki bu metin Gregoriyen Takvimi’nin kabul edilişinden sonra yani en erken 17. yüzyılda yazılmış. Belki çok daha yakın bir tarihte…

Bu inanç mezhep ya da inanç sisteminin temel Katolik dogmalarından bazılarıyla çeliştiğini ve Hıristiyanlığın özgünlüğünü koruma eğiliminde olduğunu biliyoruz. Onun da birtakım dogmaları yok değil elbette ama buradaki konumuz o inanç sisteminin eleştirilmesi değil. Sadece Sayın Bulgaria’nın aktarmış olduğu metindeki bir küçük (!) yanlışlığa değinelim.

İsa’nın (tarihte öyle biri gerçekten yaşamışsa) doğum tarihinin M.Ö. 7 olduğu, bilimsel yöntemle kanıtlanmıştır.

Şimdi diyebilirsiniz ki “Hem bilimsel yöntemden söz ediyorsun hem o kinin yaşamış olup olmadığına ilişkin bir belirsizlikten. Bu nasıl oluyor? Burada bir çelişki yok mu?”

Burada çelişki yok. Kişinin yaşamış olduğunun bilimsel bakımdan tarihsel kanıtı yok. Ancak yaşamış olduğu kabul ediliyor. Eğer yaşamışsa, gerçekleşmiş olduğu bilinen bir başka olay var. Hani eskiden birçok yerde tarih iyi bilinmezken geçmişin olan biteni başka olaylara bağlanarak anlatılırmış ya… İşte öyle.

Buna göre İsa’nın doğum tarihinin M.Ö. 7 olması gerekiyor.

Bu bilimsel olarak ortaya kondu ve işin şaşılacak yanı Katolik Kilisesi bile önün konulan bilimsel veriler üzerine bunun doğru olduğunu teyit etti.

Sayın Bulgaria’nın aktardığı metindeki rakam doğruysa yani 8 değil de 3 ise, romantik öykü bir dinsel dogma olsa bile açık sesçik biçimde bir tarihsel yanlışlık içeriyor demektir.

Eğer Sayın Bulgaria’nın aktardığı metinde -bu metin onun çevirisi değilse- doğrudan “Allah” sözcüğü kullanılıyorsa, bir yanlışlık da burada var demektir. Çünkü “Allah” sözcüğü Arapça kökenli bir dile özgüdür. (Aramice kökenli olduğu söylenirse, o zaman Türk dilinde fonetik olarak böyle yazılmaması gerekir.)

Şimdi diyeceksiniz ki “Ne kadar da çok ayrıntıya takılıyorsun!”

Bu ayrıntılar çük önemli de onun için takılıyorum. Güveniler nitelikli bir metinde böyle yanlışların yapılmaması gerek. Böyle yanlışlar varsa, bilmediğimiz ötesinin doğru olabileceğine nasıl güvenebiliriz?

Şimdi gelelim Meryem’in gebe kaldıktan bir süre sonra tecrit edilme (Sayın Bulgaria’nın dediğince oradan uzaklaştırılma) olayına…

Evet, dediğimizce tarihte İsa diye biri yaşamışsa, M.Ö. 7 yılında yaşanmış böyle bir durum var. Ancak bu durum kısman Meryem’in hamileliğinin son ayları kısman de İsa doğduktan sonraki yaklaşık beş ay boyunca… Neden?... Çok önemli sayılan bir İsrailoğulları geleneği gereğince. (Ayrıntısına girelim mi?... Sanırım daha önce Forum’da anlatmıştık.)

Sayın Dor’un İsa’yı “tüp bebek” olarak niteleyişi de çok hoş bir espri doğrusu…

Bizim buradaki konumuzun aslı, -daha önce de değinmiş olduğum üzere- İsa’nın çarmıhtan indirilişinden sonrası. Ancak dilerseniz, öylesinin daha anlaşılır olacağını söylerseniz, İsa’nın niçin çarmıha gerilmiş olduğuna dönebiliriz de... Kim bilir, belki öylesi daha iyi de olur çünkü o zaman Sayın Bulgaria’nın aktardığı metinde geçen şu “kral” sözcüğüne de değiniriz.


ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Temmuz 19, 2014, 09:18:28 ös
Yanıtla #17
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 599
  • Cinsiyet: Bay

Sayin üyeler,sayın ADAM.
Öncelikle uzun bir aradan sonra bu tarz irdelemelere ve tarihsel tartışmalara ne kadar aç olduğumu farkettim. Sayın adam in tarih konusuna gelince Yehova şahitleri tarafından bastırılan ve tetkik aşaması denen aşamada kullanılan bir kitaptan yaptığım alıntıdır. Tarih ve yazıda geçen ALLAH, KRAL gibi cümleler aynen geçmektedir. Eğerki ortada bir yanlış varsa ne yazıkki Yehova sahıtlıgıne yeni giren tüm üyeler bir yanlışlar başlıyorlar. Sayın karahan Sorduğunuz sorulardan adam in verdiği  cevaplardan tatmin olmadığınız yada eksik gördüğünüz kısım var ise benim elimdeki kitaba göre tekrar bakabılırım.


Dipnot: sayın üyeler ve karahan daha öncede dediğim gibi aktarımlarım bir kitap ve inanç uzerınedır. Yani kendi inancımı ve şeklini saklı tutarım. :) ve benim yapmış olduğum aktarımları bir başka üyeye göre yanlış,sapkın hatta incitici olabilir fakat bunun açıklamasını da sayın ADAM burasının özgür bir forum olduğunu belirterek yapmıştır.


Saygılar.
Ölü Gibi Sessiz...Mezar Gibi Ketum...



חמישים אחוזים חמישים אחוזים בולגרי של יהודים....!!! O:


Temmuz 19, 2014, 09:20:32 ös
Yanıtla #18
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 599
  • Cinsiyet: Bay

Şimdiki aşamada sayın adam in bahsettiği çarmıha gerilme,İndirilme ve sonrası buna ek olarakta KRAL konusu hakkında sanırım birsey ler söyleyebilirim.
Ölü Gibi Sessiz...Mezar Gibi Ketum...



חמישים אחוזים חמישים אחוזים בולגרי של יהודים....!!! O:


Temmuz 19, 2014, 09:34:43 ös
Yanıtla #19
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

Sn.bulgaria aktarimlarinizin devamini bekliyorum.Yehova sahitligi bir mezheptir eski isyerimin altinda toplanti yaparlardi benid e davet etmislerdir.Aktarima devam ederseniz bizde soru sorariz siz fikrinizi kendinize saklamayiniz o zaman tartisma adabi olmaz konuya destek vermemis olursunuz.sn.adamin soyledikleri tatminkardir ama daha fazla katilim ve soruya ihtiyac vardir.Bu tartismayi islam ilede devam ettirmeliyiz.


karahan
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
3 Yanıt
4861 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 26, 2007, 03:01:14 öö
Gönderen: Ittihatci
1 Yanıt
4161 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 16, 2017, 09:52:25 öö
Gönderen: RANA
1 Yanıt
3420 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 19, 2008, 01:27:12 öö
Gönderen: seteney
Komünizm Üzerine

Başlatan Daemon « 1 2 » Diger Konular

14 Yanıt
9409 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 26, 2013, 05:17:49 ös
Gönderen: NOSAM33
Maji üzerine 1

Başlatan martı Ezoterizm

3 Yanıt
6935 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 24, 2018, 02:18:48 öö
Gönderen: Venus
62 Yanıt
60654 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 11, 2017, 10:13:13 öö
Gönderen: Spock
0 Yanıt
1914 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 21, 2013, 07:52:00 ös
Gönderen: Etimolog
5 Yanıt
4313 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 08, 2014, 07:03:49 ös
Gönderen: Metatron
6 Yanıt
4085 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 28, 2014, 08:11:46 öö
Gönderen: ADAM
3 Yanıt
2968 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 27, 2014, 04:30:30 ös
Gönderen: karahan