Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Hiram Usta  (Okunma sayısı 5540 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ağustos 19, 2015, 12:03:15 ös
  • Ziyaretçi

Merhaba Sayın Arkadaşlar ,
 
Ben yeni üye oldum. Bu da benim ilk yazım . Şimdi merak ettiğim bir şey var . Hiram usta ( söylenenlere göre masonluğun atası )
 
 “Hz. Süleyman, tunç işçiliği yapmakta olan Hiram’ı Sur’dan getirtti. Hiram sağduyulu, zeki ve bilgili bir insandı. Hz. Süleyman’ın yanına geldi ve onun bütün işlerini yaptı.”(Krallar Kitabı1,13-14)

XV. yüzyıldan kalma Cooke ve XVII. Yüzyıldan kalma Old Charges’ın Tew el yazmaları gibi eski metinler, tapınağın yapılışından ve Sur’lu Kral Hiram’dan söz etmektedir: Kendisi geometride çok ustadır ve yapı işinin büyük yetkilerle yönetilmesi ona verilmiştir.

Hz. Süleyman’ın yapı işlerini yönetmek görevini kendisine vermiş olduğu Adoniram, Adoram ya da Hiram o kadar büyük sayıda işçiye para ödemekteydi ki, bunların hepsini tanıyamıyordu. Bunun üzerine, ayırd edebilmek için, bunların herbiriyle başka başka parolalar, işaretler, el değdirmeler saptamıştı…

Üç kalfa, hakları olmadığı halde usta günlüğü almak istiyordu. Parola(tanrı anlamına gelen) Yehova idi ama onlar bilmiyorlarlardı. Adoniram’ı yalnızken görünce ondan bu parolayı istemeye, alamazlarsa öldürmeye karar verdiler. Bu amaçla biri Güney’de, biri Kuzey’de, sonuncusu da Doğu’da (Maşrıkta) olmak üzere, tapınağın içine saklandılar. Adoniram her zamanki gibi Batı kapısından içeriye girmişti. Güney kapısından çıkmak isteyince üç kalfadan biri ona usta parolasının ne olduğunu sordu. Beri yandan da elinde tuttuğu ya da çekici ona doğru kaldırmıştı. Hiram: “Ben usta parolasını böyle öğrenmemiştim” dedi. Bunun üzerine kalfa elindeki çekici onun kafasına vurdu. Fakat güçlü vuramamıştı. Hiram kuzeye kaçtı, oradaki ikinci kalfa da aynı şeyi yaptı. Fakat ikinci vuruşla da ölmemiş olduğundan en son Doğu kapısına kaçtı ve son kalfa da ona aynı soruyu sorduktan sonra onu öldürdü. Ondan sonra üç kalfa da onu gömmek için bir araya geldiler. Fakat henüz karanlık bastırmamış olduğundan cesedi götürmeye cesaret edemediler. Onu bir taş yığının altına gizlediler. Gece olunca cesedi alıp dağa götürdüler ve oraya gömdüler. Yeri sonra yine bulabilmek için bir akasya dalı keserek mezarın üstüne koydular.

Hz. Süleyman dokuz gün boyunca Hiram’ı görmeyince, dokuz ustaya: “Gidin onu arayın” dedi. Bu ustalar emirleri harfiyen yerine gtirdiler. Uzun süre aradıktan sonra dinlenmek için, mezarın bulunduğu yerin yanına gittiler. İçlerinden biri rahat oturabilmek için akasya dalını tutmak istedi ama dal elinde kaldı. Nedenini öğrenmek için yeri kazınca Hiram’ın cesedi ile karşılaştılar.

Bunlardan birisi cesedi parmağından tuttu ama derisi soyuldu, elinde kaldı. İkincisi de başka bir parmağından tuttu o da soyuldu. Sonuncu ise bileğinden tuttut ama o da soyuldu. Bunun üzerine “Maşnak” diye bağırdı ki bu masonlara “Et kemikten ayrılıyor, beden çürümüş” demektir. Bunun üzerine “Maşnak” yeni parola oldu. Hemen olup bitenlerin hepsi Hz. Süleyman’a anlatıldı. Hiram’a olan saygısı yüzünden Süleyman “Gidin onu gömülü olduğu yerden tapınağa getirin” dedi.

Sonra onu büyük bir törenle oraya gömdüler. Tören sırasında bütün ustalar, içlerinden hiçbirinin eli şeflerinin kanına bulaşmadığını göstermek için beyaz deriden önlükler takıp beyaz deriden eldiven giymişlerdi.” Bu yüzden masonlar törenlerinde aşağıdaki beyaz eldivenleri giymektedirler. Yan tarafında ise diğer ayin kıyafetleri de bulunmaktadır. Bu hikaye doğru mudur ? Yoksa anti-masonların bir uydurmasımı


Ağustos 19, 2015, 12:22:06 ös
Yanıtla #1
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 117
  • Cinsiyet: Bay

Sayın Mason,

Kaynaklarınızı tam olarak belirtebilir misiniz?
Nil Nisi Clavis Dest ( Aranan Yalnızca Anahtardır )

Entia non sunt multiplicanda praeter necessitatem


Ağustos 19, 2015, 12:33:17 ös
Yanıtla #2
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 117
  • Cinsiyet: Bay

Sayın Mason,

Forum'un Indexinde taramayaparsanız farklı Hiram yazılarına da ulaşmanız mümkün olacaktır.
Nil Nisi Clavis Dest ( Aranan Yalnızca Anahtardır )

Entia non sunt multiplicanda praeter necessitatem


Ağustos 19, 2015, 03:13:19 ös
Yanıtla #3

Sayın #MASON#,

Hiram Usta'ya ilişkin anlatıların pek çok çeşidi/varyasyonu mevcuttur. Sayın Cihangir Gener'in buna ilişkin bir derlemesi bile var: Hiram Abif, Nokta yayınları. Konuya ilişkin merakınız varsa, bu kaynaktan faydalanabilirsiniz.

Şunu unutmamak gerek, bahsedilen olayın gerçekliğinden ziyade simgesel bağlamına önem verilmektedir. Bu hususta gerçekte Hiram Usta diye birisinin yaşayıp-yaşamadığı bile meçhuldür. Zaten önemli olan da o değil, "mesaj"tır.

Arkadaşların da bahsettiği üzere forumda konuya ilişkin pek çok yazı var. Onlardan faydalanabilirsiniz.

Saygılarımla.

• Laborare est Orare XXII.
• ... Bense daha önce duyulmamış, yeni şeyler söylediğim için onların ilenç ve lanetlemelerine maruz kalmaya devam edeceğim.... Simon Magus


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
45 Yanıt
49375 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 13, 2012, 05:07:55 ös
Gönderen: denge
42 Yanıt
36735 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 21, 2008, 02:55:20 ös
Gönderen: Prenses Isabella
1 Yanıt
4073 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 19, 2008, 09:02:45 ös
Gönderen: MYSTICPROVOCATEUR
31 Yanıt
20830 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 11, 2009, 09:54:17 ös
Gönderen: Prenses Isabella
0 Yanıt
3370 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 04, 2008, 02:35:09 öö
Gönderen: Kaan
4 Yanıt
14141 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 09, 2011, 01:05:43 öö
Gönderen: Eagle35
0 Yanıt
2886 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 23, 2011, 10:07:08 ös
Gönderen: Felix Steiner
2 Yanıt
3591 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 26, 2014, 08:11:11 öö
Gönderen: ADAM
2 Yanıt
2393 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 05, 2015, 01:44:38 ös
Gönderen: evvah
1 Yanıt
2900 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 02, 2015, 03:31:25 ös
Gönderen: ARARAT