Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Seçkinlik ve Sıradanlık Üzerine-3  (Okunma sayısı 1117 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Haziran 22, 2016, 05:24:19 ös
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 631
  • Cinsiyet: Bay

KISA BİR ARA VERDİKTEN SONRA KALDIĞIMIZ YERDEN DEVAM EDİYORUZ.

Deha ile sıradan insan arasındaki fark, bir derece veya seviye farkı olduğu kadarıyla hiç kuşkusuz niceliksel bir farktır. Fakat kişiden kişiye değişiklikler göstermesine karşın, sıradan kafaların benzer şekilde düşünmeye dönük belli bir eğilim içinde olduklarını dikkate alarak ben bunu aynı zamanda bir niteliksel fark olarak görme eğilimindeyim. Nitekim benzeri durumlarda sıradan insanların düşünceleri derhal benzer istikameti tutar ve benzer hatlar üzerinde ilerler. Ve bu hakikate dayanmadığı halde yargılarının sürekli olarak birbiriyle nasıl olup da bağdaştığını açıklar.

Tarih boyunca insanlar arasında belli birtakım temel görüşlerin benimsenmesi, her zaman tekrarlanıp yeniden yeniden öne sürülmesi bu ölçüde mümkün olur. Halbuki bütün zamanların büyük kafaları bunlara açıktan veya gizli olarak muhaliftirler.

Bir dâhi öyle bir insandır ki, bir nesne bir aynada nasıl yansıyorsa dünya da onun zihninde öyle yansır. İnsanlık ne öğrendiyse çoğunu ondan öğrenmiştir.  Çünkü en önemli meselelere en derin kavrayış, ayrıntılara takılan bir gözlemci dikkatinden değil, bir bütün olarak eşyanın tam bir yoğunluk içinde kavranışından doğar.

Eğer zihni gelişip olgunluğa erişirse insanların dört gözle kendisinden beklediği eğitimi o kimi zaman bir şekilde, kimi zaman da başka şekilde verecektir. Dünya, eşyanın ve eşyanın gerçek tabiatının bilgisini edinmek için böylesine büyük bir bağışa sahip olan insanı dört gözle bekler.

Fakat böyle bir insanın doğumu için fevkalâde uygun koşulların bir araya gelmesi gerekir ve bu çok nadir rastlanan bir hadisedir.



ŞİMDİLİK DURALIM BURDA. DÖRDÜNCÜ BÖLÜMDE İSE SON PARAGRAFIN ÜZERİNDE DURMAYI DÜŞÜNÜYORUM. BÖYLELİKLE SON PARAGRAF İÇİN DE DÜŞÜNME ARASI BULMUŞ OLURUZ.
« Son Düzenleme: Haziran 22, 2016, 05:27:58 ös Gönderen: İNSAN »


Haziran 22, 2016, 06:12:40 ös
Yanıtla #1

Bu bölüm de Yazarımızın; sıradan insanlar'a dönük çıkarımları hakkın da,çağımıza uygun sayıla bilecek paradox ile de tabir edilebileceğimiz, bir kaç tespitimden bahsetmek isterim: Günümüzün kanaat önderleri olarak tanımladığımız; yazar/düşünür vb güruhlar; bütün basın ve yayın organların da boy göstermektedir.

Her birinin eli, toplumun en taban kısmının nabzın da gezmektedir.Akademik ve yahut pirestij kaybı cekincelerinden dolayı; sürekli halkın en taban kısmının duymak istedikleri üzerinden fikir önderliklerini sürdürürler.

Bu paradox; Halkın tabanına kadar ulaşmaya çalışan:  Tv/reklam şirketleri/Siyasi parti vb  organizasyonlar da'da görülmektedir.Toplumun en alt tabakasına kadar ulaşma ya yönelik her eylem, bombardıman şeklin de toplumun bütün kesimlerine yağmaktadır.Nesiller ve geleceğimiz; en cahil ve sıradanların vizyonları doğrultusun da inşaa ediliyor.

Yukarı da bahsettiğim tespitler, kendi çağların da,başka varyasyonlar ile de kitleleri şekillendirmiştir.
Seçkinlik ise, her çağ da nasıl oluyorsa; bu toplumsal alt katmanın...sanki Güneş'i örten bir bulut gibi etkisinde kalmaktadır; bu yüzden, bir cok muvzu da kitleler sürekli "Abrasyon'a" uğramıştır.

Sevgilerim ile
Sen Özelsin