Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: İNSAN NEDİR?  (Okunma sayısı 6774 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Eylül 02, 2008, 11:42:53 öö
  • Administrator
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 9553
  • Cinsiyet: Bay
    • Masonluk, Masonlardan Öğrenilmelidir

İNSAN NEDİR?




Biz insanlar çok tuhaf yaratıklarız: yılankavi bir omurga, uzun kol ve
bacaklar, kemerli ayaklar, çevik eller ve devasa büyüklükteki bir beyne
sahip olan iki ayaklılarız. Vücutlarımız, çok uzun bir süreç içinde doğal
seçilim sonucu şekillenen özelliklerden meydana gelen bir mozaik-son derece
zarif becerilerinin yanı sıra önemli kusurları da var. Ayakta durabiliyor,
yürüyebiliyor, zarafet ve dirençle koşabiliyoruz ama ayaklarda ağrı ve
dizlerde sakatlıklarla da uğraşıyoruz. Omurgamızı büküp döndürebiliyoruz ama
yine de çoğumuz yaşamımız boyunca bir dönem sırt ağrılarıyla boğuşuyoruz.
Büyük beyinli bebekler doğurabiliyoruz ama büyük acılar ve riskleri de göze
almamız gerekiyor. Uzun yıllardan beri, vücutlarımızın bugünkü şekil ve
işlevini nasıl elde ettiği sorusuna yanıt arayan uzmanlar günümüzde farklı
bilim dallarının sunduğu yeni yöntemleri kullanarak vücudumuzdaki pek çok
"kusur"un ortak bir nedene dayandığı konusunda birleşiyor: Bu kusurlar,
atalarımız doğrulduğunda-insan olma yolundaki uzun süreçte atılan ilk
adım-evrim sürecinde verilen ödünlerden doğuyor.
Tabii ki evrimleşmeyle beraber insanın fizyolojisi ve fizikî yapısı da
oldukça değişecek ve daha az kıllı, daha gelişmiş ve daha yetenekli eller,
daha gelişmiş iri bir beyin ve kafatası gibi çeşitli özellikler
görülebilecektir. Şu an maalesef hiçbirimiz henüz insan değiliz, onun
prototipleri, öncüleriyiz.
Ebelerden hangisine sorarsanız sorun, göze batacak kadar kıllı doğmuş bir
bebek, büyük ihtimalle yeterince olgunlaşmamış bir erken doğumun
belirtisidir. Doğrudur da bu gözlem. Her insan embriyosunun yaklaşık 4. ayda
düzenli, kalın bir posta bürünmesindendir bu. Söz konusu post, doğumdan
hemen önce kaybolur. Doğmadan önce hepimizin şöyle bir giyip sonra
üzerimizden attığımız bu post, soyumuzun henüz insan olma aşamasına tam ayak
atmazdan önce bir post taşımak zorunda kalmış olduğu dönemlere yönelik bir
gen "anısından" başka bir şey değildir. Böyle olunca da anne karnındaki
embriyonal gelişme sırasında, insan öncesi atalarımızın çoğunun inşa
planındaki özellikleri yansıtmadan edememekteyiz.
Gene de hemen hepimiz ilk haftalarda, daha sonra iyice gerileyen ve kuyruk
sokumuna gizlenen bir kuyruk taşırız. Hatta geçici olarak solungaçlara bile
sahip oluruz; bu bizim atalarımızın maymunsu evreden önce kemirgenlerden
daha da geriye giden, amfibiler üzerinden ta ilk denizlerdeki canlılara
uzanan bir evrimin ürünleri olduğunu göstermektedir. Kafatasında kulakların
ortaya çıkması bir zorunluluk durumuna geldiğinde, doğa eski solungaç
deneyiminden yararlanmanın yoluna gitmiştir. Kulak zarını havayla bağlayan
işitme kanalımız, yapısı değişmiş bir solungaç deliğinden başka bir şey
değildir. Genzimizdeki boşluğun orta kulak kanallarıyla bağlı olması da
bunun bir kanıtıdır. Eskiden bunlar tek bir büyük kanal oluşturmaktaydılar.
Ağızdan giren su iki yandan çıkıp gitmeden önce, solungaçların kan
damarları, suyun içindeki oksijeni emmekteydiler.
Hamileliğin ilk döneminde embriyonun gözleri hayvansı atalarını anımsatmak
istercesine başın her iki yanındadır. Ancak embriyo döneminin sonuna doğru
bu iki göz yüzün ortasına doğru yaklaşarak yüksek düzeyde gelişmiş
primatlarda ve özellikle insanlarda bildiğimiz duruma gelir; böylelikle
plastik ve stereo bir görüş sağlarlar.
Ama elbette bütün bu olup bitenlere rağmen embriyonal gelişmemizin hiçbir
aşamasında balık, sürüngen ya da postlu bir hayvan değil, oluşmakta olan bir
insanızdır. Fakat en eski atalarımızın hayvan oldukları, bütün hayvanlarla
ve canlılarla akraba olduğumuz konusunda bu gen anıları da şaşmaz birer
kanıt sunmaktadırlar.

Hoimar V. Ditfurth (Prof. Dr.)-Başlangıçta Hidrojen Vardı.
« Son Düzenleme: Eylül 02, 2008, 11:58:44 öö Gönderen: MASON »
- Sahsima ozel mesaj atmadan once Yonetim Hiyerarsisini izleyerek ilgili yoneticiler ile gorusunuz.
- Masonluk hakkinda ozel mesaj ile bilgi, yardim ve destek sunulmamaktadir.
- Sorunuz ve mesajiniz hangi konuda ise o konudan sorumlu gorevli yada yonetici ile gorusunuz. Sahsim, butun cabalarinizdan sonra gorusmeniz gereken en son kisi olmalidir.
- Sadece hicbir yoneticinin cozemedigi yada forumda asla yazamayacaginiz cok ozel ve onemli konularda sahsima basvurmalisiniz.
- Masonluk ve Masonlar hakkinda bilgi almak ve en onemlisi kisisel yardim konularinda tarafima dogrudan ozel mesaj gonderenler cezalandirilacaktir. Bu konular hakkinda gerekli aciklama forum kurallari ve uyelik sozlesmesinde yeterince acik belirtilmsitir.


Eylül 17, 2008, 02:17:26 ös
Yanıtla #1
  • Ziyaretçi

Syn:Mason
hani paragrafın başında yılankavi bir gövde omurga diyorsunuz ya, tıbbin simgesi geldi aklıma. Tıbbın Simgesi'nin yılandan alındığı söylenir, doğru değilmiş. İnsan omurgasının şekli tıbbın simgesi olarak kabul edilmiş, anekdot,
Saygılarımla.


Eylül 17, 2008, 02:22:34 ös
Yanıtla #2
  • Skoç Riti Masonu
  • Aktif Uye
  • *
  • İleti: 511

Sayın akasya;

Tıbbın simgesi olan bir sopaya sarılmış iki yılan ile bir DNA sarmalını gözünüzde canlandırın. Dikkate değer değil mi?

Saygılarımla.


Eylül 17, 2008, 02:23:53 ös
Yanıtla #3
  • Ziyaretçi

Syn:Aramis
hiç aklıma gelmemişti, kesinlikle dikkate değer,
Saygılarımla.


Eylül 02, 2011, 09:52:05 öö
Yanıtla #4
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

Bu yazı sn.mason'un alıntıladığı bir yazı ve bence tamamen materyalist bir bakışa sahip.İnsanınfiziki yaradılışndan ve yapısından bahsediyor yazıda belki insan nedir' cevabı tıbbi yönden veriyor.

(Fakat en eski atalarımızın hayvan oldukları, bütün hayvanlarla
ve canlılarla akraba olduğumuz konusunda bu gen anıları da şaşmaz birer
kanıt sunmaktadırlar.)

Mevlananın muhteşem anlatımını hatırlattı bana nebatat idim öldüm hayvan oldum sonra öldüm insan oldum diye devam eden dizeleri.Genlerimizin ortak olması ondandır daha o kadar çok benzeş yönlerimiz varki mahlukatı insandan ayıran yegane şeyin akıl olduğunu söylerler ama dün akşam tv.de haber programında gördüğüm bir inek bana nasıl akıl dedirtti.Serinlemek ve içmek için inek musluğu açıyordu.Bu akıl değilde nedir.

İnsan nedir konun sorusu ama konuda sadece insanın fizyolojik yapısı irdelenmiş yaradılış boyutunda ise insanın çok daha farklı anlatımları mevcut.Konu ilerlerse bende okuduğum son kitaptan paylaşmak isterim.

Saygılar
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Eylül 02, 2011, 11:45:54 öö
Yanıtla #5

Bu yazı sn.mason'un alıntıladığı bir yazı ve bence tamamen materyalist bir bakışa sahip.İnsanınfiziki yaradılışndan ve yapısından bahsediyor yazıda belki insan nedir' cevabı tıbbi yönden veriyor.

(Fakat en eski atalarımızın hayvan oldukları, bütün hayvanlarla
ve canlılarla akraba olduğumuz konusunda bu gen anıları da şaşmaz birer
kanıt sunmaktadırlar.)

Mevlananın muhteşem anlatımını hatırlattı bana nebatat idim öldüm hayvan oldum sonra öldüm insan oldum diye devam eden dizeleri.Genlerimizin ortak olması ondandır daha o kadar çok benzeş yönlerimiz varki mahlukatı insandan ayıran yegane şeyin akıl olduğunu söylerler ama dün akşam tv.de haber programında gördüğüm bir inek bana nasıl akıl dedirtti.Serinlemek ve içmek için inek musluğu açıyordu.Bu akıl değilde nedir.

İnsan nedir konun sorusu ama konuda sadece insanın fizyolojik yapısı irdelenmiş yaradılış boyutunda ise insanın çok daha farklı anlatımları mevcut.Konu ilerlerse bende okuduğum son kitaptan paylaşmak isterim.

Saygılar

Sn.Karahan,
Bakın bu kategoride insan nasıl tanımlanmış:
"Dik duruşa, görece gelişmiş bir beyine, soyut düşünme yeteneğine, konuşma (dil kullanma) kabiliyetine, alet kullanma ve üretme becerisine sahip primat türü."
Dikkat ettiyseniz fizyolojik yönden incelenmek için oluşturulmuş bir bölümdeyiz. Bu nedenle Sn.Mason'un verdiği bilgiler "tek taraflı" değil, olması gerektiği gibidir. :)

Saygılarımla.
"İsteyen yavaş gitsin, ister hızlı koşsun, arayan bulur. İki elinle isteğe sarıl; çünkü istektir iyi yola kılavuz olan."
Mevlana


Eylül 02, 2011, 07:43:06 ös
Yanıtla #6
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1811

Peki arkadaslar bu olusumda ve evrimlesmede Tanri"nin yer nerde? Eger biz insanlarin atalarinin birzamanlar maymunlar gibi agaclarda yasayan yari maymun hatta isi basindan alirsak tam maymun olan canlilardan geldigini ve öteki bircok hayvanla akraba oldugumuzu kabul edersek ki bilim böyle diyor( tek hücreli canlilarda cok hücreli canlilara)ve dünyamizin günesten kopmus bir parca oldugunu kabuledersek ki bilim böyle diyor ve günes sistemimizinde evrendeki büyük patlamayla olustugunu ( yüzde yüz kanitlanamasada daha) kabul edersek ki bilim böyle diyor, biz yaraticiyi veya Tanri"yi nereye koyacagiz.??????


Eylül 02, 2011, 08:06:41 ös
Yanıtla #7

Peki arkadaslar bu olusumda ve evrimlesmede Tanri"nin yer nerde? Eger biz insanlarin atalarinin birzamanlar maymunlar gibi agaclarda yasayan yari maymun hatta isi basindan alirsak tam maymun olan canlilardan geldigini ve öteki bircok hayvanla akraba oldugumuzu kabul edersek ki bilim böyle diyor( tek hücreli canlilarda cok hücreli canlilara)ve dünyamizin günesten kopmus bir parca oldugunu kabuledersek ki bilim böyle diyor ve günes sistemimizinde evrendeki büyük patlamayla olustugunu ( yüzde yüz kanitlanamasada daha) kabul edersek ki bilim böyle diyor, biz yaraticiyi veya Tanri"yi nereye koyacagiz.??????

Sn.Mason'un materyalistmiş gibi görünen açıklaması bence "Tanrı" kavramını yok saydığını göstermez . Bilimin Tanrı hakkında net bir görüşü yok. O halde insan tanımlamasında Yaratıcı'yı(en azından bu bölümde) bir yere koyamayız. Bilim belirli bir zaman dilimi için, bulabildiği delillerle "şimdilik doğru" olan teorileri üretir.
Tek hücreden geldiğimiz doğru olsun ya da olmasın, Yaratıcı'yı zamanın her safhasına koymamız gerekir diye düşünüyorum. Çünkü O, zamanı da kapsayar, yani ondan bağımsızdır. Tabi bu benim görüşüm :)

Saygılarımla
"İsteyen yavaş gitsin, ister hızlı koşsun, arayan bulur. İki elinle isteğe sarıl; çünkü istektir iyi yola kılavuz olan."
Mevlana


Eylül 03, 2011, 09:17:56 ös
Yanıtla #8
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1811

Ben Sn Mason"un Tanri kavramini yok saydigini söylemedim yalnizca kendimce sorular sordum. Evet bilim genelde kanitlayabildigi kadariyla ve orandasöz söyler. ve onun durdugu yerde veya sinirinda Tanri basliyor.Simdilik yaraticiyi inkar etmemiz imkansiz cünkü bilimin henüz herseye cevabi yok ama olmayacak diye birseyde yok.
Saygilar


Eylül 03, 2011, 10:27:26 ös
Yanıtla #9
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 667
  • Cinsiyet: Bay

Ben ,sitemizi temiz tutma adına fazla bir cümle kurmak istemiyorum. Değerli yazılarınızı okumak bana büyük keyif veriyor.
Yanılgı şu soruda başlıyor sanki... İnsan neden konfor ister.
 İnsanın anatomik yapısı, doğayla uyumlu olmadığını bize gösteriyor. Yumuşak koltuk,ortapedik yatak.vs bu durumu, salt evrimlede açıklayamayız.
Dolayısıyla insan, ne fizik yapısı, ne de zihin olarak, dünyaya uyumlu değildir. ''evrimleştik de böyle oldu'' bu ayrı bir safsata dır.
Bu karmaşıklığın nedenlerini yazacak olsam, siteden atılırım. Gerekçe ''ne dediği anlaşılmıyordu'' olur.
İnsanın evrimleşmesiyle alakalı, tek bir şey söylüyorum.
Hiç bir canlı yaşadığı yerin tersine bir evrim geçiremez...fizik kurallarına aykırı... Ayı, kutuplara çıktı kutup ayısı oldu.Mantıklı bir evredir.
İnsanı, hala dünyanın sıcağı fenalaştırıyor, soğuk havası donduruyorsa, burada evrimden bahsetmek komik olur. Oluyorda...
Saygılarımla


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
6 Yanıt
14969 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 06, 2014, 01:10:05 öö
Gönderen: davut
6 Yanıt
7955 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 05, 2008, 10:31:41 ös
Gönderen: DaVinci