Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Niels Bohr  (Okunma sayısı 3292 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mart 13, 2009, 11:45:48 ös
  • Ziyaretçi

Bu soru Kopenhagen daki bir Üniversitenin fizik sınavından alınmıştır:

"Bir gökdelenin yüksekliğini barometre ile nasıl
bulursunuz, anlatınız."

Öğrencilerden birinin cevabi: "Barometrenin ucuna bir ip bağlarsınız.
sonra gökdelenin tepesinden asıp sallarsınız. Barometre yere
değdiğinde
ipin boyuyla barometrenin boyunun toplamı gökdelenin yüksekliğini
verecektir." Bu oldukça orijinal cevap hocayı çileden
çıkartmaya yeter ve öğrenci dersten kalır. Öğrenci cevabinin doğruluğu konusunda
itirazda bulunur ve Üniversite durumu çözmek için başka bir hoca gönderir.

Bu noktada öğrenci hakkında ne düşünürdünüz? Sizin
kararınız ne olurdu ?
Çocuk kalmalı mi geçmeli mi ?

Yeni hoca, cevabın aslında doğru olduğuna fakat kayda
değer bir fizik bilgisinin varlığını göstermediğine karar verir. Sorunu
çözmek üzere ;
Öğrencinin en azından asgari bir temel fizik bilgisi olup olmadığını
anlamak için ona altı dakika vererek sorunun sözlü cevabını vermesi
kararını alır. İlk beş dakika genç sessizliğe gömülür. Alnı
düşünceden kırış kırış olmuştur. Hoca zamanın tükenmekte olduğunu
hatırlattığında genç çeşitli cevaplarının olduğunu fakat hangisini kullanacağına karar
veremediğini söyler. Tekrar acele etmesi tavsiye edilince genç söyle
cevaplar:



"İlk olarak, barometreyi gökdelenin tepesine çıkartıp
kenarından aşağı bırakıp yere inene kadar geçen süreyi ölçersiniz. Binanın
yüksekliği (H=0.5 x g x t kare) formülü uygulanarak hesaplanabilir. Fakat
barometre için kotu bir seçim..."



"Veya güneş parlıyorsa, barometrenin yüksekliğini
ölçersiniz. Sonra onu bir yere dikip gölge uzunluğunu ve sonra da gökdelenin gölge
uzunluğunu
ölçebilirsiniz. Bundan sonrası basit bir orantıyı çözmek olacaktır"



"Fakat bu konuda gök bilimsel bir cevap istiyorsanız
barometrenin ucuna bir sicim bağlayıp onu bir sarkaç gibi sallandırabilirsiniz;
önce yer seviyesinde daha sonra da gökdelenin tepesinde. Yüksekliği
T=2pi kare kök (I /g) formülündeki farktan yararlanarak bulabilirsiniz."



"Yahut da gökdelenin dışarısında bir yangın çıkış merdiveni varsa
barometreyi bir cetvel gibi kullanarak yukarıya çıkarken gökdelenin boyunu
barometre yüksekliği biriminden sayıp bunları toplayabilirsiniz."



"Eğer ille de SIKICI olmak istiyorsanız, tabii
ki barometre ile gökdelenin tepesindeki ve yer seviyesindeki basıncı
ölçer milibar cinsinden çıkan farkı feet'e çevirebilirsiniz ve yüksekliği
bulursunuz."



"Ancak bizler daima zihnin bağımsızlığı ve bilimsel metotlar kullanma konusunda teşvik edildiğimiz içindir ki en iyi yol şüphesiz hademenin kapısını çalmak ve yeni bir barometre isteyip istemediğini sorarak gökdelenin yüksekliğini söylemesi durumunda ona bu barometreyi vereceğimizi söylemek olurdu."

Simdi genci dinledikten sonra hala ayni şeyi mi
düşünüyorsunuz ? Geçmeli
mi kalmalı mı ?

Öğrencinin adi : Niels Bohr, Fizik'te Nobel ödülü kazanan tek Danimarkalı.


Mart 14, 2009, 12:44:04 ös
Yanıtla #1
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1662

Bayildim, gercekten fevkaladeydi. Tesekkurler Sn Quantum.


Mart 15, 2009, 08:12:57 ös
Yanıtla #2
  • Ziyaretçi

Tesekkürünüzü Niels Bohr ve bilime katkıda bulunan tüm bilim insanları adına kabul ederim.

Bu anı da benim kendimle ilgili ;

Üniversitede, Fizik bölümünde, öğretim görevlisi bir gün öğrencilerine 100 küsür yıldır çözülememiş fizik problemleri olduğundan bahseder ve bir çok fizikçinin boş zamanlarında beyin jimnastiği yapmak için bu çözümsüz gibi görünen problemler üzerine çaılştığını anlatır. Daha sonra bunlardan 120 ve 150 yıldır çözülememiş iki tanesini tahtaya yazar ve :"Siz de bunları not alın, boş zamanlarınızda size eğlence olur" der. Ardından ders biter ve sınıf dağılmaya başlar. O sırada ders boyunca uyuklayan bir öğrenci uyanır ve dersin bittiğini anlar. Tahtadaki problemleri görerek, öğretim görevlisinin ödev verdiğini düşünür ve bunları aceleyle  defterine geçirir.

Ertesi hafta mahcup bir şekilde hocanın karşısına dikilir ve :"Hocam, ben verdiğiniz problemlerden sadece birini çözebildim" der.

Yok, hayır, o öğrenci ben değilim ne yazık ki. Olayın benimle ilgisine gelince ; Davranış Psikolojisi dersinde bir gün konumuz "Önyargılar" idi ve profesör bu hikayeyi anlattı. Hikayedeki genç, öğretim görevlisinin problemler ile ilgili söylediklerini duymadığı için olaya kendisini engelleyen önyargılar olmadan yaklaşmış, ve sorulardan birini çözmeyi başarmıştı.  Mesaj açık ve basitti : Önyargılar elimizi kolumuzu bağlayarak bizi çözüme ulaşmaktan alıkoyar.
Bizim profesör bu hikayeden nasıl bir sonuç çıkarabileceğimizi sordu. Ben söz istedim ve : " Derste uyumak sanıldığı kadar da kötü bir davranış değildir hocam" dedim.
İlginçtir, profesör bu cevabın içeriğini değil ama, özgünlüğünü beğendiğini söyledi.


Mart 15, 2009, 10:08:52 ös
Yanıtla #3
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 784
  • Cinsiyet: Bay

Güzel paylaşımınız için teşekkür.


Mart 16, 2009, 06:19:54 ös
Yanıtla #4
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay

Çok güzel,yüreğinize sağlık...
Ben"O"yum,"O"ben değil...


Nisan 13, 2009, 03:59:53 ös
Yanıtla #5
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 106
  • Cinsiyet: Bayan

İyi ki Niels Bohr ve onun gibiler var ve de sizin gibi bunları bize aktaranlar da tabii ki:).
Düşüncelerimizi  zaman zaman da olsa düz bir çizgi takip etmekten alıkoyuyorsunuz.


Temmuz 01, 2014, 12:26:54 öö
Yanıtla #6
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 402
  • Cinsiyet: Bay

Sayın Quantum paylaşımlarınız muhteşem,

Bende bir yerden okuduğum bir şeyi paylaşmak isterim Niels Bohr ile ilgili.

Kendisinin Danimarkalıların övünç duyduğu dört şeyden bir tanesi olduğu söylenir. Bunlar sırasıyla
- Gemi endüstrisi
- süt ürünleri
- yazarı Hans Anderson
- ve tabiki fizikçi Niels Bohr.

saygılar
Nosce te Ipsum