Ahlâk, Arapça “hulk” ve “hılk” kelimelerinden türemiştir. Birincisi, “yaratılış (fıtrat)” ve insanın yaratılış ve ruh özelliklerinin tümünü dile getiren bir deyiminin çoğulu olarak “huylar, seciyeler, mizaçlar, âdetler, alışkanlıklar” mânâlarına gelirken, ikincisi “yaratılmış” veya “yaratıklar”, yani halk veya toplum anlamındadır.
“Hulk”, insanın beden ve ruh bütünlüğü ile alâkalı olduğuna göre, ahlâk, insanın bir gâyeye yönelik olarak, kendi isteği ile iyi davranışlarda bulunup, kötülüklerden uzak kalmak istemesidir.
Diğer taraftan fıtrat ve ahlâk arasında da tabiî bir bağlantı vardır. Buna göre ahlâk (huy, mizaç), insanların ve toplumların yaratışlarına, yani fıtratlarına uygun olan davranış biçimlerinin bütünüdür.
Bir başka ifadeyle, ahlâk, hem insanın ruhî-zihnî hâllerini ve huylarını, hem de bir toplumun alışkanlık, töre ve âdetlerini, yani moral değerleri ve(ya) sosyal ahlâkı anlatan bir terimdir. Dolayısıyla, ahlâk, insanların ruhlarında (nefislerinde) yerleşik olan iyi (güzel) veya kötü (çirkin) eğilimler ve davranışların, yani doğuştan gelen veya sonradan kazanılan iyi veya kötü tavır ve hareketlerin bütünüdür.
Dolayısıyla sosyal ahlâk, temelde kalbî, mânevî ve derunî temelinin yanı sıra, onun dışa yansıması ile fiile dönüşen, iş ve eylem şeklinde etkinliklere konu olan bir sosyal davranış bilimidir.
İnsanların toplum içindeki davranışlarını ve birbiriyle ilişkilerini düzenlemek maksadıyla başvurulan kaidelerin bütünüdür.
İnsanlar arası sosyal sorumluluğu ele alan, iyi ve güzel davranışların sosyal hayata yansıması için idealist yönlendirmeleri gerekli gören, sosyal adalet, kardeşlik, insanlık, iyilik gibi değerlerin-ilkelerin gözetilmesini ve onun icaplarının yerine getirilmesini savunan, insana yaraşan iyiliğin ve güzelliğin bizzat onun eliyle gerçekleşmesini isteyen, ahlâkı genellikle sosyal ve normatif yüzü ile değerlendiren, ahlâkın bütün derinliği ile sosyal hayatta ve sosyal siyasette hâkim olmasını hedefleyen, konusu ve sonuçları bakımından geniş ölçüde sosyal bir disiplindir.
Sosyal ahlâk, sosyal barışı ve gelişmeyi olumlu yönde etkileyen bir unsur olması hasebiyle, sosyal siyasetin önemli bir vasıtasıdır.