Her konu dönüp dolaşıp Tanrı'ya bağlanıyor ya da "bağlandırılıyor." Böyle söylüyorum çünkü bazı arkadaşlar dar gelen bir kıyafeti gerdirerek giymeye çalışmak misali ilgisiz alakasız konuları yapıştırıyorlar. Nerede arkadaşlar bu Tanrı? Varsa bildiğiniz bir adresi gidip göreyim. Selam verip halini hatrını sorayım. Ben Tanrı var mı yok mu bilemiyorum. Ama dünyaya bakınca bizi zerre umursamadığı ortada. Yani ya hiç yok ya da bir tarafına bile takmıyor bizi. Bizler de ilgisiz kalmış köpek yavruları gibi, seni arkadaşım olarak görüyorum lafının üstüne kıza hala yürüyen aciz erkekler gibi bize en ufak bir ilgi belirtisi göstermeyen/gösteremeyen Tanrı'dan sevgi bekliyoruz. Ya gözünüzü seveyim arkadaşlar. Lütfen biraz daha mantıklı olun. Zira bu forumda bunları görmek olmuyor, yakışmıyor. Belki de Türkiye'nin en elit forumundayız. Hala laf dönüp dolaşıp sevgi açlığımıza ilgi açlığımıza geliyor.
Konuya gelecek olursak, şikayetçi olmak bir gerektir. Çünkü sorunun belirtilmediği ortamda gelişim olmaz. Sorunu belirtmenin yöntemleri vardır. Bunlardan bazıları çözüme yöneliktir bazıları da hiçbir şeye yönelik değildir. Ben üniversite okuyorum, arkadaşlarımın hepsi ağlayıp sızlanıyorlar. Neymiş matematikçi tahtaya çok küçük yazıyormuş. Bir gün hocaya bunu söyledim "Hocam çok küçük yazıyorsunuz, biraz büyük yazabilir misiniz? Göremiyorum." diye. Adam bana dedi ki: "Benim yazımda sorun yok. Problem senin gözlerinde." Bu arada sınıfta ön sıra hariç tahtada yazılanı okuyabilen yok. Ben de dedim ki: "Hocam benim gözümde sorun yok sizin yazınız küçük." Hoca da dedi ki "Senin gözlerini baktır bir doktora." Yani sonuç olarak teke tek hocayla kapıştığımla kaldım. 100 kişilik sınıfta bir delikanlı çıkıpta sorunu söylemedi. İnsanlar böyle olduğu sürece sorunlar bitmez arkadaşlar. Şikayet etmeye bile cesareti olmayan insanlar ne başarabilir ki? Ancak cesurların icatlarını sömürürler.