Masonlar.org - Harici Forumu

Mason ve Masonluk Nedir? => Bana Gore Masonluk => Konuyu başlatan: ADAM - Mayıs 04, 2011, 08:50:58 öö

Başlık: Mason olmak “mason” olmak mıdır?
Gönderen: ADAM - Mayıs 04, 2011, 08:50:58 öö

Belki bu kısa yazıyı içerdiği karikatür nedeniyle forumun Mizah bölümünde görmek isterdiniz. Ben oraya yakıştıramadım.


Forumda bir masonun kendisini Masonluk ile bağlantılı olmak üzere nasıl nitelediği birçok kez gündeme geldi ve bunun üzerinde tartışmalar da yapıldı.

Hatta ben bu bağlamda “Mason Kimdir, Kim Masondur?” başlığı altında bir dizi yazı bile yerleştirdim foruma.

Mason olmayanların bu konuyu anlamakta güçlük çekişleri, masonlarca toleransla karşılanıyor kuşkusuz. Nitekim birçok kez, bu konuların bilinse de masonik ortamda bulunmadıkça tam olarak anlaşılıp sindirilemeyeceğinden de söz edildi.

Şu sindirme sözünü sevdim. Bir güzel yemek tanımı yapılınca insanın ağzı sulanabilir ama gerçekten lezzetli olup olmadığını anlamak için tadına bakmak, sindirime etkisi bakımından ise yemek gerek.

Bakın yemeğin şimdilik sadece tadına bakmış biri onu nasıl anlatıyor:





Birkaç porsiyon yedikten sonra kuşkusuz onun da söylemi değişecek.

Bizim buradaki söylemimiz ise pek değişemiyor çünkü burada sadece o yemeğin tanımını yapıyoruz. Belki farklı reçetelerle, farklı pişirme yöntemleriyle de anlatıyoruz ama işte sadece bir anlatım.

Yüzmeden yüzmenin öğrenilemeyeceği gibi, ilk kez suya girmiş olanın da yüzdüğü söylenemez. Her suya giren yüzemeyebilir. kimisi sonunda sadece suyun yüzünde durmayı becerir, kimisi batar, kimisi hoşlanmayıp bu yüzme işinden çıkar sudan, kimisi kravl yüzer kimisi sırt üstü, kimisi kelebek; kimisi dalmayı yeğler.

Dolayısıyla anlaşılan tekrisin hemen sonrasında kişi mason olur da, bir süre sonra olmadığını fark eder.

Sanırım başlıktaki sorunun yanıtı şöyle: Mason olmak başka "mason" olmak başka.

Yanıldım mı?

Başlık: Ynt: Mason olmak “mason” olmak mıdır?
Gönderen: Makbenah - Mayıs 19, 2011, 05:15:37 öö
Sayın Adam,

Benzer konuyu sayın Remzi Sanver'in bir kitabında da okumuştum.Sn.Sanver bu konunun üzerinde oldukça durmuş ve ne kadar üzücü bir durum olduğundan bahsetmiş kitabında.Ne var ki anladığım kadarıyla şu halde en çok üzülen ve zarar gören o kişiyi tavsiye eden  diğer mason oluyor.Masonlukta tavsiyenin büyük bir sorumluluk yarattığını öğrendiğimize göre tavsiye edilen kişinin gerçek bir inisiye olamaması onu tavsiye eden masonu deyim yerindeyse yerin dibine sokuyor olmalı bu sadece tahminim yanlış bir ifade kullanmamış olmak temennisiyle,

Saygılar...
Başlık: Ynt: Mason olmak “mason” olmak mıdır?
Gönderen: enelsır - Mayıs 19, 2011, 10:58:45 öö


 Buna benzer başka bir başlık da sayın Mustafa Kemal  , bir Mason dergisinde yayınlanmış aşağıda ki yazıyı göndermişti. Bence konuyla ilgili bir çok şeyi açıklıyor.

 Saygılarımla.

 
   Aramızdan Yanlışlıkla Gelip Geçen Kardeşime

“Şuraya altı ayda bir geliyorum, ondada ayaklarım geri geri gidiyor... Bir oyun salonu bile yok... Bari bir saunası olsa yüreğim yanmaz. O ne biçim yemekhane? Teybe bir kaset koymadan kafa çekilen yer kaldı mı? Şöyle hafif yollu kafayı bulup da, kalkıp bir oynamayı dene bak oynatırlar mı? Kaç defa geldik buraya boşu boşuna... Bir şey öğrendiysem, bir faydasını gördüysem Arap olayım!

Yok şöyle duracakmışsın, böyle oturacakmışsın, yok selâmı şöyle çakacak, yürüyüşü böyle yapacakmışsın Bir edebiyat parçalama ki, yeter artık sıktı yahu! Sanırsın Dünyayı bunlar yaratmış...

Uğraş didin, bu günkü seviyene gel, herkes sana iki büklüm, sonrada burada bir sürü martaval dinle: Yok acemiymişsin, yok daha yeni doğmuşsun, yok çırakmışsın, yok kalfaymışsın...

Bir de devamsızsın lafları, dudak bükmeler... Beş kuruşluk menfaatim olsa bari.

Keyfim, rahatım yerindeyken, öyle kimsenin oyuncağı olmaya niyetim yok. ilk anlattıklarında bu işin bu kadar yavan olacağını anlamalıydım, ismi sağda solda bu kadar şişirilmiş olmasa, aidatını bile ödemeye değmez. Daha da sıkarlarsa alsınlar başlarına çalsınlar, sokağının köşesinden geçersem kör olayım...”

Aramızdan yanlışlıkla gelip geçen arkadaş, kardeşimiz.

Üzgünüz sana Masonluğu beğendiremedik, aradıklarını bulamadın bu çatıda. Seninde Masonluğa bizim gibi ölümden öteye bağlanmanı isterdik ama zorla güzellik olmaz. Tutmayalım, sıkmayalım seni, hayatını kendi değerlerinle dilediğin gibi yaşa, yolun açık olsun, uğurlar ola... Yok, sende bir kabahat yok, sana gücenmiş değiliz. Çünkü sende olmayanı senden isteyemeyiz.

Yok illaki bir kabahatli aranacaksa, kabahat önce seni aday gösteren kardeşimizde, ola Seni yeterince elemeden, tartmadan, denemeden, sende Masonik değerlerin yeterli olduğuna iyice kanat getirmeden, kim bilir belki de sana iyilik yapmış olmak için, koluna takıp, seni ünlü bir kulübe üye yapar gibi buralara getiren kardeşimizde ola. Kabahatin bir kısmı hepimizde, senin olsa olsa, hoşça vakit geçirilecek bir bekârlar kulübü arayışında olduğunu fark edemediğimiz için.

Haklısın, senin buraya gelmene gerek yok. Sen duyduğuna inanmış, sormaya gerek duymamış, işi bitirmişsin. Sen küçücük Dünyacığımızdaki tüm canlılar gibi sadece yaşamaya, belki onlardan biraz farklı olarak iyi yaşamaya çalışıp, geçip gideceksin. Senin kendinle alıp veremediğin yok, oysa bizim var. Bizim kendimizi kendimize sormaya, Evreni kendimize sormaya, düşünmeye ihtiyacımız var.

İnsan dediğin egoizmi, tutkuları, ihtiras ve zaafları, öfke ve nefreti, kompleksleri ile tıpkı bir vahşi at Sen o ata, bir inanç sistemindeki terbiye emirlerini, nasihatler, ceza tehditlerini, mükafat vaatlerini aktarmışsın, senden günah gitmiş... Biz atı binerek terbiye ediyoruz. Onun tüm reflekslerini hissederek, baş kaldırışlarını kontrol ederek, ama yıllar sürse onu terbiye azminden vazgeçmeyerek işte, bunun için kendimizle alıp veremediğimiz var. Bilincimiz, muhakememiz, irademiz, tüm zaaflarımızla amansız bir savaşta. Küçük Dünyamızda yaşayan diğer canlılarda hiç olmadığı gibi, seninde, içinde yaşadığın Evrene soracağın soru yok.

Kafanda sorularla dolu olması gereken boşluğa, insanın sahip olduğu bilgi kırıntısı üzerine inancı basmış, hava boşluğu bile bırakmamışsın. Oysa bizim kafamız suallerle dolu ve tek tek onların cevabını, gerçeği ve yalnız gerçeği arıyoruz.

Eğer gerçeği ve bilincimizi bir heykelde resmediyorsak, sen hayali, düzmece bir kalıba alçıyı dökmüş, aynı kalıptan çıkmış milyarlarca eşi gibi heykeli bitirmişsin. Oysa biz taştan yonttuğumuz heykele, her bir vuruşumuz için, bilincimizde gerçeğin biraz daha aydınlanışını bekliyoruz Heykelimiz nesilden nesile yavaş yavaş şekillenecek, ama hiç bir zaman bitmeyecek, zira bitmesi için Evrenin Ulu Mimarı ile eşleşmek gerek. Ancak hiç bitmese de her çağda, gerçeği arayan, soran ve düşünen insanın, Evrende ulaştığı noktayı gösterecek.

Kardeşim, seni buraya çekecek oyunları, eğlenceleri tertipleyemedik, tertiplemedik. Çünkü biz bu mabede kendimizi tanımaya, düşünmeye ve gerçeği sormaya geliriz, insanlık için, Masonluk için ettiğimiz yemini hatırlamaya, tazelemeye geliriz. Buradaki üçgen aynada bedenimizden öte görüntümüze bakmaya, eğer önceden göremediğimiz bir çirkinlik varsa, onu güzelleştirmeye geliriz.

Mesleğimizin oto kontrolü bu.

Ama sen kardeşim, buraya yanlışlıkla geldiğini, burada aradığın bir şey olmadığını söylüyorsun. Bir ayağın mesleğimizin dış alemdeki isminin etkisiyle kapının içinde, diğeri mantaliten, inançların, istek ve beklentilerinle kapının dışında, mütereddit bekliyorsun Çık kardeşim, seni aramıza aldığımızda sevinmiştik ama, biz gerçeği kabul ederiz, kendini sıkma. Sana hayatta mutluluk dileriz, güle güle... Çıkmadan şunu da bilesin ki, elindeki alçıdan heykeli atıp, aramıza, çekiç ve kalemle katılmayı içtenlikle dilediğinde, sana kalbimiz sevgi, kollarımız sevinçle açık, bunu unutma...

Bizler böyle bir insanın aramıza gelmiş olabileceğine inanmıyoruz. Ama bu hiç gelmeyecek demek değildir.

Ne demişler : Kıssadan hisse...


Şakül Gibi – Sayı :9, Aralık 1988

Başlık: Ynt: Mason olmak “mason” olmak mıdır?
Gönderen: ADAM - Mayıs 19, 2011, 02:23:00 ös

Bu konu üzerinde pek fazla yazmak istemem çünkü daha önce bir başka başlık altında bu mason olmak ve "mason" olmak konusunu karşılaştırmalı bir biçimde uzun uzadıya incelemiştim. Bu karikatür onun üzerine geldi.

Ancak bu bağlamda Sayın erim'in deyişi üzerine bir başka olasılığı da belirtmek gerek.

Kimi zaman bir masonun önderi, önericisi (her ne derseniz deyin) aslında Masonluk açısından hiç sağlam değildir. Bir bakarsınız ki o mason sıfatını almış ama "mason" olmaya bir türlü yaklaşamamıştır. Buna karşın önermiş olduğu bir kişi hatta kişiler onu fersah fersah geçmiş ve gerçekten "mason" olma yolunu tutmuştur.

Üstelik bu öyle pek ender görülen, zayıf bir olasılık da değildir. Dolayısıyla birçok "mason" olamamış masonun aslında bu bağlamda Masonluğa bir hizmette, destekte bulunmuş olduğu söylenebilir. Dolayısıyla onları da bu nedenle kutlamak gerekir.
     

 
Başlık: Ynt: Mason olmak “mason” olmak mıdır?
Gönderen: Hacamat - Mayıs 19, 2011, 06:24:48 ös
Saygılar
Mason okulu neden yok? 
Çırak Mason olmadan önce bir yıllık bir eğitim sürecinden geçsin adaylar. Neticesin de kişilik yapısı ve konulara hakimiyeti ''öğrenci masonun'' belli olur, diye düşünüyorum. Daha adil bir seçim de ortaya çıkmış olur ve dileyen herkez bu süreçten geçer. Mason tarafından tavsiye edilen adayda hem bu okul sürecinden geçer. Şu anki mevcut tüzük torpil olduğu, adil olmadığı izlenimi veriyor sanki.

başlıkla alakalı yazdığımı düşünüyorum.
Başlık: Ynt: Mason olmak “mason” olmak mıdır?
Gönderen: poyraz06 - Mayıs 19, 2011, 07:05:27 ös
Bir kişi mason olmak için aday olursa, yeterince araştırılır zaten. Torpil olayının olduğunu da düşünüyorsanız, benim açımdan masonlara çok büyük bir iftirada bulunmuş olursunuz. Forumda mason olmak ile alaklı bir sürü başlık var, okuyabilirsiniz.

Ayrıca, okulun kapsamı nasıl olmalı sizce? Masonluğa giriş, Bir Mason nasıl olmalı? Kişiliğinizi masonluğa göre ayarlayın! vb. konular mı öğretilmeli?
Başlık: Ynt: Mason olmak “mason” olmak mıdır?
Gönderen: Hacamat - Mayıs 20, 2011, 12:36:35 öö
    Mason adaylarının yeterince  araştırıldığı malum. Ama doğru olan bu mu? . Başlık altında yazılanları doğru anladıysam;  nadirde olsa üyelerin problem çıkarttığını düşündüm ve aklıma ''Masonluk okulu'' geldi.
    ''Masonlar torpille adaylarını tespit ediyorlar'' kıısmı bir bakış açısı ''böyle de düşündürtür''  ben böyle düşünmüyorum.    Masonluk illa tavsiye üzerine aday tesbiti yapmaz elbet. Farklı yöntemleri de vardır. Konuya dönersek! Mason adaylarının bir okulu olması gerektiğini şahsen düşünüyorum. Hem daha net sonuç elde edilmesi, hem de Masonluk çatısının ilerlemesi açısından bunu gerekli buluyorum. Belki benim harici olmam vurgumu  antipatik gösterebilir o da ayrı bir konu. Gelin görün ki! ''her şey daha mükkemmel nasıl olur'' fırtınası bu.
Sayın poyraz06
Kapsamı nasıl olacak? Basit bir yol bulunur, bunlar detay önce bir okulun temelini atalım.
Okuldan kastım kişilik öğretme okulu değil elbet; bu nu kastetmiyorum.Yöntemler izlenilerek kişinin nasıl bir kişi olduğu ortaya çıkarılma okulu diyelim. Böylelikle başlık altında yazılmış yakınmalar da ortadan kalkar. İki taraf için Hem Masonluğa gönül vermiş kişilerce hem de Mason olupta kıymetini bilmeyip hayıflananlarca uygun olan bu diye düşündüm. Anlatabildiğimi varsayıyorum.
         
Başlık: Ynt: Mason olmak “mason” olmak mıdır?
Gönderen: poyraz06 - Mayıs 20, 2011, 01:45:26 öö
Sn. Hacamat,

Bence "masonluğa alım süreci" hakkında çok şüpheci olmamak gerekli. Torpil oranının yüksek olduğu bir ülkede şüpheci olmamak mümkün değil, sizi anlıyorum. Ancak, bu zamana kadar hiç fire vermemiş bir örgütlenme için de masonluğa alım sürecini hızlandırıcı/kolaylaştırıcı bir şey olması gerektiğine inanmıyorum. Bu zamana kadar açık verilmediyse, bu insanların bir bildiği vardır diye düşünüyorum. Ayrıca, bir kişinin gerçek kişiliğini o kişi ile birlikte yaşamaktan ya da yıllar öncesinden beri o kişiyi tanımaktan başka bir yolla öğrenilebilineceğine (özellikle 1 sene içerisinde) inanmıyorum. Bunun örneklerini günümüzde çok fazla yerde görebiliriz.
Başlık: Ynt: Mason olmak “mason” olmak mıdır?
Gönderen: ibaltaxe - Temmuz 31, 2011, 07:23:54 ös
Merhabalar.
Şu cümle içindeki tesbit'i açmak istiyorum, bence, anahtae sözcüğün altını çizerek : "Aramızdan yanlışlıkla gelip geçen ...."

Vurguladığım yanlışlığın bir paydaşı olduğumu düşünürüm, taa ki aynı /benzer yanlışların tekrarlatmayacak şekilde çalışmayı konu edip anlatana, ikna edip düzeltene, uygulamaya geçirip başarana kadar...!

Sevgiyle, Saygıyla, Umutla, Aydınlığa
Başlık: Ynt: Mason olmak “mason” olmak mıdır?
Gönderen: vitriol - Ocak 10, 2012, 12:39:29 ös
bence mason musunuz sorusuna verilecek tek bir cevap vardır

"kardeşlerim beni öyle bilir"

>>Mason okulu neden yok?
>>Çırak Mason olmadan önce bir yıllık bir eğitim sürecinden geçsin adaylar.

Masonluğun tamamı çıraklıktır.
Eğitim süreci ise aydınlanmadan çok daha önce başlar, bu süreçteki kişilere "önlüksüz" denir.
Adayların soruşturulmasında kişinin ham taşını yontma sürecine başlayıp başlamadığı gözlenir.
Mabette bulunmanin yegane amacı ise ülkü mabedini inşa ederken (kişisel gelişim) diğer kardeşlerden feyz almaktır kişisel fikrim. 
Başlık: Ynt: Mason olmak “mason” olmak mıdır?
Gönderen: ADAM - Ocak 10, 2012, 01:51:01 ös

Sayın vitriol forumun pek yeni üyelerinden...

Bunu daha önce de söylemiştim.

Zaten söylenmesine gerek bile yok. Şu anda forumu izleyenler zaten biliyor.  Ancak belki sonradan o-kuyanlar olur.

Sayın vitriol'u bir diğer yzısından ötürü iyice eliştirdim.

Bir de bu başlık altında yazdıklarından ötürü eleştirecek olursam bu çok yakışıksız kaçacak.

Yorum ve değerlendirmelerine bir diyeceğim olamaz ama bilgisel nitelikli anlatımlarındaki yanlışları umarım kendisi düzeltir önümüzdeki günlerde.

 
Başlık: Ynt: Mason olmak “mason” olmak mıdır?
Gönderen: vitriol - Ocak 10, 2012, 02:28:16 ös
>>bilgisel nitelikli anlatımlarındaki yanlışları umarım kendisi düzeltir önümüzdeki günlerde.

yazınızı okur okumaz kendi yazdıklarıma tekrar göz geçirdim

ve fark ettim ki mesajımdaki ilk kelime "bence" son kelime ise "kişisel fikrim"

bilgisel niteliği olmadığı için değiştirmeye kıyamadım.
Başlık: Ynt: Mason olmak “mason” olmak mıdır?
Gönderen: ADAM - Ocak 10, 2012, 03:05:10 ös

Pek âlâ, o zaman başkaların yanılgılı bilgi edinmemeleri için, bence düzeltilmesi gereken yanlışları ben düzelteyim.

Bir kere, bu başlık altındaki konu, mason ile “mason” arasındaki ayırımın yapılabilmesidir. Bunu sanırım yetirince açık olarak anlatmıştım. Bir kez daha anlatmam istenirse yine anlatırım.

Birisine “mason musunuz?” diye sorulduğunda bunun cevabı tek değil, birkaçtır. Belli bir ritüeldeki cevap (umarım 17 maddeyi çiğnemiyoruz) genel geçerli sayılamaz.

Masonluğun tamamı çıraklık değildir. İnisyasyonun bitmeyecek, sonuna verilemeyecek bir süreç olduğu söylenebilir ama Masonluğun salt çıraklıktan oluşur biçimde nitelemek, -bu nitelimi simgesel bile olsa- Masonluğu ve masonlara küçük görme olur.

Masonlukta “önlüksüz” olarak nitelenen kişiler, bir eğitim sürecinden falan geçmekte olan kişiler değildir. Bir kişiye “önlüksüz mason” denilmesinin anlamı başkadır. Bu forumda da daha geçenlerde anlatılmıştır.

Adayların soruşturulmasında kişilerin hamtaşlarını yontma sürecine başlayıp başlamadıklarının incelendiğini söylemek, yanlış bir anlatım olur. Gerçi Masonlukta çok kimsenin hamtaşını yontamamış olduğundan söz edilir, bir mason adayının bu bağlamda istekli ve becerili olması beklenir ama bunu sanki bir soruşturma işlemi böyle yapılıyormuş gibi belirmek, yanıltıcı bir bilgi vermek olmaktadır.

Mabette bulunmanın yegane amacı masonların diğerlerinden feyz almak olaydı, o zaman Masonlukta bu kendine özgü ezoterik çalışma yöntemine gerek olmazdı. Feyz alınmaz değildir, alınır ama o pek bir küçük ayrıntıdır; Masonluktaki dayanışmanın bireysel yararlarından bir tekidir.

Son olarak, masonlar ülkü mabedini inşa etmekte değildirler. Böyle bir iddiaları yoktur. Sanırım sayın vitriol bu konuda yanılmış. Herhangi bir yerde yayınlanmış ilgili ritüele bir göz atacak olursa, yanıldığını görecektir. (Forum kurallarının 17. maddesi uyarınca burada ancak bu kadarını belirtebilirim ve sanırım yeter.)

Sevgilerle.

Başlık: Ynt: Mason olmak “mason” olmak mıdır?
Gönderen: vitriol - Ocak 11, 2012, 02:08:10 öö
>>masonlar ülkü mabedini inşa etmekte değildirler. Böyle bir iddiaları yoktur. Sanırım sayın vitriol bu konuda yanılmış.

Her toplantıda sorulan "Kardeşlerim burda toplanmamızın sebebi nedir?" sorusuna "ülkü mabedinin inşaasıdır" diyen bir ritüeli olan derneğin ülkü mabedi inşa etmekte iddiaları olmaması olamaz. Sanırım obediyanslar arasında ciddi ritüel farklılıkları var.

>>masonlukta “önlüksüz” olarak nitelenen kişiler, bir eğitim sürecinden falan geçmekte olan kişiler değildir. Bir kişiye “önlüksüz mason” denilmesinin anlamı başkadır. Bu forumda da daha geçenlerde anlatılmıştır.

Ham taşını yontma mason olmayan kişilerin farkında olmadan bunu bu şekilde isimlendirmeden yaptıkları işlemdir. Masonluğun verdiği şey bu sürecin hızlandırılmasına yardımcı olmak ve bu süreci yaşayan diğer bireyler ile ortak sosyal iletişim içerisinde olmalarını sağlamak/kolaylaştırmaktır. (kardeşlik)

Her derecenin öğretileri vardır. Bu öğretiler çok güzel, keyifli ve ilginç bir şekilde (ritüelik) sunulduğu için okunduğundan çok daha fazla etki bırakır.
Başlık: Ynt: Mason olmak “mason” olmak mıdır?
Gönderen: vitriol - Ocak 11, 2012, 02:10:54 öö
son olarak bir katkı yapmak istiyorum, ülkü mabedinin yapımına kendimizi hazırlamak için toplanıyoruz denmiş, benim için aynı anlamı ifade ediyor.

ülkü mabedinin inşaatında çalışırken sadece kendi taşını yontabilirsin, senin mabede katkın sadece yontulmuş, biçilmiş, ölçülmüş bireysel taşın kadardır.
Başlık: Ynt: Mason olmak “mason” olmak mıdır?
Gönderen: Eureka - Ocak 11, 2012, 05:45:02 öö
Hmm... Ilgi cekici bir tartisma oluyor, kim bilir sonrasi nasil gelir. Internet'teki tartismalarda ne olacagini kestirmek zor.

Bu siteyi okuyanlar, mason olmak ve "mason" olmak arasindaki farki ogrendiler. Yanilmiyorsam ilk olarak Sayin ADAM'in buraya tasidigi bu ifade zamanla hepimizin aklina yatti.

Masonlugun, Ciraklik oldugu yazildi. Buna da katilmamak elde degil. Bu, nispeten sik olarak karsilasilan bir deyim. "Hepimiz, ebedi Ciraklariz" veya "Kardesim keske Cirakligi ogrenebilsek" yahut "Ben sadece iyi bir Cirak olmaya calisiyorum" sekillerinde duyulabiliyor. Peki butun bunlar acaba gosterissizlik gosterisi birer sozdeyimi, ezber soylemler mi, yoksa gercekten Ciraklik zor zanaat mi?

Ciraklik, Masonluktaki en onemli ogretileri iceren bir calisma sureci. Ayni zamanda da, operatif Masonlukta isin fiziksel acidan en agir ve sure olarak en uzun kismi.

Ornegin temkinlilik. Eflatun'un yazilarinda karsilastigimiz ve Hristiyanlik akiminda Thomas Aquinas tarafindan vurgulanan 4 noktadan birisi. Cirakligin temel derslerinden. Her zaman, her ortamda, hareket ve sozlerimizin etkilerini dusunerek, olabilecekleri ongorerek davranmak. Misal verecek olursak, tanimadigimiz insanlarin oldugu bir yerde, kimligini bilmedigimiz kimselere karsi olan hal ve tutumumuzun farkinda ve kontrolunde olmak. Sasirmamak, uzulmemek, dogru ve yanlisin farkina varabilmek, utanmamak icin.

Bir digeri, ketumiyet. Gorduklerimizi, duyduklarimizi, onlara en azindan bizim gibi hakki olanlar haricindekilerle paylasmayacagimiz. Bu sitede 17. madde olarak geciyor ancak o madde bir kismimiz icin baglayici degil. Bizi baglayan, yeminlerimizdir, 17. madde degil. Ritueli burada yazmayacak olmamiz, bundandir. Alin size ketumiyet.

Bunlardan daha pek coklari var Ciraklikta. Ancak bana gore bunlar dahi yeterli. Keske her mason, kagit uzerinde degil de, bizzat Ulku Mabedinde, o ideal yerde, rituelde tanimlanan ozelliklere yarasir sekilde calisabilecek bir Cirak olabilse.

Dolayisiyla, Sayin ADAM hakli. Her mason, "mason" degil. "Mason" olmak zor, cunku Cirak olmak zor.

Eureka
Başlık: Ynt: Mason olmak “mason” olmak mıdır?
Gönderen: ADAM - Ocak 11, 2012, 09:08:36 öö

Bu forumda Sayın Eureka'nın yazıların beğenmeyen bir kişi olduğunu hiç sanmıyorum.

İşte yine bu benim açmış olduğum konu üzerine çok beğenilesi bir yazı ile katkıda bulundu.

Anca bir noktada (Sayın vitriol ile uyuşan) katılmadığımı belirtmek isterim. Bunu daha önce yazmış olsam da, gerektiği için bir daha, bu kez biraz farklı olarak vurgulamak isterim.


Masonlukta çıraklık süresinin bir sonu vardır. (Mason olan kişinin yaşam boyu çıraklıkta kalmak istemeyeceğini, "mason" olmak yolunda ilerlemek umudunda olduğunu varsayıyorum.) Öteki türlüsünü ileri sürmek, bir alçak gönüllülük gösterisidir.

Bitmeyen, sonuçlanmayan, sonuna varılamayan çıraklık değil, inisyasyondur. Sayın vitriol'ün önceki yazısında dediğince aydınlanmadır (Aydınlanma Masonluğa giriş töreniyle ve çıraklık dönemiyle son bulmaz) ve gene onun son düzeltmesinde belirttiğince, ülkü mabedinin yapımına hazırlanmaktır.

Bir mason, çıraklık dönemini başarıyla bitirdiğinde kalfalığa geçer. Bu deyişimdeki “başarıyla” ve “geçiş” önemli terimlerdir. Her çıraklık dönemini bitiren kalfalığa geçemez. Bu bir geçiştir, yükseliş değil.

Sayın Eureka’nın dediğinde bir yanlışlık var. Pek önemli değil ama var. Eski çağların meslek ve zanaat örgütlerinde çıraklık oldukça uzun sürerdi; doğru. Geleneksel inşaatçılık mesleği ve zanaatında yani Operatif Masonlukta bu en az yedi yıl olarak belirlenmişti. (Spekülatif Masonluğun, Operatif Masonluktaki eski gelenekleri hiç değiştirmeden sürdürdüğünü ileri sürenlere, bu ileri sürüşlerinin yanlışlığını gösteren verilerden biri bu. 1716 yılında localara alınan çıraklar, birkaç ay sonra kalfalığa geçiriliyordu.)

Peki sonra… Operatif Masonlukta bir kalfa yaşamı boyunca kalfa olarak kalırdı. İçlerinden pek azı üstatlığa yükselirdi. Demek ki en uzun süre çıraklık değil, kalfalıktı. (Pek genç yaşta ölenleri istisna tutalım.)

Günümüzdeki Masonlukta da öyledir. Bir mason çıraklıktan kalfalığa geçer, kalfalığı edinirken yaptığı yolculuklardaki deneyimlerini kavrayıp, onları gerçekten içine sindirerek öz kimliğinin sağlam öğeleri haline getirebilirse, “mason” olur. Bu arada üstat derecesini almış, kordonlar takmış, sonra bir ritin ileri ya da yüksek derecelerinde ilerlemiş, bijular biriktirmiş olabilir. Tüm bunları yapmış olan bir mason acaba kalfalığı aşıp “mason” olabilmiş midir?





Başlık: Ynt: Mason olmak “mason” olmak mıdır?
Gönderen: papoose - Mayıs 31, 2013, 09:16:55 ös
Okudukça doydugumu hissediyorum açlığımız bitmeyecek ama okudukça doyuyoruz ağzıniza ve ellerinize sağlık
Başlık: Ynt: Mason olmak “mason” olmak mıdır?
Gönderen: Ati - Mart 17, 2015, 02:06:35 ös
         Önemli olan Mason olmak  değil, MASON KALMAKTIR.
Başlık: Ynt: Mason olmak “mason” olmak mıdır?
Gönderen: Tık-Tik-Tak - Şubat 03, 2017, 10:34:24 ös
 
 "Mason olmak “mason” olmak mıdır?" Bu başlığı görünce aklıma "canlı olmak" kavramı geldi.

 Bir coğumuzun bildiği üzere canlılığın kısaca tarifi: "Kendini kopyalıya bilen biyolojik fom'a canlı denir".DNA-RNA-Protein 3'leme döngüsü,uzun yıllar hatalı aktarımlar ile çoğalarak yaşam çeşitliliğinin var olmasını sağladı.Tabiki ortam şartları,uyumluluk,Evrensel oran'a daha yatkınlık'ta devreye girdi.

 DNA kendini direk ve hatasız aktara bilse idi,tek hücreli olarak mutlu mesut yaşıyorduk. :) :) :)
 
 Konu ile ne alakası var diyenler olabilir; amacım yaşamın hatalar silsilesi ile var olduğunu vurgulamak ve hatalar ile mükemmelliğe doğru sonsuz bir yolculuk yaptığımız.

Not: "Atmosferik bir radyasyon değişikliği ile yok olarak hamamböceği formun'dan yeniden başlamak zorunda kalmazsak.  :) - -

 Hatalar silsilesi ile var olmuştuk demiştik.Bakıldığında bu evrimin tecrübe şekli bilinen her olgu ile benzerlik gösteriyor ve asla "olduk" diyemiyoruz.Bu hatalar,"bir kırıktan sızan bir ışık gibi",yada; "çatlaması gereken bir yumurta...

Bu form'u araştırır iken,Masonluk hakkında yoğun bir bilgimin olduğunu varsaydığımda,her seferinde bir çatlak/kırık karşıma cıktı ve ışık içeri sızdı; tıpkı,"yaşamı var eden hatalar" gibi"...Tıpkı,"tamam artık oldum" demenin yanlış gözükmesi gibi...

En Derin Saygılarımla.




Başlık: Ynt: Mason olmak “mason” olmak mıdır?
Gönderen: Tık-Tik-Tak - Şubat 04, 2017, 11:34:24 ös

 "Mason olmak “mason” olmak mıdır?" Bu başlığı görünce aklıma "canlı olmak" kavramı geldi.

 Bir coğumuzun bildiği üzere canlılığın kısaca tarifi: "Kendini kopyalıya bilen biyolojik fom'a canlı denir".DNA-RNA-Protein 3'leme döngüsü,uzun yıllar hatalı aktarımlar ile çoğalarak yaşam çeşitliliğinin var olmasını sağladı.Tabiki ortam şartları,uyumluluk,Evrensel oran'a daha yatkınlık'ta devreye girdi.

 DNA kendini direk ve hatasız aktara bilse idi,tek hücreli olarak mutlu mesut yaşıyorduk. :) :) :)
 
 Konu ile ne alakası var diyenler olabilir; amacım yaşamın hatalar silsilesi ile var olduğunu vurgulamak ve hatalar ile mükemmelliğe doğru sonsuz bir yolculuk yaptığımız.

Not: "Atmosferik bir radyasyon değişikliği ile yok olarak hamamböceği formun'dan yeniden başlamak zorunda kalmazsak.  :) - -

 Hatalar silsilesi ile var olmuştuk demiştik.Bakıldığında bu evrimin tecrübe şekli bilinen her olgu ile benzerlik gösteriyor ve asla "olduk" diyemiyoruz.Bu hatalar,"bir kırıktan sızan bir ışık gibi",yada; "çatlaması gereken bir yumurta...

Bu form'u araştırır iken,Masonluk hakkında yoğun bir bilgimin olduğunu varsaydığımda,her seferinde bir çatlak/kırık karşıma cıktı ve ışık içeri sızdı; tıpkı,"yaşamı var eden hatalar" gibi"...Tıpkı,"tamam artık oldum" demenin yanlış gözükmesi gibi...

En Derin Saygılarımla.

 Yukarıdaki konu için yaptığım benzetme Makro evren'nin yasalarına uygun oldu; birde "Mikro evren"yasaları olarak adlandırılan bir kavram vardır.

"Makro evren",ilk oluşum esnasında,X parcacığının enerji'yi mıknatıs gibi kendine cekerek kütle kazandığı ve madde haline geldiği bir durumu acıklar.Bu enerji'nin maddeye dönüşme yasaları büyük oranda bencil/egoist bir yapıdadır.

Kısaca: Zaman ve mekan; madde ve kütle kazanmak için bencilleşmeliydi.Madde'nin her zerresine işleyen bu durum,olağan olarak bizim de her zerremize işledi.Bizim ve var olduğunu bildiğimiz herşey gibi zekamız da nesiller boyu evrimleşen zaman ve mekan'a bencilce sınırlı kaldı;

 öğrendi ve diğer nesillere doğru-yanlış bir cok bilgi aktarıldı.Madde olmak öğrenmek için gerekli idi; zaman ve mekan  bir yumurta gibi bilinci olgunlaştırmalı idi. Öğrenerek,bencilce davranıp ders alarak ve sonsuz hataların tekrarı ile,bu zaman ve mekan'dan sınırsızlık için küçük bir bedelden başka nedir ki ?Var oluş; var oluşu anlamak için  yaradılış'a  ibadet değil, kendince "O'nu öğrenmek ve ardından yükselmek gerek"  dedi.

 "Mikro evren" bir bütünlük ve nur'un bizzat kendisinden oluşan... Ego'nun altında ama üstünde... Zamansız ve mekansız bir var oluşu gösterdi.

 Makro evren'de olmak kavramı uzun bir yol; ibadet ise sadece öğrenmekden ibaret; secde etmek değil.Bu denge uzun ve zor bir yol ama... "Olmak" dediğimiz noktaya giden bir yol.

En Derin Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Mason olmak “mason” olmak mıdır?
Gönderen: gfeenatre - Şubat 25, 2017, 11:20:43 öö
mason olmak mason olmak ise ; mason olmak mason olmaktır. bu kadar basit. felsefeye gerek yok.