İnsanoğlu gamalı haç’ı birbirinden çok farklı coğrafyalarda binlerce yıl kullanmış, buna karşılık Alman milliyetçiliğinin bu simgeyi sahiplenmesinin üzerinden yüz yıl kadar bir süre bile geçmemiş.
TÜRKÇE’DE GAMALI HAÇ
Gama (Büyük harf - küçük harf)
Önce gamalı haç sözünün kaynağından başlayalım. Bu sözdeki “gama”, eski Yunan alfabesinin üçüncü harfi olan “gamma”dan başka bir şey değil, hani alfa ile beta’dan sonra gelen ve Röntgen ışınlarına da adını vermiş olan şu meşhur harf. Küçük harf olarak yazıldığında uçları yukarda, tek halkalı bir kurdele fiyongu gibi olan gamma, büyük harf olduğunda başaşağı duran bir “L” şeklinde yazılıyor. Dört gama’yı ortada birleştirirseniz, olur size bir “gamalı haç”.
Bu işaretin adı, Türk Dil Kurumu’nun Türkçe Sözlük’üne ilk kez 1955′te girmiş. İşte size bir soru daha: İngilizce’de ve birçok başka batı dilinde bu işarete “swastika” deniyor, bizde neden bu ad kullanılmamış? Cevap, bu işaretin Fransızca adında gizli: “croix gammée”, yani “gamalı haç”! Demek ki bir çok başka terim gibi bu işaretin adı da Türkçeye Fransızca’dan aktarılmış. Almanca’da aynı işarete “Hakenkreuz”, yani “kancalı haç” dendiğini de ekleyelim.
Schliemann'dan Troy'daki Gamalı Haçlar
Anadolu’nun arkeolojik harabelerinde ilk kez gamalı haç işaretini bulan ve bunu yayımlayan kişi, 1870′li yıllarda kendi usulleriyle Troy‘u kazan Heinrich Schliemann olmuş. Fakat gerek Yunan, gerek Roma döneminin birçok yapısında, yapıtında gamalı haçı bulmak mümkün.
UZAK DOĞUDAN ÖRNEKLER
Gamalı haçın tarihinden söz edenler daha çok Hindistan’ı ve Buda heykellerindeki gamalı haçları örnek veriyorlar, oysa doğuda çok yaygın kullanılmış bu figür. Örneğin Hong Kong Sanat Müzesinde bulunan ve Majiyao kültürüne, yani MÖ 2200-2000 yıllarına tarihlenen neolitik döneme ait geometrik desenli toprak kap, üzerinde gamalı haç desenleri taşıyor. Yine de, Hindistan’da çok faklı din ve kültürlerin gamalı haç işaretini yaygın biçimde kullandıkları bir gerçek.
Uzak doğu'nun neolitik döneminden gamalı haç
Uzak doğu kültüründe gamalı haç uğur getiren bir işaret olarak kabul ediliyor. Zaten “swastika” adı da, Sanskritçede “iyi talih, sağlıklı olma, şanslı olma, iyilik hali” gibi anlamlar taşıyor. Kimi araştırmacılar gamalı haç işaretinin hayatın kaynağı olan güneşin ışıklarını simgelediğini düşünüyorlar. Bir yoruma göre gamalı haçın kolları sağa doğru, yani saatin dönme yönüne uygun ise şekil olumlu güçleri ifade ediyor, kolları ters yöne doğru olan gamalı haç ise olumsuz, insana zarar veren güçleri anlatıyor.
ŞANS İŞARETİ GAMALI HAÇ
XIX. yüzyıldan ve XX. yüzyılın ilk yıllarından kalan bir çok belgede, at nalı veya tavşan ayağı gibi gamalı haç da insanlara şans getirecek, uğurlu bir işaret sayılıyor. İnsanlar o dönem bir bebeğin doğumu gibi fırsatlarda birbirlerine, üzerinde gamalı haç resmi olan kartpostallar gönderiyorlar. Hatta bu işaretin dört gama’sı, dört “L” harfi sayılıyor ve bu dört L için “light – luck – love – life” (ışık, şans, aşk, hayat) yakıştırması yapılıyor o yıllarda.
Thule Derneği
Alman milliyetçileri kendilerine bir tarih yaratırken, İskandinav mitolojisinin bir çeşit Atlantis’i sayılabilecek olan ve kuzey denizlerinde bulunduğu varsayılan Thule adasını, “üstün ari ırk”ın doğum yeri olarak kabul ediyorlar. Böylece, düşünsel olarak ari ırkın bu adada ortaya çıkışı ile insanlığın doğuşu özdeşleşmiş oluyor. Thule Derneği, Hitler’in ve Alman milliyetçilerinin gizemcilik ile buluşma noktası oluyor, partinin düşünce kaynaklarını sözdebilim ile besleyen bir kaynak haline geliyor. Aslında Naziler tarafından yaygınlaşana kadar, Avrupa’da gamalı haç işareti siyasetle hiç ilgisi olmayan kuruluşlar tarafından da kullanılıyor.
Örneğin Danimarka’nın meşhur bira markası Carlsberg, etiketlerinde bulunan ve Hindistan kültüründen alınmış olan gamalı haçı, 1930′lara kadar kullanıyor, ama gamalı haç ciddi bir siyasi referans haline gelince etiketinden çıkarıyor.
Gamalı haç işaretinin Nazi partisinin amblemi olması fikri diş hekimi Dr. Friedrich Krohn‘a ait. Krohn gamalı haç’ı 45 derece döndürüyor, kırmızı zemin üzerine, beyaz bir dairenin içine koyuyor. Hitler de 7 Ağustos 1920′deki Salzburg kongresinde bu sembolü partinin amblemi yapıyor.
Kavgam’da anlattığına göre, Hitler gamalı haçlı bayrağı şöyle yorumlamış: “Kırmızı’da hareketimizin sosyal ülküsünü görüyoruz, beyazda milliyetçi ülkümüzü, gamalı haçta ise Ari adamın zafer için mücadele etme görevini, aynı zamanda yaratıcı iş ülküsünün zaferini, ki bu zafer şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da daima anti-semitik olacaktır!”
Hitler’in zafer düşleri 1920 ile 1945 arasındaki yirmibeş yıllık dönemden daha uzun ömürlü olamadı, ama bu hareketin gölgesi, binlerce yıllık ömrü olan gamalı haç işaretinin üzerine öyle bir düştü ki, Nazi’ierin yenilgisinin üzerinden yarım yüzyılı aşkın süre geçtiği halde gamalı haç üzerindeki lanet devam ediyor! Herhalde hâlâ gamalı haç ile şans, talih kavramlarını bir arada düşünebilen pek kimse yok.......(ALINTIDIR)
Işık ve Sevgi İle Kalın.......