Masonlar.org - Harici Forumu

 

Anket

Akp'nin teklifine olumlu bakıyormusunuz?

Evet Avrupa Standartlarında
4 (12.9%)
Hayır Kendileri için Yapiyorlar
21 (67.7%)
OLumlu Ama Eksik bir Paket
6 (19.4%)

Toplam Oy Verenler: 18

Gönderen Konu: Akp'nin Anayasa Değişikliği Teklifi ve Yorumlar  (Okunma sayısı 6998 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mart 30, 2010, 04:18:11 ös
  • Ziyaretçi

En tartışmalı madde  euractiv.com.tr

- Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun yapısı değişiyor. Buna göre kurul 21 asıl, 10 yedek üyeden oluşacak. Kurul başkanı yine Adalet Bakanı olacak. Adalet Bakanı müşterarı da kurulun tabii üyesi olacak.

Kurulun 4 asıl üyesi hukuk, iktisat ve siyasal bilimler dallarında görev yapan öğretim üyeleri, üst kademe yöneticileri ile avukatlar arasından Cumhurbaşkanı'nca, 1 asıl ve 1 yedek üyesi Anayasa Mahkemesi raportörleri arasından Anayasa Mahkemesi'nce, 3 asıl ve 2 yedek üyesi Yargıtay üyeleri arasından Yargıtay Genel Kurulu'nca, 1 asıl ve 1 yedek üyesi Danıştay üyeleri arasından Danıştay Genel Kurulu'nca, 7 asıl ve 4 yedek üyesi birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş adlî yargı hâkim ve savcıları arasından adlî yargı hâkim ve savcılarınca, 3 asıl ve 2 yedek üyesi birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş idarî yargı hâkim ve savcıları arasından idarî yargı hâkim ve savcılarınca 4 yıl için seçilecek. Süresi biten üyeler yeniden seçilebilecek.

Kurulun meslekten çıkarma cezasına ilişkin olanlar dışındaki kararlarına karşı yargı mercilerine başvurulamaz.

Parti kapatılması

- Siyasi partilerin kapatılması zorlaştırılıyor. Siyasî partilerin kapatılması, Yargıtay Cumhuriyet Bassavcısının talebi üzerine, Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan her bir siyasî partinin beşer üye ile temsil edildiği ve Meclis Başkanı başkanlığında oluşturulacak.

Komisyonun üye tam sayısının üçte iki çoğunlugu ve gizli oyla verecegi izin üzerine açılacak dava, Anayasa Mahkemesince kesin olarak karara bağlanacak. Komisyonun bu kararı, yargı denetimi dışında. Reddedilen izin basvurusunda ileri sürülen sebepler, hiçbir şekilde yeni bir başvuruya konu olamayacak. Siyasî parti gruplarında ve Türkiye Büyük Millet Meclisinde izin konusunda görüşme yapılamayacak ve karar alınamayacak.

Diğer değişiklikler

- Anayasa Mahkemesi'nin yapısı değişiyor. Mahkeme 19 üyeden oluşacak, 3 üye Meclis, 16 üye Cumhurbaşkanı tarafından seçilecek. Üyeler 12 yıl için seçilecek. Bir üye iki defa seçilemeyecek.
- Geçici 15. madde yürürlükten kaldırılıyor, 12 Eylül'e yargı yolu açılıyor.
- Siyasi yasaklar 5 yıldan 3 yıla indiriliyor
- YAŞ kararları yargı denetimine açılıyor
- Kamu denetçiliği kavramı oluşturuluyor
- Memur ve kamu görevlisine toplu sözleşme hakkı tanınıyor
- Askere sivil yargı yolu açılıyor
- Yurtdışına çıkma hürriyeti ancak suç soruşturması veya kovuşturması sebebiyle hâkim kararına bağlı olarak sınırlanabilecek
- Disiplin kararları yargı denetimi dışında değil.
- Siyasi partilerin mali denetimini Sayıştay yapacak.
- Partiler hakkında kapatma davası açılmasına TBMM'de oluşturulacak bir komisyon karar verecek.


Mart 30, 2010, 09:47:20 ös
Yanıtla #1
  • Ziyaretçi

Hayırlara vesile olur umarım ...

Sayın Skull G nin  görüşlerini bilmek isterim konuyla ilgili...Hukukçu olarak  bizlerden  daha  iyi yorumlayacaktır  kanımca ...


Saygılarımla


Mart 31, 2010, 12:29:36 öö
Yanıtla #2
  • Skoç Riti Masonu
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 3734
  • Cinsiyet: Bay

Forumda pek çok hukukçu üye var ben de onların görüşünü merak ediyorum.

İcerikten çok ben basbakanin referandum anlayisindaki çarpıklığa dikkat çekerim. Venedik komisyonu birbirinden farklı icerikli mevzuların bir paket halinde halkoyuna sunulmasının demokratik bir yöntem olmayacağını söylerken başbakanın hem Venedik komisyonu ile uyum acisindan bazı degisikliklerin yapıldığını soylerken hem de milletvekilleri (biz diyor da ben yine mv. diyeyim) tartisip münazara edip son seklini verir paket olarak halkoyuna sunulur bunun dısında kısım kısım sunulmaz yani zaten tartismisiz en son halka götürüyoruz biçimindeki aciklamalarindaki tutarsizlik daha dikkat çekici. Yani başbakan icinde son derece iyi ve olmasi gereken degisikliklerin yani sıra tartışmalı ve sorunlu degisiklikleri bir paket halinde halkın önüne getirip oyun oynama derdinde. Tabi burda son secimlerde aldığı oy oranı da bunu yaparken daha fütursuz olmasını sağlıyor.

İcerik tartismasına girmeksizin sadece usul yonunden bile bakildiginda sorunlu olduğu aşikar ve hazırlayanların kafasındaki demokrasinin cogulcu değil cogunlukcu bir anlayış olduğunu gösteren bir paketle karsı karşıyayız.

Önce bu usülün sakatlığını görmeliyiz sonra esasa girebiliriz. Ama burada susacağım. İcerigi tartışmak isteyenleri dinleyeyim sonra onunla ilgili de bir seyler yazabilirim.

Saygılarımla.
  



Mart 31, 2010, 01:48:04 öö
Yanıtla #3
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1648
  • Cinsiyet: Bay

Bay Skullg,

Hukukçu olarak bildiğim size öncelikle iki soru sormak isterim, elbette ki diğer hukukçu dostlar da sorularıma cevap vermelerini bekliyorum.

1- Bir ülkenin anayasasının yukarıda ki şıklardan birinde olduğu gibi Avrupa standartlarında olması mı önemli yoksa ilgili halkın yaşantısına göre mi, yoksa kuruluşunda ki ülkülere göre mi?

2- İngiltere'de yazılı anayasa yok, geleneklere göre nasıl bu işi götürüyorlar? Bir de mesela İngiltere'de, akp gibi bir parti kalkıp yazılı bir anayasa ortaya çıkarmaya kalksa ne olur?

Sevgiler


Mart 31, 2010, 12:46:13 ös
Yanıtla #4
  • Ziyaretçi

 Bu anayasa paketi bizlere ne getiriyor

Memumar toplu sözleşme

Telefonların dinlenip dinlenmediği konusunda şeffaflık

Yurtdışına çıkma kısıtlamaların kaldırılması zaten adli soruşturması temiz olanları bağlamıyor

Disiplin kararları yargı denetimine açılıyor

Kamu denetçiliği konusu gündeme geliyor

Bundan gayrısı Akp nin veya siyasetin siyaset yapması ile ilgili bölümler olarak değerlendiriyorum.Bu kısım beni pek bağlamıyor diyebilirim.Ben daha çok maddenin daha fazla özgürlük anlayışının Anayasa Paketine dahil edilmesinden yanayım.Daha önce forumda bu tartışmaları yapmıştık.

Yani baştan devletin milliyetçilik anlayışı masaya yatırılabilinirdi.Bu bence çok gerekli yani demokrasimiz Avrupa standartlarına çıkacaksa Vale ülke olucaksak ekonomi kadar diğer haklarda insanlara sağlanmalı.

Bu ülkenin Anayasasında yazan 1982 den bu yana Eğitim konusunda Çevrecilik konusunda hiç bir şey olmadımı ki o maddelerin revizyonu gündeme gelmiyor.

Devletin din anlayışı Laiklik kısmı da masaya yatırılabilirdi.Özelleştirmeler karşısında dikelen mahkemelerin kararları Devletçilik Anlayışımız mesela tabii hukukçu olmayınca böyle yazabiliyorum ancak.Ben bunları beklerdim.

Sn.Mozart siz Sn Skullg'a sormuşsunuz ama bende konuya dahil olmak isterim

1)sorunuz için Evet Bir ülke Evrensel değerlere yaklaşmalı onun bir kurucu iktidarı olabilir veya kendine haiz şartları bunlar gelişimin önünde engel teşkil etmemeli yalnızca istenilen şey bu Akp nin yaptığı değil ama mesela ben TDH hareketinden çok umutluyum Sarıgül ve ekibi Liberal sol bir anlayış geliştirebilirler.Bu da bu ülkede çok şeyi değiştirebilir.

2)İngilterede Anayasa yok ama en gelişkin demokrasilerden en ahlaki sistemlerden biri daha doğrusu adaletli ve kendileri devamlıca yeniliyorlar.Mesela Tony Blairi yargılayan Irak Savaşı için yine İngiliz Mahkemeleri oldu.Sorunun devamı için bugun Akp yi devrimcilikte karşına geçip durdaracak bir parti olmadığından bu kadar çok sesi çıkıyor bence.Eğer gerçekten bir merkez sağ çıkarsa veya iyi bir sol parti statükoyu dışlarlarsa Akp çok büyük oy kaybedebilir.Ama bende Akp nin yaptığını paketde kendilerine siyasi çıkar sağlamalrı konusunda bunu pek uygun bulmuyorum.

Saygılarımla...




Mart 31, 2010, 01:37:03 ös
Yanıtla #5
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 308
  • Cinsiyet: Bay

Yapılmak istenen ne anayasa değişikliği,anayasa ne kısaca toplumun hemfikir olduğu toplumun iradesini yansıtan anasözleşme metni peki bu toplumun iradesini yansıtma meselesi 1982 anayasasında mevcut mu HAYIR peki şu an ki değişiklik yapılması istenen konularda toplumsal uzlaşma mevcut mu HAYIR.

Ne yazık ki uzlaşma kültürünü benimseyememiş bir toplumuz hala.O anki iktidar,güç,idare kimdeyse kendisine göre düşünüp yorumluyor.AKP oldukça dayatmacı bir zihniyetle bir oldu bittiye getirerek kendince işi kotarmaya çalışıyor.Kendilerinden başka herkesi deyim yerindeyse ahmak yerine koyuyorlar.Adına paket dedikleri maddelere bakınca göze ve kulağa hoş gelen bazı havuç maddeler dışında oldukça tartışmalı ve ileri ki yıllarda tehlikeli olabilecek değişikliklerde söz konusu hep söylenen ve tekrar edilmekten usanılmayan erkler ayrılığı ve yargı bağımsızlığı,sinsice paketin içinde olan  bazı maddelerle şu an ki mevcut durumdan daha da gerisine doğru bir gidiş şeklinde pakette yer verilmiş.

Hep ağızlarından düşürmedikleri, gelişmiş ülkelerde de uygulama bu şekilde gibi laflarda çok havada kalmakta ülkemizde ki demokrasi kültür ve etiğinin hangi seviyelerde olduğunu bilmeyenimiz yok.Gelişmiş demokrasilerde yüksek yargı atamalarında ve seçimlerinde hangi kriterlere uyulduğu meslekteki başarı ve liyakat unsurlarının nasıl dikkate alındığı ve en azından yerleşmiş teamüllere nasıl uyulduğunu görmek gerekiyor.

Birde şu mevzu var;normalde olması gereken anayasaların kısa,anlaşılır yani çerçeve anayasa şeklinde olması gerekirken biz de maşallah anayasalar her şeyi düzenlemeye her şeye çeki düzen verme eğilimi ile hazırlanmaktadır.Pakette de öyle metinler var ki kanunla düzenlenmesi gereken hususlar anayasanın içerisine sokulmaya çalışılmakta destansı bir havayla kaleme alındığı aşikar olan bu metinlerin anayasının içerisinde ne işi var ise, ben anlamış değilim.

Bazıları ise bu değişiklik istemlerine yargı reformu demektedirler.Hukukçu olan arkadaşlar çok daha iyi bilirler ülkemizde ki yargı sisteminin işleyişini nasıl adalet dağıtıldığını,mahkeme kalemlerinin ne durumda olduğunu,hakim ve savcılarımızın binlerce dosya altında ezildiklerini,kaybolduklarını en basit bir dava dosyasının bile karara çıkmasının bile aylarca çoğu zaman yıllarca zaman aldığını yüksek mahkemenin fazla olan iş yükü nedeniyle tıkanma noktasında olduğunu hatta tıkandığını yıllarca beklenen ama hep ertelenen önce yasası çıkan fakat kendisi bir türlü kurulamayan   istinaf mahkemelerinin durumu ortda iken nasıl olurda kısa ve öz olarak değindiğim bunca soruna hiç bir çözüm ve çare getirmeyen bir pakete yargı reformu denilmesinide kabullenemiyorum açıkçası.

Tabi birde işin halk oyuna sunulması kısmı,Venedik kriterleri gibi tartışılması gereken konular var zaman yokluğundan dolayı değinemedim umarım daha sonra değinirim.......


IŞIK ve SEVGİ İLE KALIN.......
Işık, sadece ışık ama daha fazla ışık.......


Mart 31, 2010, 03:24:49 ös
Yanıtla #6
  • Ziyaretçi

Sn.Oasis teşekkür ederim konuya ilginizden sizin ilk iki parargaftan başlarsak burdan bir açılım yapalım yeni Anayasa kimleri temsil etmeli. Çoğunluğu tabii ki ama kimlere daha yakın olucak,Kemalistlere mi,Sosyalistlere mi,Liberallere mi,BDP ' ye mi,Milliyetçilere mi,Sunnilere mi, işte bunların hepsine hayır diyebilmeliyiz.

Yeni Anayasa İnsanlığın Evrensel Kabullerine uygun olmalı ancak O zaman çağdaş ve güvenilir olabilir.Yani Anayasayı AKP yapıyor diye hemen kavga etmenin veya hemen desteklemenin bir anlamı yok.

Standart belli bence herşey Avrupaya dönük olmalı bizim tarihimiz,sosyolojimiz ordan etkileniyor hem dünyayı eviren çeviren onlar demekki doğru yoldalar.Burdan bir model ülke seçilmeli üç aşağı beş yukarı onlara uyalım.Böylece birinci kavgayı aşmış oluruz Anayasayı kim yapmalı?Çoğunluğumuz bunu istemeli yoksa yanlış yapmış oluruz.
Saygılarımla..
« Son Düzenleme: Mart 31, 2010, 03:26:53 ös Gönderen: amurdad »


Mart 31, 2010, 06:52:33 ös
Yanıtla #7
  • Skoç Riti Masonu
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 3734
  • Cinsiyet: Bay

Sn. OYY'a katılırım. Özellikle "âmâ yasa" tanımına tamamen katılıyorum. 82 menşeinden bahsediyor. Tüm yasalar yapıldıkları zamanın ruhunu da barındırırlar. Biz bu 82 ruhunun ürünü olan anayasa ile istediğimiz kadar değişiklik yapalım hiç bir yere varamayız.

Geçtiğimiz yıllarda çok geniş katılımlı anayasa toplantıları düzenlendi. Pek çok kesimin değişik önerileri oldu. Bunlar bir biçimde dikkate alınmadan geniş anlamda bir kabul ortaya çıkmadan yapılacak her türlü değişiklik sıkıntıya yol açacaktır. Kuzu'nun konusmasina katılmadım. Çünkü diyeceklerini üç aşağı beş yukarı biliyordum. Yüksek Yargı ile ilgili olarak bak burda soyle surda boyle ile başlayan cümlelerini ezbere soyleyebilirim. onun da otesine geçemez zaten. Siyasi çıkar sağlamak maksadı zaten çok acık.

Sezer döneminde CB'nının atam yetkilerinin çoklugundan dem vurup ozellikle rektor atamalarında antidemokratik uygulamalar yapıldığını iddia eden AKP, ne hikmettir ki Gül döneminde ağzını bile açmıyor. Sezer'in CBlığı döneminde rektor atamalarında %80 oranında birinci sıradaki aday rektor olarak atanmışken Gül döneminde birinci sırada seçilip de rektor olarak atanan yüzdesi %37. Yani kimin demokrasiyi bir araç olarak kullandığı bu basit ornekten bile kolayca çıkartılabilir.

Bunlar yapıyorsa kotudur gibi total bir karsı dorus sergilememek de lazım. Değişiklik paketinde yer alan bazı düzenlemeler bence güzel. Ama yüksek yargı ile ilgili değişiklikler, hsyknın yapısıyla ilgili değişiklikler aslında hedefin ne olduğunu gösteriyor. Hele bir de bu pakettir ya boyle kabul edersiniz ya da etmezsiniz tarzı bir yaklaşım bana 82nin yapılış sürecindeki taslak aleyhine konuşma yasağını ve kabul etmezseniz biz buradan gitmeyiz korkutmasını hatırlatıyor.

paketin 330 oy alıp almayacağı tartışmaları sürerken ister alsın ister almasın beni en fazla sıkıntıya sokan bana en fazla dert veren şey bu tavırdır. bugün yılmaz özdil'in hürriyetteki köşesinde yazdıkları aslında bu durumu çok guzel göz önüne seriyor.

evet demokratikleşmeliyiz. evet anayasayı yenilemeliyiz. ama bu yol demokratikleşme sonucunu dogurmayacaktır. bu biçimde anayasada aslında hiçbir değişiklik yapılmamış olacak hatta 82 ruhu daha bariz bir şekilde tescil edilecektir.



Mart 31, 2010, 06:58:12 ös
Yanıtla #8
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 324
  • Cinsiyet: Bay

sayın skullG yorum ve açıklamalarınız için bilhassa teşekkür ederim görüşleriniz çok değerli benim için.


Nisan 13, 2010, 07:08:04 ös
Yanıtla #9
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 324
  • Cinsiyet: Bay

 Başka ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de, hukukçuların kişisel arzularını hukuk kuralı olarak sunmak gibi bir zaafları vardır. Oysa hukuk kurallarının koyucusu, hukukçular değil, yetkili siyasal organlardır. Anayasa kuralı koymaya aslî kurucu iktidar, anayasa kurallarını değiştirmeye tali kurucu iktidar, kanun koymaya yasama organı yetkilidir. Anayasa kuralları anayasada, kanun kuralları ise kanunlarda yer alan hükümlerden ibarettir. Anayasa kurallarını değiştirmek isteyenler, tali kurucu iktidara, yani Türkiye Büyük Millet Meclisinin nitelikli çoğunluğuna; kanunları değiştirmek isteyenler ise, yasa koyma iktidarına, yani Meclisin salt çoğunluğuna sahip olmalıdırlar.

Parlâmentoda bu çoğunlukları sağlayamayan siyasal eğilimlere mensup hukukçular, kendi kişisel görüşlerini geçerli hukuk kuralıymış gibi kabul ettirmek için, “anayasaüstülük”, “hukukun genel ilkeleri”, “anayasa içi hiyerarşi”, “uluslararası hukukun üstünlüğü”, “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin Türk kanunlarına üstünlüğü”, “anayasal teamül”, “anayasanın ruhu” gibi birtakım sihirli kavram ve ilkelere başvurmaktadırlar. Bu kavram ve ilkeler, seçimlerden yenik çıkan siyasal eğilime mensup hukukçuların, seçimlerden galip çıkan ve meşru olarak hukuk kuralı koyma yetkisine sahip olan siyasal çoğunluğu etkisiz kılmak için kullandıkları araçlardır. Türk anayasa hukuku alanında bu kavram ve ilkelerin kabul edilmesi, millî iradeyi felce uğratmanın mükemmel bir yolu olacaktır.

Demokratik bir hukuk düzeninde yapılması gereken şey, anayasa ve kanun kurallarının geçerliliği konusunda, yukarıdaki kavram ve ilkeler kullanılarak belirsizlik yaratmak değil; isteniyorsa, anayasa ve kanun kurallarını öngörülen usûle uyarak önce değiştirmek, sonra da uygulamaktır. Ancak bu, her şeyden önce, bir istenç, bir irade sorunudur. Demokratik bir hukuk sisteminde ise, bu istenci, bu iradeyi açıklamaya hukukçular değil, seçmenler ve onun temsilcisi olan parlâmento yetkilidir.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
2 Yanıt
3306 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 14, 2008, 10:27:35 öö
Gönderen: nietzsche
36 Yanıt
23376 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 11, 2011, 07:00:39 ös
Gönderen: BULGARIA
21 Yanıt
14497 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 20, 2013, 11:10:19 öö
Gönderen: Samuray
21 Yanıt
14220 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 22, 2012, 11:50:07 ös
Gönderen: NOSAM33
0 Yanıt
2838 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 07, 2010, 09:21:27 öö
Gönderen: ADAM
10 Yanıt
5619 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 02, 2011, 01:01:48 ös
Gönderen: Prometheus
0 Yanıt
2616 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 20, 2013, 03:45:23 ös
Gönderen: Melina
14 Yanıt
6341 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 11, 2013, 07:23:55 ös
Gönderen: karahan
7 Yanıt
5321 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 25, 2014, 07:05:30 ös
Gönderen: ADAM
4 Yanıt
3137 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 25, 2015, 06:55:42 ös
Gönderen: Risus